DEME OLMAZ OLMAZ, OLMAZ OLMAZ BU DÜNYADA!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
obez kadın 4

Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Tıp Fakültesi Çocuk İmmünoloji-Allerji BD Başkanı Prof. Dr. Alişan Yıldıran‘ ın yazısı:

Ekibinin ilmî malumatının ‘en azından bu konuda’ zayıf olduğunu zannetdiğim Sayın Bakan’ın herhalde bu atasözünden haberi yok ki, bir televizyon programında ve kendi sitesinde “Aşı olmazsa olmazımızdır!….” diyebiliyor (1, 2).

Yine aynı programda “…biz artık su çiçeğini konuşmuyoruz..”. diyor. Karşısındaki kızcağızın soru bile soramamasına aslında şaşırmak gerek.

Ancak, Dr. Profit (hem orijinali, hem yerlisi) ve ekibinin etkisi altında olduğunu tahmin ettiğim Sayın Bakan’ın, ebeveyn muvâfakati olmaksızın aşı yapmak gibi bir sakâlete alet olmaması, hassaten REİS-i Cumhur’a mahcûb olmaması için son bir ikazda daha bulunmamız iktizâ etmekde.

İslam Ansiklopedisi’nde, atasözü “Atalardan gelen ve onların yüzyıllar içindeki tecrübe ve müşahedelerine dayalı düşüncelerini öğüt ve hüküm şeklinde nakleden anonim mahiyette kısa ve özlü söz. Bir konudaki bir görüşü özetlemek, bir durum ve olay karşısındaki bir düşünceyi açıklamak için çok elverişli ve hazır birer malzeme..” (3) olarak verilmiş.

Hakikaten Sayın Bakan’ın birinci vecizesindeki yanlışlığı başlıkdaki atasözümüz gayet güzel izah etmiş. Sebeplerini de söyleyelim;

Konuşmasında Sayın Bakan ‘yan etkisi olmayan ilaç olmaz, aşıların da yan etkisi olabilir, ancak bu göze alınabilir’ şeklinde görüş beyan ediyor. Bizim Rockefeller tıpçılarının (hikmet üretemedikleri için hekim diyemiyorum maalesef)  pek itibâr ettiği Amerikan gıda ve ilaç dairesinin (FDA) belgesi (4) aşılar, yan etkileri, kimler üzerinde ne kadar süre ile takib edildikleri hakkında etraflıca malumat veriyor.

Kendileri bir zahmet bakıversin, bunları okuyan aklı başında bir ebeveyn, tamamen sıhhatli bebeğine bir salgın tehlikesi olmadıkça, bu ufûnetin tatbik edilmesine muvâfakat verir mi?!…

Bu muvâfakat bahsi bilhassa ehemmiyet arz ediyor. Hem tabib hem de hukukçu olan Muhterem Dr. Erkin Göçmen’in yazısı sayesinde haberdâr olduğum Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına göre; bu muvâfakatin alınmasının şart olduğu, çıkarılmak istenen kanun maddesinin kadük, belki de butlan olduğu kanaâtindeyim (5).

Daha önce “ANNE-BABA RIZASI OLMADAN çocuğa zorunlu aşı yaptırılmasının Anayasa’nın ‘kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı’nı düzenleyen 17’nci ve ‘temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceğine’ ilişkin 13’üncü maddesine aykırı bularak ihlal kararı veren” (6) AYM; başka bir konudaki ferdî müracaat hakkında, Türk Tabipler Birliği tarafından belirlenen Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’na (7) istinâden karar vermişdir.

Berbat bir Türkçe yazılmış olsa da, derli toplu meslekî bir istinad teşkil edebilecek bu kurallara göz attığımızda (altı çizili yerlere dikkat lütfen);

Madde 15-Hekimler endüstri kuruluşları ile hiçbir çıkar ilişkisi kuramazlar. Bilimsel araştırmalar ve eğitime yönelik ilişkiler ise, şeffaf ve kurumsal olmalıdır. Bu ilişkilerde Türk Tabipleri Birliği’nin hazırladığı “Hekim ve İlaç Tanıtım İlkeleri” geçerlidir.

(Aşı Bilim Kurulunun üçde birini teşkil eden beş büyük ilaç firmasını hatırladık mı?)

Madde 21-Hekim hastasının sağlığı ile ilgili kararlar alırken; bilgilenme hakkı, aydınlatılmış onam hakkı, tedaviyi kabul ya da red hakkı , vb. hasta haklarına saygı göstermek zorundadır.

Madde 26-Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır.

Yapılacak aydınlatma hastanın kültürel, toplumsal ve ruhsal durumuna özen gösteren bir uygunlukta olmalıdır. Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü girişim, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir.

Madde 33-Her hekim (ve Bakanlık-AY), başta İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi olmak üzere tüm insan hakları belgelerine ve hekimlikle ilgili ortak kurallara uymakla yükümlüdür.

Madde 42-Reşit ve/veya mümeyyiz olmayan kişiler yönünden veli veya vasisinin aydınlatılmış onamı gerekir.

İmdiii Sayın Bakan, anayasanın (bahs-i diğer!) 11. Maddesinde açıkça “Kanunlar anayasaya aykırı olamaz” hükmü var iken (8), Yukarda belirtilen ve muhtemelen içtihad teşkil edecek AYM kararı var iken, mâhut kanun maddesini geri çekmeyeceğinizde emin misiniz?

Sayın Bakan’ın ikinci vecizesi “…biz artık su çiçeğini konuşmuyoruz..” idi. Tam da konuşulması gereken de bu, neden böyle bir kanun çıkarılamayacağının ilmî gerekçesi burada.

Hafif bir çocukluk hastalığı olup, nadiren komplikasyona yol açan ve bunların da hemen hepsi kendiliğinden iyileşen su çiçeğini (9) konuşmalıyız. Çünkü tabii enfeksiyon ömür boyu bağışıklık temin etmekde, EBV, CMV ve herpes virüsleri ihtiva eden, kronik hastalıklar ve kanserlere yol açan en önemli virüs ailesine karşı heterosubtipik immünite (10) bu sayede oluşmakda ve çocuğu ömrü boyunca bunlarda korumakda idi.

Daha önce aşılandığı için ömür boyu bağışıklık gelişmesi mümkün olmayan erişkinler ise bu hastalığa ve herpesvirüs ailesinin diğer ferdlerinin yapdığı enfeksiyonlara duçar olduğunda komplikasyonlara ve sekellere maruz kalabiliyorlar (9).

Aşılama ile tabii toplumsal bağışıklığın bozulması da göz ardı edilemez. Aşıları zorla yaptırmak isteyenlerin sıkça kullandığı, ama epidemiyolojisini bilmedikleri veya söylemedikleri toplumsal bağışıklık (herd immunity)dir. Tabii bir enfeksiyon ile daha düşük (%67) oranlarda husule gelir ve enfeksiyon geçirmeyen kişilerin hastalığı daha hafif geçirmesine temin eder. Aynı etkiyi ‘aşı’ ancak 100 kişi 95’i aşılanırsa (%95 cover-up) ve geçici olarak edilebilmekdedir.

Son olarak, ilgililere bir de sual soralım;

Günümüzde memleketimizde yaklaşık sekiz milyon kronik böbrek ve sekiz milyon diabet hastası olduğuna ve bunların büyük kısmı otoimmün mekanizmalarla gelişdiğine (11, 12) bu gidişle askere yollayacak adamımız kalmayacağına göre (!), 1981’de genişletilmiş bağışıklama programı başlatılmadan (13) evvel bu hastaların sayısı ve nüfusa oranı ne idi?

