USA’ da ilaç tüketimi her geçen gün çığ gibi artıyor, erişkinlerin yüzde 60’ ı reçeteli bir ilaç kullanıyor. İlaç tüketiminin artması o ülkenin sağlığının yerinde olmadığının, koruyucu tıbba gereken önemin verilmediğinin bir işaretidir. Bizdeki gidişat da USA’ dan farklı değil, aklımızı başımıza alalım, Amerika’ lılara dönmeyelim.

Günlük pratikte yaygın olarak kullanılan azitromisin ve klaritromisin sınıfı antibiyotiklerin gebeliğin ilk üç ayında alınmasının çocukta önemli doğum kusurları oranını etkilemediği bildirildi. Sadece bu araştırmaya dayanarak bu antibiyotikleri güvenli ilan etmek doğru olmaz. Gebelere antibiyotik yazarken bir değil 10 defa düşünülmelidir.

İlaç endüstrisinin en önemli ‘pazarlama numaraları’ ndan biri de ‘hastalık reklâmı’. Çünkü ilaç reklâmı yapmak hem bizde hem de dünyanın birçok ülkesinde kanunen yasak. Ancak bu yasakları delmenin, kırmanın pek tabii sayısız yöntemi var. ‘Hastalık reklâmı’ üzerinden ilaç reklâmı yapmak ise bunlar içinde belki de en etkili olanı ve en çok kullanılanı.

Sülük tedavisi, modern tıp tarafından “bilim dışı ve sorunlu” kabul ediliyor. Oysa binlerce senelik geçmişi olan bu yöntem doğru endikasyonda doğru şekilde kullanıldığında gerçekten de modern tıp yöntemlerine bir “alternatif” olabilir. Sülük tedavisinin bazı riskleri de vardır ama modern tıbbın ilaçlarından hangisi yan etkilerden münezzeh ki?

İlaç firmalarının doktorlara promosyon adı altında ıvır-zıvır ve bunların dışında akla hayále gelmeyecek hediyeler vermesi ve doktorların yurtiçi ve yurtdışı kongre ve çeşitli toplantılara sponsorluk adı altında- ‘bedava’ götürülmeleri ne yeni ve ne de sadece Türkiye’ye özel bir şey. Bu kelimenin tam anlamıyla ‘küresel bir sorun’,