KANSERİ ÖNLEYEN MUHTEŞEM ÜÇLÜ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

İndependent Türkçe‘ deki yazım:

Modern tıp, hakkını teslim edelim ki kanserin erken teşhisi ve tedavisi konularında çok çalışıyor ama sıra kanserin önlenmesine gelince göstermelik çabalar dışında dişe dokunan bir gelişme yok.

Bunlar da kanserin birtakım ilaç ve aşılarla önlenmesini hedefleyen; yani gene endüstriye getirisi olan uygulamalar.

Oysa sadece kanserin değil günümüzde salgın mertebesine ulaşan tüm kronik hastalıkların altında beslenme hataları, hareketsizlik, stres, sigara-alkol, çevre kirliliği… gibi hayat tarzındaki yanlışlar yatıyor.

Tıp endüstrisine hiçbir faydası olmayan bu yanlışların düzeltilmesiyle en kötümser tahminlerle bile kanser ve kronik hastalıkların yarı yarıya azaltılması mümkün.

Frontiers in Aging adlı tıp dergisinde yayımlanan bir araştırma, insana adeta “Bilim insanlarının başına taş mı düştü” dedirtecek kadar önemli; çünkü bu araştırmada vitamin D3, omega 3 yağ asitleri (balık yağı hapları) ve evde herkesin kendi kendine yapabileceği basit egzersizlerin kanserleri önleyebileceği belirlendi.

Kısa adı DO-HEALTH olan bu çalışma İsviçre, Fransa, Almanya, Avusturya ve Portekiz’den en az 70 yaşında olan, ciddi bir hastalığı bulunmayan, akıl sağlığı yerinde 2157 kişi üzerinde yürütüldü.

Bu katılımcılar rastgele sekiz gruba ayrıldı.

Birinci grup: Günde 2.000 Ünite vitamin D3 ve haftada 3 kere evde basit bir kuvvet egzersiz programı

İkinci grup: Vitamin D3 + omega 3 yağ asitleri

Üçüncü grup: Vitamin D3 + egzersiz programı

Dördüncü grup: omega 3 yağ asitleri + egzersiz programı

Beşinci grup: Vitamin D3

Altıncı grup: Omega 3 yağ asitleri

Yedinci grup: Egzersiz programı

Sekizinci grup: Plasebo

3 senelik takip sonunda yapılan analizlerde, yüksek doz vitamin D3, omega 3 yağ asitleri ve evde yapılan basit egzersiz üçlüsünün 70 yaşın üzerindeki sağlıklı kişilerde kanser riskini yüzde 61 azalttığı bulundu.

Bu süre sonunda 119 katılımcıda kanser teşhis edilmişti ve her üç uygulama da tek başına kanser riskini azaltıyordu ama en etkili azalma üçünün birden uygulanmasıyla ortaya çıkıyordu.

NNT yani bir kanser vakasını önlemek için kaç kişinin tedavi edilmesini gerektiğini gösteren değer de 35 olarak tespit edildi.

Bu çalışma aslında bu üçlünün yaşlılarda kan basıncı, fiziki performans, hafıza-zihin, kırıklar ve enfeksiyonlara olan etkisini incelemek için planlanmıştı.

Kanser riskinin ciddi ölçüde azaldığını gösteren sonuçlar, araştırma verilerinin sonradan değerlendirilmesiyle elde edildi.

Bu üçlü nasıl etkili oluyor?

Vitamin D, hücre çoğalması ve farklılaşmasında rolü olan sayısız genin çalışmasını düzenleyerek kanser hücrelerinin çoğalmasını baskılıyor.

Kanda vitamin D seviyesi ile total kanser riski arasında ters bir münasebet var.

Omega 3 yağ asitleri, enflamasyonu, hücre çoğalmasını ve anjiyogenezi baskılayarak, sağlıklı hücrelerin kanser hücrelerine dönüşmesini engelliyor. Lipit peroksidasyonu ve ferroptozis ile tümör büyümesini önlüyor. 

Fiziki aktivite de bağışıklığı düzelterek, enflamasyonu azaltarak kanserleri önlüyor ve kanserli hastaların daha uzun ve kaliteli yaşamalarını sağlıyor.

Mühim olan adam gibi yaşamaktır

Bu araştırma aslına bakılırsa belirli vitamin, besin ögelerini ve egzersizi değil sağlıklı hayat tarzı unsurlarını inceliyor. 

Mevsiminde ve gün içinde doğru zamanda yeteri kadar güneş banyosu yapanların ve adam gibi beslenenlerin vitamin D’yi hap olarak almalarına ihtiyaçları olmadığı gibi güneş ışınlarının bağışıklığa, kalp-damar sağlığına ve ruhumuza olan müspet etkilerini de elde etmiş olurlar.

Omega 3 yağ asitleri de başta balık ve diğer deniz ürünleriyle keten tohumu, ceviz gibi yiyeceklerde bulunuyor; yani bunun da hap olarak alınmasına gerek yok.

Üstelik de omega 3 yağ asitlerinin gıdalarla belirli bir kombinasyon içinde alınmasının faydası daha da fazla.

Fiziki aktivite zaten her zaman hatırlattığım çok önemli bir unsur ve bunun da maliyeti sadece bir spor ayakkabısı fiyatı kadar.

Bu maksatla spor salonlarına gidilmesi, kan ter içinde kalınması, deli danalar gibi koşulması gerekmiyor; bunlar aksine zararlı bile olabilir.

Egzersizin fark edilmeden yapılması ve günlük hayatın içine yedirilmesi kâfi. 

Gelelim neticeye

Büyük ölçüde endüstrinin hegemonyası altında olan modern tıbbın taramalara, kanser erken teşhis ve tedavisine odaklanmış olmasına diyecek bir sözüm yok.

Elbette bunlar da önemli ve elbette de yapılması gereken çalışmalar.

İsteyenler de tabii ki kanser taramalarına girebilir, erken teşhis için düzenli kontroller, tetkik ve tahliller yaptırabilirler ve bundan istifade edenler de mutlaka olabilir ama benim felsefeme göre esas yapılması gereken sağlıklı yaşamanın tüm icaplarını yerine getirmektir.

Mesela, sigara içen bir kişide kanserin erken teşhisine değil sigaranın bırakılmasına odaklanılması gerekir. 

Erken teşhis, kanseri önleyen bir uygulama olmadığı gibi bunun birçok durumda zararının (overdiagnosis-overtreatment=gereksiz teşhis-gereksiz tedavi) daha fazla olabileceği de bilinmelidir.

Her zaman tekrarladığım gibi, sağlıklı yaşamanın, hastalıklardan korunmanın tıpla bir alâkası yok. Bunun için tek bir şart var.

Adam gibi bir hayat tarzı!

Kaynak: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fragi.2022.852643/full

Makale adı: Combined Vitamin D, Omega-3 Fatty Acids, and a Simple Home Exercise Program May Reduce Cancer Risk Among Active Adults Aged 70 and Older: A Randomized Clinical Trial

***

EK 1 (3.5.2023): Egzersiz, kanser hastalarının kan dolaşımındaki bağışıklık hücrelerinin sayısını; kanser riski ve kanser tedavilerinin yan etkilerini azaltıyor. Hastaların hayat kalitesi ve hastalığın prognozu iyileşiyor.

Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37085562/

Makale: The effect of acute exercise on circulating immune cells in newly diagnosed breast cancer patients

Kaynak: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fphys.2022.1078512/full

Makale: Acute exercise mobilizes CD8+ cytotoxic T cells and NK cells in lymphoma patients

***

EK 2 (6.7.2023): In this cohort of Swedish men, moderate and high CRF were associated with a lower risk of colon cancer. Low, moderate, and high CRF were associated with lower risk of death due to prostate cancer, while only high CRF was associated with lower risk of death due to lung cancer. If evidence for causality is established, interventions to improve CRF in individuals with low CRF should be prioritized.

Makale: Association Between Cardiorespiratory Fitness and Cancer Incidence and Cancer-Specific Mortality of Colon, Lung, and Prostate Cancer Among Swedish Men

Kaynak: https://jamanetwork.com/journals/jamanetworkopen/fullarticle/2806585

***

EK 3 (22.7.2023):

Tempolu yürüyüş, kanserli hastalarda hastalık belirtileri olmadan hayat süresini uzatıyor.

Bedava, sıfır yan etki ve başka birçok sağlık faydası da var.

Kaynak: https://ascopubs.org/doi/10.1200/JCO.22.00171

Makale: Physical Activity in Stage III Colon Cancer: CALGB/SWOG 80702 (Alliance)

***

EK 4 (29.7.2023): Günde 4-5 dakika hızlı yürüme, merdiven çıkma, ağır paket taşıma, aktif ev işleri, çocuklarla enerjik oyunlar oynamak gibi egzersizler kanser riskini genel olarak yüzde 18 azaltırken, bu oran bazı kanserler için yüzde 32’ ye çıkabiliyor. Bilim öyle hızla ilerliyor ki yakında kılını kıpırdatan kanser olmuyor derlerse şaşırmayın.

Kaynaklar:

https://jamanetwork.com/journals/jamaoncology/fullarticle/2807734

https://medicalxpress.com/news/2023-07-short-daily-linked-cancer.html

***

EK 5 (21.11.2023): Fiziksel aktivite, kolorektal kanserden kurtulanlar için ölüm oranlarının azalması ile ilişkilidir.
Akut yüksek yoğunluklu aralıklı egzersiz (AYYAE) in vitro kolon kanseri hücre sayısını azaltmış ve egzersizin hemen ardından enflamatuar sitokinlerde artışa sebep olmuştur. Kolon kanseri hücre sayısındaki bu akut baskılanma geçiciydi ve akut AYYAE’den 120 dakika sonra gözlenmedi. Egzersizin akut etkileri, egzersizin kolorektal kanser sonuçlarını etkileyebileceği önemli bir mekanizma oluşturabilir.

Makale: Acute high intensity interval exercise reduces colon cancer cell growth

Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6462486/

***

EK 6 (18.12.2023): But while inactivity has emerged as a potential risk factor for respiratory infections, scientists have long proposed that too much activity, particularly of a prolonged and highly intense nature, may also increase susceptibility.

“The theory suggests that a short-term suppression of the immune system following intense exercise leads to an increase in susceptibility to infection, especially upper respiratory illness,” said Choukri Ben Mamoun, PhD, professor of medicine (infectious diseases) and microbial pathogenesis at the Yale Institute for Global Health, New Haven, Connecticut. Researchers have documented a greater incidence of upper respiratory illness “among both highly trained and healthy untrained individuals following increased activity during competition or heaving training blocks.”

That’s important if you treat athletes or patients with physically demanding jobs that push them to their physical limits, such as firefighters, police officers, or military personnel. 

The new study was small but sheds light on a possible mechanism. Researchers tested blood, saliva, and urine samples from 11 firefighters before and 10 minutes after intense exercise designed to mimic wildfire fighting. The firefighters hiked over hilly terrain for 45 minutes in humid weather wearing up to 44 pounds of wildland gear. 

Makale: Intense Exercise May Lead to Colds. A New Study Tells Us Why

Kaynakhttps://www.medscape.com/viewarticle/998706

Kaynak: https://mmrjournal.biomedcentral.com/articles/10.1186/s40779-023-00477-5#Abs1

Makale: Elucidating regulatory processes of intense physical activity by multi-omics analysis

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: