SOĞUK HAVA ASTIMI, ASTIM KALP KRİZİNİ TETİKLİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
vatan astım

Vatan gazetesinde Mine Şenocaklı‘ nın röportajı:

İlkbahar astımlılar için kabustur, sonbahar da öyle… Bir astım hastası olarak öğrendim ki, kış daha da betermiş! Baharlar nefessiz bırakıyor belki ama kışın sert soğuklar ölümcül olabiliyormuş. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Ahmet Rasim Küçükusta tüm astımlıları uyarıyor; “Soğuk hava damarları daraltır. Eğer mecbur değilseniz evden çıkmayın. Çıkacaksanız da mutlaka yüzünüzü örtecek bir atkı takın. Ve mutlaka burnunuzdan nefes alın ki ciğerlerinize sıcak hava gitsin.” Basit bir reçete, ama hayat kurtarıyor!

Bu derdi benden iyi bilen olmaz. Yıllardır çekiyorum… Ama bu yıl bir başka!.. Önceleri, “Yaşlanıyorsun işte… Astım daha fena vuruyor” diyordum kendi kendime. “Meslek stresi de üzerine bindi mi, nefes daralıyor tabii” diye teşhisi de koyuyordum. Ama fark ettim ki, ne sandığım gibi yaşlanmaktanmış ne de meslek stresinden… Asıl sebep çok başkaymış! Bu yıla kadar beni bu kadar zorlamayan soğuklarmış meğer. Ben öyle çok ağır bir astım krizi geçirmedim neyse ki… Bu nedenle doktora gitmem bile gerekmedi.

Ta ki gazetede o haberi okuyana kadar… Bir meslektaşımız, Pulitzer Ödüllü gazeteci Anthony Shadid astım krizinden ölmüştü. Gizlice girdiği iç savaştaki Suriye’den, yine gizlice, at üstünde Türkiye’ye girmeye çalışırken sınırda astım krizine yakalanmış ve son nefesini vermişti. Daha 43 yaşındaydı…

Hemen göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Ahmet Rasim Küçükusta’yı aradım. Hava soğuk mu soğuktu, diz boy kar vardı. Haseki’deki muayenehanesine gelememişti. “Sen de bugün evden çıkma” dedi bana, hastalığımı bildiğinden… Ertesi gün Beykoz’daki evinde buluştuk.

Astımlılar mutlaka elma yesin!

Aklımdan çıkmayan ve onu aramama sebep olan haberle girdim söze… Öğrendim ki, Shadid astım hastalarının en şansızlarından biriymiş. Savaş muhabiri, yani dünyanın en tehlikeli ve stresli işlerinden birini yapıyor. Üstüne üstlük ender rastlanan bir alerjiye sahip; at alerjisi var… Bu ikisi onun şansını azaltmış, soğuk da son darbeyi vurmuş! Prof. Küçükusta, bunları bir nefeste saydı, ama sebeplerin bunlarla sınırlı olmayabileceğini de özellikle vurguladı. Mesela ilaçlarını yeterince kullanıp kullanmadığı önemli bir diğer etken olabilirmiş. Ya da başka ağır grip gibi bir hastalığa maruz kalması…

Daha önce pek çok kez röportaj yapmıştım Küçükusta ile ve her seferinde konu hangi hastalık olursa olsun çok şaşırtıcı bilgiler edinmiştim. Bu kez de öyle oldu. Soğuk hava astımı tetikliyor, astım ise kalp krizini. Bir de stres varsa, işte bu bir astım hastası için ölümcül bileşen oluyor! Özellikle bu kış günlerinde ne yapılması gerektiğini tek tek anlattı Küçükusta… Onun deyimiyle ‘ortaya karışık’ bir söyleşi oldu aslında. Çünkü ben her zamanki gibi aklıma ne geldiyse sordum. O da hepsini herkesin anlayacağı biçimde cevapladı, her zamanki gibi esprilerle süsleyerek… Bir örnek vereyim de, en azından astımlılar stresten kurtulsun. Küçükusta’ya sordum, “Astımlılara ne yemelerini önerirsiniz?” diye. Hemen “Mutlaka günde bir elma yesinler” dedi. Yine sordum; “Niye elma?” Cevabı yapıştırdı: “Ayvayı yemesinler diye!”

-Hocam astım krizinden ölüm çok sık mıdır? Sizce gazeteci Shadid neden öldü?

Medyada yer alan bu bilgilerle bu kişinin astım krizinden mi yoksa tamamen başka bir sebepten mi öldüğünü kesin olarak söylemek mümkün değil. Elbette astım krizi ölümlere de yol açabilir ama bir kimsenin astımı var diye ölümünü de hemen astım krizine bağlamak doğru olmaz. Bu kişinin altta yatan başka bir hastalığı olup olmadığı, astım krizinin kalp krizi, hipertansiyon gibi başka bir hastalığı tetikleyip tetiklemediği, başka ilaçlar kullanıp kullanamadığı da çok önemli. Astım ataklarla seyreden bir hastalıktır ve bu atakları tetikleyebilen başta alerjenlere maruz kalma, viral enfeksiyonlar, hava kirliliği, soğuk, stres, sigara dumanı, keskin kokular, bazı ilaçlar olmak üzere pek çok etken vardır. Bazen bu etkenlerin birden fazlası bir arada da olabilir. Ölen gazeteci Shadid’in fotoğrafçı arkadaşı Hick’in anlattıklarına göre Shadid’ in atlara alerjisi varmış. Bir hafta önce de bir astım krizi geçirmiş ama yanında bulunan ilaçları kullanarak bunu atlatmış. Ölümüne sebep olan ikinci krizde de hem atlara karşı olan alerjisinin hem de soğuk hava, stres gibi astım krizlerini tetikleyebilecek diğer etkenlerin rolü olması yanında gerekli ilaçları yeterince kullanmaması da ölümünde rol oynamış olabilir. Hafif astım krizleri solunum yoluyla kullanılan nefes açıcı spreylerle atlatılabilir ama ağır krizlerde hap veya iğne şeklinde kortizon ve birkaç çeşit nefes açıcı kullanmak icap eder. Bu durumlarda ilaçların sprey şeklinde değil de halkımızın buhar makinesi diye isimlendirdiği ‘nebülizatör’ adı verilen aletlerle uygulanması ve oksijen tedavisi yapılması da gerekir. Bazen krizler bu tedavilere de cevap vermeyebilir ve o zaman da bu hastaların ‘yoğun bakım bölümlerinde’ yatırılarak yardımcı solunum aletleriyle tedavi edilmeleri şart olur.

Astım krizleri zamanında tanındığında ve uygun şekilde tedavi edildiğinde tamamen düzelir ancak krizin vaktinde teşhis edilememesi, yanlış ilaç kullanımı, ilaçların gereğinden az veya fazla kullanılması, astım krizi sırasında ortaya çıkan kanda oksijen eksikliğinin özellikle kalp krizi gibi başka ölümcül hastalıkları tetiklemesi mümkündür.

-Astım ne yapıyor da kalp krizini tetikleyebiliyor?

Ağır astım krizlerinde kandaki oksijen miktarı azalıyor. Bu yüzden koroner damarlardaki oksijen de azaldığı için kalp kasının kanlanması ve oksijenlenmesi de bozulmuş oluyor. Bu kişide altta yatan bir koroner damar hastalığı da varsa bu kalp krizine yol açabiliyor. Ayrıca oksijen eksikliği ve onun yarattığı stresten dolayı artan adrenalin de kalp fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyebiliyor ve bu da kalp krizine yol açabiliyor. Bir de kullanılan ilaçlar da yüksek dozlarda alındığında kalp krizlerine neden olabiliyor.

-İlaçlar nasıl bir etki yapıyor?

Bu nefes açıcı ilaçların kalp ritmi ve tansiyonu artırıcı etkileri yanında, kalp kası üzerine de toksik etkisi olduğu biliniyor. Bu nefes açıcı ilaçlar ilk çıktığı senelerde bilinçsizce, aşırı dozlarda kullanım sonucu binlerce astımlının öldüğünü biliyoruz.

-Ne zaman olmuştu bu ölümler?

30-35 sene önce… Ama astım ilaçları bilinçli kullanıldığı ve tavsiye edilen dozlar aşılmadığı takdirde son derece güvenilir ve etkili ilaçlardır.

n Astım ilaçlarını içinde kortizon bulunması sebebiyle almaktan çekinenler var. Onlar için ne diyorsunuz? Açıkçası ben de onlardandım.

Bunun sebebi kortizonun ciddi yan etkileri olması ve ölümlere yol açabileceği korkusu…

Kortizona saygı duymalıyız!

-Bir de şişmanlatır deniyor?

Kortizonun özellikle yüksek dozlarda ve uzun süre kullanıldığı zaman gerçekten çok ciddi ölümcül de olabilen yan etkileri vardır. Mesela; vücutta su ve tuz tutulması, kilo artışı, şeker ve tansiyon yükselmesi, mide bağırsak kanamaları, kıllanma, katarakt, osteoporoz, yani kemik erimesi gibi… Ama astımın koruyucu tedavisinde kullanılan kortizon solunum yoluyla uygulandığı ve düşük dozda olduğu için ve bu ilacın çok az miktarı kana karıştığı için bu yan etkilerin hiçbiri görülmez. Sprey şeklinde yani solunum yoluyla uygulanan kortizonun ses kısıklığı, ağızda mantar üremesi gibi bazı tedbirlerle önlebilen hafif yan etkileri dışında hiçbir olumsuzluğu yoktur.

-O tedbirler neler?

İlacı kullandıktan hemen sonra ağzın suyla veya karbonatlı suyla çalkalanması, ilacın tekniğine uygun olarak kullanılması ve tavsiye edilen dozların aşılmaması…

-Suya ne kadar karbonat katılmalı?

Bir bardak suya bir çay kaşığı karbonat koyup karıştırıp onunla gargara yapacaksınız. Bir de ağır astım krizlerinde kısa süreli olarak (Bir hafta kadar) hap veya iğne şeklinde de kortizon kullanılabilir. Bu kısa süreli tedavinin de önemli bir yan etkisi söz konusu değildir. Ve tedavi hasta düzelince doz azaltılmasına gerek olmadan birdenbire kesilebilir. Sonuçta, kortizon astımlıların korkması değil, adı geçtiği zaman yatıyorlarsa kendilerini toparlamaları ve hatta ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunmaları gereken çok değerli bir ilaçtır. Hastalar kortizondan korkacaklarına, “İyi ki böyle bir ilaç var” diye Allah’a dua etmelidir.

-Hocam köpeğe, kediye alerjiyi duymuştum ama ata alerjiyi ilk kez duyuyorum…

Astımlılarda başta kedi ve köpek olmak üzere özellikle tüylü hayvanlara karşı alerjiler olabilir. Yanlış bilinen şey, bu alerjinin hayvanın tüylerinden kaynaklandığıdır. Halbuki bu alerjilerin sebebi bu hayvanların salya, idrar, deri altındaki ter bezleri gibi vücut salgılarında bulunan proteinlere karşı bir alerjidir. Tüyün kendisi alerjen olsa bile bunun solunum yollarına girmesi zaten mümkün değildir. Söylediğimiz alerji yapan proteinler hayvanın tüyleri üzerinde birikerek ve kuruyarak zerrelere ayrılarak havaya karışırlar ve duyarlı insanın bunları solumasıyla da astım krizleri tetiklenebilir.

Benim tecrübelerime göre ülkemizde ve tüm dünyada en çok alerji yaptığı bilinen hayvan kedidir. Bugüne kadar sadece üç kişide at alerjisi saptadım.

Komşudaki kavga bile çocukta astım krizine yol açıyor

-Hocam, ben özellikle ilkbaharda, sonbaharda kötü olurdum. Ama artık karlı havalarda da hiç iyi hissetmiyorum kendimi…

Astım hastalığı her mevsimde belirti verebilir. Sadece kışa, yaza veya değişen havalara özel bir hastalık değildir ama astım krizleri havaların değişken olduğu zamanlarda daha çok görülür.

-Ani sıcak, ani soğuk hava da etkili, öyle mi?

Evet. Mesela sabah hava günlük güneşlik, öğleden sonra birden bozuyor, yağmur yağıyor, rüzgâr esiyor, birdenbire sıcaklık düşüyor. Isı, nem, basınç değişiyor… Bu değişken havalar insanda adaptasyon kusuruna yol açtığı için solunum yollarını daha çok etkiler. Ama havalar hep sıcak ya da hep soğuk giderken o kadar fazla problem olmaz.

-Soğuk hava nasıl bir etki yapıyor astımlı hastalarda?

Astım, bronşların hassas olduğunu ifade eden bir hastalık. Bu hassasiyet iki türlü hastalık olarak kendini ortaya koyuyor. Bir alerjik olanlar var. Kimi insan ev tozlarına, kimi polenlere, kimi küf mantarlarına, kimi de hayvanlarla ilgili alerjenlere karşı hassas oluyor. Bunlarla temas ettikleri zaman bronşlarındaki hassas kısımlarda daha çok iltihap hücreleri birikmeye başlıyor ve bronşlar şişiyor, daralıyor. Bu da kendisini öksürük, hırıltı ve nefes darlığıyla ortaya koyuyor. Bir kısım insanda ise alerjik olmayan birtakım faktörler var astım krizlerini tetikleyen. Bunlar da viral enfeksiyon dediğimiz nezle, grip dediğimiz virüsler ki, bunların 300’den fazla türü var. En çok olan bu. Veya havayı kirleten gazlar, sigara, egzoz veya fabrikalardan kaynaklı hava kirliliği veya keskin kokular, parfümler, bazı ilaçlar, çok nadiren birtakım yiyecekler de alerjen olabilir, bunlar da krizleri tetikliyor. İşte soğuk da bunlardan biri. Soğuk hava herhangi bir enfeksiyona yol açmadan bronşlarda spazm yapabiliyor. Onun için astım hastalarının soğuktan korunmaları çok önemli.

-Soğuk astım krizini tetikliyor mu?

Tetikler.

-Ölüme sebep verebilecek kadar mı peki?

Astım tabii ki ölüme sebep verebilen bir hastalık ama insanları da korkutmak doğru değil. Yani bu sözden “Soğuk havada astım krizi olur ölürsün” gibi sonuç çıkartmalarını istemem. Tabii ki astım krizleri de tedavi edilmiyorsa öldürücü olabilir ama bu çok ender olan bir şey. Astımdan ölümün esas sebebi hastalığın kendisi değil de bence yanlış yapılan birtakım tedaviler. Mesela bazı astımlı hastalar sadece nefes açıcı spreyler (Ventolin) kullanarak tedavi olduklarını sanırlar. Oysa bu ilaçlar hastayı o an için rahatlatır ama hastalığın sebebi olan alerjik iltihaba hiçbir etkileri olmadığından astımın sinsi sinsi ağırlaşmasına, giderek daha fazla ilaca ihtiyaç duyulmasına ve neticede de tedaviye cevap vermeyen ağır astım krizi ve ölümlere yol açar. Sonra normal şartlarda en azından haftalarca gitmesi gereken spreylerini birkaç gün içinde bitiren ve tedaviye dirençli ağır astım krizine giren yüzlerce astımlıyla karşılaştım. Nefes açıcı spreyler (Ventolin) yerinde ve doğru kullanıldığında astımlıların cankurtaran simitleridir ama aşırı dozda kullanım ciddi ritim bozuklukları, kalp ve hipertansiyon krizlerine ve ölüme sebep olabilir. Nefes açıcı ilaçların kalp ritmi ve tansiyonu ciddi şekilde etkilediğini biliyorsunuz. Bunlar kalp ritmini ve tansiyonu etkileyen ilaçlarla (mesela soğuk algınlığı ilaçlarında bulunan efedrin ve psödoefedrin) bir arada kullanıldıklarında çok daha tehlikeli olurlar. Fazla miktarda alkol alımı, hipertiroidi gibi hastalıklar da nefes açıcı ilaçların daha tehlikeli olmalarına sebep olur.

-Defne Joy Foster’ın ölümünde de bu etkili olmuştu galiba?

Defne Joy’un ölüm sebebi basından öğrendiğimize göre, birtakım astım ilaçlarını fazla kullanması. Çünkü astım ilaçları da iki grup. Bir grup nefes açıcı ilaçlar, bunları hastanın sadece solunum yollarında bir darlık varken, yani nefesinde hırıltı varken, nefes darlığı çekerken kullanması gerekiyor. İyi olduktan sonra bunları alması gerekli değil. İşte bu hastalar nefes açısı ilaçları aldıkları zaman bu hem bronşları açıyor hem de bu ilaçların kalp ritmini artırıcı tansiyonu yükseltici etkileri var. Çok kullanıldıkları zaman bu ilaçların bayağı ciddi ritim bozuklukları veya kalp kası üzerine toksik etkileri olabiliyor. Bu yüzden astım krizinden ötürü ölüm sebeplerinin başında bu ilaçların fazla kullanılması geliyor.

-Üzüntü sıkıntı da astımı astımı tetikler mi?

Tetikler… Sıkıntılar, stresler, aile içindeki olumsuz tartışmalar astımı tetikler. Amerika’da yapılmış bir araştırma var. Ona göre; kendi evindeki değil komşudaki kavgalar bile çocukların astımını etkiliyor. Ama üzüntüden insanın astım olması mümkün değil. Ama stresin, sıkıntının astımı olanın, astıma yatkınlığı olanın hastalığının ortaya çıkmasında veya tetiklenmesinde yüzde 100 etkisi var.

YARIN: Ağır astım krizinin belirtileri neler?

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. mehmet sipahi dedi ki:

    Salonumda akvaryum ve bol miktarda salon çiçeklerim vardı.Salona geldiğimde 3-4 saat hapşırıyordum,Akvaryumu ve çiçekleri salondan çıkardım.Şimdi hiçbir hapşırmam kalkalmadı.yalnız yiyeceklerden yeşil,kırmızı ,karabiber ve ceviz,ve yağlı çerezler alerji yapıyorlar.Bu konuda bizleri aydınlatırmısınız.selamlar sayğılar Face yi en faydalı kullanan hocam.

Siz de yorumunuzu paylaşın: