OBEZİTENİN DE MİKROBU VAR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Fransız bilim adamları tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, bağırsaklarda yaşayan ve Akkermanisa muciniphila adı verilen bir bakterinin gıdaların sindirilmesini değiştirebileceğini ve kilo alımını etkileyebileceğini ortaya koydu.

Gut isimli dergide yayınlanan araştırma, bağırsak mikrobiyotasının yüzde 3-5’ ini oluşturan Akkermanisa muciniphila bakterisinin kan şekeri, ensülin ve kan yağları düşüklüğü ile ve lifli besinlerle ilişkili olduğunu, vücut yağlarının daha sağlıklı dağılımını sağladığını da gösteriyor (1)

Araştırma 6 hafta sürdü

41’ i kadın olan 49 fazla kilolu veya obez kişinin göbek yağlanmasıyla beraber olan kan şekeri, kan yağları ve diğer değerlere ve bağırsaklarında A. Muciniphila ve diğer bakterilerin miktarlarına bakıldı.

6 hafta süresince ekstra protein ve lif ihtiva eden düşük kalorili diyet ve peşinden gene 6 haftalık kilo stabilizasyon diyeti uygulandıktan sonra ölçümler tekrarlandı.

Diyetin başlangıcında bağırsaklarında fazla miktarda A. Muciniphila bulunanların kan şekeri ve ensülin seviyelerinin bu bakterinin az olduğu deneklere göre daha düşük olduğu, göbek çevrelerinin ve deri altı yağ hücrelerinin daha az olduğu belirlendi.

Başlangıçta A. Muciniphila miktarı ile açlık kan şekeri, bel-kalça oranı ve derialtı yağ hücre miktarı arasında ters ilişkili bulundu.

Bağırsak bakterileri ve A. Muciniphila fazlalığı olanlar metabolik olarak özellikle de açlık kan şekeri, trigliserit seviyesi ve vücut yağ dağılımı bakımından en iyi durumda idi.

Kalori kısıtlama diyetinden sonra kan şekeri, ensülin seviyeleriyle yağ dağılımı açısından en büyük düzelmeler başlangıçta dışkılarında fazla miktarda A. Muciniphila bulunanlarda görüldü.

Bunlarda A. Muciniphila miktarında bir azalma olmakla beraber, gene de başlangıçta daha az A. Muciniphila olanlara nazaran yüksek idi.

Bakteri ölçümleri dışkıda yapıldığı için dışkıda belirlenen oranların bağırsaklar içinde geçerli aynı olup olmadığı bilinemiyor.

Metabolik hastalıkların tedavisinde farklı bir yaklaşım olabilir

Araştırmanın uzmanlarından Clement şunları dile getiriyor (2):

Bu bakteri metabolik hastalıkların tedavisinde potansiyel bir hedef olabilir ama bu düzelmeyi sağlayan bakteri tarafından üretilen ilk molekülün belirlenmesi gerekiyor.

Bu bakterinin ürettiği çeşitli maddeler vücuttaki diğer bakteriler için enerji kaynağı olabilir.

A. muciniphila bakterisinin kendisinin müspet etkileri olabileceği gibi diğer faydalı bakterilerin artmasını da sağlıyor olabilir.”

Bağırsak mikrobiyotası iş başında

Bağırsaklarımızda tüm vücut hücreleri toplamının 10 misli fazla yani trilyonlarca bakteri yaşıyor.

Bunların üçte biri tüm insanlarda aynı iken, üçte ikisi ise insandan insana farklı bulunuyor.

İlk defa 2004 senesinde izole edilen A. Muciniphila bakterilerinin diğer bakteriler için enerji kaynağı olabilecek çeşitli fermantasyon ürünleri oluşturdukları düşünülüyor.

Bu sayede bu bakterilerin daha kolay çoğalmaları sağlanıyor.

Daha önce farelerde yapılan deneylerde A. muciniphila bakterisinin sağlıklı glukoz metabolizması ve ideal kilo ile ilişkili olduğu ve obezite ve diyabete karşı koruyucu olabileceği tespit edilmişti.

Mikrobiyota genlerin kontrolünde

İkizler üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmada da, bağırsak bakterileri kompozisyonunun genler tarafından belirlendiği bildirildi (3).

Bu çalışmada, genlerden en çok etkilenen bakteri grubunun  Christensenellaceae olduğu ve bunların C. minuta adı verilen türlerinin obez olmayanlarda daha fazla bulunduğu ortaya kondu.

Bağırsaklarına C. minuta’ nın verilen farelerin verilmeyenlere oranla daha az kilo aldıkları gösterildi ve buna dayanarak da bağırsaklarda C. minuta miktarının artırılmasının obeziteyi önleyebileceği veya kilo vermeye yardımcı olabileceği ileri sürüldü.

Gelelim neticeye

BİR: Modern tıp, bağırsak mikrobiyotasının başta obezite, diyabet ve kanserler olmak üzere pek çok hastalığın ortaya çıkmasında rolü olduğunu yeni anlamaya başladı ama obeziteyi sadece tek bir bakteri ile ilişkilendirmek doğru değil.

İKİ: Obezler ve kilo vermeye çabalayıp da beceremeyenler “Suç bende değil genlerimde ve bağırsaklarımdaki bakterilerde” diye işin kolayına kaçmasınlar.

ÜÇ: Mikrobiyotanın sağlıklı olmasında “genlerin” de etkisi olsa bile “doğru beslenmenin” ehemmiyeti çok büyük.

Lifli ve mayalı gıdalar, sebze ve meyveler, doymuş yağlar mikrobiyotayı müspet etkilerken; hazır gıdalar, işlenmiş şeker ve un ile trans yağlar ise düzenlerini bozuyor.

Kaynak

1. http://gut.bmj.com/content/early/2015/05/22/gutjnl-2014-308778

2. http://www.webmd.com/diet/obesity/20150623/gut-microbe-weight-loss?ecd=soc_tw_062415_news_gutmicrobeyouloseweight

3. http://www.cell.com/cell/abstract/S0092-8674(14)01241-0

Siz de yorumunuzu paylaşın: