HABERİNİZ OLSUN
ETİBBA DİYOR Kİ
DERDİME BİR ÇARE
TABİBAN-I CİHAN İÇÜN
BENİM ŞARKILARIM
TJOD’ UN KAFASI ÇOK KARIŞIK-2
TJOD’ un sorularıma verdiği cevapları sırayla ve teker teker cevaplıyorum:
SORU 1-HPV aşısının topluma rahim ağzı kanseri aşısı olarak tanıtılması doğru mudur?
TJOD diyor ki:
“HPV aşısı HPV aşısı olarak tanıtılmaktadır. Kanser aşısı diye tanıtan meslektaşlarımız bu nedenle bilimsel arenalarda uyarılmaktadır “ (1).
KÜÇÜKUSTA diyor ki:
TJOD’ u tebrik ediyorum, bu aşıya “HPV aşısı” denmesi gerekir; kanser aşısı denmesi yanlıştır.
Bu aşının kanseri değil “kanser öncesi lezyonları önlediği” gösterilmiştir, kanseri önleyeceği iddiası bir “varsayım” dır.
Çünkü rahim ağzı kanserinin gelişmesi 20-40 seneyi gerektirir ve aşının etkinliğini araştıran çalışmalar 5 sene sonra sonlandırılmıştır.
Merck’ in uzmanları, herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinden ortadan kalkacak olan “atipik servikal hücrelerin” varlığını “kanser” ile eşdeğer saymışlardır (2).
HPV aşısının kanseri gerçekten önleyip önleyemeyeceği ancak birkaç “onyıl” sonra anlaşılabilir.
Buraya kadar her şey çok iyi ama…
TJOD, sitesindeki HPV AŞILARIYLA İLGİLİ GÜNCEL BİLGİLENDİRME başlıklı yazısında ise 180 derece dönüş yaparak “aşının kansere koruyucu olarak üretildiğini” söylüyor ve bir çuval inciri berbat ediyor (3).
HPV aşısı kansere karşı koruyucu bir aşı ise aşı için “kanser aşısı” demenin neresi sakıncalı?
Ayrıca, bilimsel arenalarda HPV aşısına kanser aşısı diyen meslekdaşlarını çok haklı olarak uyaran TJOD’ un, bu aşıya “kanseri önleme aşısı” diyen FDA’ nın da kulağını çekmesi gerekiyor (4).
FDA, Gardasil 9 için verdiği ruhsatta da aşı için “HPV ye bağlı serviks, anal, vulva ve vagina kanserlerinin önlenmesinde endikedir” diyor (5) ve tabii ki çok ayıp ediyor.
Gelelim neticeye
BİR: TJOD, “yukarı tükürsem Merck-Glakso aşağı tükürsem Ahmet Rasim Küçükusta” yanlışından derhal kurtularak HPV aşısının adı ve ne işe yaradığı konusunda kesin bir karara varmalıdır.
İKİ: TJOD HPV aşısı tabirinde ısrarlı ise, HPV aşısına kanser aşısı diyen FDA’ yı da uyarması icap eder.
***
SORU 2- HPV rahim ağzı kanserinin tek sebebi midir yoksa bir birliktelik (association) mi söz konusudur?
TJOD diyor ki:
“Serviks kanserli hastalarda HPV DNA tespiti doku çalışmalarında %96.6 olarak bulunduğundan HPV olmadan serviks ca olmaz. Elbette ki HPV enfeksiyonuyla karşılaşan 100 kadından sadece 1-3 kadın kansere gitmektedir. Persistan enfeksiyon veya kansere progrese olacak hastayı belirlemek bugün için mümkün değildir”.
KÜÇÜKUSTA diyor ki:
HPV’ lerinin toplumun yüzde 75’ inde bulunmasına rağmen sadece 100 bin kadından 4’ ünde rahim ağzı kanserine yol açması bu olayda HPV’ den ziyade “konakçı faktörlerinin önemli olduğunun” bir işaretidir.
Kanserin ortaya çıkmasında, “tümör baskılayan genler, apoptozis genleri, bağışıklıkla ilgili faktörler, virüs klirensinin yapılamaması” gibi pek çok faktörün yeterli olmaması daha önemi rol oynuyor olmalıdır.
Bu konakçı faktörleri, nasıl kanserin oluşmasını engelleyemiyorsa aynı şekilde HPV’ ye karşı koyamaması da mümkündür.
Konakçı faktörleri yerinde olan 100 bin kadından 99.996’ sında HPV bulunmasına rağmen rahim ağzı kanseri meydana gelmediğini de akıldan çıkarmamak lâzım.
Kızamık, hepatit, suçiçeği gibi virüsleri alanların çoğunda hastalık tablosu ortaya çıkar ama HPV bulunan kadınların rahim ağzı kanserine yakalanmaması, HPV’ nin doğrudan rahim ağzı kanserinin sebebi olmadığını (causality) , konak faktörleri bozuk olan kişilerde kanser ile beraber bulunduğu (association) görüşünü destekler.
Gelelim neticeye
Bu bilgilere göre, kadınları aşı yaparak kanserden korumak mümkün değildir; yapılması gereken kanser riskini artıran konakçıyla ilgili faktörleri ortadan kaldırmaktır.
***
SORU 3:3- Gardasil, HPV’ nin kanserle ilişkilendirilen 16, 18, 31, 33, 45, 52, 58 ve genital siğillerle ilişkilendirilen 6 ve 11 numaralı tiplerine karşı koruma sağladığına göre kanserle ilişkilendirilen 15 tipten diğer 8’ ine karşı koruyucu olmayan bir aşının rahim ağzı kanserini kesin olarak önlemesi mümkün müdür?
TJOD diyor ki:
“Bahsi geçen 7 yüksek riskli HPV tipi servikal kanserlerin ortalama %90’ından sorumludur. Bu nedenle bu 7 tipe karşı %100 koruma söz konusudur. Diğer tiplerle halen servikal kanser gelişme riski vardır.”
KÜÇÜKUSTA diyor ki:
Aşıda bulunanlar dışında kalan ve kanserojen oldukları bilinen diğer HPV tiplerinin zaman içinde daha fazla kanser yapan HPV tiplerinin yerini alması ihtimal dışı değildir.
Bir başka deyişle aşılama ile, kanserlerin yüzde 90’ ının sebebi olan HPV’ lerine karşı hakikaten etkili bir bağışıklık sağlanıyor olsa bile bu durum kansere sebep olma oranları şu anda yüzde 10 olan tiplerin zamanla daha yüksek oranlarda kanserle beraber bulunmayacağını garanti etmez.
Bu şu demektir: Yüzde 100 etkili olsalar bile HPV aşılarıyla rahim ağzı kanserlerini önlemek mümkün değildir.
Ayrıca, “hiçbir aşı için yüzde 100 koruyucudur” ifadesinin kullanılamayacağını da hatırlatmak isterim.
Zaten FDA da hem aşılar yüzde 100 etkili olmadığı hem aşıda bulunmayan virüslerin yol açacağı tablolar için aşı olmuş kadınların bile kanser öncesi lezyonların tespiti için rutin smear testleriyle düzenli olarak takip edilmeleri gerektiğini bildiriyor (6).
38 ülkeden invazif servikal kanserli 10 bin 575 kadın üzerinde gerçekleştirilen araştırmada HPV DNA’ sının vakaların yüzde 15’inde “negatif” olduğu tespit edilmiştir (7).
Gelelim neticeye
BİR: Yüzde 100 etkili bir aşının olması mümkün değildir.
İKİ: HPV aşısının kanseri önleyip önleyemeyeceği ancak birkaç onyıl sonra anlaşılabilir.
Kaynaklar
2. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19690311
4. http://www.fda.gov/downloads/BiologicsBloodVaccines/Vaccines/ApprovedProducts/UCM111263.pdf
5. http://www.fda.gov/BiologicsBloodVaccines/Vaccines/ApprovedProducts/ucm426445.htm
6. http://www.fda.gov/BiologicsBloodVaccines/Vaccines/QuestionsaboutVaccines/ucm096052.htm
