Bugüne kadar hastalıkların önlenmesinde de tedavisinde de çoğu zaman sadece ilaçları ve diğer ticari tıbbi ürünleri esas alan modern tıbbın artık sağlıklı yaşamak ve hastalıklardan korunmada, sağlıklı hayat tarzının da önemli olacağını keşfetmesi ve çalışmalar yapmaya başlaması hakikaten memnuniyet verici bir durum.

USA’ da yapılan araştırmada, park ve nehir kenarı gibi ortamlara ulaşımın kolay olduğu yerlerde yaşayanlarda Parkinson, Alzheimer ve diğer bunama türlerine bağlı hastaneye yatışların daha az olduğu tespit edildi. Bu araştırma sağlıklı hayat tarzının ne kadar önemli olduğunu bir kere daha ortaya koymuş oluyor.

Burun zarının zedelenmesi sonucu koku siniriyle beyne ulaşan bakterilere karşı üretilen proteinlerin kümeleşerek Alzheimer riskini artırabileceği ileri sürüldü. Burun karıştırmak, burundan kıl koparmak gibi hareketlerin zaten kimseye faydası olmadığına göre bunlardan uzak durmak şart oldu.

Aerobik egzersiz sırasında kana geçen irisin isimli hormonun Parkinson hastalığı ile ilgili bir proteini ve hareket problemlerini azaltabileceği gösterildi. Fare deneylerine göre, egzersiz Parkinson’ u önleyebilir. Çocuklara “Uyusun da büyüsün” yaşlılara “Yürüsün de sağlıklı olsun” denmelidir.

Tip 2 diyabet ve metabolik sendrom ile depresyon ve anksiyete, modern zamanların en çok görülen hastalıklarıdır ve istatistiklere göre her ikisi de giderek artma eğilimindedir. İlk bakışta tamamen farklı organları alâkadar ettiği düşünülebilecek bu hastalıklar arasında bir münasebet olması, birinin diğerinin görülme ihtimalini artırması pekâlâ mümkün olabilir.