MODERN TIBBIN SON NUMARASI: AŞIRI TEŞHİS

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
OVERDİAGNOSİS

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Milyonlarca insana her gün modern tıbbın sağladığı imkânlarla teşhis konuyor, dertlerine çareler bulunuyor.

Milyonlarca insan bu sayede sağlıklı ve uzun bir hayat sürüyor ama modern tıp kusursuz ve sütten çıkmış ak kaşık da değil.

Modern tıbbın pek çok hatası, eksiği, suçu ve hatta günahları da var.

Modern tıp, her geçen gün hızla ancak parası olanın faydalanabileceği dünyanın en çok kâr getiren sektörlerinden biri hâline dönüşüyor.

Modern tıp ilaç endüstrisinin esiri olmuş durumda: Tedavi seçimi, süreleri, dozlar ilaç endüstrisinin kurmayları tarafından belirleniyor. 

Yeni ilaçlar için uydurma hastalıklar geliştiriliyor.

Hastalar değil laboratuar bulguları tedavi ediliyor.

Birçok hastalığın şifasının tabiatta olduğu görmezden geliniyor.

Koruyucu ve önleyici hekimlik unutturulmaya çalışılıyor.

Hayatın menopoz, ergenlik, gebelik gibi dönemleri mutlaka ilaç alınması gereken hastalıklara dönüştürülüyor.

Sağlık piyasalaşıyor; hasta-hekim ilişkisi satıcı-tüketici ilişkisine dönüşüyor.

Aşırı teşhis nedir?

Modern tıbbın son senelerde zararları giderek daha iyi anlaşılan ve mutlaka çözüm bulunması gereken yanlışlarından biri de ‘aşırı teşhis’.

Aşırı teşhis, bir kimsede herhangi bir belirtiye yol açmayacak, ona bir zarar vermeyecek veya onun ölümüne sebep olmayacak bir hastalığın teşhisi demek.

Bunda ne var, bir insandaki hastalığın teşhisinin neresi kötü diye düşünebilirsiniz ama durum hiç de sandığınız gibi değil.

BİR: Hastalıkların teşhisinde kullanılan yöntemlerin ölüme kadar gidebilen riskleri var.

İKİ: Aşırı teşhisin peşinden ‘aşırı tedavi’ geliyor. Farkında bile olmayacağınız bir hastalık için ilaç kullanmanız, radyoterapi olmanız veya ameliyat edilmeniz gerekiyor.

ÜÇ: Teşhis ve tedavilere harcanan paralar boşa gidiyor.

DÖRT: Birçok insan kendisine hiçbir zarar vermeyecek aşırı teşhis yüzünden strese giriyor, uykuları kaçıyor, huzuru bozuluyor, hasta oluyor.

Aşırı teşhis ve aşırı tedavi, sağlam insanları hasta ederken, cepleri ve sosyal güvenlik kurumlarının kasalarını da boşaltıyor.

Bu işten en kazançlı çıkan ise elbette başta ilaç ve tıbbi alet-edevat-malzeme endüstrisi olmak üzere hastaneler ve doktorlar!

Tıp sağlıklı insanları hasta ediyor

Gelip geçici şikâyetleri tedavi edilmesi gereken hastalıklar hâline çevirmekle ve her hastalığı mutlaka ilaçla, ameliyatla tedavi etmekle yetinmeyen modern tıp kendine sağlıklı insanlar arasından da hasta bulmaya çalışıyor.

Aşırı teşhis ve aşırı tedavi için “Tıp, hastaları tedavi etmekten adeta sağlıklıları hasta etmeye doğru kayıyor” diyenlere hak vermemek mümkün değil.

Son senelerde dünyanın muteber tıp dergilerinde aşırı teşhis ve aşırı tedaviyi tenkit eden araştırmalar, makaleler ve kitaplar yayınlanıyor.

Şu ifadeler ünlü tıp dergilerindeki makalelerden:

Aşırı teşhis önemi giderek artan bir halk sağlığı problemi oluyor (1).

Aşırı teşhis hakkındaki endişeler gerçek oldu (2).

Aşırı Teşhisleri Önleme Kongresi yapılıyor

Aşırı teşhisin ulaştığı noktayı en iyi gösterecek delil ise 10-12 Eylül 2013 tarihlerinde dünyanın ilk “Aşırı Teşhisleri Önleme” kongresinin yapılacak olması (3).

Kongre, The Darmouth Institute for Health Policy and Clinical Practice ev sahipliğinde dünyanın en muteber tıp dergilerinden olan British Medical Journal (BMJ), Avustralya Bond Üniversitesi ve önemli bir sivil toplum kuruluşu olan Consumer Report’ un ortaklığıyla düzenleniyor.

Kongrenin sloganı ise “Çok fazla tıbbın zararlarını geriye sarmak”.

Aşırı teşhis edilen hastalıklar

Aşırı teşhis edilen hastalıklar listesinde meme, prostat, rahim ağzı ve tiroit kanserleri ilk sırada geliyor.

Amerikan Kanser Enstitüsü’ nün 17 senelik Kanser Tarama Araştırması’ nın en önemli sonucu taramanın prostat kanseri teşhisini artırdığını ama kansere bağlı ölümler üzerine bir tesiri olmadığını ortaya koyması oldu.

Tarama ile teşhis edilen meme kanserlerinin ortalama üçte birinin zararsız olabileceği tespit edildi.