Kaynaklar:

1. http://www.ahaber.com.tr/gundem/2016/04/22/muezzinoglu-asi-olmazsa-olmazdir

2. https://www.facebook.com/muezzinogluDR

3. http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=040044

4. http://www.fda.gov/downloads/BiologicsBloodVaccines/Vaccines/ApprovedProducts/UCM101580.pdf

5. https://www.medikalakademi.com.tr/anayasa-mahkemesi-ilk-kez-aydinlatilmis-rizaya-iliskin-bir-karar-verdi/#.VxYEjFda46U.facebook

6. http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/11/15/misafir-yazar/anayasa-mahkemesinin-mecburi-asi-hakkindaki-karari-sasirtmamali/

7. http://www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&id=65&Itemid=31

8. http://sayıştay.gov.tr/dergi/icerik/der71m1.pdf

9. http://emedicine.medscape.com/article/969773-overview

10. http://www.mdpi.com/1999-4915/4/8/1182/htm

11. http://bmcnephrol.biomedcentral.com/articles/10.1186/1471-2369-10-21

12. http://www.naturalnews.com/042475_childhood_vaccines_metabolic_syndrome_diabetes.html

13. http://www.cshd.org.tr/?fullTextId=308

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. Emekli doktor dedi ki:

    Çok yerinde ve isabetli bir uyarı. Önceki Sağlık Bakanı da domuz gribi aşısını mecburi kılmaya heveslenmişti ama Sayın Başbakanımız ben yaptırmıycam, ailemden de kimse yaptırmayacak deyince sesi soluğu çıkmaz olmuştu. Hatırlatmakta fayda umuyorum.

  2. ufuk dedi ki:

    Tıpta aydınlatılmış onam diye bir kavram var, bunun ihlal edilmesi veya baypas edilmesi düşünülemez.

  3. ismet badem dedi ki:

    Hocam Allah razı olsun yüreğimize su serptiniz. Hanıma aşılar zorunlu olacakmış dedim, yeni çocuk sahibi olmaktan soğudu!!! Kılavuzu karga olanın burnu .oktan çıkmazmış keşke bu atasözünü de yazsaydınız. Maalesef bakan efendi çok bilimsel görünüp bir yerlere yaranmak mı istiyor bilemiyoruz ama kılavuzları onu yanlış yerlere sürüklüyor. Yanlış hesap Bağdat’tan dönermiş, inşallah böyle bir gaflette bulunmazlar.

  4. faik dedi ki:

    Nasılsın iyi misin diyorlar, iyi olayım kötü olayım, beden benim kime ne. Aşı olurum olmam, kime ne.

    Ana babanın bilmesini beklemek doğru/dür/dürüst/düz/düzgün/düzel/yasal//makul/doğal ve reel/gerçek/hakikat/hak değil. Bilgi haddi, bilgi hakkı.

    Neden fransızca. Fransızca konuşulunca konuya fransız kalanlar var. Bu reel kelimesini okulda felsefeci bir arkadaş kullanırdı. Ne sinir olurdum. Çok, çoook sinir olurdum. Daha sonra öğrendim ki, meğer hep bildiğim kelimeleri başka başka kullanıyormuş. Bunu öğrenince ilişkiyi kesmiştim. Çok şey biliyor derdim. Adamdan bir şey öğrenicem diye çay alır demler ayağına getirirdim. Mecazlarada sinir olurdum. Torba gibi kelimelerede sinir olurdum. Gerçek bilgi gerçek kelimeyle/dille olur.

    Bugün aşı olan bir kişi su çiçeği çıkarmışsa, aşılar boş demektir.

    Aşı doğru/reel/iyi bir şey olsa zaten zorba/zorla olunmaz. Anlatılır açıklanır ve uygulamaya konulur. Zira bu görevi devletten beklemek reel değildir, bilimin görevidir. Bilim, insanları aydınlattığında bilimdir.

    Dünya hastalık/ölüm örgütü verilerine göre aşılamayı en iyi yapan on ülke arasındaymış türkiye. Normal. Biyolojik ve psikolojik aşılamayı iyi yapıyorlar.

  5. Adil KESKİN dedi ki:

    Sayın sayfa editörü,

    Lütfen yazıları paragraflarına ayırarak, okunabilir bir şekilde yayınlar mısınız?

    Upuzun ve tek paragraflık bir yazı okunabilmekten oldukça uzak. İşin zorunu zaten yapmışsınız. Kolayını da yaparsanız daha okunabilir bir sayfa çıkar ortaya.

Siz de yorumunuzu paylaşın: