İLAÇ İSRAFI BENDEN KAYNAKLANIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
yavuz semerci

Yavuz Semereci’ nin yazısı:

Sosyal güvenlik açığımız malum. Sosyal Güvenlik Kurumu gelir ve giderleri arasında denge yok. Aradaki açığı devlet bütçesinden aktarılıyor.

Sosyal güvenlik açığımız malum. Sosyal Güvenlik Kurumu gelir ve giderleri arasında denge yok. Aradaki açığı devlet bütçesinden aktarılıyor. Çalışan ve emekliler acısından bu açığın hiçbir önemi yok. Kafa bile yormaz.

Emekliyi düşünün. Yıllarca maaşından kesinti yapılmış. Beklentisi çok net: Beni çoluk çocuğa muhtaç etmeyecek nitelikte emekli maaşımı öde, sağlık giderlerimi karşıla. İlacımı eksik etme. Kuyruklarda süründürme.

Çalışanlar da kendilerine bağımlı aile üyeleriyle birlikte kaliteli bir sağlık hizmeti istiyor.

Kaynakların yetersizliği kimseyi ilgilendirmiyor. Hükümetler bu işi çözsün istiyorlar ve haklılar. Eğer ortada büyük bir kara delik var ise bunun nedeni ”ben değilim ki” diyor vatandaş.

Ama geçen gün ilaç depomu düzenlerken hissettiğim duygu farklıydı. İki büyük torbaya sığdı attığım ilaçlar.

Büyük bir israf yüzüme çarptı. Her ilaç satın alınırken şüphesiz gerekliydi. Evde olmasına bakmadan aynı ilacı defalarca almışız. Doktor ”hazırda var ise ilaç yazmayayım” diye bir soru sormaz ki. Sorsa da saçma olur zaten. Evin salça, un eksikliğini gidermiyorsunuz ki.

Doktor tedaviniz için gerekli ilacı yazıyor elinize veriyor. İster al-ister alma.

İlaç tüketiminin yanılmıyorsam yüzde 80’nini devlet karşılıyor. Üreten, satan yazan ve kullanan acısından sorun yok. Yani kimse evinde tarihi geçmiş, geçmemiş ilaç varmış, bir israf içindeymişiz demeyeceğini biliyoruz. İhtiyaç vardı ve alındı. ”Ne yapalım hali” hepimize sinen bir yaklaşım.

***

Evdeki ilaçları atarken fiyatlarını bir süre alt alta yazdım. Sonra yarısına gelmeden vazgeçtim. Maliyet 500 lirayı geçmişti. Bu parayı devlet değil özel sağlık şirketim ödedi. Ama milyonlarca evde israf edilen ilaçların parasını devlet ödüyor. (Sigortalının düşük katkı payı bir kenara bırakılırsa.) 2010 yılında 47 milyar lirayı bulan sağlık harcamalarının 15 milyar lirası ilaçtan kaynaklanıyor. Harcamaların yıllar içindeki seyrine baktığımızda Türk halkının sağlık harcamaları büyüyor. Özellikle ilaca erişimin AK Parti hükümetleri döneminde arttığı ve halkta memnuniyet yarattığı açık. Özel sağlık kurumlarının sayıca artışının temel nedeni bu. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu açıkları artık yolun sonuna gelindiğini gösteriyor. (Devlet bütçesinin neredeyse yüzde 20’si açığı kapatmak için kullanılıyor.)

Çalışanlardan elde edilen prim gelirleri (2010 yılı 67 milyar TL) emekli maaşları (2010 yılı 79 milyar TL) ve sağlık harcamalarını (2010 47 milyar TL) karşılamıyor ve aradaki açık devlet bütçesinden karşılanıyor. Hükümet vatandaşa ”hastaneye gitme sağlık hizmetlerini kısıtlıyorum” diyemeyeceğine göre en akılcı iki yaklaşımı devreye sokmak zorunda. Birincisi kayıt dışı ile mücadele edip, sigortalı sayısını artırmak. İkincisi de ilaç tüketimdeki israfı engellemek ve gereksiz sağlık harcamalarının önüne geçmek. Sanırım ilaç kutularını küçültmek en mantıklı çözümler arasında. (Elbette vatandaşın ilaç alırken ödediği katkı payını artırmak da bir çare ama bu israfı değil devletin yükünü azaltıyor.)

Ayrıca sigortalıların aile doktorlarından sevk zorunluluğuna yönelik girişimde harcamaları düzenleme amacına yönelik. İşe yarar mı bilmem ama ilaç kutumdan çöpe attıklarım, ilaç israfına kendi adıma büyük katkı yaptığımı gösteriyor.

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Bülent Güney dedi ki:

    SGK giderleri içinde ilacın payının azaltılması ancak ilaç endüstrisi ile çözüm konusunda bir orta yol aranarak bulunabilir. Burada zorlayıcı aynı zamanda ikna edici teklifler oluşturulmalıdır. Ancak çözüm üretmek için tarafların tamamının katılımı ve onaylayacakları bir ortak karar oluşturulmalıdır. Sorunlardan biri de temin zincirindeki komisyon v.b. nam altındaki endirekt giderler olduğunu düşünürüm.Bir çok batı ülkesinde çoğu ilaç eczanelere büyük ambalajalarda dökme (bulk) olarak geliyor ve doktorun hastaya önerdiği doz ve kür süresince yetecek sayıda ilaç bu yolla alınıyor, fazla ilacın oluşması da engelleniyor. Eczane sayıları oldukça sınırlı ancak buna karşın ilaç dağıtım şebekeleri geliştirilmiş ve çoğunlukla ilaç hastaya başvurduğu kurumda ve ihtiyacı kadar veriliyor yada adresine ulaştırılabiliyor.

    Saygılarımla,

    Bülent Güney

Siz de yorumunuzu paylaşın: