ÇİÇEK AŞISINA TÜRK BULUŞUNA KARŞI ÇIKANLAR, ÖLÜM KORKUSUYLA SONRADAN AŞILANDI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Erhan Afyoncu‘ nun yazısı:

Türkiye’ de aşı karşıtları aslı astarı olmayan saçma sapan iddialarda bulunuyor. İşin ilginç yanı ise Avrupa aşıyı 18. yüzyılın ilk çeyreğinde bizden öğrenmiş, ancak bizden giden aşılara “Müslüman işi” diye karşı çıkanlar da olmuştu. Hatta aşı sonucunda insanların vücudundan inek çıkan karikatürler bile yapılmıştı. Ancak kraliyet çevrelerinin kendi çocuklarını aşılatarak örnek olmaları ve çiçek hastalığının yaydığı ölüm korkusu, zamanla aşı karşıtlığını azalttı

Çiçek hastalığıyla ilgili ilk eserler İslam âlimleri tarafından 10. yüzyılda kaleme alındı, ancak bu eserlerde hastalığın önlenmesi veya tedavi edilmesiyle ilgili bilgi bulunmaz. 11. yüzyıla gelindiğinde ise er-Razi, hastalığın tarifini yaparak kızamık ile karşılaştırdı. Avrupalılar ise bu karşılaştırmayı ancak 18. yüzyılın ortalarında Thomas Sydenham ile yapacaktı. III. Ahmed’in hekimlerinden Sakızlı Emanuel Timonius, 1714’te Latince yayınlanan kitabında Türk topraklarında uygulanan çiçek aşısını anlattı.


Çiçek aşısı aleyhine 1802 tarihli bir karikatür.

AŞIYI AVRUPA’YA LADY MONTAGU GÖTÜRDÜ

Edward Wortley Montagu, III. Ahmed’in hükümdarlığı döneminde 1716’da İngiltere elçisi olarak İstanbul’da göreve başladı. Elçinin eşi Mary Wortley Montagu da yanındaydı. Lady Montagu, Osmanlı topraklarında geçirdiği iki yılı ülkesindeki arkadaşlarına yazdığı mektuplarda anlattı.
Lady Montagu, 1715’te çiçek hastalığı geçirmiş ve yüzünde hastalığın izleri kalmıştı. Erkek kardeşini de 1713’te çiçekten kaybetmişti. İngiliz elçisinin eşi, İngiltere’de bilinmeyen çiçek aşısının Osmanlı topraklarında yaygın bir şekilde kullanıldığını hayretle gördü. Hafif çiçek çıkaranlardan alınan cerahat, çiçek çıkarmayanların derisine çizilerek sürülüyordu. Lady Montagu, Osmanlı topraklarında bu aşının nasıl yapıldığını görünce, oğlunu da aşılattı. Bu tatbikatı arkadaşı Sarah Chiswell’e Edirne’den yazdığı 1 Nisan 1717 tarihli mektubunda şöyle anlattı:
“…Bizde pek çok yaygın ve zalimane olan çiçek hastalığını burada keşfettikleri bir aşı ile önlüyorlar. Birçok kocakarının sanatları sırf bu ameliyatı yapmak… Her sene aynı ameliye binlerce çocuğa yapılıyor. Aşıdan kimse ölmüyor. Aşının faydasına inandığım için sevgili yavruma da yaptırmaya karar verdim. Vatanımı çok sevdiğim için aşının oraya da girmesini isterim.”
Lady Montagu, 1718’de İskoç asıllı elçilik doktoru Cerrah Charles Maitland’dan beş yaşlarındaki oğlu Edward’ı aşılamasını istedi. Dr. Maitland, Lady Montagu’nun isteğini yerine getirdi. Edward, ilk çiçek aşısı olan İngiliz’di.
İngiltere’deki tıbbî çevreler bu aşıya halk tedavisi olarak gördükleri için karşı çıktılar. Ancak 1721’de İngiltere’de yeni çiçek salgını başladı. Lady Montagu, 1721 Nisan’ında Dr. Maitland’dan üç yaşlarındaki kızını aşılamasını istedi. Çok istekli olmayan Charles Maitland, Kraliyet Hekimler Koleji’nden üç doktorun gözetiminde küçük kızı aşıladı. Aşılama sırasında orada olan ve biri hariç çocuklarını çiçekten kaybeden James Keith de bu durumu görünce altı yaşındaki oğlunu aşılattı.


Mary Wortley Montagu ve oğlu.

KRALİÇE SAHİP ÇIKTI

Ağustos 1721’de Londra’da Newgate Hapishanesi’nde idamı bekleyen altı mahkûma, aşılanmayla hayatta kalma şansı sunuldu. Mahkûmlar aşılanmayı kabul ettiler ve kraliyet hekimlerinden Sir Hans Sloane’nin gözetiminde yapılan aşı denemesi olumlu sonuç verince serbest bırakıldılar. Hastalığa maruz kalan bir mahkûmun bağışıklığı da ispatlanmıştı. Aşının başarısına rağmen tartışmalar bitmedi.
Lady Montagu, Eylül 1722’de takma isimle aşılanmayı açıklayan ve savunan bir makale yazdı. Kral II. George’un eşi Brandenburg-Ansbachlı Caroline, 1722 sonlarında Londra’da beş yetimi aşılattı. Ardından Dr. Maitland’a iki çocuğunun aşısını yaptırdı. Ancak bazı çevreler, Müslüman bir devletten İngiltere’ye geldiği için aşıya karşı çıkmaya devam ettiler.


Çiçek aşısı aleyhine bir Fransız karikatürü

BU AŞI MUHAMMEDÎ KÖKENLİDİR

1730 ile 1735 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda büyükelçilik yapmış olan Kont Kinnoull’un uşağı Samuel Medley, günlüğüne 28 Mart 1735’te şöyle yazmıştı:
“Bowstring doktrinleri de çiçek aşısı da Muhammedî kökenlidir ve asla hür doğmuş bir İngiliz bünyesine uymaz. Doğal ve ilâhî yasalara mugayir olup bizim vücudumuz üzerinde bir yüktür. Vahşîce aşılama hevesinin İngiltere’de hâkim olması şaşılacak bir iştir. Pek çok eğitimli ve soylu şahıs bu işi yapmıştır ama bu ne meşru, ne âdil ne de uygulanması mazur görülebilecek bir iştir.
Daha sonradan ağrıyacağı veya çürüyeceği korkusuyla sağlam bir dişi çekene gülünmez mi? Veya bu beyefendiler şayet veba içimizde olsaydı bu sebepten ötürü bizi aşılarlar mıydı? Her ne kadar sebepleri aynı olsa da bence bunu yapmazlardı.
Kendi isteğimizle ve bir kasd-ı mahsusla kendimizi içine soktuğumuz durumdan kurtuluşumuzun vasıtalarıyla nimetlenmek için nasıl dua edebiliriz. Takdir-i ilahiye iman başka bir şey, ona aykırı iş yapmak başka bir şeydir”.

Samuel Medley’in günlüğü.

AŞI YAYILDI

Aşılama henüz çok güvenli olmamasına ve aşı karşıtlarına rağmen bu usul özellikle kraliyet çevrelerinin desteğiyle çiçek aşısı Rusya, İsveç, İtalya, Fransa’da hızlıca yayıldı. Yapılan aşıların sonuçları herkes tarafından dikkatle takip ediliyordu. London Magazine 1735’te dış haberler sayfasında şu haberi yayınladı: “Philadelphia’dan: Güzden bahara kadar çiçek hastalığı çok yaygındı ve o şehirde bilinen en büyük salgındı. 129 kişi aşılanmıştı. Beyazlardan 32 kadın ve erkek, 64 tane de 12 yaş altı çocuk aşı olmuştu. Siyahîlerden genç ve yaşlı 32 kişi aşı olmuştu. Siyahîlerden yalnızca biri öldü. Vefat eden tek kişi oydu.”
Aşının yaygınlaşmasında sık sık çıkan çiçek salgınlarının öldürücülüğünün de önemli bir payı olmuştu. Lady Montagu, 1762’de öldüğünde 13 yaşında olan Edward Jenner’in sığır çiçeğinden geliştirdiği aşı ise 1980’de çiçek hastalığını bitirdi.

Belfast Telegraph.

O AŞIYI TANITMIŞTI

2 ŞUBAT 1939 tarihli Belfast Telegraph gazetesi, aşının İngitere’ye nasıl geldiğini şöyle anlatmıştır:
“Aşıyı kim bulmuştu? 10 kişiden 9’u muhtemelen bu soruya cevap olarak Edward Jenner ismini verecektir. Fakat o sadece süreci mükemmelleştirmiş ve aşılamanın toplum sağlığını muhafaza etmekte paha biçilmez bir rol oynamasına yarım asır engel olan bu bakış açısının darlığı ve batıl inancın üstesinden gelmiştir. Esasen bu uygulama Türkler tarafından asırlardır bilinmekteydi fakat Jenner’in bu süreci mükemmelleştirmesinden yaklaşık yarım asır önce aşılamayı İngiltere’ye tanıtan bir kadındı.
Dünya tıp tarihinin en büyük buluşlarından birini keşfettiğinde Montagu, İstanbul’daki İngiliz elçiliğinde yaşamaktaydı ki eşi burada bir büyükelçiydi. Doğunun romantik atmosferi onun ilgisini çekmiş ve ülkenin her yönünü dolaşmıştı.
Bu gezilerinden birinde Montagu, etrafı bebeklerini kendisine teslim eden bir grup anne ile çevrili Arap (Müslüman) bir doktor görmüştü. Doktor sıvı içeren bir kaba bir kamışı daldırmış ve çocukların kollarına zerk etmiştir. Şaşıran ve konuya alaka gösteren Montagu araştırmalar yaptı ve bu çocuklara sığır çiçeği hastalığı bulaştırılarak çocukların çiçek hastalığı tehlikesinden nasıl uzak tutulduklarını öğrendi.
Büyükelçinin eşi bu günlerde çiçek hastalığının İngiltere’nin en büyük sağlık sorunlarından biri olduğunun farkındaydı ve bu keşfinden elçiliğin resmi doktoru Dr. Maitland’a bahsetti, dolayısıyla da konuya olağanüstü ilgi duymuştu. O kısa bir süre sonra aşıyı temin etmiş ve elçiliğin mensuplarını aşılamıştır. 4 yıl sonra 1721’de Londra’ya dönünce, o zaman kendisi aşıya inanan birkaç uzmandan biri olarak mukayeseli süreçte ön plana çıkmıştı”.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/erhan-afyoncu/2021/09/19/cicek-asisina-turk-bulusu-diye-karsi-cikanlar-olum-korkusuyla-sonradan-asilandi

 

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Alişan Yıldıran dedi ki:

    Demek okumaya başladınız rektör bey?

    O halde Bernard Shaw, Alfred Wallace, Bernice Eddy, Charles Creighton, Walter Hadwen, Glen Dettman, Beddow Bayly gibi münevverlerin ve bilim adamlarının bunların ipliğini pazara çıkardıklarının neden unutturulduğunu da bir tahkik edin bakalım!

    Tarihden anlıyorsunuz ya?

Siz de yorumunuzu paylaşın: