MİTOKONDRİSİ BENDE KALDI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Herkese Bilim ve Teknoloji’ de Hande Özdinler‘ in yazısı (1):

Annem vefat etti, onu yıkadık, pakladık, demir tabuta koyup Türkiye’ye uçakla getirdik. Oğlunun üstüne, eşinin yanına, toprağın içine sanki bir tohum eker gibi nazikçe, dualarla bıraktık. Bir ömür bitti, annem gitti…

Ama annemin mitokondrisi bende kaldı. Benim hücremde, benim her hücremde annemin mitokondrisi var. Her nefes alışımda, her kalp atışımda, her elimi uzatışımda, her düşüncemin başlangıcında, ne için enerji harcıyorsa bu vücudum işte orda annemin mitokondrisi var. Annem gitti belki ama mitokondrisi bende kaldı…

Enerji santrali, kaynağı anne

İnsanın başlangıcı olan o ilk iki hücrenin yumurta olanı büyük ve zengindir. İçinde bir hücrenin yaşaması, çoğalması, değişmesi için gerekli olan her şeye ve bir ömür gerekli olacak enerjiyi üretecek mitokondriye de sahiptir.

Mitokondri, hücreye enerji veren, canlı olmasının temelini sağlayan organeldir ve babadan değil, anneden gelir. Anne her çocuğuna enerjisini verir, enerji üretme mekanizmasını verir. Harcanan her enerji annenin çocuğuna verdiği mitokondriden gelir.

Dolayısıyla anneler vefat edebilir ama anneler ölmez!!! Biz farkında olmadan annelerimizi gizli bir şifre gibi her hücremizin içinde taşırız. Annemiz vefat etse de bize enerji vermeye devam eder. Ben bunu yazarken ve siz bunu okurken annelerimizin bizlere miras bıraktıkları mitokondrinin ürettiği enerjiyi kullandık farkında mısınız…

En karmaşık yapı

Mitokondri hücre içindeki organellerin en karmaşık ve ilginç olanlarından biri. Kendine has DNAsı var, kendine özgü kişiliği var, kendisine has proteinleri var, çalışma mekanizması ve prensibi var. Hem enerji üretir hem hücreyi ölümlerden korur, bölünür, çoğalır, hücre içinde dolaşır, nerede enerji lazım oraya gider.

Hücre içinde sanki annemizmiş gibi çalışmaya biz ölünceye kadar devam eder. Ve her kadın mitokondrisini çocuğuna armağan eder, dolayısıyla hayat enerjisi anneden anneye geçer.

Bu yüzdendir ki kim nerden gelmiş, kim kimin atası diye insanlık tarihi araştırması yapıldığında erkeğe değil, kadına bakarlar. Analarımızın mitokondri DNA’sına, o DNA’nın nerelere gittiğine, kimlerden kimlere geçtiğine bakarak yaşam enerjisinin haritasını çıkararak bilirler kimiz ve nereden geldik…

Ben bugün laboratuvarımda mikroskopumun başında annemi düşünüyorum. 15 Ağustos sabahı vefat etti annem, elimden bir su tanesi gibi kayıp gitti…

Annem benim vefat etti ama ölmesi mümkün değil, çünkü mitokondrisi bende kaldı…

Hande Özdinler kimdir (2)?

Hande Özdinler, Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde 1994 yılında yüksek lisans ve 1996 yılında doktora eğitimini tamamlamıştır. New Orleans’daki Louisiana Stade University, Healthy Sciences Center (LSUHSC)’de 2002 yılında Hücre Biyolojisi, Anatomi ve Sinir Bilimleri dalında doktora sonrası araştırmasını yapmıştır. Northwestern Feinberg Tıp Üniversitesi, Nöroloji bölümünden Doç.Dr. Hande Özdinler direktörlüğündeki Dr. Javier Jara ve Dr. Barış Genç tarafından yapılan çalışmada, Parkinson hastalığı ile bağlantılı olan genin yokluğunun; beyindeki motor-nöronları artan baskıya maruz bırakarak nörodejenerasyona sebep olduğunu buldular. Araştırmacılar gen kaybı fare deneyinde; üst motor nöronlarda ayırıcı bir zayıflık buldular. Bu nöronların dejenerasyonu; hücrenin protein kalite konrtol sisteminde- endoplazmik retikulum- strest emarelerine eşlik ediyor ve bu hastalığın ilerlemesine neden oluyor.

Kaynaklar: 

1. http://www.herkesebilimteknoloji.com/yazarhp/mitokondrisi-bende-kaldi

2. https://tr.wikipedia.org/wiki/Hande_%C3%96zdinler

 

Siz de yorumunuzu paylaşın: