KOVİD AŞISI HİÇBİR ZAMAN BULUNMAYABİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ilaveler var!

***

Koronavirüs salgınındaki birçok yanlışı defalarca dile getirilen Dünya Sağlık Teşkilatı’ nın (WHO) Başkanı nihayet çok doğru bir açıklama yapmış: “Covid 19 aşısı hiçbir zaman bulunamayabilir” (1).

Ben de Başkan Tedros Adhanom Ghebreyesus ile tamamen aynı fikirdeyim. 

KOVİD’ e karşı etkinliği ve emniyeti ispatlanmış, “salgını bitirebilecek” bir aşı geliştirilme ihtimalini “yok denecek kadar az” görüyorum.

BİR: Etkin ve güvenilir bir aşı geliştirmek için gereken standart süre ortalama on senedir. Bugüne kadar en kısa sürede geliştirilen aşı 6 sene ile kabakulak aşısıdır. 

İKİ: Pandemi bahanesiyle aşının emniyeti ile ilgili birçok basamağın atlanması çok büyük problemlere gebedir.

ÜÇ: Virüsler sürekli mutasyon gösterirler. Aşı çıkana kadar virüsün antijenik yapısının aşının etki etmeyecek kadar değişmiş olması kuvvetle muhtemeldir (2).

DÖRT: Araştırma safhasında bazı aşıların yeteri kadar antikor cevabı verdiklerinin gösterilmesi aşının mutlaka koruyucu olacağı manasına gelmeyeceği gibi bu cevabın süresi de meçhuldür.

BEŞ: Birkaç milyar insana uygulanacak bir aşı üretmek de aşının maliyetinin her devlet tarafından karşılanması çok zordur.

Aşılar hiç mi işe yaramaz?

Aşıların hiçbir işe yaramayacağını söylemek elbette doğru değildir ama pandeminin aşılarla bitmesini mümkün görmüyorum.

Bu ancak virüsün ciddi mutasyonlara uğramasına fırsat vermeden kısa zamanda tüm dünyada yaygın olarak uygulanabilecek etkinliği ve emniyeti ispatlanmış bir aşı ile başarılabilir.

Bununla beraber aşılar sayesinde hastalığın hafif atlatılması, ağır tablo ve ölümlerin azaltılması mümkündür.

Bu sebeple de “sağlık çalışanları” gibi virüsle karşılaşma riski ve “altta yatan kronik hastalıkları” dolayısıyla ağır hastalık/ölüm ihtimalleri yüksek olanların aşılanması “şahsi yarar” sağlayabilir.

Gelelim neticeye

Bu haberi okurken eski bir şarkıyı hatırladım: Zor dostum zor, koronaya karşı aşı yapmak!

Virüsün hayatımızdan çıkıp gitmesi de zor görünüyor, onunla beraber yaşamayı öğrenmemiz şart.

4M kaidelerine riayete devam: Maske + mesafe + musluk + moral.

Kaynaklar: 

1. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53644717 

2. https://www.scripps.edu/news-and-events/press-room/2020/20200612-choe-farzan-coronavirus-spike-mutation.html

Coronavirus Vaccine Latest News Update: BioNTech, Pfizer report ...

***

BBC’ nin haberi:

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Covid-19 aşısı için umut olduğunu ancak hiçbir zaman bulunamama olasılığı da bulunduğunu açıkladı.

Kurumun başkanı Doktor Tedros Adhanom Ghebreyesus, basın toplantısında konuyla ilgili “sorunu çözecek sihirli anahtar henüz yok belki de hiçbir zaman olmayacak” ifadelerini kullandı.

Tedros, tüm dünyadaki insanların sosyal mesafe başta olmak üzere önlemlere uymasını, elleri yıkayarak, maske takmaya devam etmesini istedi.

Küresel çapta Covid 19 tanısı koyulanların sayısı 18 milyona çıktı. Can kaybı sayısı ise 700 bine yaklaşmış durumda.

