ŞU ANDA DÜNYAYI KASIP KAVURAN ÖLÜMCÜL BİR “PANDEMİ” VAR VE BU KOVİD DEĞİL, AÇLIK

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

İndependent Türkçe‘ de Bel Trew’ in yazısı:

Dünyanın dört bir yanındaki gazete manşetlerinin Kovid-19’a odaklanmaya devam etmesi anlaşılabilir bir durum, hele ki Delta varyantı Birleşik Krallık (BK) da dahil birçok ülkeyi kırıp geçirirken.

Fakat fark edilmeyen, çok daha ölümcül bir “virüs” kök salıyor.

Oxfam’ın 9 Temmuz’da yayımladığı yeni rapora göre açlık dakikada 11 kişiyi öldürüyor: Bu, Kovid-19’un ölüm oranının neredeyse iki katı. Oxfam, bu oranlardaki artışın duracağa benzemediğini öngörüyor.

Pandeminin başlangıcından bu yana, kıtlık benzeri koşullarda yaşayan kişi sayısı sarsıcı bir şekilde 6 kat artarak 520 binin üzerine çıktı.

Dünya genelinde 155 milyon kişi şu anda gıda güvencesizliği bakımından kriz seviyesinde ya da daha kötü durumda yaşıyor. Bu, geçen yıla göre 20 milyon daha fazla.

Elbette, ülkeleri kapatıp ekonomileri perişan eden koronavirüsün ortaya çıkışı krizin ardındaki büyük bir etken. Fakat aynı zamanda iklim ve daha acilen de birincil neden olan çatışmalar açlığı kötüleştiriyor. Bu çatışmalar aç kalan her üç kişinin ikisinden sorumlu.

Yardım etmek ve bir an önce etki göstermek için tam şu anda devreye girebiliriz.

Pandeminin insani sıkıntıları arttırması üzerine tüm dünyanın acil ateşkes çağrılarına rağmen şiddet, Kovid-19’un gezegeni etkisi altına aldığı 2020 baharından bu yana da pek dinmedi.

Oxfam’a göre aslında, sanılanın aksine, küresel askeri harcamalar geçen yıl yaklaşık yüzde 3 arttı.

Net bir şekilde ifade etmek gerekirse, yüzde 2,7’lik bu artış 51 milyar dolara (yaklaşık 440 milyar TL) tekabül ediyor. Bu meblağ, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2021’de insani gıda güvencesi yardımı için gereken 7,9 milyar doların (yaklaşık 70 milyar TL) tam 6 buçuk katı.

Aslına bakılırsa Oxfam, küresel askeri harcamalarımızdan sadece bir buçuk günlüğüne tasarruf etmenin 8 milyar dolara (yaklaşık 70 milyar TL) eşdeğer olacağını söylüyor: Bu, tüm acil durum gıda güvencesi programını finanse etmeye yetiyor, yani insanların gerçekten beslenebileceği anlamına geliyor.

Bunun yerine, bu para sadece boşa harcanmakla kalmıyor, aynı zamanda daha fazla kişiyi açlığa sürükleyen savaşları körüklüyor.

Mesela Oxfam’a göre, Mali’nin 2012’de şiddetin tırmanmasından bu yana silah alımlarını yüzde 669 artırması ve geçen yıl Mali’nin de bulunduğu Batı Afrika Sahel bölgesinde açlığın yüzde 70 kadar fırlaması tesadüf değil.

Dünyada açlığın en kötü olduğu bölgelerin (Afganistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Suriye ve Yemen de dahil) çatışmalar sonucu paramparça halde olması da tesadüfi değil.

Bu arada, Etiyopya’daki savaşın tarumar ettiği Tigray bölgesinde çatışmalar devam ederken, 350 binden fazla kişi kıtlık benzeri koşullarda yaşıyor. Bu, 2011’de çeyrek milyon Somalilinin açlık sebebiyle yaşamını yitirdiği Somali’den sonra felaket seviyesindeki açlıkta kaydedilen en büyük rakam.

Hakkında bilgi verdiğim bölge olan Suriye ve Yemen’de yıllardır konuştuğum aileler, ciddi ciddi çocuklarını ot ya da yaprakla beslemekten söz ediyor.

Yetersiz beslenme yüzünden mahvolmuş, genç olmasına rağmen yeni yürümeye başlayan bebekler gibi görünen çocuklarla tanıştım. Ailelerin peşini bırakmayan tek sorun ölüm değil. Genç nesiller yetişkinliğe kadar hayatta kalsa bile kalıcı sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalacak.

Yaşadığım ülke Lübnan’da ekonomik çöküş nedeniyle bir açlık krizi baş gösteriyor: Artık yiyecek bulmaya çalışan kişilerin çöpleri karıştırdığını görmek alışılmadık bir durum değil. Durumu daha iyi olan bazı yurttaşlar da artık çöp karıştırmak zorunda kalanlar için gıda torbaları bırakıyor.

Vahim haldeki açlık sorunlarının ciddiyetine rağmen neredeyse hiçbir şey değişmiyor. Aslına bakılırsa, açlığı sona erdirmek ihtimaller dahilinde; dünyanın atabileceği kolay adımlar var ama durum her yıl sürekli daha da kötüleşiyor.

Çatışmayı sona erdirmek ya da en azından kontrolsüz silah satışlarıyla bunları körüklemeyerek yardımın en çok ihtiyaç duyanlara ulaşmasını sağlamak hemen fark yaratacaktır. Yurttaşlar olarak, eksiklikleri giderecek hayır kurumlarına para bağışlamak yerine hükümetlerimizi değişim için zorlayabiliriz. Mesela BK hükümeti, bir zamanlar ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci silah tüccarıydı.

Açlığı daha da kötüleştiren aşırı hava olaylarına sebep olan iklim kriziyle de doğrudan mücadele etmek gerekiyor. Yurttaşlar olarak hükümetlerimizin umursaması için baskı oluşturabileceğimiz bir mesele daha.

Açlığı kalıcı olarak sonlandırmaksa biraz daha karmaşık. Oxfam özellikle de pandemi yaralarını saran ülkeler için daha adil ve daha sürdürülebilir bir küresel ekonominin ciddi şekilde yeniden düşünülmesi gerektiğini belirtiyor. Bu, zengin ve fakir halklar arasındaki uçurumu genişleten temel eşitsizliklerin ortadan kaldırılması anlamına geliyor.

İç açıcı değil, uzun da bir yolculuk olacak ama açlığı bitirmek mümkün. Yirmi birinci yüzyılda kimse açlıktan ölmemeli.

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/389521/yazarlar/%C5%9Fu-anda-d%C3%BCnyay%C4%B1-kas%C4%B1p-kavuran-%C3%B6l%C3%BCmc%C3%BCl-bir-pandemi-var-ve-bu-kovid-de%C4%9Fil-a%C3%A7l%C4%B1k

***

EK 1 (29.11.2021): “Pandemiler sihirli bir kurşunla değil, temel tedbirlerin bir kombinasyonuyla sona erdirilir: lider düzeyinde taahhüt, finans, küresel kamu mallarına adil erişim, yeni yasal araçlar ve daha güçlü bir DSÖ“. Kaynak: https://www.bmj.com/content/375/bmj.n2914

***

EK 2 (29.11.2021): Aşılar, ilaçlar ve teşhis araçları Kovid pandemisini kontrol etmenin anahtarıdır, ancak birçok ülke yetersiz erişime sahiptir. YENİ Analiz, temel halk sağlığı araçlarının gelecekteki pandemilerde adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için bir çerçeve sunmaktadır. Kaynak: https://www.bmj.com/content/375/bmj-2021-067488

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: