Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

9 yaşındaki 316 çocuk üzerinde yapılan çalışmada 4-6 ay anne sütüyle beslenen ve Lactobacillus reuteri ihtiva eden probiyotikler verilen çocuklarda alerjik rinit riskinin 3 misli azaldığı bildirildi.

European Academy of Allergy and Clinical Immunology’ nin (EAACI) 2020 Dijital Kongresinde sunulan bildiriye göre IgE yüksekliği ve deri testleri ile doğrulanan alerjik rinit riski probiyotik alan çocuklarda yüzde 4.3, almayanlarda ise yüzde 19.6 olarak bulundu.

Alerjik göz nezlesi görülme oranı da daha az olmakla beraber aradaki fark istatistiki olarak anlamlı değildi.

Erişkinler üzerinde yapılan bir başka bir çalışmada da Bifidobacterium longum IM55 ve Lactobacillus plantarum IM76 karışımından oluşan NVP-1703 isimli probiyotiğin de erişkinlerde benzer bir etkiye sahip olduğu gösterildi.

Gelelim neticeye

BİR: Bilim dünyasının probiyotiklerin sağlıklı yaşamak için ne kadar önemli olduğunu öğrenmesinden dolayı çok mutluyum ama probiyotiklerin dışardan hap şeklinde alınması gereken besin desteği olarak görülmesi de bir o kadar esef verici.

İKİ: Bizim mutfağımızın sirke, turşu, tarhana, yoğurt, kefir, ayran, sucuk, pastırma, şalgam suyu, boza gibi geleneksel mayalı yiyecek ve içecekleri probiyotik deposudur ama bunu bilim dünyasına anlatmak deveye hendek atlatmaktan zordur.

ÜÇ: Mayalı gıdalar “adam gibi beslenmenin” olmazsa olmaz unsurlarındandır ve sadece alerjik hastalıkların değil tüm kronik enflamatuar hastalıkların önlenmesinde rolü vardır.

DÖRT: Tıp kongrelerinin artık dijital ortamda yapılmasını da bu lânet koronavirüs salgınının insanlığa bir hediyesi olarak görüyorum.

İlaç şirketlerinin bayi toplantısına çevirdikleri kongreler bir daha olmayacak inşallah!

Kaynak: https://www.medscape.com/viewarticle/932591?src=WNL_confprev_200629_MSCPEDIT&uac=2009DZ&impID=2435821&faf=1

Siz de yorumunuzu paylaşın: