OTORİTELER HPV AŞISI İÇİN NE DİYOR?
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
İlgili kuruluş ve otoritelerden HPV aşısıyla ilgili endişe ve sorulara cevap beklerken sizlere 4 sene kadar evvel yayınladığım “SGK’ yi HPV aşısı için uyarıyorum” başlıklı yazımı sunuyorum.
Öncekilerle bugünkü görüşler arasında fark olup olmadığını karşılaştırmanın çok ilginç olacağını sanıyorum.
Yeni görüş ve tenkitleri beklerken gelin şimdi bu yazıyı okuyalım.
SGK’ Yİ HPV AŞISI İÇİN UYARIYORUM
Medimagazin’ de yer alan “HPV aşısı SGK kapsamına alınacak” başlıklı haberi (1) okuyunca SGK’ yi bu konuda bir kere daha uyarmak ihtiyacını hissettim.
SGK’ nın sokağa atacak parası yok: Gelir-gider açığı son 9 yılda 10’a katlanan, 2000 yılında 2.4 milyar TL açık veren sosyal güvenlik sisteminin zararının 2008 sonu itibarıyla 26 milyar TL’ye ulaştığı biliniyor (2).
Haberde Türkiye Jinekolojik Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Köse, “toplam maliyeti 750 lira olan aşının SGK kapsamına alınması için çalışma başlatıldığını, Bakanlığın belirlediği fiyatla ihaleyi bir firma alırsa 8 milyon kadının ücretsiz olarak aşılanabileceğini” söylüyor.
Ben de zaten birkaç aydır böyle bir haberin çıkmasını bekliyordum. Medyada son zamanlarda HPV aşısını mucize gibi gösteren haberler işaret fişekleriydi(3).
“Rahim ağzı kanseri aşısında mevsim sonu indirimi mi başladı” başlıklı yazımda da bildirdiğim gibi, bu sene başında GlaxoSmithKline firması 3 doz uygulanan HPV aşısının fiyatını 250 liradan 130 liraya indirmişti (4).
Anlaşılan o ki aşılar bu yüzde 100’ lük indirime rağmen de ellerinde kaldı ve bu sefer Sağlık Bakanlığı’na yönelerek aşıyı onların aracılığıyla satmayı hedefliyorlar.
Zaten, ilaç ve aşı firmaları artık tek tek doktorlara yönelmek yerine, dernekleri, sosyal güvenlik kurumlarını ve bakanlıkları hedef alıyorlar. Bunun en iyi örneğini geçen seneki domuz gribi salgınında gördük. Aşı endüstrisi Dünya Sağlık Örgütü’ nü de kullanarak tüm zengin ülkelere ihtiyaçlarından fazla aşıyı fahiş fiyatla (maliyeti taş çatlasa 1 Euro olan aşıya 5.2 Euro ödemiştik ) sattı ama bilindiği gibi bu aşıların ancak yüzde 10’u uygulandı, geri kalanı çöpe gitti.
Devamlı okuyucularm benim HPV aşısı konusundaki görüşlerimi biliyorlar (5, 6). Bugün doğrudan jineokolog ve Sağlık Bakanlığı’ nın görüşlerine yer vereceğim.
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ(7):
Bakan Akdağ, HPV aşısının rahim ağzı kanserini önleme etkisinin henüz bilinememesi, yan etkileri konusunda bazı kuşkuların bulunması ve Türkiye’ye maliyet-etkinlik açısından uygun olmaması nedeniyle sosyal güvenlik kapsamına alınmasının düşünülmediğini kaydetti.
Akdağ, rahim ağzı kanserinin önlenebilir bir kanser türü olduğunu belirterek, “Rahim ağzı kanserinde erken teşhis ve tarama çok önemlidir. Bu kanser, kolay, ucuz ve güvenilir bir test olan Pap Smear testi ile en erken safhada tespit edilebilmekte ve erken dönemde tanı alan hastaların da yüzde 95’inden fazlası kolay tedavi yaklaşımları ile iyileşebilmektedir. Tüm kadınların aşı yaptırmış olsalar dahi belirli aralıklarla smear testi ile taramalarını yaptırmaya devam etmeleri halen tartışılmaz bir gerçektir. ” dedi.
Ülkemizde 9-29 yaş arasında 18 milyon nüfus bulunmaktadır ve her yıl 800 bin kız çocuğu dünyaya gelmektedir. Ülkemizde rahim ağzı kanserini önlemek için ilk yıl 18 milyon kişi ve her yıl 800 bin kız çocuğunun aşılanması gerekmektedir.
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer(8):
Serviks tarama programına giren hiçbir kadının bu kanserden ölmediğini ve HPV alan kadınların yüzde 75 ile yüzde 98’inin kanser olmadığını söyleyen Dr. Tuncer, “Buna kanser aşısı demek doğru değil, bu ilaç firmalarının pompaladığı bir politikadır, şu anda etkinliği yüzde yüz kanıtlanmış değil sadece 5 yıl için etkinliği bildirilmiş. 5 yıl sonra ne olacak, tekrar yapılacak mı kesin belli değil” dedi. Aşının Asya’da yüzde 60, Avrupa’da yüzde 70 koruma sağladığını söyleyen Tuncer: “Ama Türkiye’de ne kadar koruduğuna yönelik bir çalışma yok, belki de hiç korumuyor, bilmiyoruz” diye konuştu.
Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Ayhan(1):
“Türkiye’de 2008 yılında yapılan bir çalışmaya göre bin 444 rahim ağzı kanserinin tespit edildiğini belirten Ayhan, bu hastalardan 500’ünün aynı yıl hayatını kaybettiğini söyledi. Türkiye’de son yıllarda rahim ağzı kanseri nedeniyle ölümlerin azaldığını anlatan Ayhan, “Rahim ağzı kanseriyle ölümlerin azalmasında toplumun bilinçlenmesi ve yardımcı sağlık personeli ile hekimlerin ortak bilgi alışverişinde bulunması önemli rol oynuyor” dedi.
Rahim ağzı kanseriyle ilgili erken tanı ve korunmaya yönelik tedbirler alındığını belirten Ayhan, rahim ağzı taraması sistemiyle erken tanıda önemli bir mesafe aldıklarını vurgulayarak, “Erken tanı rahim ağzı kanserlerinde hayat kurtaran bir yoldur. Erken tanı halinde rahim ağzı kanserini tamamen önleyebiliyoruz” diye konuştu.
Jinekolog Op. Prof. Dr. Sedat Kadanalı (9):
Aşılama toplumda yaygın olan, salgın yapan ve sık görülen hastalıklar için vazgeçilmez bir uygulamadır ve gerektiğinde tüm topluma uygulanmalıdır. Ulusal aşı programları yapılırken hastalığın toplumda görülme sıklığı, aşılanma ile kaç kişide hastalığın önlenebileceği ve bunun maliyet hesapları yapılmalıdır. Ayrıca hastalıkta korunmanın daha basit yollarının olup olmadığı araştırılmalıdır. Ülkemiz gibi tek eşliliğin yoğun olduğu ve sünnet gibi rahim ağzı kanserinde koruyan bir uygulamanın olduğu ve rahim ağzı kanseri görülme sıklığının az görüldüğü ülkelerde aşılanmanın kâr-zarar hesabı iyi yapılmalıdır.
Rahim ağzı kanseri aşısı diye tanıtılan aşının rahim ağzı kanserini önlediğine dair bir veri yoktur. HPV aşısı zaten lisansını da Amerika’da “HPV infeksiyonlarından korunma” için almıştır.
Jinekolog Op. Prof. Dr. Sezai Şahmay(10):
Aşı tamamen ticari bir ürün. Ben bu aşıya karşıyım. Dünyada da giderek daha fazla sayıda uzman böyle düşünmeye başladı. Bu nedenle de üretici firmaların morali bozuldu. HPV enfeksiyonunu kadınların büyük bir kısmı geçiriyor. Yüzde beşinde sorun yaratıyor. Bu yüzde beşin de binde birinde kanser görülüyor. Rahim ağzı kanserinin gelişmesi için en az altı-yede sene geçiyor. Aşı yaptıranların smear testlerine devam etmeli. Normal kontrollerini yaptıran kadında kanser öncesi lezyonlar zaten tedavi edilebiliyor. Rahim ağzı kanserinde azalma var. Kendi kızıma yaptırmadım.
Gelelim neticeye
Ülkemizde sık görülmeyen, basit tarama testleriyle erken dönemde tanınan ve ölüme yol açmayan rahim ağzı kanserine karşı, etkinliği ve güvenilirliği tam olarak bilinmeyen, ölümcül ve sakat bırakıcı yan etkileri olduğundan şüphe edilen, çok pahalı bir aşının SGK kapsamına alınması çabalarının kimin menfaatine olduğunun takdirini siz değerli okurlarıma bırakıyorum.
Sağlık Bakanlığı HPV aşılarını ücretsiz yapacak bile olsa bunların çoğu domuz gribi aşısında olduğu gibi elinde kalacaktır. Ben Sağlık Bakanı veya SGK’ nın başı olsam bu aşıları bedava verseler de almam. Daha ne diyeyim bilmem ki?
KAYNAKLAR
1. http://www.medimagazin.com/hekim/kongre/tr-hpv-asisi-sgk-kapsamina-alinacak-2-20-29424.html
2. http://www.saglikaktuel.com/haber/kurum-zarari-9-yilda-10-katina-cikti-11829.htm
4. http://www.iyibilgi.com/artikel.php?artikel_id=26156
6. http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=955884&title=rahim-agzi-kanseri-asisinda-gozden-kacanlar
7. http://www.haberler.com/asisi-pahali-her-60-bin-kadindan-biri-rahim-agzi-haberi/
8. http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/404564.asp
10. http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2010/07/31/hakkimda/hpv-asisi-tartismasi/
***
EK 1 (26.11.2022): HALUK VAHABOĞLU ” Sayın Bakan HPV aşısının rutin aşı takvimine alınması konusunun ilgili bilim kurulunda tartışıldığını belirtti. Bu konuda bilim kuruluna bir şeyler söylemek isterim:”
“HPV ve serviks kanseri arasında bir sebep sonuç ilişkisi gösterilmiş değildir ancak kuvvetli bir birliktelik vardır. Sebep sonuç ilişkisini göstermek teknik olarak mümkün de değildir.”
“Mevcut veriler servikal HPV-ilişkili kanserlerin (yaygın jinekolojik taramalar, diğer enfeksiyonların tedavileri vb sebeplerle) son 30 yıl içerisinde yarı yarıya azaldığını göstermektedir”
“Veriler dikkatle incelendiğinde HPV aşısı yaygın uygulanan ülkelerde bile aşıya bağlı servikal kanser sayılarında azalma görülmemektedir. Son 30 yıl içinde mevcut düşüş eğilimi devam etmektedir.”
“Önerim: Bilim Kurulunun alacağı kararların ülkemizin verilerine dayandırılması (kopyala yapıştır şeklinde olmaması) ve dış hakem denetiminden geçirilmesi yararlı olacaktır Asla jinekoljik taramaların ihmal edilmesine sebep olacak önerilerde bulunulmamalıdır”
“Her zaman olduğu gibi son sözüm: aşı stratejik bir güçtür ve kamunun kontrolünde olmalıdır (bu anlamda olumlu mesajlar verilmiş olması ayrıca sevindiricidir)”
“Okumalar:
onlinelibrary.wiley.com/doi/pdfdirect/
ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/P
Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1596402057501880323?s=20&t=elO4dRWa9weIvOMcMPQkTQ
***
EK 2 (19.12.2022): Human papillomavirus vaccination and cervical cancer risk.
Persistent human papillomavirus infection is the central cause of cervical cancer, the leading cause of cancer death among women worldwide. Clear evidence from both randomized trials and population based studies shows that vaccination against human papillomavirus reduces the incidence of cervical pre-cancer. These data suggest that the vaccine reduces the incidence of cervical cancer. However, human papillomavirus vaccine coverage is inadequate in all countries, especially in low and middle income countries where disease burden is highest. Supply side strategies to improve coverage include increasing the availability of low cost vaccines, school located delivery, single dose vaccine schedules, and development of vaccines that do not need refrigeration. Demand side strategies include enhancing provider recommendations, correcting misinformation, and public awareness campaigns. The near elimination of cervical cancer is achievable through increased uptake of human papillomavirus vaccination and efforts to increase screening for cervical cancer, especially when enacted to reduce disparities in across the world.
Kaynak: https://www.bmj.com/content/379/bmj-2022-070115
***
EK 3 (17.1.2023): What Happens to Vaccine Clinical Trial Participants? Navigating an abusive relationship with Big Pharma
Kaynak: https://rwmalonemd.substack.com/p/what-happens-to-vaccine-clinical
***
EK 3 (5.3.2023): Real-World Effectiveness of Hpv Vaccination Against Cervical Neoplasia Among Birth Cohorts Ineligible for Routine Vaccination
Human papillomavirus (HPV) vaccine effectiveness may differ between settings. Here we present the first real-world effectiveness study of HPV vaccination on high-grade cervical lesions from Norway, among women who received HPV vaccine outside the routine program. We performed an observational study of all Norwegian women born 1975-1996 and retrieved individual data from nationwide registries on HPV vaccination status and incidence of histologically verified high-grade cervical neoplasia during 2006-2016. We estimated the incidence rate ratio (IRR) and 95% confidence intervals (CI) for vaccination versus no vaccination by Poisson regression stratified by age at vaccination <20 years and ≥20 years. The cohort consisted of 832 732 women, of which 46 381 (5.6%) received at least one dose of HPV vaccine by the end of 2016. The incidence rate of cervical intraepithelial neoplasia grade 2 or worse (CIN2+) increased with age regardless of vaccination status and was highest at age 25-29, at 637/100 000 among unvaccinated women, 487/100 000 among women vaccinated before age 20, and 831/100 000 among women vaccinated at age 20 or older. The adjusted IRR of CIN2+ between vaccinated and unvaccinated women was 0.62 (95%CI 0.46-0.84) for women vaccinated below age 20, and 1.22 (1.03-1.43) for women vaccinated at age 20 or older. These findings indicate that HPV vaccination among women too old to be eligible for routine HPV vaccination is effective among women who are vaccinated below age 20 but may not have the desired impact among women who are vaccinated at age 20 or older.
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36866965/
***
EK 4 (5.3.2023): FERHAT ARSLAN “Şimdi şu bilimci müptezellerin ağzına bir kürek daha vuralım. HPV aşısı diye kampanya yapıyorlar değil mi? Bak bu Norveç de yapılan bu alanda en geniş kapsamlı saha çalışması. Yazının sonunda adamlar korkularından lafı azcık korkarak yazmışlar. Sonuç ++ Yani bir aşı (?) düşün koruyup korumayacağını senin yaşına göre seçiyor. 20 yaş altında isen azıcık hastalığı azaltıyor, 20 yaş üstüne çıkınca azıcık artırıyor. Dünyanın en zararlı gerizekalı insanları matematik, epidemiyoloji, biyoloji bilmeyen doktorlardır. He istersen ben sana tam olarak aşının etkinliğini hesaplarım. Dur söylüyorum
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1632479292436119570?s=20
***
EK 5 (15.8.2023): FERHAT ARSLAN “Çocuğuna kanser olmasın diye gittin bir aşı yaptırdın. İşte mesela HPV virüsünün dış zarf L1 antijen içeren aşılarını. Sayısı bilinmeyen HPV tiplerinden bir kaçını ama şimdilik bildiğimiz kanser yapanların %70 ini kapsayan bir antikor yanıtı oluşturdun. Bir ;tüm HPV tiplerini kapsamıyor. İki; oluşturulan immunite virüsün asıl kanser yapıcı nitelikte olan E5 E6 kanser yapıcı proteinlerini kapsamıyor. Üç; yarın sizin çocukların antikor düşmüş biz ne yapalım deseler hiçbir şey diyemeyeceksin. Dört; ya aslında hücresel immuniteyi o kadar uyaramamışız bak yenisini yaptık dedikleri an da önceki yaptırdığınızın hem sorumluluğunu atacaklar hem de siz virüsün kapsidine yönelen antikorlar çapraz yanıtı nedeniyle gelişmiş gelişecek riskleri boş yere almış olacaksınız. Beş; ve hatta çocuklarınız ben aşılıyım zaten deyip riskli cinsel davranışlar sergileyebilecekler ve başka cinsel yolla geçen hastalıklar açısından da risk altına girebilecekler. “
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1691279399616745472?s=20
***
EK 6 (2.12.2023): PETER C GØTZSCHE “Kovid-19 aşıları gibi HPV aşıları da çok nadir durumlarda ölüme veya ciddi sakatlıklara (otoimmün reaksiyonlar) sebep olabilir. Uzmanlar, bazı vakalarda aşının bunlara yol açtığını kabul etti.”
Kaynak: https://x.com/PGtzsche1/status/1730520222937891111?s=20
K: https://www.theepochtimes.com/health/undeniable-death-cases-after-gardasil-vaccination-5328126
Makale: Undeniable Deaths After HPV Vaccination The HPV Vaccine: A Double-Edged Sword? (Part 1)
***
EK 7 (29.12.2023): FATİH ALİ CANLI “HPV aşısı, rahim ağzı kanseri hastalığını önlemek yerine rahim ağzı kanseri hastalığına neden olarak rahim ağzı kanseri görülme sıklığının artmasında rol oynayabilir. Aşılamanın başlaması ile rahim ağzı kanseri görülme sıklığının artması arasında bir zaman ilişkisi bulunmaktadır.”
Kaynak: https://x.com/ProfFatihACanli/status/1740491214670229548?s=20
***
EK 8 (11.7.2024): ÖZCAN YÜCEL Bunu bilmeye herkesin hakkı var. HPV aşıları bizzat kendileri Serviks kanseri riskini arttırıyor. HPV enfeksiyonları çoğunlukla belirti vermez. Aşı yaptırırken o anda aktif enfekteyseniz aşının etkisi ile serviks kanseri riskiniz artıyor. Bunu bizzat firmanın raporlarından anlıyoruz. Tabloda kırmızı ile işaretledim. Aşı anında HPV (-) olmalısınız!!!! Serviks kanserini en iyi önleyen şey düzenli Smear testidir. Böylece bu “ne idüğü belirsiz”aşılardan da uzak durursunuz.
İlgili yayın post-media.s3.us-east-1.amazonaws.com/post-files/140
Kaynak: https://x.com/drozcanyucel/status/1811365185753342073
***
EK 9 (17.10.2024):
Over the last two years, cancer genomic experts have raised concerns about the presence of residual DNA fragments in the mRNA covid-19 vaccines, saying that it has potential to increase the risk of developing cancer.
This mirrors the concerns raised several years ago about the safety of the Gardasil Human Papilloma Virus (HPV) vaccine, manufactured by Merck & Co.
In 2011, Sin Hang Lee, a pathologist and 30-year veteran in DNA analysis, made the startling discovery of synthetic DNA fragments in several vials.
“I was shocked to find DNA fragments in the HPV vaccine because DNA is not supposed to be there,” Lee recalls.
“They use DNA to make the vaccine, but then it is supposed to be chopped up and removed in the manufacturing process,” he said.
Lee, an internationally recognised expert in molecular gene detection, carefully documented his findings in a report which was sent to the US Food and Drug Administration (FDA) for review.
The FDA investigated.
On Sept 23, 2011, FDA’s Centre for Biological Evaluation and Research (CEBR) responded saying it had evaluated the concerns in Lee’s report, and determined that the Gardasil vaccine was “safe and effective.”
The FDA did acknowledge that Lee found residual DNA in the vaccine, but said it was “expected” and “inevitable” in products that are manufactured using recombinant technology.
The agency also said it remained confident that the residual DNA was “not a risk to vaccine recipients.”
“The presence of residual DNA is not a safety factor as defined by US regulations, and is not required to be included in Gardasil’s labeling,” wrote the FDA.
The following month (Oct 21, 2011) the FDA quietly updated its website to reflect the presence of DNA fragments in the vaccine, assuring the public there was “no safety risk.”
“It was really disappointing,” said Lee.
“The FDA claimed that the presence of DNA fragments was not a problem without showing any studies to prove it had been investigated or that it was safe,” he added.
The European Medicines Agency was also notified of the problem and its response was the same, stating, “the presence of recombinant DNA fragments does not represent a case of contamination and is not considered to be a risk to vaccine recipients.”
The following year, Sin Hang Lee published his findings in the Journal of Inorganic Biochemistry.
An accidental discovery
HPV is a virus primarily transmitted through sexual contact and is the main cause of cervical cancer. Authorities have predicted the widespread use of the HPV vaccine will ‘eliminate’ cervical cancer by 2030.
In 2006, when Gardasil was first approved, Merck assured the FDA there was no HPV DNA in the vaccine. But this was challenged when Lee found HPV DNA in someone who had never been exposed to the HPV virus.
It all began when a 13-year-old girl from Toronto developed acute juvenile rheumatoid arthritis within days of receiving her third dose of Gardasil. A battery of tests revealed the young girl tested positive for HPV DNA in her blood by PCR.
It was a mystery to her doctors because she was sexually naïve and had never been exposed to the virus.
Her parents wondered if the viral DNA in her blood could have originated from the Gardasil vaccine itself. They reached out to an advocacy group that organised for vials of the Gardasil vaccine to be tested.
Lee received 13 vials from nine different countries and found every single one of them contained fragments of HPV DNA.
In 2012, Lee testified at a coronial inquest into the death of 18-year old New Zealander Jasmine Renata, who died unexpectedly in her sleep, six months after receiving her third Gardasil injection.
Post-mortem tissue samples were sent to Lee for testing. The blood and spleen were positive for HPV DNA, which Lee said, was not the result of a natural HPV infection.
“It’s not ‘natural’ HPV DNA and its detection six months after injection is not normal,” he told the inquest, though he could not say with certainty if the vaccine caused her death.
Measuring residual DNA in Gardasil
But the permissible limit of residual DNA in vaccines has significantly increased.
In 1985, the FDA set an upper limit of 10 picograms per dose. In 1987, the WHO increased its recommended limit to 100 picograms, and then increased it again to 10 nanograms (i.e. 100 times higher) — a limit now adopted by the FDA.
Lee says it’s difficult to quantify the levels in Gardasil though, because the HPV DNA is tightly bound to the aluminium adjuvant (AAHS) and forms an insoluble precipitate.
“My expertise is being able to detect the HPV L1 gene DNA in the insoluble precipitate, as well as the soluble DNA in the solution, using a technique called nested PCR with Sanger sequencing for confirmation,” explained Lee.
Genomics expert Kevin McKernan, who was the first to discover residual DNA in Pfizer’s covid vaccine, attests to Lee’s expertise. He agreed that the FDA’s permissible limit of 10 nanograms is futile in this case.
“That’s the trick the FDA is playing with the guidelines,” said McKernan. “When you go to measure the residual DNA, you’ll miss the majority of it because it is all bound up to the aluminium adjuvant.”
“The 10 nanogram limit they’ve come up with is just smoke and mirrors. They say if it’s below that, then they don’t care, but here you have something that hides the DNA in aluminium, and they just whistle past the graveyard,” said McKernan
Potential risks of HPV DNA in Gardasil
Based on Lee’s post-mortem analyses, we know that HPV DNA fragments in the Gardasil vaccine find their way to blood, brain and spleen after injection into the deltoid muscle of the arm. But what are the consequences?
— Innate immune system theory
Lee suggests the HPV DNA fragments in the vaccine are taken up by immune cells such as macrophages, and then travel through the lymphatic system where they deposit in various tissues throughout the body.
It is theorised that here, the HPV DNA which is tightly bound to the aluminium adjuvant and does not break down easily, can cause chronic immune-inflammatory reactions that lead to autoimmune conditions in some people.
Incidentally, Merck is facing multiple lawsuits by people who claim they developed autoimmune conditions such as postural orthostatic tachycardia syndrome (POTS), neurological issues or premature ovarian failure from Gardasil.
— Genome integration theory
Another theoretical risk is if residual fragments of HPV DNA in the vaccine enter cells and integrate with the host DNA.
This has been the concern with the residual DNA fragments found in covid-19 mRNA vaccines, where lipid nanoparticles ferry the mRNA – along with residual DNA fragments – into the host cell and potentially integrate into the human genome.
Phillip Buckhaults, a cancer genomics expert at the University of South Carolina, testified before a Senate Committee about his concerns that fragments of foreign DNA in the covid-19 mRNA vaccines can insert themselves into a person’s genome and become a “permanent fixture of the cell.”
At this stage, there is no evidence this occurs with Gardasil and no studies have ever been conducted to see if fragments of HPV DNA in the Gardasil vaccine can integrate into the genome and disrupt vital genes.
Also, it would require the presence of a “transfection agent” in the vaccine i.e. something that enables exogenous genetic material (DNA or RNA) to enter human cells. Some studies suggest that adjuvants themselves can act as transfection agents.
Whatever the case, the discovery of HPV DNA fragments in Gardasil and their detection in post-mortem tissues some time after vaccination, raises important questions about the safety testing of residual DNA fragments in all vaccines developed with recombinant technology.
Kaynak: https://blog.maryannedemasi.com/p/fda-ignored-residual-dna-fragments
***