KOVİD AŞILARI CİDDİ VE UZUN SÜRELİ GENETİK HASARA SEBEP OLUYOR

mRNA Enjeksiyonları Kanser ve Kronik Hastalıklarla Bağlantılı Ciddi, Uzun Süreli Genetik Bozulmaya Sebep Oluyor (Synthetic mRNA Vaccines and Transcriptomic Dysregulation: Evidence from New-Onset Adverse Events and Cancers Post-Vaccination) başlıklı, henüz hakem denetiminden geçmemiş olan bu çalışmanın sonuçları çok dikkat çekicidir.
Çalışmada, mRNA Kovid-19 aşılarının ardından yeni ortaya çıkan yan etkiler ve kanser vakalarıyla ilişkili transkriptomik değişiklikleri inceleniyor.
İki hasta grubu (aşı sonrası yeni ortaya çıkan non-malign yan etkiler ve kanser tanısı alanlar) ile sağlıklı bir kontrol grubu karşılaştırılıyor, DESeq2 yöntemiyle farklı gen ifadeleri analiz ediliyorve MSigDB veritabanı ile özel gen setleri kullanılarak Gen Seti Zenginleştirme Analizi (GSEA) yapılıyor.
Sonuçlar, her iki hasta grubunda da yaygın transkriptomik düzensizlikler olduğunu, non-malign yan etki grubunda mitokondriyal disfonksiyon, proteazom kaynaklı stres, transkriptomik instabilite ve sistemik inflamasyon gibi bulgular tespit edildiğini gösteriyor.
💥Bilimsel Durum: Bu bir preprint çalışmasıdır, yani henüz hakem değerlendirmesinden (peer-review) geçmemiştir. Preprintler, bilimsel topluluğun erken aşamada fikir alışverişi yapması için faydalıdır, ancak sonuçları kesinleşmiş veya doğrulanmış kabul edilmemelidir. Hakem değerlendirmesi, çalışmanın metodolojisi, veri kalitesi ve sonuçların geçerliliğini değerlendirmek için kritik bir adımdır.
💥Metodoloji: Çalışma, RNA dizileme ve gen ifade analizine dayanıyor ki bu, transkriptomik değişiklikleri anlamak için güçlü bir yöntemdir. Ancak, çalışmanın örnek büyüklüğü, hasta seçimi kriterleri ve kontrol grubunun nasıl oluşturulduğu gibi detaylar tam olarak bilinmeden sonuçların genellenmesi zor. Örneğin, yeni kanser tanıları ile aşı arasındaki nedensel ilişkiyi belirlemek için daha kapsamlı epidemiyolojik verilere ihtiyaç vardır.
💥Sonuçların Yorumu: Çalışma, mRNA aşılarının spike proteini ekspresyonu, bağışıklık aktivasyonu ve potansiyel off-target etkilerle ilişkili olabileceğini öne sürüyor. Ancak, bu bulgular nedensel bir ilişkiyi kanıtlamıyor; yalnızca bir korelasyonu işaret ediyor. Aşı sonrası yan etkiler ve kanser vakaları, altta yatan başka faktörlerden (örneğin, yaş, genetik yatkınlık, çevresel etmenler) de kaynaklanabilir.
💥Sınırlamalar: Preprintlerde genellikle metodolojik sınırlamalar, istatistiksel güç veya veri yorumlamasındaki önyargılar açıkça belirtilmeyebilir. Bu çalışmada da, örneklem büyüklüğü, kontrol grubunun eşleştirilmesi ve uzun vadeli takip verilerinin eksikliği gibi potansiyel sınırlamalar olabilir. Ayrıca, mRNA aşılarının genel güvenlik profili, milyonlarca dozun uygulandığı küresel verilerle desteklenmektedir ve bu tür çalışmaların bulguları, daha geniş bağlamda değerlendirilmelidir.
Araştırmacılardan Nicolas Hulscher’ in çalışma ile ilgili görüşleri:
🧪 Kan örneklerinde yüksek çözünürlüklü RNA dizilimi kullanarak, Kovid-19 “aşılarının” BİNLERCE genin aktivitesini CİDDİ ŞEKİLDE bozduğunu keşfettik; bu da enjeksiyondan aylarca, yıllarca sürebilen mitokondriyal yetersizliği, bağışıklığın yeniden programlamasını ve onkojenik aktivasyonu (kanser oluşumunu) tetikliyor.
🧬 Farklı gen ifadesi analizi, mRNA hasarlı hastaları (kanser, olumsuz olaylar) 803 sağlıklı kontrolle karşılaştırdı ve yaygın transkriptomik KAOS’ u ortaya çıkardı:
⚠️ Mitokondriyal yetmezlik – Kompleks I bozulması, oksidatif stres, enerji çöküşü
⚠️ Bağışıklık sisteminin yeniden programlanması – Kronik enflamasyon, ACE2 baskılanması, TLR hiperaktivasyonu
⚠️ Onkojenik aktivasyon – MYC yukarı, p53/KRAS aşağı, DNA onarım baskılanması
⚠️ Hücresel stres – Ribozom aşırı yüklenmesi, yanlış katlanmış protein birikimi, proteazom aktivasyonu
⚠️ Epigenetik yeniden şekillendirme – Kromatin kaymaları, metilasyon değişiklikleri, nükleozom yer değiştirmesi
⚠️ Ters transkripsiyon önerildi – LINE-1 aktivitesi ve kalıcı plazmit DNA’sı ile tutarlı modeller, potansiyel genomik entegrasyon veya sürekli yabancı gen ifadesi konusunda endişe yaratıyor
Bilgilerimize göre bu, Kovid-19 “aşılarından” zarar gören kişilerde uzun vadeli genetik bozulmayı gösteren ilk çalışmadır.
Nüfusun hala hatırlatma dozlarını düşünen kalan yaklaşık %20’sini korumak için bu tehlikeli gen tedavilerinin derhal geri çekilmesinin zamanı geldi.
Gelelim neticeye
Henüz hakemli bir dergide yayınlanmamış olan bu çalışmanın sonuçları daha geniş kapsamlı araştırmalarla doğrulanır ise mRNA Kovid aşılarının üretiminin derhal durdurulması gerekir.
Kaynak: https://www.preprints.org/manuscript/202507.2155/v1
Makale: Synthetic mRNA Vaccines and Transcriptomic Dysregulation: Evidence from New-Onset Adverse Events and Cancers Post-Vaccination
Kaynak: https://x.com/NicHulscher/status/1948702420894122083
***