ORTADA BİR AŞI YOK, AŞI OLDUĞU İDDİA EDİLEN BİR SOLÜSYON VAR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Cumhuriyet‘ in haberi:
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) acil kullanım onayı verdiği Turkovac aşısının Faz-1, Faz-2 ve Faz-3 çalışmalarının olmadığını belirterek, “Ortada bir aşı yok, aşı olduğu iddia edilen bir solüsyon var” diye konuştu.
Bulut, “Bunun, bilimsel yayın haline gelmemesi durumunda bilimsel bilgi olarak kabul edilebilmesi mümkün değil. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda oldukça şeffaf davranması gerekiyor ve bu çalışmaların da hızlı bir şekilde bilimsel dergilerde yayınlanması gerekiyor ki bizim uzman kuruluşlarımız, pandemi çalışma grubumuz bu belgeleri inceleyerek Turkovac ile ilgili bir bilgi sunabilsinler. Çünkü ortada bir aşı yok, aşı olduğu iddia edilen bir solüsyon var” diye konuştu.
“GÖNÜLLÜ GRUPLARLA ÇALIŞILMASI GEREKİYOR”
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış’ın “Turkovac aşımızın, Erciyes Üniversitesi’nde transgenik fareler üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda aynen Alfa varyantında olduğu gibi Delta varyantında da yüzde 100 koruyucu olduğu tespit edilmiştir” sözlerini hatırlatan Bulut, “Fareler üzerinde yapılan çalışmalarla insanlar üzerine yapılan çalışmalar birbirinden farklıdır. İnsanlarda bir aşının etkinliğinin araştırılması için yan etkileri nelerdir, koruyuculuk oranları nelerdir bunların belirlenmesi için sağlıklı gönüllü gruplarda çalışılması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Bulut, şunları söyledi:
“Değişik ülkelerde üretilen aşılar için kendi ülkelerinin ruhsat onay kurumlarında acil kullanım onayı verildiği görülmüştür. Bu mevcut durumda TİTCK’nin de Türkiye’de böyle bir yetkisi vardır. Ancak bu aşının Faz-1, Faz-2 ve Faz-3 çalışmaları yoktur. Faz-1, Faz-2, Faz-3’ten kastımız şudur: Sağlıklı gönüllülerde çalışmaların yürütülmesi gerekiyordu ama bu yapılmadı. Faz-1 olarak gözüken yayında da özellikle hayvan deneylerinin yapılmış olduğu görülüyor, preklinik çalışma. Ki Erciyes Üniversitesi Rektörü’nün yaptığı transgenik farelerde yapılan çalışmalarda Delta varyantına karşı yüzde 100 koruyucu olduğuyla ilgili açıklama doğruyu yansıtmıyor.
Çünkü fareler üzerinde yapılan çalışmalarla insanlar üzerine yapılan çalışmalar birbirinden farklıdır. İnsanlarda bir aşının etkinliğinin araştırılması için yan etkileri nelerdir, koruyuculuk oranları nelerdir bunların belirlenmesi için sağlıklı gönüllü gruplarda çalışılması gerekiyor. Özellikle dünyada dokuz onay almış aşıya baktığımızda 80 bin ile 120 bin gibi büyük ölçeklerdeki kitlelerde verilerini çok merkezli çalışmalarla yayınladıkları görülüyor. Ancak Turkovac için bu gerçekleşmedi.
“AŞI OLDUĞU İDDİA EDİLEN BİR SOLÜSYON VAR”
Bunun, bilimsel yayın haline gelmemesi durumunda bilimsel bilgi olarak kabul edilebilmesi mümkün değil. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda oldukça şeffaf davranması gerekiyor ve bu çalışmaların da hızlı bir şekilde bilimsel dergilerde yayınlanması gerekiyor ki bizim uzman kuruluşlarımız, pandemi çalışma grubumuz bu belgeleri inceleyerek Turkovac ile ilgili bir bilgi sunabilsinler. Çünkü ortada bir aşı yok, aşı olduğu iddia edilen bir solüsyon var.
Bu solüsyonun, bilimsel veriler olmadan TİTCK tarafından hangi koşullarla onaylandığını biz TTB olarak Sağlık Bakanlığı’na sorduk. Ancak bu yazımıza henüz bir yanıt verilmemiştir. Üretici firma kimdir, doz başına kaç lira maliyeti vardır gibi sorularımızı da Sağlık Bakanlığı’na ilettik. Ancak yanıt gelmedi. Bilimsel açıdan Faz-1, Faz-2, Faz-3 çalışmaları olmadan TİTCK’nın bir onay vermesi uygun değil. Bu aşının yan etkileriyle ilgili çok endişemiz olmamakla birlikte koruyuculuğuyla ilgili elimizde hiçbir veri yok.”
***
EK 1 (8.1.2022): Sağlık Bakanlığı Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu (TİTCK) tarafından acil kullanım onayı verilen yerli Covid-19 aşısı Turkovac’ın ülke genelindeki şehir hastanelerinde uygulanmasına başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Karaman’daki hızlı tren hattı açılışındaki konuşmasında, aşıya dair bilimsel verilerin paylaşılmamasını hakkındaki çekincelerini açıklayan Türk Tabipleri Birliği’ni eleştirdi:
“Bir de Tabipler Birliği var. Bunlar ne kadar yalancı, ne kadar cambaz ya? Erciyes Üniversitesi büyük bir kadroyla Turkovac aşısını üretiyor, icat ediyor, adamlar diyor ki ‘Böyle bir şey yok’ diyor. Ya siz ne sahtekarsınız, ne yalancısınız ya. Madem biliyorsunuz da, Tabipler Birliği olarak bugüne kadar bir eseriniz var mı? Ama yapana da hep taş koydunuz.”
Aralık ayında Turkovac’a acil kullanım onayı alındığını duyuran Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu üyeleriyle gittiği Ankara Şehir Hastanesi’nde hatırlatma dozu olarak yerli aşıyı yaptırdı. Koca, 22 Aralık’ta Şanlıurfa’daki üretim merkezinde yaptığı açıklamada, “50 yıl sonra Türkiye hücreden başlayarak, Türk bilim insanları tarafından yüzde 100 şekilde bir aşıyı gerçekleştirmiş oldu” demişti ve Türkiye’nin Covid-19 aşısı üreten dokuz ülkeden biri olduğunu kaydetmişti.
Turkovac için henüz Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) acil kullanım onayı alınmadı.
Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, Turkovac için Dünya Sağlık Örgütü nezdinde “gerekli girişimlerin başlatıldığını” açıkladı.
TTB, Sağlık Bakanlığı’na sorularını ve uyarılarını iletti
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne bir yazı ile ilettiği Turkovac ile ilgili sorularını ve uyarılarını kamuoyu ile paylaştı.
TTB’ye göre, Turkovac aşısının bilimsel bilgi ve verileri yeterli düzeyde paylaşılmadı, bilimsel dergilerde Faz-3 çalışmalarına dair herhangi bir makale yayımlanmadı.
TTB, acil kullanım onayının “bilimsel özgürlüğü ve yönetsel özerkliği olmayan” Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu tarafından verilmesinin de bilimsel çekincelere yol açtığı görüşünde.
TTB’nin açıklamasında, “Bilimsel çalışma sonuçları yayımlanmayan ve bilimsel ortamlarda tartışılmamış bir aşının güvenli ve etkili sayıldığına dair bakanlık açıklamaları, ne yazık ki var olan aşı tereddüdünü daha da artıracaktır” denildi ve şu sorulara yanıt verilmesi istendi:
- Aşının Faz-1, Faz-2 ve Faz-3 çalışmaları bilimsel rapor olarak kamunun erişebileceği biçimde yayınlanmış mıdır?
- Acil kullanım onayı verilmeden önce aşının “güvenli” ve “etkili” olduğu konusunda bir rapor var mıdır?
- Bu aşının üretim tesislerinde İyi İmalat Uygulamaları (İİU-GMP) ve biyogüvenlik seviyesi (BSL 3) koşulları sağlanmış mıdır?
- Üretici ve tedarikçi firmalar hangileridir ve doz başına maliyeti nedir?
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği de yaptığı yazılı açıklamada, Faz 1, Faz 2 ve Faz-3 çalışmalarının şimdiye kadarki sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması çağrısı yaptı ve aşının Faz-3 çalışma sonuçlarının uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmasının, uluslararası onay almasına da katkı sağlayacağı kaydedildi.
Turkovac hakkında neler biliniyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haziran’da yerli Covid-19 aşısının 3. faz çalışmalarının başladığını ve aşıya “Turkovac” adı verildiğini duyurmuştu.
Aşıya Türk ile İngilizce “vaccine” kelimesinin birleşimi ile Turkovac adı verildi.
Sinovac gibi inaktif bir aşı olan Turkovac, Erciyes Üniversitesi ile Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın (TÜSEB) işbirliğiyle geliştirildi.
Turkovac’ın 3. faz çalışmaları Haziran ayı sonunda başlamıştı. Bu aşamada aşı, binlerce kişi üzerinde test edildi.
3. faz çalışmaları kapsamında aşının İstanbul’da gönüllüler üzerinde denenmesine Temmuz başında, Kayseri Şehir Hastanesi’nde gönüllülere uygulanmasına ise 26 Ağustos’ta başlanmıştı.
Sağlık Bakanlığı, inaktif aşıları şu şekilde tanımlıyor:
- Gelenekselleşmiş yöntemlerle üretilir.
- Virüs parçalanıp etkisiz hale getirilerek vücudumuza zarar verilmeden bağışıklığımız uyarılır.
- Uzun dönem etkileri konusunda diğer aşılara kıyasla daha net konuşulabilir.
- Öldürülmüş virüs ihtiva etmelerinden dolayı ilk aşamada daha güvenli olduğu kabul edilir.
- 2-8°C’de saklanabilir.
- Üretimi diğerlerine göre daha zor ve yavaştır.
Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-58506438
***
EK 2 (9.1.2022): Op. Dr. Bilgehan Bilge
TTB tarafsız, adil ve eşitlikçi bir meslek odası kimliğinden uzaklaşmıştır.
Keskin bir siyasi ve ideolojik taraftır.
Son dönemde bilimden uzak bir yaklaşım ile Pfizer/Biontech aşısı mümessilliği yapması kabul edilemez.
Bu hali ile yönetimi istifaya davet ediyorum.— Op.Dr.Bilgehan BİLGE (@OpDrBilgehan) January 9, 2022
***
EK 3 (9.1.2022): Op. Dr. Bilgehan Bilge
Korona aşıları ile ilgili "gerekli faz çalışmaları yapılmadı. Güvensizdir" dediğim için bana soruşturma açıp ceza yağdıran TTB:
-Turcovac faz çalışmasının bitmesine daha iki yıl var. O yüzden güvensizdir. Diyor.
Kendi kendilerine soruşturma açıp ceza versinler. pic.twitter.com/iLn0fxtTca— Op.Dr.Bilgehan BİLGE (@OpDrBilgehan) January 9, 2022
***
EK 4 (9.1.2022): Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan’ın kendilerine yönelik sözlerine kapsamlı bir yanıt verdi. Yanıtta TTB’nin aşılara, bilimselliğe ve toplum sağlığına bakışı açısının dile getirildiği açıklamada; “Talebimiz çok açık ve nettir: İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için aşı çalışmaları ile ilgili tüm verileri hızla kamuoyuyla paylaşın” denildi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın, TTB’yi hedef alarak, “Şimdi bir de Tabipler Birliği var. Erciyes Üniversitesi büyük bir kadro ile TURKOVAC’ı üretiyor, adamlar diyor ki ‘böyle bir şey yok’. Siz ne sahtekarsınız?” sözlerine TTB’den kapsamlı bir yazılı yanıt geldi. TTB’nin tüm canlılar için aşı çalışmalarını bir değer olarak görüp, her zaman desteklediği, bu tutumunu Covid-19 pandemisinde de koruduğu belirtildi.
Pandemiden çıkışın da tüm canlıların nitelikli, ücretsiz, erişilebilir bir aşı ve hızlı bir aşılama programından geçtiğini de defalarca dile getirdiklerinin altı çizilen açıklamada, aşıya verdikleri destek için bilimsellik ve toplum sağlığı gibi kaygıları olmayan aşı karşıtlarının hedefi dahi olduğu, iktidar bu çevrelere sürekli sessiz kaldığı hatırlatıldı.
“TTB’NİN TEK ÖNCELİĞİ BİLİMDİR!”
Sağlık Bakanlığı ve toplumun TTB her uyarısında haklı çıktığına tanık olduğu belirtilerek, “Çünkü tek referansımız bilimdir” denildi. TTB’nin Türkiye’deki aşı çalışmaları için de tutumunun çok net ve tek önceliğinin bilim olduğuna vurgu yapıldı. “Aşıları incelememizdeki temel kaynağımızın menşei, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; Faz 3 ön verilerinin sonuç raporu ve yayımlanmış bilimsel değerlendirmeler olduğunu bundan bir yıl önce Sputnik V aşısı hakkında da belirtmiştik.
Daha önce yapmış olduğumuz açıklamamızı bir kez daha hatırlatmak isteriz: ‘Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimali, sevinçle karşılayacağımız bir durumdur. Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan Faz 3 çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir. Tüm bu sürecin ardından Acil Kullanım Onayı alınmalıdır’” ifadeleri kullanıldı.
“HIFZISSIHHA NEDEN KAPATILDI?”
Geçtiğimiz yıl Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nun yeniden açılması çağrısı yaptıklarında “Pandemide yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz” şeklindeki ifadelerin hatırlatıldığı açıklamada şöyle denildi; “Sorduğumuz soruyu bir kez daha iktidara soruyoruz: Zamanında aşıları üreten ve ürettiği aşıları dünyaya ulaştıran bir ülke iken ve bunda Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün rolü de çok büyükken, Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatılmıştır?”
“İKTİDARIN TUTUMU ŞEFFAFLIKTAN UZAKTIR”
Aşı çalışmalarına ve buna emek veren tüm bilim insanlarına minnettar olduklarının altı çizilen açıklama şu ifadelerle son buldu; “İktidarın bu süreçteki tutumu ne yazık ki pandemideki tutumundan farksız ve şeffaflıktan uzaktır. İktidarın aşı konusunda da şeffaflıktan uzak bu tutumu ne yazık ki insanlarda “aşı tereddüdü” oluşturmaktadır. Talebimiz çok açık ve nettir: İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için tüm aşı çalışmaları ile ilgili verileri hızla kamuoyuyla paylaşın. Süreci tüm sağlık örgütleriyle birlikte yürütün; hızlı ve etkin bir aşılama programı oluşturun.”
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2022/saglik/ttb-gercekleri-soylemeye-devam-edecegiz-6877276/
***
Ne ekerseniz onu biçersiniz.
Şimdiye kadar yapılan ABD, Alman, Çin, RUS aşılarında hangi fazlar tamamlanmıştı
acaba?
Hepsi bilinmeyen sıvı değil mi?
Hangisi aşı nitelikli acaba?
20,000+ Deaths Reported to VAERS Following COVID Vaccines.
VAERS data released today by the Centers for Disease Control and Prevention included a total of 965,843 reports of adverse events from all age groups following COVID vaccines, including 20,244 deaths and 155,506 serious injuries between Dec. 14, 2020, and Dec. 10, 2021.
The Centers for Disease Control and Prevention today released new data showing a total of 965,843 reports of adverse events following COVID vaccines were submitted between Dec. 14, 2020, and Dec. 10, 2021, to the Vaccine Adverse Event Reporting System (VAERS). VAERS is the primary government-funded system for reporting adverse vaccine reactions in the U.S.
The data included a total of 20,244 reports of deaths — an increase of 358 over the previous week — and 155,506 reports of serious injuries, including deaths, during the same time period — up 4,560 compared with the previous week.
mRNA aşılarını keşfeden ünlü bilim adamı, Dr Robert Malone, kendisinin geliştirmiş olduğu mRNA’nın, gen tedavisi olarak kullanıldığını açıklamıştır. Gerçek bir aşı olarak mRNA’nın henüz yeterli olarak geliştirilmediğini, aşı olarak kullanılmasının etik olmadığını, bu nedenle üzgün olduğunu ve Hippokrat yeminine bağlı kaldığını bildirmiştir.
Dr. Robert Malone is the discoverer of in-vitro and in vivo RNA transfection and the invertor of mRNA vaccines, while he was at Salk Institute in 1988. He says that, mRNA vaccines are gene therapy product, applied for the purpose of vaccination.
Moderna and Pfizer’s SEC reports explicity acknowledged that these are gene therapy products and that the FDA at the time of those reports regulates them as gene therapy products. Dr. Robert Malone, feels compelled to do so when it is clear to him that his work is being improperly used.
His deep commitment to ethics and the Hippocratic Oath compel his actions, and he fears that a technology is being widely disseminated that is not yet ready for prime time.
Kardiyolog Dr. Peter A. McCullough.
Oxfort Üniversitesi Klinik Araştıma grubundaki, bilim insanları, aşı yapılmış olan kişilerde DELTA varyantının 251 kere daha fazla görüldüğünü bildirdiler. Ağustos 10 tarihinde, Lancet TIP dergisinde basım öncesi yayınlandı.
Aşıların etkinliği de % 50 oranından çok düşük olarak bildirildi. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin, AŞILARA cevabı yetersiz oluyor.
Kardiyolog olarak Aşılardan sonra pıhtı oluşmasının nedenlerini açıklıyor.
Dr. Peter McCullough: I’m Peter McCullough and I’m an internist and cardiologist at Baylor University Medical Center in Dallas, Texas. I’m professor of medicine at Texas A and M College of Medicine, which is, we’re a major teaching campus for the medical school. And I care for patients who have both internal medicine in cardiology, subspecialty problems, including common infections and pulmonary heart, lung, and kidney disease.
Dr. Peter McCullough, a consultant, cardiologist and vice chief of medicine at Baylor University Medical Center in Dallas, Texas, addressed those questions. “New research shows people who are vaccinated against COVID are more susceptible to the Delta variant, said McCullough, pointing to a pre-print study by the prestigious Oxford University Clinical Research Group published Aug. 10 in The Lancet. The paper’s authors demonstrated widespread vaccine failure and transmission under tightly controlled circumstances in a hospital lockdown in Ho Chi Minh City, Viet Nam. The study found vaccinated people carry 251 times the load of COVID-19 viruses in their nostrils compared to the unvaccinated, the study found. The efficacy for the Pfizer vaccine is measured as being anywhere from 17% to 42% effective.
“These levels are far below the 50% regulatory standard to even have a vaccine on the market,” said McCullough. Regardless of the variant or the vaccine, McCullough said the bottom line is that “the vaccines are failing.”
Pfizer Scheme to Churn Out ‘Variant-Specific’ Vaccines Will Lead to More Variants, Experts Warn.
40% of Patients With Weakened Immune System Mount Lower Response to Vaccines
September 11, 2021Dr Peter McCullough – “The only way to stay healthy right now is to stay away from the Covid-19 Vaccine”
As a practicing cardiologist, Dr. McCullough has a profound understanding of blood clotting, and he finds the reports of post-jab blood clots extremely concerning. He explains that in injected individuals, the blood clots are due to the spike protein – the little spine on the ball of the virus. The injections turn the body into a virtual spike protein factory through their dangerous mechanism of action. It is well understood that spike proteins damage the blood vessels and cause blood clots throughout the body.
Must-watch COVID VIDEO: Exclusive interview with Dr. Peter McCullough
“SHOCKER:” Breakthrough COVID cases on the rise, and the true cause is alarming
Dr. Zelenko İsrail mahkemesinde, COVİD 19 aşılarının, öldürücü zehirler olduğuna açıklamıştır.
Forcing people to take these “poison death shots” is genocide
In his recent testimony before the Israeli Rabbinical court, Dr. Zelenko refers to the COVID shot as a “poison death shot” and goes into explaining why he feels that the jabs do far more harm than good. Dr. Zelenko makes it very clear that, in his opinion, the COVID-19 injections are neither safe nor effective nor necessary and that, in fact, forcing anyone to take the experimental injections equals genocide.
The mRNA injection turns your body into a spike-producing factory, causes blood clots, myocarditis and infertility
Data shows that the number one cause of death in the short term is blood clots, which occurs within 3 to 4 days after receiving the jab in 40 percent of the cases. Dr. Zelenko explains: that once jabbed, “the body becomes a spike-producing factory, making trillions of spikes which migrate to the endothelium – the inner lining of your blood vessels.” As blood cells flow through the blood vessels, the tiny “thorn-like” spikes damage them and cause blood clots. If these clots occur in the heart, you end up with a heart attack; if they happen in the brain, you get a stroke.
But blood clots are not the only side effects. Reports of myocarditis, specifically among young adults, and miscarriages among pregnant women are also alarming complications that reportedly occurred within only a few days after receiving the jab.
Pfizer CEO says “Israel is the biggest laboratory in the world”
Safety concerns are even more significant in the mid-term. In animal studies, antibody-dependent enhancement, also known as pathogenic priming, killed the majority of study animals when they were challenged with the virus they were immunized against.
Dr. Zelenko points out that although the possibility of a similar immune reaction in humans has not been confirmed yet, it has not been ruled out either.
But according to Dr. Zelenko, governments around the world are using the COVID shot to commit the ultimate crime against humanity by permitting human experimentation on their own people.
ABD’de 2015-2020 yılları arasında görülen ölüm oranları.
a. 2020 yılında, kalp hastalığından ölüm sayısı 690.882,
b. kanserden ölüm sayısı 598 912,
c. COVİD 19 gribinden ölüm sayısı ise 345.323 olmuş.
2020 yılında COVİD 19 gribinden ölenlerin sayısı, 2020 yılında kalp hastalığından ölenlerin saysının nerdeyse yarısı kadar değil mi? Ne gam!!!!
TTB de AŞI KARŞITI İLAN EDİLMELİ!!!
TTB DE SUÇLANMALI !!!
TTB DE CEZA ALMALI !!!
TTB DE CİNAYET İŞLİYOR DİYE HAPSE ATILMALI!!
TTB BİZİM AYLARDAN BERİ AÇIKLADIĞIMIZ İFADELERİ KULLANIYOR !!!
TTN DE SUSTURULMALI !!!
AŞININ FAZ ÇALIŞMALARI YAPILMAMIŞMIŞ, VAH VAH, HANGİ AŞININ Kİ YAPILDI Kİ? ZAVALLILAR SİZİ !!!
ŞİMDİMİ UYANDINIZ BEYLER, HANIMLAR!!!
YAZIKLAR OLSUN, YAZIKLAR !!!