Egzersizin leptin ve lökositleri azaltarak enflamasyonu baskıladığı ve böylece kalp ve damarları koruduğu bildirildi. Kalp-damar hastalıklarının önlenmesinde egzersizin önemine dikkat çekmelerini beklediğim araştırmacılar, bu bulguların yeni tedavilerin geliştirilmesine imkân sağlayabileceğini söylemişler. Pes!

Ağzın su yerine antibakteriyel bir gargara ile yıkanmasının egzersizin kan basıncını düşürücü tesirini azalttığı bildirildi. Antibakteriyel ürün kullanmayı marifet zanneden hijyen hastalarının vücuttaki bakteri sayı ve çeşitliliğini etkileyecek “modern uygulamalardan” kaçınmalarını diliyorum.

Yaşlılarda yüksek yoğunluklu yürüme bandı idmanlarının hafızayı %30 artırabileceği gösterildi. Kanada’ lı araştırmacılar kusuruma bakmasınlar; ben yüksek yoğunluklu ağır egzersizleri faydalı değil tam aksine zararlı buluyorum. Zorlama ile kan ter içinde kalınan idmanlardan kimseye bir fayda gelmez. Hafızayı parlatalım derken motor yanabilir, dikkat!

Seçkin sporcuların dişlerini günde iki defa fırçalamalarına ve diş ipi kullanmalarına rağmen diş çürüklerinin ve diş eti hastalıklarının daha çok olduğu bildirildi. Bu durum sporcuların fazla miktarda şekerden zengin spor içecekleri, enerji jel ve barları kullanmalarına bağlanıyor. Unutmayın, diş çürüklerinin sebebi macun eksikliği değil şekerdir.

Cleveland Kliniği’ nin de “Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat” felsefesini benimsediği anlaşılıyor. Bugüne kadar hastalıkların önlenmesinin sadece ilaç, aşı gibi tıbbi ürünlerle mümkün olabileceğini dilinden düşürmeyen kurum eklemlerin korunmasında da ne kalsiyumun ne D vitamininin ve ne de glukozamnin gibi ticari ürünlerin adını bile anmıyor.