Ameliyat ve sonrasında atom tedavisi yapılan iyi diferansiye tiroit kanserli hastalarda lösemi riskinin arttığı bildirildi. Buna göre düşük ve orta derecede riskli kanserleri olan hastalar için RAİ tedavisinin lösemi ihtimali yaratması bu tedavinin rastgele herkese yapılmasının ne kadar sakıncalı olduğunu gözler önüne seriyor. Tarama ve tedavi meraklılarına önemle duyurulur.

1997 erkeğin 40 sene takip edildiği araştırmada kolesterolü düşük olanlarda prostat kanseri ve ilerlemiş evre prostat kanseri görülme oranlarının kolesterolleri yüksek olanlara göre 2 misli fazla olduğu belirlendi. Araştırma ağır fiziksel aktivite ve düşük vücut kitle endeksinin de prostat kanseri ensidansını artırdığı gösteriyor.

Amerikan Kanser Derneği tarafından yapılan bir meta-analizde tüm kanserlerin %42’ sinin ve kanser ölümlerinin %45’ inin düzeltilmesi mümkün olan 17 hayat tarzı yanlışından kaynaklandığı ortaya çıktı. Kanserlerin %90’ nın hayat tarzındaki yanlışlar ve çevreden kaynaklandığına inanıyorum ve bunun dayanağı da var.

Kanser hücrelerinin şekeri normal hücrelere göre çok daha fazla tükettiği bilinen bir gerçektir. Yeni bir araştırmada kanser hücrelerinin şekeri hızla parçalamasının tümör büyümesini kısır döngüyle hızlandırdığını ortaya çıkardı. Bu keşif, kanser ve şeker ilişkisine ait bir delil olması yanında kanser hastaları için diyetin ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor.

Ülkemizde adam gibi bilimsel araştırma yapılmadığı gibi el âlemin yaptıklarını da doğru dürüst okumadan, medyadaki haberleri üzerinden değerlendiriyoruz. “Yağlı beslenme meme kanseri riskini artırıyor” başlıklı habere konu olan araştırma da yağlı beslenmenin değil, omega-6 yağ asitlerinden zengin beslenmenin kanser riskini artırdığını gösteriyor. Vay benim köse sakalım vay!