KOVİD’İN AĞIRLIĞINDA BAĞIRSAK BAKTERİLERİNİN ROLÜ VAR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Yeni bir araştırmada, KOVİD’ de bağırsak mikrobiyotasında bağışıklığı teşvik eden bakterilerin azaldığı ve bu düşüklüğün hastalık düzeldikten 30 gün sonra da devam ettiği gösterildi.

Araştırma, iki hastanede kesin KOVİD teşhisi konmuş olan 100 hastaya ait kan, dışkı ve hastane kayıtları üzerinde yapıldı.

100 hastanın 27’ sinden SARS-CoV-2’ nin temizlenmesinden 30 gün sonrasına kadar seri dışkı numuneleri toplandı ve bunlarda bağırsak mikrobiyotası incelendi. Hastaların kanında enflamasyona sebep olan sitokinler ve kan belirteçleri ölçüldü.

Analizlerde KOVİD hastalarının bağırsak mikrobiyotasının KOVİD olmayan kişilere göre hastaların ilaç almalarından bağımsız olarak anlamlı derecede değiştiği belirlendi.

Faecalibacterium prausnitzii, Eubacterium rectale ve Bifidobacteria gibi bağışıklığı müspet yönde etkilediği bilinen bakterilerin KOVİD hastalarının dışkısında azaldığı ve düşüklüğün hastalık düzeldikten 30 gün sonra da devam ettiği görüldü.

Ayrıca, enflamasyonla alâkalı sitokinlerin ve CRP, LDH, AST, GGT gibi belirteçlerin hastalığın ağırlığıyla farklılaştığı ortaya çıktı.

KOVİD’ li hastalarda bağırsak mikrobiyotası bileşimi ile sitokin ve enflamatuar belirteç seviyeleri arasındaki bu münasebet muhtemelen bağışıklık cevaplarının modülasyonu yoluyla bağırsak mikrobiyomunun hastalığın ağırlığında rol oynadığını düşündürmektedir.

Bağırsak mikrobiyotasının hastalık düzeldikten sonra da disbiyozisi (bağırsak bakteri bileşiminin bozulması) belirtilerin devam etmesinde rol oynayabilir.

Gelelim neticeye

Bu araştırma, KOVİD’ in hafif atlatılmasında ve uzayan KOVİD’ de bağırsak mikrobiyotasının çok önemli olabileceğini gösteriyor.

Neden aylardan beri adam gibi beslenme şart diye dil döktüğümüzü inşallah herkes artık iyice anlamış olsun.

Kaynak: https://gut.bmj.com/content/early/2021/01/04/gutjnl-2020-323020

***

EK 1 (30.12.2021): Kovid-19 hastalarında bağırsak mikrobiyota bileşimi, sitokin seviyeleri ve enflamatuar belirteçler arasındaki ilişkiler, bağırsak mikrobiyomunun, muhtemelen konakçı immün cevaplarını düzenleyerek hastalık şiddetinin ağırlığında rol oynadığını düşündürmektedir. Ayrıca, hastalığın düzelmesinden sonraki bağırsak mikrobiyota disbiyozu, kalıcı semptomlara katkıda bulunabilir. Bu sonuçlar, bağırsak mikrobiyotasının enflamasyonda ve Kovid’deki rollerinin önemini göstermektedir.

Kaynak: https://gut.bmj.com/content/70/4/698

***

EK 2 (1.5.2022): Alterations in microbiota of patients with COVID-19: potential mechanisms and therapeutic interventions

The global coronavirus disease 2019 (COVID-19) pandemic is currently ongoing. It is caused by severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2). A high proportion of COVID-19 patients exhibit gastrointestinal manifestations such as diarrhea, nausea, or vomiting. Moreover, the respiratory and gastrointestinal tracts are the primary habitats of human microbiota and targets for SARS-CoV-2 infection as they express angiotensin-converting enzyme-2 (ACE2) and transmembrane protease serine 2 (TMPRSS2) at high levels. There is accumulating evidence that the microbiota are significantly altered in patients with COVID-19 and post-acute COVID-19 syndrome (PACS). Microbiota are powerful immunomodulatory factors in various human diseases, such as diabetes, obesity, cancers, ulcerative colitis, Crohn’s disease, and certain viral infections. In the present review, we explore the associations between host microbiota and COVID-19 in terms of their clinical relevance. Microbiota-derived metabolites or components are the main mediators of microbiota-host interactions that influence host immunity. Hence, we discuss the potential mechanisms by which microbiota-derived metabolites or components modulate the host immune responses to SARS-CoV-2 infection. Finally, we review and discuss a variety of possible microbiota-based prophylaxes and therapies for COVID-19 and PACS, including fecal microbiota transplantation (FMT), probiotics, prebiotics, microbiota-derived metabolites, and engineered symbiotic bacteria. This treatment strategy could modulate host microbiota and mitigate virus-induced inflammation.

Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41392-022-00986-0

***

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Tankut Öztürk dedi ki:

    Çok önemli bir yayın. İnşallah Bilim Kurulu da dikkate alır.

  2. CANAN KARATAY dedi ki:

    KELLE PAÇA

    D VİTAMİNİ

    DOĞAL PROBİYOTİKLER
    DOĞAL PREBİYOTİKLER
    DOĞAL SİMBİYOTİKLER

    VE DE

    GARGARA ÖNEMLİYMİŞ DEMEK!

Siz de yorumunuzu paylaşın: