ÖKSÜRÜK ŞURUBU KONSEPTİ REZALETİ
“Öksürük şurubu konseptini doktorlar belirledi” başlıklı haberi hayret ve utanç içinde okudum (1).
“Abdi İbrahim firmasını” da bu işe âlet olan “alanında uzman olan 1.600 doktoru” da şiddetle kınıyorum.
Bu, bir rezalettir!
İlaç, leblebi-çekirdek değildir.
İlaç asla pazarlanabilecek, reklâmı yapılabilecek sıradan bir tüketim ürünü de değildir.
Sloganla, konseptle, sevimli çizgi karakterle, pazarlama oyunlarıyla ilaç satışı teşvik edilemez, edilmemelidir.
Hukukçu olmadığım için bu tür hiç ‘deneyimlenmemiş pazarlama yaklaşımının’ suç unsuru taşıyıp taşımadığını bilemiyorum ama bunun bir tür ‘hokkabazlık’ olduğunu söylemek yanlış olmaz herhâlde.
Levopront nasıl bir ilaç?
Şimdi gelin daha fazla satılması için pazarlama oyunlarına başvurulan Levopront’ u üretici firmanın prospektüsünden tanıyalım (2).
İlacın 1 mililitresinde etken madde olarak 6 miligram levodropropizin ve yardımcı maddeler olarak metil paraben, propil paraben, sakkaroz, kiraz aroması, monohidrat sitrik asit, sodyum hidroksit, saf su bulunuyor.
Levodropropizin’ in öksürük kesici etkisi (antitüssif) trakeobronşiyal seviyede, periferik tiptedir. C fibrilleri üzerinde inhibitör etki gösterir, nöropeptid salınımını inhibe eder.
Ürün prospektüsünde şu uyarılar yer alıyor:
Soluk almada zorluk, yüz, dudak, dil veya boğazda şişme, ani kan basıncı düşmesi, yaygın ve şiddetli kızarıklık, kasıntı, ürtiker (kurdeşen). Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin Levopront’ a karsı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Yan etkileri: Bulantı-kusma, hazımsızlık, midede yanma hissi, ishal, dil iltihabı-ağız yaraları, halsizlik-yorgunluk-uyuşukluk, titreme, baş ağrısı, baş dönmesi, çarpıntı, kalp atımının hızlanması, asabiyet, uyku hali, benlik kaybı.
Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir. Ciddi yan etkiler çok seyrek görülür.
Kullanılmaması gereken durumlar: İlaca karsı bilinen veya şüphelenilen aşırı duyarlılık vakalarında, gebelik ve emzirme dönemlerinde, ağır karaciğer yetmezliği olan kişilerde, Kartagener sendromu veya siliyer diskinezi gibi mukosiliyer temizlik mekanizmasında azalma olan vakalarda kontrendikedir.
Levodropropizin’ in gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınların bu ilacı kullanmamaları, etkili bir doğum kontrol yöntemi uygulamaları gerekmektedir.
Gebelik dönemi: Levodropropizin plasenta bariyerini geçer. İnsanda fetüs üzerinde zararlı tesiri olduğukanıtlanmıştır, bu nedenle hamilelerde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi: Levodropropizin anne sütüne geçer. Bu nedenle emziren annelerde kullanılmamalıdır.
Prospektüste bahsi geçmiyor ama ilaçta bulunan yardımcı maddelerden metil ve propil paraben ‘kanserojen ve hormon bozucu etkileri olan’ kimyasal maddeler (3).
Kozmetik firmaları bile parabenleri ürünlerinden çıkarmaya başladılar diyeyim gerisini siz anlayın.
Diğer boya ve koruyucu kimyasallar da cabası!
50 sıradan yayın var
İlacın etkinliğini araştırmak için yaptığım Pubmed taramasında levodropropizin ile ilgili sadece 50 (yazı ile elli) yayın bulabildim (4).
Bunların da bir kısmı çok sıradan derleme yazılar; bir kısmı ilaç yan etkisi ile ilgili bildiriler; bir kısmı farmako-kinetik çalışmalar; bir kısmı hayvan çalışmaları; bir kısmı ise bu ilaçla hiçbir alâkası olmayan makaleler.
Özetle, bizde ‘doçent-profesör olmak için yapılan, dosya kabartıcı yayınlardan’ hiçbir farkı olmayan yazılar.
İlacın öksürük tedavisinde etkinliğini gösteren çok sayıda hasta üzerinde yapılmış, plasebo kontrollü randomize doğru dürüst bir araştırma yok!
Bu yayınların yer aldığı dergiler de ikinci, üçüncü hatta sonuncu sınıf dergiler.
2011 senesinde yayınlanan bir makalede varılan sonuç da durumun “vahametini” net olarak ortaya koyuyor zaten (4):
“Levodropropizin’ in bu hastalardaki öksürük kesici etkisi için yeterli delil çok nadirdir. Mevcut araştırmaların tümünde yöntem zayıflıkları vardır ve önyargılıdır. İlacın kullanımının desteklenmesi için iyi düzenlenmiş daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.”
İlacın etkinliği ve emniyetini “hiçbir şüphe kalmayacak şekilde” ortaya koyan “bir tane bile adam gibi bilimsel bir makale olmayınca” da işte böyle pazarlama yaklaşımlarına yani oyunlara başvuruluyor.
Yassah hemşerim!
Haberde adı geçen siteye (http://www.levopinion.com/) girmek “yassah” olduğu için içeride neler olup bittiğini göremedim, öğrenemedim; diğer konseptler hakkında fikir edinemedim (5).
Her şey kapalı kapılar ardında “kozmik odalarda” gerçekleşiyor.
Haberde geçen “tanıtım temsilcilerinin aktif yardımları” ifadesine de takıldım kaldım.
Bu da çok “şifreli bir ifade”.
Aktif yardım nedir, yenir mi içilir mi, elle tutulur mu, uçak bileti midir, cep telefonu mudur nedir gerçekten bilmiyorum.
Aktifi olduğuna göre demek ki bir de “pasif yardım” olmalı; acaba o ne ki?
Bu mevzularda hiçbir fikrim yok ama neyse ki tanıtım temsilcilerinin ‘ellerinde içi tıka basa dolu, kocaman çantalarla gezen, çok şık giyimli’propagandistler olduğunu biliyorum.
Gelelim neticeye
BİR: İlaç, bir hekim tarafından kullanılması tıbbi olarak mutlaka gerekli olduğu için reçete edilen ve eczaneden satın alınan bir üründür.
Gerçek bir hekim yazacağı ilacı, firmaların bir takım hediyeler eşliğinde dağıttığı parlak kartonlardan değil bilimsel kaynaklardan öğrenmelidir.
Levopront’ un etkinliğini ispat eden yeterli kanıt olmadığı gibi tedavi edici bir ilaç da değildir.
İKİ: İlaç firmaları ürünlerini doktorlara bu tür ‘pazarlama oyunlarıyla değil’, en azından ilaçlarla yapılmış ‘adam gibi araştırmalarla’ tanıtmalıdır.
Abdi İbrahim de bu ‘yaklaşıma’ ayırdığı zamanı ve parayı ‘doğru dürüst bir klinik araştırmaya’ sarf etseydi çok daha doğru bir iş yapmış olurdu.
ÜÇ: Doktor milleti ilaç endüstrisinin pazarlama faaliyetlerinin ‘oyuncağı’ olmamalıdır.
Sonra “Neden doktorluğun saygınlığı kalmadı” diye boş yere dövünüp dururlar.
DÖRT: SGK, ilaç harcamalarını azaltacağım diye kendini paralamasın. Endüstri-doktor ilişkisi ve bu tür hokkabazlıklar ‘sıfırlanmadan’ bu iş halledilemez.
BEŞ: İçinde bir çay kaşığı tuz bulunan musluk suyunu ‘deniz suyu, okyanus suyu, steril serum fizyolojik’ gibi isimlerle maliyetinin belki 50 belki 100 misline satmaktan utanmayan ilaç endüstrisinden başka ne beklenirdi ki?
KAYNAK
4. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed?term=Levodropropizin