ANTİKORUNUZ BOL OLSUN

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***

Antikorlar cepteki para gibidir, kolayca harcanır gider.

Hücresel bağışıklık bankadaki para gibidir, emniyet altındadır, harcanması zordur.

***

Bugünlerde aşı olanlara sıkça söylenen bir temenni var: “Antikorunuz bol olsun”.

Ne yazık ki, iyi niyetle dile getirilen bu temenni hem eksiktir ve hem de her zaman faydalı olmayabilir.

Temenninin gerçekleşmesi o kişinin başına ciddi işler açabilir.

BİR: Vücudun virüsleri “antikorlar” sayesinde alt ettiği elbette doğru ama bir de T lenfositleri ile sağlanan “hücresel bağışıklık” var.

Bağışıklık, T hücrelerinin hafızası sayesinde antikorlar azaldığında bile devam eder.

İKİ: Antikor bolluğu her zaman iyi olmayabilir. Bu bolluk başınıza iş açabilir: Antikora bağlı şiddetlenme!

ÜÇ: Antikorun kalitesi mühimdir.

Hücresel bağışıklık

T hücrelerinin sitotoksik T hücreleri (CD8+), yardımcı T hücreleri (CD4+),  düzenleyici T hücreleri ( (CD4+CD25+) ve hafıza T hücreleri adlı türleri bulunuyor.

Bir tür işgalciyi vücudun gelecekte tekrar tanımasına yardım ederken, diğeri işgalciyi avlayıp enfekte olan hücreleri yok ediyor. Bir diğeri bu sürece çeşitli şekillerde yardımcı oluyor.

Antikora bağlı şiddetlenme

Genel olarak virüse özgü antikorlar “antiviral” kabul edilir ve virüs enfeksiyonlarının kontrolünde çeşitli şekillerde önemli rol oynar.

Bununla birlikte, bazı durumlarda, spesifik antikorların varlığı vücut için değil “virüs için faydalı” olabilir.

Bu aktivite, virüs enfeksiyonunun antikora bağlı şiddetlenmesi (Antibody-dependent enhancement =ADE) olarak bilinir.

ADE, bir virüsün nötralizan olmayan suboptimal antikorlara bağlanmasının konakçı hücrelere girişini ve ardından replikasyonunu arttırdığı bir olaydır.

Antiviral antikorlar, fagositik FcγR veya kompleman yolundan yararlanarak hedef immün hücrelerin viral enfeksiyonunu teşvik eder.

Antikor, virüs ile etkileşimden sonra, belirli bağışıklık hücrelerinde bulunan Fc reseptörlerine (FcR) veya bazı kompleman proteinlerine bağlanır.

FcγR, antikoru fragman kristalize edilebilir bölgesi (Fc) yoluyla bağlar.

Bu etkileşim, bağışıklık hücreleri tarafından virüs-antikor kompleksinin fagositozu yoluyla virüsün alımını kolaylaştırır.

Sonuç olarak, monositler, makrofajlar, dendritik hücreler ve belirli granülositler gibi FcR taşıyan miyeloid hücreler, immün komplekslerin fagositik alımı yoluyla enfeksiyonun antikora bağlı şiddetlenmesine izin verir.

Genellikle fagositoz sürecine virüsün yıkılması eşlik eder, ancak virüs nötralize edilmezse (düşük afinite bağlanması veya nötrleştirici olmayan bir epitopa hedeflenmesi sebebiyle), antikor bağlanması bir virüs kaçışına ve dolayısıyla enfeksiyonun artmasına yol açabilir.

Böylece fagositoz virüsün replikasyonu ve immun hücrelerin ölümüyle sonuçlanır (1, 2).

Antikorların kalitesi mühimdir

Biri nötralizan yani virüsü etkisiz kılan diğeri ise non-nötralizan virüsü etkisizleştiremeyen olmak üzere iki türlü antikor vardır.

Eğer antikorlarınız nötralizan vasfında ise mesele yok ama non-nötralizan veya sub-optimal antikorlar problem yaratabilir.

Hafif hastalığı olduğu için ayaktan tedavi gören hastalarda nükleokapsit antijenine kıyasla spike proteinin S1 veya RBD kısımlarını hedefleyen IgG sınıfı antikorların daha yüksek bulunması antikor kalitesinin ne kadar mühim olduğunun delilidir (3).

Bu araştırmada, plazma antikor artışı viral RNAemi’ deki azalmayla korelasyon gösteriyordu ama akut hastalığı olanlardaki antikor cevapları hastalığın akıbetini belirlemede yetersizdi.

Yüksek miktarda S proteini seviyelerine sahip olan ve ağır tablo gösteren yaşlı hastalarda SARS-CoV-2’ nin hücrelere girişinin arttığı tespit edilmiştir (4).

Gelelim neticeye

Aşı yapılanlar için dile getirilen temenninin “Nötralizan ve uzun ömürlü antikorlarınız, evladiyelik T hücreleriniz olsun” şeklinde düzeltilmesi uygun olacaktır.

Temenniperverlere duyurulur.

Kaynaklar:   

1. https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/11/14/yazilar/tip-yazilari/kovid-asisi/antikor-bagimli-siddetlenme-kocid-i-agrilastirabilir/

2. https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/12/13/yazilar/tip-yazilari/corona-virus/kovid-de-antikorlar-ne-ise-yariyor/

3. https://immunology.sciencemag.org/content/5/54/eabe0240

4. https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2020.10.08.20209114v1

***

EK 1 (1.5.2021): “Hafif olarak geçirilen tipik bir KOVİD’ den sonra, koronavirüse has CD8+ T hücreleri kalıcı olmak yanında iyileşme sürecinde, koordine bir şekilde uzun ömürlü ve kendi kendini yenileyen hafıza özelliği kazanıyor.” Kaynak: https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2021.04.28.441880v1.full.pdf

***

EK 2 (12.6.2021):  Informed consent disclosure to vaccine trial subjects of risk of COVID-19 vaccines worsening clinical disease.

Nötralizan antikorlar oluşturmak için modifiye edilmemiş veya çok az modifiye edilmiş koronavirüs viral spike proteininden hazırlanan, viral vektör, protein, DNA veya RNA aşıları uygulama yönteminden bağımsız olarak antikora bağlı şiddetlenmeye (ADE) sebep olabilirler.

Bu risk, sürmekte olan KOVİD aşıları klinik araştırma protokolleri ve rıza onamlarında olabildiğince gizlenmiştir, hastaların bu riski yeterince kavramaları muhtemel değildir. Bu da katılımcıların doğru bilgilendirilmelerini ortadan kaldırır.

Etik olarak, aşı araştırmalarına katılanların, katılacak olanların, aşı onaylandıktan sonra aşı yapılacak olanların ADE yani KOVİD’ i daha ağır geçirme riskine karşı ikaz edilmeleri gerekir.

Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/33113270/

***

EK 3 (28.6.2021): KORCAN AYATA: Bugün İsrail’de yapılmış bir çalışma önbasım olarak yayınlandı. Malum medya tarafından “aşıların üstün başarısı” olarak veriliyor ve her zamanki gibi yayın içinden çımbızlanmış veriler kullanılıyor. papers.ssrn.com/sol3/papers.cf

Tarafsız şekilde verilere bakalım: 1-Öncelikle aşılı-aşısız gruplaması ile ilgili bir problem var, her iki gruba dahil edilmiş 772.717 kişi söz konusu. Bunlar çalışma süresince aşı olanlar. Bu grubun enfeksiyon, hastaneye yatış ve can kaybı bilgileri malesef verilmemiş.

Resim

2-Gruplar arasındaki en büyük fark enfeksiyon oranında görülüyor. Aşısızların hasta olma riski 25 kat fazla. Aşılı:%0,1 Aşısız:%2,48 3-Enfekte olanlarda hastaneye yatış oranları: Aşılı:%7,45 Aşısız:%3,54 4-Enfekte olanlarda can kayıpları: Aşılı:%2,34 Aşısız:%0,49

Resim

5-Hastaneye yatırılan ve hayatını kaybedenlerin oranı. Aşılı:%31,4 Aşısız:%13,9 1-5 özet: Aşı hasta olmayı büyük oranda önlüyor, ancak aşıya rağmen hastalananlarda, ağır hastalık geçirme ve can kaybı oranı daha yüksek.

Resim

6-Tüm hastaneye yatış ve can kaybı verilerine bakarsak, aşıların özellikle 60+ grupta “kurtarıcı” rol oynadığını görüyoruz. 16-59 aşılı grupta hiç can kaybı olmazken, aşısızlarda bu sayı 20. 60+ grupta ise 33 ve 111.

Resim

7-Aşılı gruptaki hipertansiyon ve diyabet hastalarının oranı, aşısız gruba göre yaklaşık 2,5 kat fazla. Aşının etkisini düşüren ve “aşıya rağmen” ağır hastalanan ve hayatını kaybeden insanların çoğu bu grupta. Hiç şaşırtıcı değil, böyle olacağı aylar öncesinden biliniyordu.

8-Aşılıların hastalandıklarında aşısızlara göre daha ağır geçirip can kaybına uğramalarının altında yatan diğer sebep ADE olabilir. Antibody Dependent Enhancement. Özet olarak, virüsün üzerine antikor bağlandığı için, normalde giremediği bir bağışıklık hücresinin içine sızması.

ADE basit gibi gözüken ancak çok derin bir konu. Hastada tespit edilmesi, önlem alınması çok zor. En güvenlisi T hücreleri sayesinde antikora gerek kalmadan hastalığı atlatmak, malesef bu herkeste aynı etkinlikte olmuyor.

2020 yılına kadar insanlar için SARS, MERS veya mevsimsel koronavirüslere karşı aşı geliştirilememiş olmasının başlıca sebebi hayvan deneylerinde gözlenen ADE vakalarıdır. Covid aşılarının çalışmaları hızlandırıldığı için, bu deneylerin tam yapılmadığı bir gerçek.

ADE oluyor mu? Ciddi bir sorun teşkil ediyor mu?Kayıtları tutulabiliyor mu? Varlığı yokluğu araştırılıyor mu? Sorularının cevabını bilmiyoruz. Makalenin tamamı için: https://www.nature.com/articles/d41587-020-00016-w

Son olarak bu çalışma ile Covid ölüm oranları bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Her iki gruba yazılan 700.000 kişiyi görmezden bile gelsek, aşılanmamış 300.000 kişide 131 can kaybı olmuş. Yani %0,043. Bu oran aşılılar için % 0,0057.

Kaynak: https://twitter.com/korcanayata/status/1409518311428272130?s=20

***

EK 4 (4.9.2021): FERHAT ARSLAN “Antikor aracılı aşırı reaksiyon konusunda olup olmayacağı tartışmasını bir tarafa bırakalEK ım, önümüzdeki 6 ay içinde özellikle genç ve hızlı bir şekilde akut solunum yetmezliği tablosuna giren hastanız olursa (olmasın inşallah) ne yaparız diye düşünün. İşte bunlar için çalıştay !Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1434216951677652993?s=20

***

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Alişan Yıldıran, Çocuk İmmünoloji-Allerji Mütehassısıişan Yıldıran, Çocuk İmmünoloji-Allerji Mütehassısı, Prof. Dr. dedi ki:

    Değerli hocam,

    Bu yaşınızda böyle berrak bir hafıza ve ilmî tecessüse sahip olmanız ve sosyal impact faktörünüz beni çok memnun ediyor.

    İmmünoloji aslında çok zor değil, ama okumayan ve pratik yapmayan doktorların HİÇ idrak edemediklerini üzülerek müşahede ediyorum.

    H indeksi yüksek olacağına sosyal impact faktörü yüksek olmak mühim…

  2. Yurdal dedi ki:

    Bilgiçlik taslayanları alınlarının ortasından vurmuşsun, rezil etmişsin. Helal sana…

  3. Burak Ünsal dedi ki:

    Bilgilendirme için teşekkürler hocam. Yazılarınız, sağlık sektöründe olmayan bizler için de çok yararlı olmaktadır. İnşallah karar alıcılar da bu değerli bilgileri göz önüne alır.

Siz de yorumunuzu paylaşın: