MAYALI YİYECEK VE İÇECEKLER KOVİD’LE MÜCADELENİN ÖNEMLİ UNSURLARINDANDIR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

İndependent Türkçe‘ deki yazım:

2020 Mart ayında ilan edilen Kovid pandemisinde bir buçuk sene geride kaldı ama bilim dünyası her nedense hem hastalığa yakalanmada hem de hastalığı hafif atlatmada beslenmenin ehemmiyetini görmezden gelmeye devam ediyor.

Bizde daha da ileri gidiliyor, beslenmenin önemine dikkat çekenler bilim dışı olmakla suçlanıyor, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor; şarlatan ilan edenler de var.

Olsun.

Benim de aralarında bulunduğum çok az sayıda doktor ise daha salgının ilk günlerinden itibaren ısrarla kaliteli gıdalarla adam gibi beslenmenin virüse yakalanmayı, ağır tabloları, hastaneye yatış ve ölümleri önleyebileceğini duyurmaya çalışıyor.

Mayalı gıdalar “ilaç” gibi

Günümüzde Kovid’den çok daha fazla ölümlere yol açan kalp damar hastalıkları, obezite, tip 2 diyabet ve kanserler başta olmak üzere tüm mikropsuz kronik hastalıkların da altında yatan bir numaralı sebep işlenmiş-kalitesiz gıdalar ve beslenme hatalarıdır.

Bu yazımda mayalı yani fermente gıdalara ve bunların bağırsak mikrobiyotasına olan etkilerini gösteren yeni araştırmalara dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bağırsaklarımız bakteri, mantar ve virüslerle doludur ve bunların kompozisyonu ve aktiviteleri bağırsak mikrobiyotası veya mikrobiyomu olarak bilinir. 

Mikrobiyom daha az çeşitlilik gösterdiğinde, bazı bakterilerin diğerlerinden daha fazla çoğalmasına ve potansiyel olarak iltihaplanmaya ve diğer olumsuz etkilere yol açan enzimlerin salgılamasına sebep olabilir.

Yoğurt, ayran, kefir, sirke, turşu, şalgam suyu gibi gıdalarda bulunan probiyotikler, mikrobiyomun çeşitliliğini artırmaya yardımcı olan canlı mikroorganizmalardır;

Buna karşılık sebze, meyve ve tahıl gibi lifli gıdalarda ise prebiyotikler bulunur; bunlar da bağırsaklardaki mikropların besinidir.

Daha önce, yoğurt, turşu, ayran gibi fermente besinlerin tüketilmesinin KOVİD mortalitesini yüzde 35 azaltabileceği, KOVİD ölüm oranlarının düşük olduğu ülkelerde diyetin geleneksel mayalı gıdalardan zengin olduğu gösterilmişti. 1, 2 

Bağırsak bakterileri çeşitliliği ve miktarları çok önemli

PCR pozitif 52 hasta ile 20 kişiden oluşan kontrol grubu üzerinde yapılan araştırmada, hastaların bağırsaklarında Bifidobacterium ve Faecalibacterium ve bazı diğer bakterilerin azaldığı, buna karşılık Bacteroides türü bakterilerin arttığı tespit edildi.

Ayrıca hastalık ağırlığı ile hem bakteri çeşitliliği hem de Bifidobacterium ve Faecalibacterium bolluğu arasında ters bir ilişki bulundu.

Araştırmacılar bu sonuçları, enfeksiyondan önce veya sonra düşük bakteri çeşitliliği ve Bifidobacterium ve Faecalibacterium cinslerinin azalmasının, bağışıklığı düşürdüğüne ve böylece de Kovid enfeksiyonunun semptomatik hâle gelmesine yol açtığı şeklinde yorumluyorlar. 3

Kaliteli diyet Kovid’e yakalanmayı ve ağır Kovid riskini azaltıyor

Akıllı telefon tabanlı COVID Symptom Study kapsamındaki 592 bin 571 katılımcısına ait verilerden istifade edilerek gerçekleştirilen çalışmada kaliteli diyetin Kovid-19 riskini yüzde 91 ve ağır Kovid-19 riskini ise yüzde 59 azalttığı belirlendi.

Düşük diyet kalitesi ve artan yoksunluğun Kovid-19 riskindeki ortak ilişkisi, tek başına her bir faktörle ilişkili riskin toplamından daha yüksek bulundu.

Sağlıklı bitki bazlı gıdalarla karakterize edilen bir beslenme düzeni, daha düşük Kovid-19 riski ve şiddeti ile ilişkilendirildi ve bunun da özellikle sosyoekonomik yoksunluğun yüksek olduğu bölgelerde yaşayan bireyler arasında belirgin olabileceği düşünüldü. 4

Kovid’li dağ gelinciklerinde yapılan deneylerde de OL-1 ve OL-2 probiyotiklerin viral yükü plaseboya göre anlamlı derecede azalttıkları, immun cevapları şekillendirdikleri ve virüs reseptör ekspresyonunu düzenledikleri görüldü. 5

Fermente gıdalar enflamasyonu baskılıyor

21 kişinin 10 hafta boyunca sebze, meyve, bakliyat, kuru yemiş ve tahıllardan zengin bir diyetle, 18 kişinin de fermente yiyeceklerle beslendikleri araştırma da fermente gıdaların bağırsak mikrobiyotasını düzelterek enflamasyonu baskıladığını gözler önüne seriyor. 6

Katılımcılardan araştırma öncesi üç haftalık dönemde, 10 haftalık araştırma boyunca ve normal hayatlarına dönüp istedikleri gibi beslendikleri dört hafta boyunca dışkı ve enflamasyon ve bağışıklığı değerlendirmek için kan örnekleri alındı.

Fermente besinleri yiyenlerde bağırsak mikrobiyomu çeşitliliği artarken, dört tür bağışıklık hücresiyle interlökin 6’nın da dâhil olduğu enflamatuar proteinlerin azaldığı belirlendi.

İnterlökin 6 hem Kovid’de sitokin fırtınası adı verilen tabloda hem de romatoid artrit, lupus, ankilozan spondilit, enflamatuar bağırsak hastalıkları gibi kronik enflamasyonla ilişkili durumlarda artar.

Bulgular, doza bağlı bir ilişki ile güçlendirildi; fermente gıdaların porsiyonları ne kadar büyükse, etki de o kadar büyük oldu.

Buna karşılık liften zengin diyetle beslenenlerde, bağırsak mikrobiyotası çeşitliliğinde bir artış olmadı ama bunun çalışma süresinin kısalığına bağlı olması mümkündür.

Gelelim neticeye

Pandemi ile mücadelede, virüs bulaşmasını önleyen tedbirlere ve gerekli olanlarda aşılara ilaveten adam gibi beslenmenin ne kadar önemli olduğunun halka çok iyi anlatılması gerekiyor. 

Yoğun bakımda ilaç-serum değil damardan kefir, ayran veya şalgam suyu verilsin demek istemiyorum elbette. Mayalı gıdalar tabii ki tek başına bir işe yaramaz, tabii ki ne KOVİD’i önler ne de tedavi eder. 

Mayalı gıdalar sağlıklı beslenmenin sembollerindendir, bunun olmazsa olmaz yiyeceklerinden sadece biridir. 

Mayalı gıdalar da tıpkı kelle paça gibi, büyük ölçüde işlenmiş gıdalardan müteşekkil modern beslenmeye açılan bir isyan bayrağıdır. 

Mayalı yiyecek ve içecekler, sağlıklı beslenmeye davetiyedir.

Kaynaklar: 

1. https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2020.07.06.20147025v1
2. https://ctajournal.biomedcentral.com/articles/10.1186/s13601-020-00323-0
3. https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2021.09.02.21262832v1.full.pdf
4. https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2021.06.24.21259283v1
5. https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2021.07.23.453521v1
6. https://www.cell.com/cell/fulltext/S0092-8674(21)00754-6

***

EK 1 (1.5.2022): Alterations in microbiota of patients with COVID-19: potential mechanisms and therapeutic interventions

The global coronavirus disease 2019 (COVID-19) pandemic is currently ongoing. It is caused by severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2). A high proportion of COVID-19 patients exhibit gastrointestinal manifestations such as diarrhea, nausea, or vomiting. Moreover, the respiratory and gastrointestinal tracts are the primary habitats of human microbiota and targets for SARS-CoV-2 infection as they express angiotensin-converting enzyme-2 (ACE2) and transmembrane protease serine 2 (TMPRSS2) at high levels. There is accumulating evidence that the microbiota are significantly altered in patients with COVID-19 and post-acute COVID-19 syndrome (PACS). Microbiota are powerful immunomodulatory factors in various human diseases, such as diabetes, obesity, cancers, ulcerative colitis, Crohn’s disease, and certain viral infections. In the present review, we explore the associations between host microbiota and COVID-19 in terms of their clinical relevance. Microbiota-derived metabolites or components are the main mediators of microbiota-host interactions that influence host immunity. Hence, we discuss the potential mechanisms by which microbiota-derived metabolites or components modulate the host immune responses to SARS-CoV-2 infection. Finally, we review and discuss a variety of possible microbiota-based prophylaxes and therapies for COVID-19 and PACS, including fecal microbiota transplantation (FMT), probiotics, prebiotics, microbiota-derived metabolites, and engineered symbiotic bacteria. This treatment strategy could modulate host microbiota and mitigate virus-induced inflammation.

Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41392-022-00986-0

***

EK 2 (23.8.2022): Kontrollerle karşılaştırıldığında, ağır Kovid hastalarında önemli ölçüde daha az bakteri çeşitliliği olduğu belirlendi. Ağır Kovid hastalarında genel olarak Bacteroides türü bakteriler bol iken Bifidobacterium ve Roseburium türü bakteriler nispi olarak daha az idi. İlginç bir şekilde, hastalık şiddeti ile aynı bakterinin bolluğu arasında ters bir ilişki vardı.

Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/35483736/

Makale: Lost microbes of COVID 19: BifidobacteriumFaecalibacterium depletion and decreased microbiome diversity associated with SARS-CoV-2 infection severity

EK 3 (23.8.2022): Kovid ağırlığı ile bağırsak bakterileri kompozisyonu arasında bir münasebet vardır. Bifidobacteria türleri ve Eubacterium rectale dahil olmak üzere anti-enflamatuar bakterilerin bolluğu hafif hastalıkla ve Prevotella copri gibi pro-enflamatuar bakteriler ağır hastalıkla ilişkilidir.

Kaynak: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fcimb.2022.963338/full

Makale: COVID-19 severity is associated with population-level gut microbiome variations

***

EK 4 (23.8.2022): HÜSEYİN SANCAR BOZKURT “Baş hakemi olmaktan mutluluk ve gurur duyduğum den gelen üst düzey ( Q1 ) çalışmada , daha önce @SabinehazanMD ve geniş bir uluslararası çalışmamızda ilk tespit ettiğimiz (pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/35483736/) azalmış Bifidobakteri düzeylerinin artmış #COVID19 hastalık şiddeti arasında

2- İlişki olduğu sonucunu destekleyen #ArtificialIntelligence yani yapay zeka ile yapılan bu topolojik veri analizi sistemi çalışmasında Bifidobakteri düzeyi düşük olan toplumlarda #COVID19 hastalık şiddetinin arttığı tespit edildi, yani kısaca #koah , #dm gibi durumlardan ziyade

3- Bifidobakteri düzeyleri hastalık şiddetinde “causative” yani sebep olduğu bir kez daha ve tekrar ispatlandı çözüm mü? O da çalışmada satır aralarında

Kaynak: https://twitter.com/HSEYNSANCARBOZ1/status/1562093349057724416?s=20&t=rjs-WbxgEVSg-fhlcibn6w

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: