İkinci bir görüş için büyük bir hastaneye sevk edilen hastalardan sadece %12’ sinin teşhisinin doğrulandığı, % 21’ inin teşhislerinin tamamen değiştiği ortaya çıktı. 10 bin çeşit hastalık ve sadece 300 semptom, binlerce ilaç olduğu dikkate alındığında teşhislerin de tedavilerin de değişmesine şaşmamak lâzım. Peki, bu araştırma nerede kim tarafından neden yapıldı?

Düzenli sosyal güvenlik sigortası kesintisi yapılan ama tıp hizmetlerinden yararlanmayanlara daha az SGK primi, daha yüksek emeklilik tazminatı gibi kolaylıklar getirilebilir. Bu uygulamayla sistemin gereksiz meşgul edilmesi önlenecek, vatandaşlar gelişigüzel hastaneye gitmemeye teşvik edilecek, sağlık harcamalarında ciddi tasarruf sağlanacak ve hizmet kalitesi artacaktır.

Dikkat: Yazının sonunda ek var! *** Doktorlara daha iyi sağlık hizmeti sunmaları için prim ödemek teoride mantıklıdır ama pratikte işe yaramıyor. Ekonomistler bu tür mali teşviklerin doktorları performanslarını iyileştirmeye ve gelirlerini artırmaya motive ettiğini savunuyor. Teoride bunun hasta sonuçlarını iyileştirmesi gerekir. Ancak uygulamada, performans için ödeme basitçe işe yaramıyor. Daha da kötüsü, çalışmalar doktorlara eğitimini […]

Hürriyet’ te endüstrinin ekmeğine yağ süren onca haberden sonra halkı uyaran bir sağlık haberi görmekten mutluyum. “Gereksiz teşhis” ve “gereksiz tedavi”; çekap, tarama, rutin kontrol uygulamalarının bir sonucudur. “Erken teşhis hayat kurtarır” gibi kulağa hoş gelen bir sloganla piyasaya sürülen bu uygulamalar tıp endüstrinin pazarlama enstrümanından başka bir şey değildir.

USA’ da en çok ölüme yol açan 15 hastalık içinde tıbbı hatalara bağlı ölümlerin adı bile geçmiyor. Buna hiç de şaşırmamak lazım çünkü tıp âleminin hatalarını ölüm sebebi olarak bildirmek gibi bir alışkanlığı yoktur. Siz hiç “Hastam verdiğim ilaçtan veya yaptığım ameliyat hatasından öldü” diyen doktor gördünüz mü?