ANTİBİYOTİKTE BÜYÜK TASARRUF
Yeni Şafak’ ta “Antibiyotikte büyük tasarruf” başlıklı haberle ilgili olarak görüşlerim şöyle:
BİR: Antibiyotikler, 2011′ de reçetelerin %35’inde yer alırken bu oranın 2019′ da yüzde 24′ e düşmesi doktorların daha az antibiyotik yazdıklarını göstermektedir.
Bu azalmanın ne kadarının “doktorların bilinçlenmesinden” ne kadarının da “hastalardan gelen talebin azalmasından” kaynaklandığının da araştırılması çok faydalı olacaktır.
Evet, antibiyotik yazılmasında “hastalardan gelen talep” de ne yazık ki bir endikasyondur. Aksi takdirde kavga çıkar maazallah!
İKİ: Haberde geçen “bilinçsiz antibiyotik kullanımı” ifadesi moda tabiriyle “sorunludur“. Bana göre “bilinçsiz antibiyotik yazılması” demek daha doğru olacaktır. Azalan evet antibiyotik kullanımıdır ama bu, antibiyotikler daha az yazıldığı içindir.
Yazılan antibiyotiklerin doğru kullanılıp kullanılmadığı da çok önemli bir meseledir ve ayrıca araştırılması gerekir.
Antibiyotik kullanımının bilinçli mi bilinçsiz mi olduğu reçete yazıldıktan sonra başlar. Antibiyotiklere karşı direnç gelişiminde bilinçsiz antibiyotik yazılması kadar bilinçsiz antibiyotik kullanımının da tesiri vardır.
ÜÇ: Akılcı antibiyotik kullanımının yaygınlaştırılması ifadesi yerine hiç değilse “akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılması” demek gerekir. Gereksiz ilaç yazılması sadece antibiyotikler için değil tüm ilaçlar için geçerlidir.
Hiç değilse diyorum zira “akılcı olmayan kullanımı” benim küçük aklım almıyor.
DÖRT: Akılsız antibiyotik kullanımının Sağlık Bakanlığı tarafından önemsenmesi ise akademi dünyası için çok büyük bir ayıptır. İnsan tabii olarak bu yanlışı önce akademisyenlerin görmesini bekliyor. Çok yazık!
Çok yazık çünkü Sağlık Bakanlığı’ nın bu olaya müdahil olmasının sebebi gene bana göre tamamen “ekonomik” sebeplerledir yani antibiyotiklere harcanan paranın her geçen gün katlanarak artmasıdır.
İlaç israfının sebepleri
Sadece bizde değil tüm dünyada “korkunç boyutlarda” bir ilaç israfı var. Dinleyen yok ama ben gene de ilaç israfının sebeplerini ve önlenmesi için yapılması gerekenleri tekrarlayarak vazifemi yapayım.
BİR: Tıp eğitimi yetersizdir. Birçok pratisyen ve uzman doktor gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan diploma alıyor ve bu açığını ilaç yazarak giderdiğini sanıyor.
İKİ: Tıp fakültelerindeki eğitim koruyucu hekimliğe değil tedavi edici hekimliğe önem veriyor. İmtihanlarda koruyucu hekimlikle ilgili sorular yok denecek kadar azdır; düzen “ilaç yazmak” üzerine kuruludur.
ÜÇ: Tıp eğitimi ve öğretim üyeleri, ilaç endüstrisinin hegemonyası altındadır; onlara karşı çıkmak her babayiğidin harcı değildir.
DÖRT: Defansif tıptan kaynaklanan ilaç israfı da çok büyük boyutlardadır. Bazen bilgi ve tecrübe eksikliğinden bazen zaman azlığından hastasına yeteri kadar zamana ayırması mümkün olmayan hekim “Başıma bir iş gelmesin” diyerek çareyi bol ilaç yazmakta buluyor.
BEŞ: Hastalardan gelen ilaç yazdırma baskısı da gözden kaçırılmamalıdır. Birçok hasta elinde ilaç listesi ile hekime giderek “Bana bunları yaz” diyebiliyor ve isteği yerine gelmediğinde de “Sen kim oluyorsun da bunları yazmıyorsun” diyerek olay çıkarabiliyor.
ALTI: İlaç endüstrisinin pazarlama faaliyetleri de ilaç israfının mühim sebeplerindendir. Hedef, her hasta hatta her sağlıklı insan için ömür boyu kullanması gereken ilaçlar olduğunu hekimlerin beynine kazımaktır.
YEDİ: Hastaların değil laboratuar bulgularının tedavi edilmeye çalışılması da ilaç israfına yol açıyor. Bu sayede kesinlikle gerekli olmadığı hâlde milyonlarca insan kolesterol, reflü, astım, osteoporoz ilaçları içiyor.
SEKİZ: Son senelerde iki veya daha fazla kimyasal maddenin bir arada bulunduğu ilaçlar (polypil) da ilaç israfının gözden kaçan sebeplerindendir.
DOKUZ: İlaç ambalajlarında çok fazla ilaç bulunması da ilaç israfında önemlidir. Yutulan ilk hap ciddi bir yan etki yarattığında kutunun tamamı ziyan oluyor.
ON: Çeşitli hastalıklar için verilen sağlık kurulu raporlarının da ilaç israfında çok önemli bir yeri vardır. Aslında bir iki reçete ile düzelmesi mümkün olan pek çok hastalık için “ömür boyu ilaç kullanma dayatması” yapılıyor ve bu hastalar asla doğru dürüst takip edilmiyor.
İlaç israfının ortadan kaldırılabilmesi için yapılması gerekenler
BİR: Tıp eğitimi koruyucu hekimliğe ağırlık verecek ve “gerçek aile hekimi” yetiştirecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
İKİ: Tıp eğitimi ve tıp uygulamaları, ilaç endüstrisinin hegemonyasından kurtarılmalıdır.
ÜÇ: İlaç şirketlerine dediğini yaptıracak, ekonomik ve politik bakımdan güçlü hükumetler olmalıdır.
DÖRT: Doktorların geçim ve gelecek endişesi olmamalıdır.
BEŞ: Halk gibi doktorlar da ilaç israfına karşı eğitilmeli ve buna karşı çıkmayı bilmelidir.
ALTI: Doktorlar endüstri tarafından “kullanıldıklarını” asla unutmamalıdır.
YEDİ: Daha az doktora giden daha az tahlil ve tetkik yapılan daha az ilaç kullanan vatandaşlar gibi hastalarından daha az tahlil ve tetkik isteyen, daha az ilaç yazan doktorlar da ödüllendirilmelidir.
***
Yeni Şafak’ ta Yasemin Asan‘ ın haberi:
2011’de reçetelerin %35’inde antibiyotik yer alırken bu oran 2019’da %24’e düştü. 2011’de 218 milyon kutu antibiyotik satılmıştı. Artış aynı hızda devam etse sayı 2019’da 272 milyon olacaktı. Ancak geçen sene 168 milyon kutu tüketildi. 100 liralık ilaçta antibiyotiğe ayrılan para da 11 liradan 4,5 liraya düştü.
Bilinçsiz antibiyotik kullanımı ve sonrasında gelişen antibiyotiğe karşı direnç Türkiye’nin en önemli sağlık sorunları arasında bulunuyor. Akılcı antibiyotik kullanımının yaygınlaştırılması kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan çalışmalar neticesinde 2011 yılında bin kişi başına yaklaşık 42,28 birim olan antibiyotik tüketimi, 2019 yılında yaklaşık 31,86 birime geriledi.
DOKTORLAR TERCİH ETMİYOR
Ayrıca 2011 yılında reçetelerin yaklaşık yüzde 35’inde antibiyotik yer alırken, 2019’de yüzde 24’ünde antibiyotik yazıldığı tespit edildi. Yani hekimlerin antibiyotik reçeteleme tercihinde yüzde 32’lik azalma görüldü.
105 MİLYON KUTU TASARRUF
2011 yılında antibiyotik satışı 218 milyon kutu olarak gerçekleşmişti. Şayet, antibiyotik tüketimi aynı oranda devam etseydi geçen sene 272 milyon kutu antibiyotik tüketilmiş olacaktı. Oysa çalışmalar neticesinde geçen yıl ki antibiyotik tüketimi kutu bazında 168 milyon olarak belirlendi. Dolayısıyla 2019 yılında 105 milyon kutu daha az antibiyotik tüketildi.
100 LİRANIN 4,5 TL’Sİ
2011 yılında ilaç için harcanan her 100 TL’nin yaklaşık 11 TL’si antibiyotikler için harcanırken, 2019 yılında her 100 TL’nin yaklaşık 4,5 TL’sinin antibiyotikler için harcandığı tespit edildi.
Kaynak: https://www.yenisafak.com/gundem/antibiyotikte-buyuk-tasarruf-3568775