Martta 100 vakadan 62’si hastaneye yatarken, bu rakam bugün 6,7’dir. Nisanda günde 140’ın üzerinde hasta ventilatöre bağlanırken bu rakam şimdi 25′ dir. Yoğun bakımda kalma süresi de 15 günden 1-2 güne geriledi. Bu, bilgiler virüsün ağır hastalık yapıcı etkisinin açık ve net olarak azaldığını gösteriyor ki bu da ancak virüsün mutasyona uğramasıyla mümkündür.

KOVİD testleri pozitif olan 10 binden fazla hastaya ait veriler üzerinde yapılan çalışmada ACE inhibitörü kullanan yaşlı hastalarda KOVİD için hastaneye yatma riskinin yüzde 40 daha az olduğu, ARB sınıfı ilaçların böyle bir tesirlerinin olmadığı tespit edildi. Gözleme dayalı çalışmalardan sebep-sonuç ilişkisi değil sadece bir birliktelik oraya konabilir.

Astım ve alerjisi olanlarda ACE-2 reseptör aktivitesinin azalmış olmasının KOVİD riskini azaltabileceği bildirildi ama bu kişilerin sigara içmemeleri, sağlıklı beslenmeleri, uykularının iyi olması, düzenli spor yapmaları gibi sağlıklı hayat tarzı unsurlarının da bunda önemli etkisi olması muhtemeldir. Bu çalışma, astımlılara gereksiz bir güven duygusu vermemelidir.

Yeni koronavirüs ve sebep olduğu KOVİD neredeyse altı aydır hayatımızda. Hastalığa yakalananların sayısı 7 milyonu bulurken 400 bin kişi de hayatını kaybetti. Bu salgınla ilgili binlerce araştırma yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor ama henüz etkinlik ve emniyeti ispat edilmiş ne bir ilacı ne de aşısı var. Hastalığı tedavi eden ilaç da önleyen aşı da muhtemelen hiç bulunmayabilecek gibi görünüyor.

Virüs hakkında hâlâ çok az şey biliyoruz. Virüs 6 aydır dünyayı dolaşıyor ve biz bir şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. Doğru bildiklerimizin bazısının yanlış, yanlış bildiklerimizin bazısının doğru olduğunu anlayacağız. Bu çok sinir bozucu ama henüz sürecin ortasındayız. Virüs, dünyaya bir kıyak yapıp virülansını ve bulaştırıcılığını azaltmazsa işimiz çok zor.