Gıda endüstrisi, şekeri konsantre ettiklerinde bağımlılık yapacağını biliyor. İşlenmiş gıdaya ne kadar fazla şeker eklerseniz o kadar bağımlılık yapar. Ayrıca konsantre şekerin karaciğer yağlanmasına sebep olduğunu ve bunun da insülin direncine, metabolik sendroma ve ölüme yol açtığını biliyorlar. Yine de yapıyorlar.

Pandemi döneminde aşırı işlenmiş gıdaların “aşırı” tüketiminden kaynaklanan, metabolizmanın da “obezleşmesine” sebep olan klinik tabloya KOVİD + OBEZİTE yani KOVEZİTE adının veriyorum. Tıp dünyasının önümüzdeki dönemde en çok uğraşacağı hastalık KOVEZİTE ve bunun yaratacağı sağlık problemleri olacaktır.

Yeni bir araştırmada SARS-CoV-2’ nin pankreasta insülin yapımından mesul olan beta hücrelerini de enfekte ettiği ve bunların ölümüne sebep olduğu gösterildi. Menhus virüs sadece akciğerler ve damar endotelinde tahribata yol açmakla kalmıyor, pankreastaki beta hücrelerini de darmaduman ediyor. Sen neymişsin be SARS-CoV-2!

Sadece dört hafta aşırı işlenmiş gıdalarla beslenen Dr. Tulleken, sağlıklı bir kilo yapısına sahipken yağ birikimi ve aldığı kilolarla sağlığının nasıl bozulduğunu gösterdi. Bu süreç içinde halsizleştiğini, kötü uyuduğunu, mide ekşimesi ve kabızlık gibi sorunlar da yaşadığını belirten doktor, beyninin bir uyuşturucu madde bağımlısınınkine benzediğini söyledi.

Katkı maddeleriyle dolu ama hiçbir tam gıda ihtiva etmeyen aşırı işlenmiş gıdalar birçok farklı mekanizmalarla tüm kronik hastalıkların riskini artırır. Bunlara şiddetle karşı çıkması gereken bilim dünyası kör, sağır, dilsiz ve hissiz rolünü oynamaya devam ettikçe bu hastalıkların önlenmesi de mümkün olmayacaktır.