Yumurtayı kötülemek için “delil” gösterilen araştırmalar çok zayıf. Kendi dandik araştırmaları bile kesin bir neticeye varamamışken ve kendileri hipotezlerinin diyet hakkında daha detaylı bilgilerle ve göbek çevresi, egzersiz gibi diğer risk faktörlerinin de dikkate alınmasıyla araştırılması gerektiğini bildirirken yumurtayı yasaklamak ancak “çürük yumurtaların” fikri olabilir.

“Kolesterol teorisinin” akıl ve mantığa, bilimin ve tıbbın temel prensiplerine aykırı olması bir tarafa, bu iddialara destek diye gösterilen yayınların da iler tutar tarafı yoktur. Bunları yapanlar da bilim adamı değil, hizmetleri karşılığı ilaç şirketlerinden nemalanan paralı askerlerdir. Bunların yayınları bin dikkatle okunmalıdır.

Yumurta ve diğer kolesterolden zengin gıdaların tüketimini azaltarak kolesterol alımını sınırlama tavsiyesi 556 kişi üzerinde yapılan dandik bir metaanalize dayanıyor. Oysa 600 bin kişinin katıldığı metaanaliz yumurta tüketimi kardiyo-vasküler hastalık, iskemik kalp hastalığı, inme ve ölüm riskini artırmıyor” diyor.

Kolesterolün sağlığa zararlı bir besin olmadığının giderek yaygın kabul görmeye başlamasının, tüm dünyayı “kolesterol masallarıyla” uyutan gıda ve ilaç endüstrisinin ve destekçilerinin hayli canını sıktığına hiç şüphe yok. İlk tepki “Yumurta fast fooddan kötüdür” sloganına sığınan Dr. Murat Kınıkoğlu’ ndan geldi.

Orta boy bir elmanın kabuğunda 4.4 gram “lif” vardır. Elmanın etli kısmındaki lif miktarı ise sadece 2.1 gramdır. Antioksidan bir madde olan “kuersetin” de en fazla elmanın kabuğunda bulunur. Kabuktaki “triterpenoit” adı verilen madde kansere karşı koruyucudur. Kabuktaki “ursolik asit” de kas ve kahverengi yağ dokusunu artırırarak fazla kilo alınmasına engel olur.