Kurumun Cenevre’deki merkezinde konuşan Ghebreyesus, bağışıklık sistemi üzerindeki çalışmalara ilişkin şunları söyledi:

“Birden fazla aşı çalışması şu anda klinik testlerdeki üçüncü aşamaya geçmiş durumda. Hepimiz, enfeksiyonları önleyecek birden fazla aşıya sahip olmayı umuyoruz. Ancak sihirli bir anahtar henüz bulunmuş değil, belki de hiçbir zaman bulunmayacak.”

Doktor Tedros, koronavirüs teşhisi konulan annelerin de, çocuklarını emzirmeye devam etmeye cesaretlendirilmeleri gerektiğini de savundu.

WHO Başkanı, anne sütünün yararının, enfeksiyon riskinin çok üzerinde olduğunu söyledi.

Toplam 165 aşı çalışması devam ediyor

Dünyada şu anda temel olarak iki farklı aşı çalışması yürütülüyor. Birinci kategoride, virüsün genetik kodu üzerinden aşı üretilmesi amaçlanıyor. Diğerinde ise zayıflatılmış veya etkisizleştirilmiş virüs üzerinden çalışma yürütülüyor.

Uzmanlar farklı aşı çalışmalarının başarılı olmasının da önemini vurguluyor.

Olası aşıların, farklı insan grupları üzerinde enfeksiyon oluşumunu önleme görevi görebileceği değerlendiriliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre Covid-19 için 24 Temmuz 2020 tarihi itibarıyla aralarında Türkiye’nin de olduğu ondan fazla ülkede toplam 165 aşı çalışması devam ediyor.

Türkiye’den Boğaziçi, Ege, Ankara, Ortadoğu Teknik, 9 Eylül, Selçuk, Acıbadem, Erciyes ve Bezmialem Vakıf üniversiteleri de aşı geliştirme yarışına dahil olan kurumlardan.

***

EK 1 (25.8.2020): KOVİD aşısı, antikora bağlı şiddetlenmeye (antibody-dependent enhancement= ADE) yol açarsa işleri daha da kötüleştirebilir. Şans çok düşük, ancak 2021 yılına kadar bu konuda yeterince bilgi sahibi olmayacağız.  Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41586-020-2538-8

NOT: Genel olarak virüse özgü antikorlar “antiviral” kabul edilir ve virüs enfeksiyonlarının kontrolünde çeşitli şekillerde önemli rol oynar. Bununla birlikte, bazı durumlarda, spesifik antikorların varlığı virüs için faydalı olabilir. Bu aktivite, virüs enfeksiyonunun antikora bağlı şiddetlenmesi (ADE) olarak bilinir. Virüs enfeksiyonunun antikora bağlı şiddetlenmesi, virüse özgü antikorların, virüsün girişini ve bazı durumlarda virüsün, Fc ve / veya tamamlayıcı reseptörlerle etkileşim yoluyla monositlere / makrofajlara ve granülositik hücrelerde replikasyonunu arttırdığı bir fenomendir.

***

EK 2 (27.8.2020): ABD Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Fauci: “Rusya’nın koronavirüs aşısı düzmece. Bir aşı sahibi olmak ile güvenli ve etkili bir aşı sahibi olmak arasında büyük fark var” Kaynak: https://twitter.com/KoronaReport/status/1296485284637548544?s=20

***

EK 3 (17.10.2020):  Bilim insanları, “yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavilerinde bazı antikorların bağışıklık sistemini harekete geçirmek yerine virüsün yayılmasını hızlandırabileceği” uyarısında bulundu.

“South China Morning Post” gazetesindeki habere göre, Çin’in Fudan Üniversitesinden bilim insanlarının sonuçlarını, makale ön yayın platformu “medRxiv.org” internet sitesinde yayımladıkları araştırmada, insan vücudunun virüsle savaşmak üzere ürettiği bazı antikorların, bazı vakalarda ters bir etkiyle virüsün vücuda tutunmasına ve yayılmasına yardımcı olabildiği tespitine yer verildi.

Henüz yayın öncesi değerlendirme aşamasındaki araştırmaya göre, 222 Kovid-19 hastası üzerinde yapılan incelemelerde, hastalığı hafif belirtilerle geçiren kişilerin yüzde 8’inde, ağır belirtiler gösteren hastaların ise yüzde 76’sında bu türden antikorların etkili olduğu belirlendi.

Antikora bağlı çoğalma

Araştırmacılar, tıp literatüründe “antikora bağlı çoğalma” (ADE) adı verilen bu olgunun Zika, Dang Humması, Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu (SARS) ve Ortadoğu Solunum Sendromuna (MERS) yol açan virüslerde de görüldüğüne dikkati çekti.

Kovid-19 hastalarında tespit edilen “7F3” adı verilen antikorun bu açıdan riskli olduğuna işaret eden araştırmacılar, antikorun koronavirüse bağlandıktan sonra “Fc” adlı alımlayıcı molekül vasıtasıyla virüsün bağışıklık hücresi zarına nüfuz etmesine yardımcı olduğunu belirledi.

Her ne kadar antikorlar virüsle mücadele için üretilse de virüsün bazı durumlarda “çatal” biçimli molekülleri hücrelere tutunmak ve yayılmak için kullanabileceğini vurgulayan araştırmacılar, bu durumla daha çok vücuttaki antikor düzeyinin düşük olduğu hallerde karşılaşıldığını, antikor seviyesi yüksek olduğunda bağışıklık sisteminin genelde virüsü etkisizleştirmekte başarılı olduğunu kaydetti.

Aşı çalışmaları için risk

Antikora bağlı çoğalma riskinin ilaç ve aşı geliştirme çabalarını zorlaştırabileceği uyarısında bulunan araştırmacılar, aşı geliştiricilerin aşı adaylarının 7F3 ve benzeri etkilere yol açabilecek antikorları üretip üretmediğine karşı hassas olması gerektiğini belirtti.

Araştırmacılar, Kovid-19’a karşı plazma nakli ve antikor kokteyli gibi tedavilerinin de benzer riskleri barındırabileceğini kaydetti.

ABD’de antikor tedavisinin klinik denemeleri durdurulmuştu

Araştırmanın bulguları, ABD’de Kovid-19’a karşı bir antikor tedavisi geliştiren ilaç firması Eli Lilly’nin önceki gün yürüttüğü klinik denemeleri, “potansiyel güvenlik endişesi” nedeniyle durdurduğunu açıklamasının ardından geldi.

Kovid-19 virüsüne tepki olarak insan vücudunun ürettiği bağışıklık moleküllerinin kitlesel olarak üretilen taklitleri olan monoklonal antikorlar üzerine çalışma yürüten şirket, söz konusu güvenlik endişesine yol açan yan etki veya sebepler konusunda ise herhangi bir bilgi paylaşmamıştı.

Diğer bir Amerikan şirketi Johnson and Johnson (J&J) firması da aynı gün, bir katılımcının hastalanması nedeniyle Kovid-19 aşı adayının 3. aşama denemesine ara verdiğini duyurmuştu. Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/koronavirus/tr-arastirma-kovid-19a-karsi-bazi-antikorlar-virusun-daha-fazla-yayilmasina-yol-acabilir-11-686-91798.html

***

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Mervan dedi ki:

    Başkan aklıyla mı konuşuyor yoksa başka bir şeyin derdinde mi anlayamadım. Aşıcılar bu açıklamayı duyduklarında ne yapacaklar acaba

  2. İhsan dedi ki:

    Aşı işi tamamen boş bir hayal. Yok diyorlar ama virüsün çok önemli mutasyonlar geçirdiği besbelli. Bu aşı etkisiz kalacak demektir. İkincisi de antikor düzeyleri doğal infeksiyon geçirenlerde bile bir süre sonra sıfıra kadar azalıyor. Antikorların ne kadar koruyucu oldukları zaten belli değil ve bir de bunun azalıyor olması aşıları bitiriyor. Geliştirilmekte olan aşılar hep bu doğal infeksiyonda bile azalan antikorlar üzerinden değerlendiriliyor. Bunun da yanlış olduğu anlaşılmış oluyor.
    Bu durumda aşıyı unutmak lazım ama tabii unutturmayacak aksine pompalayacaklar.

  3. Cahit Kural dedi ki:

    Bilgilendirmeleriniz için çok teşekkür ederim , sağlıkla kalın

Siz de yorumunuzu paylaşın: