Güneydoğu Anadolu mutfağından kaynağını alan milli fastfood diyabeti hızlandırıyor’ muş. Hamburgere, pizzaya, cipslere, nagıtlara, donutlara, şekerlemelere, trans yağlara, mısır şurubuna, katkı maddelerine, suni tatlandırıcılara, hormon bozucu kimyasallara, GDO’ ya, meşrubata, işlenmiş gıdalara, tek bir söz yok! Ve bu zihniyet diyabeti önleyecek ha? Hadi oradan!

Tip 2 diyabet ve metabolik sendrom ile depresyon ve anksiyete, modern zamanların en çok görülen hastalıklarıdır ve istatistiklere göre her ikisi de giderek artma eğilimindedir. İlk bakışta tamamen farklı organları alâkadar ettiği düşünülebilecek bu hastalıklar arasında bir münasebet olması, birinin diğerinin görülme ihtimalini artırması pekâlâ mümkün olabilir.

Journal of Science and Medicine in Sport’ da yayımlanan araştırmada, ayakta durmanın günlük fiziksel aktivite miktarından veya oturma süresinden, zindelik seviyesinden veya fazla kilodan bağımsız olarak daha iyi insülin duyarlılığı ile ilişkili olduğu belirlendi. Ayakta durma, tüm vücut insülin duyarlılığı (M-değeri), HOMA-IR ve açlık insulin seviyesi ile ilişkili bulundu.

Bir sene süreyle sardalyeden zengin diyetle beslenmenin diyabet gelişme riskini anlamlı derecede azalttığı gösterildi. Hastalıklardan korunmada adam gibi gıdalarla dedem-atam usulü beslenmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anlıyoruz. Ancak bu salyadan göz gözü görmeyen denizlerde balık kalacak mı, kalsa da bunlar yenebilir mi, işte orası karanlık.

Yeni bir araştırmada SARS-CoV-2’ nin pankreasta insülin yapımından mesul olan beta hücrelerini de enfekte ettiği ve bunların ölümüne sebep olduğu gösterildi. Menhus virüs sadece akciğerler ve damar endotelinde tahribata yol açmakla kalmıyor, pankreastaki beta hücrelerini de darmaduman ediyor. Sen neymişsin be SARS-CoV-2!