HİJYEN TAKINTILI OLMAYALIM

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Okuduğum bir haber vasıtasıyla Hijyen Konseyi adlı bir sivil toplum kuruluşunun varlığından haberdar oldum.

Sivil toplum kuruluşlarının toplumun bilinçlendirilmesi ve uyarılmasında önemli rolleri olduğuna inanırım ama bunların kim tarafından hangi amaçla kurulduğuna ve el atından maniple edilip edilmediklerine de dikkat etmek gerekir.

Hijyen Konseyi’ nin amacı da, insanları özellikle de kadınlarımızı bu yanlış hijyen algısına karşı bilinçlendirmek; temiz ve sağlıklı olmanın temel unsurunun “su ve sabun” olduğunu; modern zaman hastalıklarından birçoğunun endüstrinin markalı “hijyen sağlayan ürünlerinden” kaynaklandığını, bunlarda kanserojen ve zehirli kimyasallar bulunduğunu anlatmak ise mesele yok.

Ne var ki, kimsenin tasvip etmediği ve etmeyeceği markasız ürünleri kötüleyerek endüstrinin markalı temizlik ürünlerinin çaktırmadan reklâmını yapmak gibi bir gizli amaçları varsa işin rengi tamamen değişir.

Markasız ıslak mendiller sağlığa zararlı

Aşağıda yer alan haberde, Hijyen Konseyi tarafından yapıldığı bildirilen bu çalışma markasız, merdivenaltı üretilen ıslak mendillerde pek çok bakteri bulunduğunu, bunların sağlıksız hatta bunun ötesinde “hastalık saçıcı” olduğunu gösteriyor.

Ancak çalışmanın kim veya kimler tarafından yürütüldüğü, materyal ve metodu, bilimsel bir dergide yayınlanıp yayınlanmadığı, araştırma masraflarının kim tarafından karşılandığı hakkında bir bilgi bulunmadığından çalışmanın sonuçları hakkında sağlıklı bir görüş bildirmem mümkün değil.

Zaten üreticisi bilinmeyen bu ürünlerin emniyetini savunabilecek tek bir kişi bile çıkabileceğini sanmıyorum ama bu çalışma ve haberin  ister istemez “markalı ıslak mendil kullanırsam sağlığımı korumuş olurum” algısı yaratacağını ileri sürmek de yanlış olmasa gerek.

Bunu medyada sıkça rastladığımız “Sahte rakıdan zehirlendi” veya “sahte şekerden öldü” başlıklı haberlere benzetebiliriz.

Bu nasıl “gerçek rakı” veya “gerçek şeker” sağlığa zararlı değilmiş algısı yaratıyorsa bu haber de “markalı mendillerin güvenilir” olduğu algısı yaratabilecektir.

Hijyenik anneler türedi

Hijyen, dilimize Fransızca’ dan giren bir kelimedir.

Türk Dil Kurumu bu kelime için üç karşılık veriyor:

Bir: Sağlık Bilgisi

İki: Sağlık koruma, hıfzıssıhha

Üç: Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü

Mikrop korkusu yaratıldı

Son senelerde bilinçli olarak beyinlerimize sanki tüm mikroplar hastalık yaparmış bunların tümünün ortadan kaldırılması gerekirmiş yoksa hepimiz hasta olurmuşuz şeklinde bir “algı” yerleştirildi.

Biz erkek milleti genelde pasaklı olduğumuz için bu tür korkutmalara hiç de aldırış etmiyoruz ama kadınlarımız hijyen konusunda çok hassaslar.

Hijyenik olma ideal anneliğin kriterleri arasına girdi.

Hijyenik annelerin” sayısı katlanarak artıyor.

Bunu takıntı haline getirmiş olanlar hatta hastalık derecesinde yaşayanlar bile var.

Bu korkutmaların amacı ise bir takım markalı temizlik ve kişisel bakım ürünlerinin satışını artırmaktan başka bir şey değil.

Bu deterjanlar, mendiller, şampuanlar, antibakteriyeller, dezenfektanlar… yokken yani insanlar su ve sabun kullanırlarken hem pis değillerdi hem de daha sağlıklıydılar.

Kanserden kalp krizlerine astım ve alerjilere kadar tüm hastalıklar bu “hijyen sağlayan ürünlerle” başladı ve katlanarak da artıyor.

Sitemde “Modern Hayat” bölümünde bununla ilgili sayısız makalem var, göz atabilirsiniz.

Hijyen teorisi 

Tıpta “Hijyen teorisi’’ olarak bilinen görüşe göre, astım ve alerjik hastalıklardan bebeklerin hayatlarının ilk döneminde çok temiz ortamlarda büyütülmeleri ve mikroplarla çok az karşılaşmaları sorumlu tutuluyor.

Özellikle hayatın ilk yıllarında geçirilen enfeksiyonlar çocuğun ateşlenmesine, öksürmesine sebep olsa da, onu rahatsız etse de, faydaları da var.

Çocuğun bağışıklık sistemi bu enfeksiyonlar sayesinde virüslerle, bakterilerle savaşmayı öğreniyor ve güçleniyor.

Buna karşılık bebek çok fazla mikropla karşılaşmıyor ise, bağışıklık sistemi güçlenemiyor ve ‘boş kalmış, işi gücü olamayan kişiler’’ gibi ‘’Acaba ben ne yapsam’’ diye şaşkınlığa düşüyor.

O da bu sefer tutuyor, karşılaştığı toz, tüy, polen, küf gibi maddelere mikropmuş gibi davranıyor, onlara karşı hak etmedikleri aşırı tepkiler gösteriyor ve işte bunun sonucunda da alerjik hastalıklar ortaya çıkıyor.

Mikroplar hastalık yapmaz mı?

Mikroplar hastalık yapmaz mı, elbette yaparlar.

Buna ne ne şüphe ama durduk yere de mikroplardan korkmanın anlamı yok.

Vücudumuzda yani ağzımızda, derimizde ve büyük çoğunluğu da bağırsaklarımızda olmak üzere kendi vücut hücrelerimizin 10 misli fazla miktarda trilyonlarca bakteri bulunduğunu biliyoruz.

Sağlıklı olmak hastalıklardan uzak kalmak için bu mikropların bilhassa da bağırsaklarda yaşayanların türleri ve miktarları çok önemli.

O kadar önemli ki bu bakteri topluluğunu apayrı bir organ olarak gören hatta bunlara “ikinci beyin” adını verenler bile var.

Gelelim neticeye

Elbette temiz olacağız, ne şüphe.

Zaten inanıyoruz ki “temizlik imandandır“.

Evet, hastalıklardan korunmanın unsurlarından biri temiz olmaktır.

Gel  gelelim temiz olmanın yolu ıslak mendiller değildir:

Su ve sabun’ dur!

***

Habertürk‘ ün haberi:

Hijyen Konseyi tarafından yapılan çalışma kapsamında bazı restoranlardan toplanan ve laboratuvarda mikrobiyolojik kontrollerden geçirilen, markaları, içeriği, üreticisi belirsiz, tek kullanımlık 22 ıslak mendilden 7’sinde, el silinemeyecek boyutta sakıncalı bakteriler tespit edildi.

Hijyen, temizlik ve buna bağlı sağlık konularında çalışmalar gerçekleştirmek üzere kurulan, belli bir yere ve makama bağlı olmayan Hijyen Konseyi, gıda mühendisleri, veteriner hekimler, hukukçular, akademisyenler, laborantlar, sağlıkçılar ile gıda ve tüketici dernekleri üyelerinden oluşuyor.

ISLAK MENDİL BİLE PİS ÇIKTI!
“Daha temiz bir toplum ve yaşam” hedefiyle bazı araştırmalar gerçekleştiren Konsey, son olarak ıslak mendilleri mercek altına yatırdı.

Yapılan çalışmada bazı lokantalardan gelişigüzel toplanan, üreticisi, markası ve içeriği üzerinde yazmadığı için bilinmeyen 22 farklı restoran ıslak mendili, laboratuvarda mikrobiyolojik kontrolden geçirildi.

İncelemeler sonucunda, ıslak mendillerin ikisinde “dışkı kaynaklı bakteri”lerden “enterobacter” ve “escherichia coli” tespit edildi. Mendillerden 5’inde ise “difteroid basil” bulundu.

“ÜRETİCİ VE İÇERİK BİLGİSİ YOK”

Merdiven altı olarak tabir edilen sağlıksız ortamlarda üretimi yapılan, restoranlarda yemek öncesi ve sonrasında el temizliği için verilen, üreticisi ve içeriği paketinin üzerinde yazmayan tek kullanımlık ıslak mendillere karşı tüketicilerin dikkatli olması istendi.

Konsey, restoranlarda verilen mendillerin önemli bölümünün paketinde üretici ve içerik bilgisinin yer almadığına dikkati çekti.

Hijyen ve Sağlık Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fuat Çetinkaya, tüketicileri restoranlarda kullandıkları ıslak mendiller konusunda uyararak, “Yapılan bu çalışmada, özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış veya yeterli olmayan kişilerde enfeksiyona yol açabilecek bakterilerin tespit edilmiş olması anlamlıdır ve önemlidir” dedi.

DOKUNMADAN ÖNCE BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜN!

Çetinkaya, Sağlık Bakanlığının Kozmetik Yönetmeliği’nde belirtilen ambalaj ve diğer şartların sağlanması ve denetiminin halk sağlığı açısından önemli olduğunu belirterek, sağlıksız ortamlarda üretilen ürünlerin sakıncalarına işaret etti.

Çetinkaya, ıslak mendillerin üretim ortamlarının periyodik olarak mikrobiyolojik açıdan kontrol ettirilmesinin yararlı olacağını vurguladı.

Kaynak: http://www.haberturk.com/saglik/haber/1244469-restoranlardaki-islak-mendiller-icin-merdiven-alti-uyarisi

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. ismail konyalı dedi ki:

    İnsanlar işi gücü bırakacak hijyen derneği kuracak öyle mi? Güldürmeyin adamı. Bu derneğin deterjan antibakteryel ürün üreticileri tarafından kurulduğu ya da perde arkasında onların olduğuna adım gibi eminim. Bize nuamara yapmaya kalkmasınlar yavuz Hoca’ nın dediği gibi YEMEZLEEEER.

  2. sacide yıldırım dedi ki:

    Güzel bir yazı

  3. faik dedi ki:

    Hamdım pistim yandım.
    Hamdı pisti yandı.
    *
    Hijyen var mı, mümkün mü ki takıntılı olalım.

Siz de yorumunuzu paylaşın: