BAZI İNSANLARIN KORONAVİRÜSE TABİİ BAĞIŞIKLIĞI OLABİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

İndependent Türkçe‘ nin haberi:

Dünya genelinde yaklaşık 700 bin kişinin ölümüne yol açan koronavirüs pandemisinde 7 ay geride kaldı. Bilim insanları yeni tip koronavirüs (SARS-CoV-2) ve yol açtığı Kovid-19 hastalığı hakkında çok sayıda bilgi edinse de hala bir dizi sorunun yanıtı bilinmiyor.

Gizemini koruyan sorular arasında neden bazı kişiler koronavirüs belirtilerini daha ağır geçirip hayatını kaybederken diğerlerinin hiçbir belirti göstermeyip hasta olduğunun bile farkında olmaması yer alıyor. 

Kovid-19’un daha ağır geçirilmesini hatta ölümcül olmasını sağlayan etkenler arasında, 60 yaş üstü olmak, obez ya da aşırı kilolu olmak, diyabet, akciğer rahatsızlıkları, kardiyovasküler rahatsızlıklar gibi kronik hastalıklara sahip olmanın yer aldığı biliniyor.

Ancak bazı kişiler virüse karşı bir çeşit korumaya sahip olabilir. Kısa süre önce Nature Reviews Immunology adlı hakemli bilimsel yayında yayımlanan makale özeti bu kışkırtıcı olasılığı öne sürdü.

Nüfusun geniş bir bölümünün SARS-CoV-2 visürünün belirli parçalarını tanıyabilen immün hücerelere sahip olduğu görüldü. Bu hücrelerin bazı kişilere bulaşmayla mücadelede belli bir derecede üstünlük sağladığı ifade edildi.

Araştırmanın yazarlarından ve Kaliforniya’daki La Jolla İmmünoloji Enstitüsü’nden Profesör Alessendro Sette, CNN’e yaptığı açıklamada “SARS-CoV-2’ye hiç maruz kalmamış kişilerin yaklaşık yarısının T-hücresi tepkiselliğine sahip olduğunu bulduk” dedi.

T hücreleri nedir?

İnsanların bir bulaşmayı defetmek için kullandığı tek silah edinilmiş bağışıklık sistemi değil. Vücudumuz lenfositlerin bir alt kümesini oluşturan ve bağışıklık yanıtında önemli bir yere sahip olan T hücrelerini gelecekte aynı işgalciyle karşılaştığında tanımasını sağlamak için üretiyor.

T hücrelerinin Sitotoksik T hücreleri (CD8+), Yardımcı T hücreleri (CD4+),  Düzenleyici T hücreleri ( (CD4+CD25+) ve bellek T hücreleri adlı türleri bulunuyor.

Bir tür işgalciyi vücudun gelecekte tekrar tanımasına yardım ederken, diğeri işgalciyi avlayıp enfekte olan hücreleri yok ediyor. Bir diğeri bu sürece çeşitli şekillerde yardımcı oluyor.

Profesör Sette ve makalenin eş yazarı  La Jolla İmmünoloji Enstitüsü’nden Profesör Shane Crotty, T hücrelerinin SARS-CoV-2 virüsüne tepki verdiğini pandeminin başlamasından yıllar önce toplanan kan örnekleri sayesinde fark etti.

Kovid-19’dan iyileşmekte olan hastaların kanları üzerinde deneyler yapan ekip “negatif kontrol” amacıyla 2015 ile 2018 yılları arasında San Diego’daki sağlıklı kişilerden alınan kan örneklerini topladı.

Sette haziran ayında hakemli bilimsel dergi Cell’de de yayınlanan araştırmanın bulgularını şöyle açıkladı:

Bu kişilerin SARS-CoV-2’ye maruz kalmış olması imkansızdı. Ancak deneyi yaptığımızda negatif kontrolün pek de negatif olmadığını, bu kişilerin yaklaşık yarısında tepkisellik olduğunu gördük. Shane ve ben veriyi her yönden tetkik ettikten sonra bu tepkiselliğin gerçek olduğunu fark ettik. Bu, virüsle hiç karşılaşmamış kişilerin virüse karşı T hücresi tepkiselliğine sahip olduğunu gösterdi.

Araştırmacılar yayımladıkları son makale özetinde bu sonuca dünyanın farklı noktalarındaki farklı laboratuvarlardan diğer araştırmacıların da farklı teknikler kullanarak ulaştığını belirtrek SARS-CoV-2’nin bazı parçalarının tanıyabilen T hücrelerinin tepkiselliğinin kaynağının kısmen her yıl milyonlarca kişinin gribe yakalanmasını sağlayan türünün da arasında olduğu diğer koronavirüs türlerine geçmişte maruz kalınmasının yol açtığını belirtti.

Dost mu düşman mı?

Ancak yeni koronavirüsün parçalarını tanıyabilen bu T hücrelerinin zarar mı verdiği yoksa yardımcı mı olduğu henüz belirsizliğini koruyor.

Profesör Crotty “Bu bellek T hücrelerinin Kovid-19’a karşı sizi koruyup kormadığı büyük bir soru. Bu T hücrelerinin yardımcı olup olmadığını bilmiyoruz ancak bu yönde varsayımda bulunmak mantıklı görünüyor. Bunun herhangi bir enfeksiyoına karşı tam koruma sağlamadığını düşünmüyoruz ancak halihazırda bu hücrelere sahipseniz bunlar virüsle daha hızlı savaşabilir ve bu sizin yoğun bakıma kaldırılmanızı önleyecektir. Hastaneye kaldırılmak yerine ağır bir soğuk algınlıpı geçireceksinizdir” dedi.

Johns Hopkins Halk Sağlığı Okulu’nun moleküler mikrobiyoloji ve immünoloji bölümü başkanı Profesör Arturo Casadevall da CNN’e yaptığı açıklamada “Bu koronavirüsler birbiriyle alakalı olduğu için ve her yıl bunlardan birine yakalandığımız için T hücrelerinin bunlara tepki vermesi şaşırtıcı değil” dedi.

Ancak bu tepkisellğin faydalı mı yoksa zararlı mı olacağı konusunda soru işaretleri olduğunu vurgulayan Casadevall “Bu hastalık hakkında bildiğimiz şeylerden biri akciğerde aşırı bağışıklık yanıtına sebep olarak ölüme yol açması. Yani T hücresi tepkiselliği var dediğinizde bu bazı kişilere yardımcı olurken diğerleri için zarar verici olabilir” ifadelerini kullandı.

Casadevall bazı asemptomatik (belirti göstermeyen) hastaların bu T hücresi tepkiselliği sayesinde hastalığı hızlıca geçirmiş olabileceğini de söyledi.

Sette ve Crotty  ise çalışmalarında ağır hastalarda varlığı görülen “sitokin fırtınası” durumuna, aşırı tepki verenin T hücrelerinin değil doğal bağışılık sisteminin aşırı tepkisinin yol açtığını söyledi.

Profesör Settle “Veriler henüz başlangıç düzeyinde ancak bu doğrultuda olduğunu düşünüyorum. Çok ağır vakalarda kesinlikle T hücrelerinin aşırı yüklenmesiyle ilgili bir bağışıklık yanıtı görmedik” dedi.

Bulgular aşı çalışmalarını etkileyebilir

CNN’e konuşan uzmanlar nüfusun geniş bir bölümünün SARS-CoV-2 virüsüne karşı T hücresi tepkiselliğine sahip olmasının aşı çalışmalarını etkileyebileceğini de söyledi.

Bulguların şu anda cilt kanseri gibi bazı kanser türlerine karşı kullanılanlara benzer farklı bir aşı türünün geliştirilmesine kapı aralayabileceği belirtilirken, Sette and Crotty makalelerinde gelecekteki aşı çalışmalarında T hücresi tepkiselliğinin de ölçülmesini tavsiye etti.

Johns Hopkins Halk Sağlığı Okulu’ndan Profesör Casadevall, bazı kişilerin eğer T hücresi tepkiselliğine sahipse yeni koronavirüse karşı en azından kısmi bir doğal korumaya sahip olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi: 

En büyük sorun herkesin basit bir yanıt istemesi. Kimse tahmin edilmez olanı duymak istemiyor. Bu sizin hesaplayamayacağınız kadar değişkenin bir arada olmasından kaynaklanabilir. Geçmişiniz, beslenme şekliniz,virüsün size nasıl bulaştığı, virüse maruz kalma oranınız hatta virüsün bulaştığı saat. Ve tüm bu değişkenler tahmin edilemez şekilde birleşiyor.

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/221951/sa%C4%9Flik/baz%C4%B1-insanlar%C4%B1n-koronavir%C3%BCse-kar%C5%9F%C4%B1-do%C4%9Fal-ba%C4%9F%C4%B1%C5%9F%C4%B1kl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-m%C4%B1-var-t-h%C3%BCcreleri-mercek

Kaynak: https://science.sciencemag.org/content/early/2020/08/04/science.abd3871

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Şirin Yılmaz dedi ki:

    çok faydalı bir yazı

  2. Meriç dedi ki:

    Benim var olduğuna inanıyorum. Bizim ailede hiçbir hastalık yoktur.

Siz de yorumunuzu paylaşın: