ŞİFA TRAVMASI VE MEDYA

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

İlknur Şahin’ in Yeni Söz’ deki yazısı:

Hava, su, tohum ve toprak tedricen bütün fıtrî husûsiyetlerini kaybediyor. Saydıklarımızın gayr-ı fıtrîleşmesinin ana neticesi bedenin sentetikle dolu etten bir heykel hâline gelmesi. Hava, su, tohum ve toprak yaratıldıkları çerçeveye tekrar yerleştirilmeden insan ve sağlığı üzerine yapılacak bütün çalışmalar insana ihtiyacı olan neticeyi vermek bir yana, sürecin çarpıklığı kendi özgün kahırlarını yaratacaktır. İlginç olansa, bireyin sağlık çabasına dair ileri düzeyde ilgili görünen medyanın, dünyanın temel unsurlarının haline dair herhangi bir kaygı duymaması…

Medya şekli ve sınırları, haysiyeti ve hassasiyeti belli olmayan, alabildiğine kontrolsüz bir manipülasyon yöntemleri bileşkesi… Elbette ki medya beslendiği kaynakların hassasiyetleri mucibince haysiyetli olacaktır. Bu yüzden hava, su, tohum ve toprak mevzuları medyanın gündemini bir reklam bülteni kadar işgal etmemesi normal! Çünkü medya yapısı itibarı ile bir sorunla, o sorun –başta finansman sağlama olmak üzere- kendi kurumsal sorunları ile bağıntısı oranında ilgilenir. Bu yüzden özellikle televizyonların sabah kuşaklarını işgal eden sağlık bültenlerinin yoğunluğu medyanın sağlık bilinci kaygısından değil, avamın şifa travmasını olabildiğince çok ekonomik kazanca çevirme kaygısındandır.

Öncelikle avamın şifa travmasının sebeplerine değinelim. Şifa travmasının birçok sebebi olsa da kanımca asıl sebep son yirmi yılda Türk toplumunun “Refah toplumu” niteliği kazanması. Çünkü yaşamı meşakkat dolu bir toplum için temel kaygı sağlığı korumak değil, yaşam şartlarını ağırlaştıran meşakkatlerden kurtulmaktır. Gıda bolluğu ve çeşitliliği, konut düzeni, yakacak yöntemlerine erişme imkânlarının artması, taşıt kullanım imkânlarının ucuzlayıp yaygınlaşması, iş süreçlerinin atölye ve fabrikadan ofislere taşınması… Yani toplumu refah toplumuna çeviren imkânlar aynı zamanda bedenin sağlıksızlaşma ihtimallerini de artırdı. Oburluk, düzensiz yeme, hareketsizlik ve neticeleri toplum karşısına yeni hastalık modellerinin yaygınlaşmasını ortaya çıkardı. Sağlık travması, modern insanın rahatlık arzusu ve hastalık riski arasındaki çelişkisinin bir sonucudur.

Elbette ki hakikate hizmetçi bir medyanın bu travmanın giderilmesi ile alâkalı, insan merkezli faaliyetler beklenir ama araştırmaya başladığımızda hayretimizi cezbeden garip bir zincir tam tersi bu travmanın nasıl bir sektörü beslediğini gösterir. Öncelikle modern insan modern gıdaya mahkûm edilir. Gıda, kirletilmiş tohum ve toprağın paketlenmiş halidir. Bu paket reklam ile cazip hale getirilir. Renklidir, doyurucudur, besleyicidir, sağlıklıdır, tüketen her insan ünlü, şen, gürbüz ve sağlıklı görünmektedir! Bilincin tüketime dair bütün bağışıklığı kırılır. Bundan sonra halinden kaygı duymaya başlamış insana “nasıl hastalık risklerinden korunacağına dair” program demetleri tazyiki başlar. Ebegümeçlerinden, çörekotlarına, garip diyetlerden, akla hayale gelmez içeceklere enteresan bir dünya… Çözümsüzlüğü besleyen güç, sahte çözümleri sermaye yaparak maddi, manevi gücüne güç katar.

Umutsuzluğun çözüme açacağı bir kapı yok, sonuçta çözüme dair önerilere de yer veren birçok taze kuruma aşinayız. Özellikle halka tavsiye edilmesi gerekenler tekvinatın işleyişine ve fıtrata mugayir her faaliyetin dünya ve insana zarar vereceğinin her ortamda ifade edilmesi. Sonraki adımsa insanın yegâne bilgi kaynağı haline gelmiş medyanın, medyatik bilgi yumaklarının ne gibi kirletme risklerinin olabileceğinin insanlara tekrardan hatırlatılması. Refah toplumu elbette rahatını kaçıracak mücadele yöntemlerinden olabildiğince kaçınacak ve bu rahatlık binlerce sahtekârlığa kapı açacaktır. Lakin bilmeliyiz ki yetişmekte olan genç dimağlar refah ile riskleri arasındaki çelişkiyi görmeye ve mücadele etmeye daha meyilli ve donanımlıdır. Bizlere düşen her teşhisimizi kınayıcıların kınamasından korkmadan ele geldiğince cesur davranmamızdır. Rahmaniyetin tecellisine dair kaygılarımız belki de ekin ve neslin fıtratına savaş açmışlara bir darbe olmak için çığ gibi büyümeyi beklemektedir.

Kaynak: http://www.yenisoz.com.tr/sifa-travmasi-ve-medya-makale-11079

Siz de yorumunuzu paylaşın: