SÜT İÇMEYE DEVAM
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Son günlerde özellikle çocuklara süt içirilmemesi yönündeki açıklamalara tepki gösteren bilim insanları, kanserden korunma, diş sağlığı, kemik gelişimi ve bağışıklığın kuvvetlenmesinde olmazsa olmaz olarak gösterdikleri sütün, mutlaka içilmesi gerektiğini vurguluyor.
Önemli bilimsel araştırmalara imza atan Hacettepe Üniversitesi (HÜ), son günlerde özellikle çocuklara süt içirilmemesi yönündeki açıklamalara tepki göstererek, kanserden korunma, diş sağlığı, kemik gelişimi ve bağışıklığın kuvvetlenmesinde olmazsa olmaz olarak gösterdikleri sütün, mutlaka içilmesi gerektiğini vurguluyor.
Kolesterol ilaçlarının faydalı olmadığına yönelik tartışmaların ardından son günlerde özellikle çocuklara süt içirilmemesi yönünde bazı hekimlerce yapılan açıklamalara tepki gösteren bilim insanları, kanserden korunma, diş sağlığı, kemik gelişimi ve bağışıklığın kuvvetlenmesinde ”düzenli süt içilmesinin” olmazsa olmaz olarak kabul edildiğini, başta çocuklar olmak üzere yetişkinlerin de süt içmesi gerektiğini belirtti.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, anne adaylarının, 6 aydan sonra bebeklerin, küçük çocukların, ergenlik çağındakilerin, gençlerin ve yaşlıların; yani her yaş grubunun hayatının her döneminde yeterli ve dengeli beslenmek için süt tüketmesi gerektiğini söyledi. Süt ve süt ürünlerinin, sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez besin gruplarının başında geldiğini vurgulayan Tuncer, ”Bilhassa kalsiyum bakımından zengin olan sütte en az 9 tane olmazsa olmaz besin ögesi bulunmaktadır. Tuncer, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2 yaşından sonra her gün 2 bardak süt içilmesi yönünde öneride bulunduğuna dikkati çekti.
”Pastörize ya da UHT sütler, güvenle tüketilebilir”
Hacettepe üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhat Ünal da süt ve süt ürünlerinin tıbben alerjik bir durum tespit edilmediği takdirde mutlaka tüketilmesi gerektiğini, ancak tüketirken göz önünde bulundurulması gereken unsurlar olduğunu söyledi.
Süt ve süt ürünlerinin ”güvenilir” olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Ünal, zengin bir besin kaynağı olan sütün, mikroplar için de iyi bir besin olduğu ve pastörize ya da sterilize edilmemiş sütün çok ciddi hastalıklara neden olabileceğinin unutulmaması gerektiğini belirtti. Ünal, bunların başında bruselloz, listerioz, tüberküloz, tifo ve kolera mikroplarının geldiğini anlatarak, ”Kaynatma, bu risklerin tamamını ortadan kaldırmak için yeterli değildir. Çiğ süt ile bulaşabilecek bu hastalıklar açısından (maalesef bu değerli besini en çok tüketmesi gereken) hamileler, yaşlılar, çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf insanlar en riskli gruplardır” diye konuştu.
Bu risklerin ortadan kaldırıldığı ve kaynatma işlemi ile kıyaslandığında sütün besin ögelerinin çok daha iyi korunduğu ”pastörize ya da UHT sütlerin” güvenle tüketilebilecek ürünler olduğunun altını çizen Ünal, son kullanma tarihine dikkate edilerek bu sütlerin güvenle içilebileceğini söyledi.
Süt tüketimi, kanserden ve astımdan koruyor”
HÜ Prevantif Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çelik de tüm dünyada süt tüketimi için çeşitli kampanyalar yürütüldüğünü, hatta hükümetlerin sağlık politikalarında süt tüketimini arttırmaya yönelik uygulamalara yer verdiğini anımsattı.
Türkiye’deki süt tüketimini engellemeye yönelik iddiaların nedeni ve temelinin ciddi biçimde sorgulanması gerektiği değerlendirmesinde bulunan Çelik, ”Asılsız iddiaların aksine sütün, kanserden ve hatta astımdan koruyucu etkisi birçok çok bilimsel çalışma ile ortaya konulmuştur” dedi.
Sütün, içerdiği kalsiyum ve D vitamininden dolayı ”kanseri önlemede oldukça yararlı” olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
”Sütte bulunan kalsiyum bağırsaklardaki, kansere yol açabilen fazla asitleri yok eder ve böylece sindirim sistemi sağlıklı bir şekilde çalışır.
Süt içen hastaların kanser hücrelerine bakıldığında, hücre gelişmelerinde yavaşlama saptanmıştır. Böylece, kalsiyumun kanser hücrelerini yavaşlattığı kanıtlanmıştır. Yine bir çok bilimsel araştırma, D vitamininin başta meme, yumurtalık, prostat ve bağırsak kanseri gibi toplumda sıkça görülen çok kanser türünden ve kalp hastalıklarından insanları koruduğunu göstermiştir.”
Süt, sporcuların performansını artırıyor
HÜ Spor Kulübü Basketbol Şube Sorumlusu Doç. Dr. Mutlu Hayran da sütün, sadece kemik sağlığı değil, kas kitlesi ve yağ dağılımı üzerindeki olumlu etkileriyle de önemli olduğunu söyledi.
Hayran, ”Süt, içerdiği mineral, vitamin ve proteinler bakımından, ideal bir egzersiz sonrası içecek olarak sporcu sağlığının korunması ve performansın arttırılması bakımından vazgeçilmez öneme sahiptir” dedi.
ZMO Başkanı Tuncer ne demişti?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, ”Çocuklara yoğurt verin, kefir verin ama sütü süt olarak içirmeyin. Çünkü süt en alerjik gıdadır” açıklamasında bulunmuş, buna başta bilim insanları ve ilgili sivil toplum kuruluşları tepki göstermişti.
Ulusal Süt Konseyi, yaptığı yazılı açıklama ile ”çocuklara süt içirmeyin” diyen zihniyetin bilimden ve sağlıktan bihaber olduğunu savunarak, süt ve ürünlerinin sağlıklı üretimine, tüketimine destek ve hatta öncülük etmek yerine; sağlıklı ve zeki bir nesil yetiştirilmesine engel olmaya çalışan sorumsuz yayınlara derhal son verilmesi gerektiğini belirtmişti.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Turhan Tuncer de ”Süt insan sağlığı için çok önemli bir besin kaynağıdır. Bu yaklaşımı gösterenlerin amacını bilmiyoruz ama bu açıklamalara itibar edilmesin” şeklinde açıklamada bulunmuştu.
KAYNAK: AA
***
EK 1 (14.5.2022): KORCAN AYATA “Biliyorsunuz demokrasinin beşiği ABD’de bebek maması sıkıntısı yaşanıyor. Sıkıntı büyük çünkü normal emzirme OUT, bebek maması IN.”
Why breastfeeding isn’t a solution to the formula shortage. K: https://www.nbcnews.com/think/opinion/baby-formula-shortage-mothers-breastfeeding-blamed-rcna28595
“Anneyi bir an önce işine geri döndürürken diğer yandan “bebeklerin gelişimi için süper” olduğu iddia edilen sahte besinler üzerinden köşeyi dönelim, insanları bunlara bağımlı hale getirelim, gerektiğinde suni krizler yaratarak sopa olarak kullanalım!”
“100 yıl öncesine kadar Atatürk’ünden Einstein’ına, Mozart’ından, Voltaire’ine, FSM’den Newton’una mama lazım değilmiş ama sonradan vazgeçilmez ürün haline gelmiş.”
Kaynak: https://twitter.com/korcanayata/status/1525411055287115776?s=20&t=qx8qVLYf9t8p9pAmwd2how
***
Tüm dünyada süt tüketiminin ardında sponsorlu,lobi destekli devlet ve büyük şirketler olmuştur.İnek sütünün insan sağlığına bu saydıkları faydaların hiç birini sağlamadığını ispat etmek sanki çok zor.Elbette hiçbir faydası olmadığı,aksine birçok zararı olduğu kanıtlanıyor artık ama önemli olan insan sağlığı değil önemli olan ticaret. Ben anadoluda yaşayan köylerde yaşayan insanların beslenmelerini bilen biri olarak soruyorum o zaman siz uzmanlara.Evlerinden hayvan olan ve kendi yaptıkları yoğurdu,peyniri,sütü tüketen köylülerin temel besin kaynakları bunlardır.Ömrü boyunca doğal olan bu süt ürünleri bol bol tüketen insanların çoğunda 40 yaşına gelmeden ağzından doğru düzgün sağlam diş olmaz,yaşlıların çoğu dik yürüyemez ve çoğu romatizma, eklem ağrılarından muzdariptirler.Kaldı ki bundan 30 yıl önce bir inek günde 7-8 lt süt verirken şimdi inekler 20 -30 lt süt veriyor bu sütlerin ne kadar sağlıklı olabileceği konusuna bile girmiyorum.Endüstrinin ne kadar büyüdüğünün ve sürekli bu söylemlerle talebi diri tutma çabasının farkında değil misiniz ? Ayrıca Çin Mucizesi adlı kitabı bir zahmet edinip okuyun.Tüm dünya genelinde süt tüketimine ilişkin yapılmış ciddi araştırmaları içeriyor. Prof. olmuş uzman olmuş kişileri de duyarlı olmaya risk almaya onları da öğrenmek için kanallarını açmaya davet ediyorum. Çok bildiğinizi sanmayın,adınızın önündeki unvanları size bildikleriniz için vermediklerini bizden daha iyi biliyorsunuz.
İnek sütün bu kadar insan sağlığına bu kadar faydalı olduğunu iddia eden üniversite yetkilisi,devlet görevlisi,şirket yetkilisi uzmanlara diyorum o zaman madem bu kadar eminsiniz iddianızda; geniş kapsamlı objektif bir tarama başlatın.Hiç süt tüketmeyen,çok süt tüketen,sadece işlenmiş süt ürünlerini tüketen v.b. binlerce kişinin beslenme verileri toplayıp sağlık taramalarını yapın ve sonuçları kamu oyuyla paylaşın.Bunu hiçbir sponsor desteği olmadan manipüle edilmemiş sağlık verileri ile tarafsız ve sadece insan sağlığını amaç edinecek şekilde yapın.O zaman çıkan sonuçlara kafa yoralım ve doğrularımızı gözden geçirelim.Ama eminim ki hiç kimse buna yanaşmayacak ve bunun ne kadar imkansız olduğunu savunacaktır.Çünkü afedersiniz kürsülerden sallayıp durdukları verileri ispat eden de yok.