ON DOKTORDAN BİRİ YALAN SÖYLÜYOR
Doktorların, Tıbbi Profesyonellik Tüzüğü’ nde belirtilen standartlara uyup uymadıklarını ve hastalarıyla münasebetlerinde açık sözlü ve dürüst olup olmadıklarını belirlemek amacıyla yapılan araştırmada doktorların onda birinin hastalarına yalan söyledikleri ortaya çıktı.
Araştırma, pediatri, aile hekimliği, genel cerrahi, anestezi, psikiyatri, iç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı olan 1.891 doktora anket formlarının gönderilmesi suretiyle gerçekleştirildi.
Durun hemen heyecanlanmayın ve son günlerde adeta “şamar oğlanına” dönen doktorlarınıza verip veriştirmeye başlamayın; çünkü bu araştırma bizde değil Amerika’ da yapıldı. Tabii içlerinde Türk doktorlar mesela Mehmet Öz, Murat Tuzcu, Gökhan Hotamışlıgil veya başkaları da olabilir, onu bilemem.
Bazı doktorlar gerçeği gizliyor ve yalan söylüyor
Doktorların büyük çoğunluğunun, hastalarını yapılacak girişimlerin fayda ve riskleri konusunda tam olarak bilgilendirmek ve bu bilgileri başkalarından titizlikle saklamak konusunda hemfikir olduklarını belirterek araştırmadan çıkan sonuçları özetleyelim:
- Doktorların yüzde 34’ ü tıbbi hataları dava edilmek korkusuyla hastalarına söylemiyor veya bazı gerçekleri onlardan saklıyor.
- Doktorların yüzde 10’ u hastalarına doğru olmayan bir şey söylüyor.
- Doktorların yüzde 35’ i ilaç ve tıbbi alet firmalarıyla olan finansal bağlarının tam olarak açıklanmasını istemiyor.
- Doktorların dörtte birinden fazlası hastalarına ait bilgileri yetkili olmayan kişilere açıklıyor.
- Doktorların yüzde 20’ si malpraktisle suçlanmaktan korktukları için tıbbi hataları hastalarına söylemiyor.
- Kadın doktorlar prensiplere erkeklere göre ve azınlıklara mensup doktorlar Beyaz ve Asya kökenli doktorlara göre prensiplere daha çok uyuyor.
- Genel cerrah, pediatrist ve anestezistler hastanın durumu olduğundan iyi söylemek istemezken, dâhiliyeci ve psikiyatrsitler bu fikre daha sıcak bakıyor.
- Hastalara gerçek olmayan bir ifadeyi en çok pediatrist ve psikiyatristler ve en az ise genel cerrah ve kardiyologlar söylüyor.
Cerrah ve kardiyologların durumu daha iyi
Cerrah ve kardiyologlar, çocuk doktorları ve psikiyatristlere göre daha az yalan söylüyor veya gerçekleri gizliyorlar. Bu durum, ilk ikisinin mutlaka hastaların resmi onayını almaları gereken girişim veya ameliyatlar yapmak zorunda olmalarıyla açıklanıyor.
Araştırmada kadın ve azınlık doktorların Tıbbi Profesyonellik Tüzüğünün kurallarına beyaz erkek doktorlara göre daha sadık oldukları anlaşıldı. Bunun sebebi bunların mesleğe yeni girmiş olmaları ve bu yüzden de itibarlarını sürdürmek için daha dikkatli olmaları olabilir.
Gerçeği gizlemek ve yalan söylemek doğru mu?
Araştırmayı yapan Harvard Tıp Fakültesi profesörlerinden Lisa Iezzioni bu sonuçların cesaretini kırmadığını söylüyor ve ekliyor:
“Birçok hastanın doktorlarından tam ve doğru bilgi alamamış olmaları gerçekten endişe verici ama bazı yalanların ve gerçeğin gizlenmesinin sebebi hastalara ümit vermek olabilir.
Mesela, bir doktor çok asabi ve endişeli bir hastasına sağlığı için bir problem yaratmayacak bir laboratuar sonucunu normalden bir miktar farklı olduğu hâlde her şeyin normal olduğu şeklinde söyleyebilir.
Doktorların yüzde 55’ i hastaların kendilerini daha iyi hissetmeleri ve ümitsizliğe kapılmamaları için olumlu şeyler konuştuklarını söylüyorlar fakat bunun ne kadar doğru olduğu tartışmalıdır.
Kanserli hastaların ne kadar yaşacaklarını tam olarak bilmeleri işlerini düzene sokmaları veya yapmak istedikleri şeyleri tam yapabilmeleri için son derecede önemlidir.
Hastalar rahat olmalı ve doktorlarına her şeyi mesela kendilerine yazılan ilacı üreten firmayla bağlantılarını bile sorabilmelidir. Zaten 2013 Martından itibaren ilaç ve tıbbi alet firmaları doktorlara yaptıkları 10 doları geçen ödemeleri bildirmek zorunda olacaklar. “
Gelelim neticeye
Benim bu araştırmadan çıkardığım en önemli sonuç “doktor güvenirliliğinin” Amerika’ da da tartışılıyor olması.
Bu araştırmanın Amerikan gazeteleri ve internet sitelerinin birçoğunda, “doktorların toplumun en güvenilir insanları oldukları inanışının pek de doğru olmadığını” gösterdiği yorumuyla haber olması bunun en güzel delili.
Her şeyin para ile ölçüldüğü bir dünyada araştırma için düzenlenen anketi e-posta yoluyla cevaplayan doktorlara 20’ şer dolar ödenmiş olmasını hiç garipsemediğimi belirtmek isterim.
Bu arada “Bizde durum nasıldır acaba?” diye meraklandığınızı hissediyorum.
Benim cevabım şudur: Türk doktoru asla yalan söylemez!
KAYNAK
Amerikada böyle ama emin olun Türkiye’de özellikle onkologlarımız kanser hastalarına kemoterapi denen illetin yan etkilerinden tam anlamıyla bahsetmezler.10 kişiden sadece biri söylüyor.Örneğin 20 25 yaşlarında henüz evlenmemiş çoluğu çocuğu olmayan bir gence ömür boyu çocuğunun olmama riskini söylese tercih sebebi olacakmı merak ediyorum.maalesef birçok doktor yazdığı ilacın etkileşiminden habersiz,eczacı uyardığında bile eczacıları yok sayabiliyorlar.Çünkü ilacın dozajı ve biyo yararlılığı eczacılık fakültelerinde eczacılara verilir.Aynı konu bitki içinde geçerlidir,Doktoruna danışan hastaya hemen bırak otu çöpü diye farmakognozi,fitoterapi eğitimi almamış olmasını,bilmeyen hastasını korkutarak bir bilim dalı olan ve dünyanın üzerinde durduğu bitkisel tedavileri yok sayan ülkemiz doktorları değilmidir.(FARMAKOGNOZİ VE FİTOTERAPİNİN ÖNEMİNİ KAVRAYAN DEĞERLİ DOKTORLARIMIZI TENZİ EDERİM)Hal böyle olunca meydan şarlatanlara kalır ve olan çaresiz hastalara olur.
NE YAZIK Kİ ONKOLOGLARIN ÇOĞU KANSER HASTALARINA TOMOTERAPİ,YİTRİUM 90-NOKTA ATIŞI GİBİ YÖNTEMLERİ MUCİZE GİBİ TANITARAK ,ASTRONOMİK HAKSIZ KAZANÇ SAĞLAMAKTADIRLAR.NOKTA ATIŞI DENİLEN TEDAVİYİ TV EKRANLARINDA SADECE KENDİSİ UYGULUYORMUŞ GİBİ ANLATARAK MUAYENEHANESİNE ERTESİ GÜN HASTA AKINI SAĞLAYAN ONGOLOGLARI KINIYORUM.HASTALARA BOŞ UMUTLAR VERİYORLAR,TARLASINI,EVİNİ SATAN O DOKTORA KOŞUYOR.HERGÜN TV KANALLARINA ÇIKAN BİR ONKOLOG DOKTOR ,BİR TV KONUŞMASINDA KANSER ARTIK NEZLE GRİP GİBİ KOLAY CURABLE HASTALIK HALİNE GELMİŞTİR DEDİ.BU SADECE MUAYENEHANEYE HASTA ÇEKMEK İÇİNDİR.KANSER HALEN LETAL OLMAYA DEVAM EDİYOR,RELAPS MUTLAKA OLACAKTIR.PARA İÇİN GOOD-FOR-NOTHING DAMGASI YEMİŞ TEDAVİ YÖNTEMLERİNİ MUCİZE GİBİ GÖSTERMESİN BAZI MEDİKAL ONKOLOGLAR.NOKTA ATIŞI DENEN YÖNTEMİ UZUN YILLAR ÖNCE 9 EYLÜL TIP FAKÜLTESİ KANSERLİ BİR DOKTOR ÜZERİNDE UYGULADI VE HASTA KAYBEDİLDİ.SAYGILARIMLA