Kolon kanseri taramalarının bile sanıldığı kadar hayat kurtarıcı olmadığı, bu çalışmaya katılanların genel popülasyondan daha sağlıklı oldukları ve bunların kolon kanserinde ölme ihtimallerinin daha az olduğu dile getiriliyor.

Kanada’ da yapılan bir araştırma astım teşhislerinin üçte birinin yanlış olabileceğini ortaya koydu.

Erken diyabetin aşırı teşhis ve tedavisi, otizmin tarifinin çok geniş kapsamlı olması, çocuklarda kolesterol taramaları hakkında da endişeler var.

Gelecekte kırık riski düşük olan kadınlara osteoporoz tedavisinin faydadan çok zarar verdiği iddia ediliyor.

Aşırı teşhisi sağlayan yöntemler ise kan tahlilleri veya radyolojik yöntemlerle yapılan ‘taramalar’ ile ‘hastalık tariflerinin genişletilmesi’ ve ‘sınır değerlerin daraltılması’ dır.

Gelelim neticeye

Giderek daha fazla insanın canını yakacak olan modern tıbbın bu son numarasına karşı dikkatli olmalı ve tuzağa düşmemelisiniz.

KAYNAK:

1. http://archinte.ama-assn.org/cgi/content/full/archinternmed.2011.205

2. http://jama.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1104969

3. http://www.preventingoverdiagnosis.net/

****

EK 1 (19.1.2023): Kan örneğinde kansere özgü kromozom yapılarını tespit eden yeni test ile prostat kanseri yüzde 94 doğrulukla belirlenebiliyormuş.

Aşırı teşhis ve tedavide (overdiagnosis/overtretment) için idela gibi görünüyor. 

Kaynak: https://www.mdpi.com/2072-6694/15/3/821

***

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. tuna erinçler dedi ki:

    Ne yazık ki hastalar da aşırı tetkiklere çok meraklı. Eğer hekim klinik tanı ile ilaç yazarsa hasta memnun kalmıyor. Ne kadar çok laboratuar tetkikleri ve radyolojik tetkik yapılırsa o kadar “iyi hekim” oluyor. Yarım asır kadar önceki inanış bunun tam tersi idi. Hekim bir veya birkaç laboratuar tetkiki veya röntgen isterse “teşhiş koyamadı, topu başkasına attı” veya “kendi para aldı, arkadaşı da para alsın diye ona da gönderdi” denirdi. Bu nedenle pekçok dahiliyecinin muayenehanesinde skopi cihazı bulunurdu. “Başkasına gönderdi” denmesin diye.

  2. Kıt kaynaklarımızı çarçur ediyoruz.

    Kedinin kuyruğu peşinde dolanıp durduğu gibi emek ve paralarımızı saçmaya devam ediyoruz. Cep telefonlarına gelen mesajlarla, bedava çekap modası yayılıyor. Ellerde filmler, tahliller, dosyalar, ilaç torbaları… Müşteriler, müstakbel hastalıklarını teşhis için dev hastaneleri tavaf ediyor. Tekrar tekrar anjiyo olanlar, damarlarına pırlanta yüzük taktırmış gibi stentten bahsedenler, gastroskopi yaptıranlar … Herkes mucize tedaviler peşinde, hasta olmadan sağlıklı yaşamayı düşünen yok artık.

  3. İsmet Şahin dedi ki:

    Bir tv programında alternatif tıp ile ilgili görüşlerinizi açıklarken aşırı teşhisten söz ettiniz. Son derece doğru görüşleriniz olduğunu yaşayarak öğrenenlerdenim. Özellikle özel hastanelerin yöntemi olan aşırı araştırmanın ve aşırı inceleme eğiliminin zaman, moral ve para kaybına neden olduğu su götürmez bir gerçek. Hatta daha da kötüsü olabiliyor. Şöyle bir kontrol olayım deyip de ameliyat masasında can veren birini, yine aynı şekilde, sapasağlam gidip aşırı araştırılıp kalp damarla ilgili bir sorununun olduğu anlaşılan ve şu an aynı hastanede aylardır komada olan bir başka kişiyi yakınen tanıyorum. Bu iki insan da gerçekten sağlıklı insanlardı. Birisi, yani ölen kişi eşinin ısrarı ile genel bir tarama yaptırdı. Kalp sorunu tesbit edildi ve hemen müdahale edilmeli diye hastaneye yatırıldı. Diğeri ise varislerinin görüntüsünden rahatsız olup hastaneye müracaat etti. Pek çok tetkik yapıldı ve başka sorunlar da bulunup çoklu müdahale kararı alındı. Genç sayılabilecek, hayat dolu kadın şu an aylardır uyutuluyor. Her iki hasta da yüksek eğitimli, sağlığına dikkat eden insanlardı. Kısacası söylediklerinize katılıyorum. İnsanların bu konularda mutlaka bilinçlendirilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Lütfen tv’de daha fazla görelim ve duyalım sizi.

  4. Cihan dedi ki:

    Merhaba hocam sağlık çalışanı olarak,overdiagnosis olayının korkunç boyutlarda olduğunu düşünüyorum özellikle bel ve boyun fıtığı ameliyatları,her sene binlerce gereksiz ameliyat yapılıyor,başarısız bel cerrahisi sendromu yaşayan onbinlerce insan var maalesef,para hırsı etik ve ahlaki değerleri ayaklar altına almış durumda.

Siz de yorumunuzu paylaşın: