Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Kalp damar hastalıklarından kansere, osteoporozdan astıma, obeziteden diyabete, egzamadan sedefe, Alzheimer’ den depresyona kadar tüm edinilmiş kronik hastalıkların kökeninde “enflamasyon” yani kronik mikropsuz iltihabın yattığını modern tıp yeni anlamaya başladı.

Bu enflamasyonun başta gelen sebebi ise bağırsak mikrobiyotasının, bir başka ifade ile bağırsaklardaki bakterilerin tür ve sayılarının değişmesidir.

Bağırsak mikrobiyotasının “bozulması”, tabii beslenmeden uzaklaşmanın sonucudur.

Bir taraftan işlenmiş un, işlenmiş şeker, trans yağlar, katkı maddelerinden oluşan hazır yiyecekler giderek daha çok tüketilirken, bir taraftan da lifli, mayalı gıdalar, sebze, doymuş yağlar sofralarımızda yer bulamaz oldu.

Modern tıp, günümüzde salgın derecesinde artan başta obezite, diyabet olmak üzere tüm kronik hastalıkları ilaçlarla tedavi etmeye odaklanmıştır.

Oysa bu hastalıkların hem önlenmesi hem de tedavisi bin bir türlü yan etkileri olan ilaçlara gerek kalmadan sağlıklı bir hayat tarzıyla, sağlıklı beslenmeyle mümkündür.

Bunlara depresyondan Parkinson’a anksiyeteden Alzheimer’ e tüm ruh ve sinir sistemi hastalıkları da dâhildir.

Araştırmalar, bu hastalıkların probiyotik adı verilen dost bakteriler bulunan mayalı gıdalarla tedavi edilebileceğini gösteriyor.

Beynimiz ve bağırsaklarımız da birbirleriyle hormonlar, metabolizma ürünleri ve sinir bağlantıları vasıtasıyla sürekli haberleşme hâlindeler.

İşte araştırmalardan örnekler

İran’ da Kashan ve Azad Üniversitesi tarafından yürütülen araştırma probiyotiklerin (Lactobacillus acidophilus, L. casei, L. fermentum ve Bifidobacterium bifidum) insanlarda da beyin fonksiyonları üzerine müspet tesirlerinin olduğunu, Alzheimer’ lilerin hafızalarını güçlendirdiğini ortaya koydu (1).

**

Hassas bağırsak sendromu (HBS) olan hastaların bir grubuna 6 hafta süreyle probiyotik (Bifidobacterium longum NCC3001) bir grubuna ise plasebo verilen çalışmada probiyotik verilen gruptaki hastaların fonksiyonel MR’larında çeşitli beyin bölgelerinde (amigdala ve fronto-limbik saha) negatif emosyonel uyarılara verilen cevaplarda ve depresyon skorlarında plasebo alanlara göre anlamlı azalma tespit edildi (2).

**

Farelerde yapılan deneylerde yoğurtta bulunan probiyotiklerin (Lactobacillus) depresyon semptomlarını ortadan kaldırdığı gösterildi.

Araştırmada farelerin bağırsak mikrobiyomları kronik strese maruz kalmadan önce ve sonra incelendi. Stresin bağırsaklarda Lactobacillus kaybına yol açtığı ve kandaki kinurenin (kynurenine) seviyelerinin arttığı görüldü. Lactobacillus kaybıyla beraber depresyon belirtileri ortaya çıkıyordu. Farelere Lactobacillusları normal seviyeye getirmek için L. reuteri verildikten sonra kinurenin metabolizmasının ve hayvanın davranışlarının da normalleştiği belirlendi.

Uzmanlar, Lactobacillus’ lardan kaynaklanan reaktif oksijen türlerinin bağırsaklardaki IDO1 enziminin aktivitesini baskılayarak kinurenin metabolizmasını etkilediklerini düşünüyorlar (3).

**

Farelerde stresle ilgili davranışları düzelten Bifidobacterium longum ile yapılan bir klinik çalışmada 4 hafta süreyle her gün bu probiyotiği alan erkeklerde stres hormonu kortizolün, fizyolojik ve psikolojik stresin azaldığı ve hafızanın iyileştiği gösterildi (4).

**

Gırtlak kanseri ameliyatından önce verilen probiyotiklerin psikolojik stresi azalttığı da biliniyor (5) .

**

Probiyotiklerden zengin bir gıda olan yoğurt verilen kadınlarda duygu ve emosyonların kontrol edildiği her iki beyin bölgesinde kontrol gruplarına göre aktivite azalması tespit edildi.

Yoğurt verilen grupta istirahat beynin istirahatteki görüntülerinde beynin idrakle ilgili alanları ile beyin sapında ağrıyı tanıyan bölge arasında bağlantılar olduğu görüldü (6).

Fermente gıdalar probiyotik deposudur

Probiyotikler yoğurt, ayran, kefir, turşu gibi fermente ürünlerde tabii olarak bulunuyor; ağzının tadını ve parasını nereye harcayacağını bilmeyen “hapçılar” için tablet, kapsül veya toz formunda eczanelerde probiyotik adıyla da satılıyor.

Bu dost bakteriler, bağırsaklarda sağlıklı mikrop dengesinin oluşması ve sürdürülmesini sağlayarak bağırsaklarda hastalık yapabilen zararlı mikropların yerleşmesinin önlüyorlar.

Gelelim neticeye

Hiç şüpheniz olmasın, hastalıkları sadece ilaçlarla, ameliyat ve diğer tıbbi müdahalelerle tedavi etmeye kalkan modern tıp eninde sonunda bu gerçekleri görecektir, bundan kaçış yok.

Gazamız mübarek olsun.

Kaynaklar:

1. https://www.webmd.com/alzheimers/news/20161114/probiotics-may-boost-alzheimers-patients-memory#2

2. https://reference.medscape.com/medline/abstract/28483500

3. https://www.nature.com/articles/srep43859

4. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/27801892

5. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24571169

6. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23474283

***

EK 1 (20.6.2024): Probiyotikler, bağırsak disbiyozunu düzeltiyor, karaciğer fonksiyonlarını, hayat kalitesini ve hepatik ensefalopatiyi iyileştiriyor. Siroz tedavisinde umut verici bir müdahale olarak görünüyor.

Kaynak: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fmed.2024.1379333/full

Makale: Probiotics are beneficial for liver cirrhosis: a systematic review and meta-analysis of randomized control trials

***

Yazı için 3 yorum yapılmış:

1. Kaan Kaya dedi ki:

   27 Mart 2018, 06:53

   Depresyona turşu, Alzheimer’ e yoğurt, panik atağa sirke

2. Yasemin dedi ki:

   27 Mart 2018, 07:00

   Prof. DR. Ahmet Aydın hocayı hasretle rahmetle anıyorum

3. Oktay Kahraman dedi ki:

   27 Mart 2018, 18:53

   gelecekte reçetelere ilaç yerine gıda yazılabilir mi

Siz de yorumunuzu paylaşın: