Aşı çalışmalarının aceleye getirilmemesi, hem etkinlikleri hem emniyetlerinin tam olarak ispatlanması şarttır. Bir an önce aşı çıkarmak için bazı aşamaların atlanması doğru değildir; bu, çok daha büyük sorunlara kapı açar. Hele de aşının siyasete ve ticarete alet edilmesi halkın aşılara olan itimadını sıfırlayacaktır. Unutmayın, acele işe şeytan karışır. Ama gene unutmayın ki bu dünya şeytandan geçilmiyor!

Meşhur Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi CDC gene çark etti. Önce “KOVİD’ e yakalanan bireyle temas hâlinde olan ama hastalığı asemptomatik geçirenlerin de test yaptırması gerektiğini” savunan CDC sonra “temaslı ancak asemptomatik olanlar sağlık kuruluşu tavsiye etmedikçe test yaptırmak zorunda değil” demişti. Şimdi tekrar “enfekte kişiyle temas eden herkese test yapılması gerektiğini” söylüyor.

KOVİD pozitifliğinin, yaşanılan enlem, ırk/etnik köken, cinsiyet ve yaştan bağımsız olarak vitamin D seviyesi ile güçlü ve ters korelasyon gösterdiği bildirildi. Sanki remdesivir başında tacı ile kraliyet ailesinin koruma ve kollama altındaki küçük prensi, vitamin D ise aç karına sokaklarda gezen, eli yüzü kir pas içinde, onun bunun çocuğu… Bilim dünyasını bu ayırımcılığa son vermeye davet ediyorum.

KOVİD tedavisinde en çok umut bağlanan ilaçlardan biri olan remdesivir ile yapılan randomize kontrollü araştırmada ilacın etkili olmadığı neticesine ulaşıldı. Bugüne kadar birçok virüs hastalığında denenen ilacın etkinlik ve emniyeti gösterilememiş ve hiçbir hastalık için de ruhsat alamamıştı. Bir kür tedavi maliyet ise 3.120$.

Ağır solunum yetersizliği tablosundaki KOVİD hastası altı gebeye uygulanan nitrik oksit tedavisiyle kalp ve akciğer fonksiyonları ve enflamasyonda hızlı ve kalıcı iyileşmeler sağlandı. Kısa sürede nefes darlığı ve solunum hızında azalma ve kanın oksijenlenmesinde düzelme oldu. Enflamasyon belirteçleri de de hızla azaldı.