ALERJİ VE SEZARYEN
Habertürk’ te Esra Demiröz’ ün yazısı:
Kızımın bu sene okula başlaması ile birlikte evimize sürekli giren hastalıklar farklı farklı doktorları ziyaret etmemize sebep oluyor. Mütemadiyen üst solunum yolu rahatsızlığı geçirip, akut sinüzit olmaya başlayıp, geniz etinin de büyüklüğü tespit edilince, biliyorsunuz ki geniz etini operasyon ile aldırdık.
Operasyonda dört gün sonra zatürre hastalığına yakalanmamız maalesef kötü bir şanstı. Çok şükür kısa sürede toparladı, ama üstüne rahatsızlıklar devam edince soluğu başka bir çocuk göğüs hastalıkları doktorunun yanında aldık.
Elbette tahmin ediyorduk, zaten daha önce kulak burun boğaz doktorumuz da bünyesinin alerjik olabileceğinin söylemişti. Bir takım kan testleri sonucu Derin’in alerjik olduğu ortaya çıktı. Sürekli hastalanması, evet okula yeni başlaması ile alakalı ama bünyenin alerjik olması da hızlı hastalanma ihtimalini yükseltiyor. Ne yapacağız? Bir takım koruyucu ilaçlar alacağız ve bekleyeceğiz.
Çok sık duyduğunuza eminim bu senaryoyu. Çocuklar ve alerji. Alerji ve sezaryen. Nereden geldim sezaryene derseniz:
Sezaryen doğum ile doğan çocukların alerji, astım hatta obezite gibi hastalıklara yakalanma olasılıkları daha yüksek. Yapılan birçok araştırma var.
Gittiğimiz Doktor Derin’ i tanımak adına bebekliğinden dört yaşa kadar geçen süre ile ilgili birçok soru sordu. İlk sorusu “Nasıl doğdu, doğum şekli nedir?” oldu. Bu soruyu neden sorduğunu biliyordum ama görüşmenin sonunda kendisine: “Doğum şeklinin alerji ile ilgisi var mı?” diye sormadan edemedim.
“Kesin ilgisi var diyemem, birçok araştırma ve makale var. Ama vajinal doğumun ciğerlere daha iyi geldiği çok net biliniyor. Annenin rahminin kasılmaları, bebeğin rahimden çıkarken ciğerlerinin yaşadığı gerekli sıkışma, amniyotik sıvının ciğerlerden çıkması, doğar doğmaz ağlaması, nefes almaya başlaması tüm bu doğal süreç elbette ciğerler için çok önemli. Ciğerleri daha sağlıklı kıldığı kesin.“
Vajinal doğum ile doğan bebekler, doğarken doğum yolundan geçerken kendileri için gerekli olan faydalı tüm mikroları vücutlarına alıyorlar. Doğar doğmaz annesinin kucağına verdiğini düşünün, gene annesindeki tüm ona fayda sağlayacak mikropları alıyor ve bağırsaklarına bu mikroplar yerleşiyor.
Ancak sezaryen ile doğan bebekler zaten ameliyathane ortamında ekstra steril bir şekilde dünyaya getiriliyorlar. İlk mikropları anneden değil de hastane ortamından, hastane yüzeylerinden alıyor. Sezaryen ile doğan bebeklerin bağırsak floralarını vücuda yararlı mikroplar yerine hastane mikropları oluşturuyor.
İşte alerjik hastalıkların sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde daha fazla görülmesinin sebebi de, bağırsaklarında “dost ve faydalı mikroplar’’ yerine farklı cinsten ve farklı miktarlarda mikropların yerleşmiş olması.
Amerikan Alerji Derneği’nin yıllık konferanslarının birinde alerji ve sezaryen doğum arasındaki ilişkiyi incelemişler. Sundukları bir çalışma var, size biraz detayından bahsetmek istiyorum. Çalışma Henry Ford Hastanesinde yapılmış.
Çalışma süresince 2003-2007 tarihleri arasında doğan 1.258 yenidoğan 1 aylık, 6 aylık, 1 yaşında ve 2 yaşında olmak üzere 4 kere incelenmiştir. Sezaryan ve normal doğum olan bebeklerin alerji ile ilişkili olan IGE (kanda bakılan Immunglobulin E )gelişimleri takip edilmiştir. Doğum şeklinin yanında
• Bebeğin göbek bağı ve dışkısı
• Anne süt
• Ev tozu
• Ebeveyn kan örnekleri
• Ailenin alerji ve astım geçmişi
• Evcil hayvanlar
• Sigara dumanına maruz kalma
• İlaç kullanımı
• Bebeğin hastalıkları
Yapılan çalışmaların bulguları;
– Sezaryen ile dünyaya gelen bebekler, ilk iki yaş içerisinde, normal doğum ile dünyaya gelen bebeklere nazaran daha fazla alerji olma ( özellikle ev ortamında kedi, köpek ve mitelere karşı) olasılıkları bulunmaktadır. ( 5 katı kadar fazla )
– Sezaryen doğumla dünyaya gelen bebekler, ilk 1 yıl içinde, besin alerjisi ve ishal olma konusunda yüksek riske sahipler
– Sezaryen ile dünyaya gelen bebeklerin normal doğum ile dünyaya gelen bebeklere oranla daha çok astım olma olasılığı bulunmaktadır
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta da hijyen teorisinden aynen şu şekilde bahsediyor:
“Hijyen teorisine göre alerjik hastalıklardaki artışın nedeni, bebeklerin yaşamlarının ilk aylarında çok temiz ortamlarda büyütülmeleri ve mikroplarla çok az karşılaşmalarıdır.
Buna göre, adeta steril ortamlarda yetiştirilen, çok sık antibiyotik verilen, pek çok virüs ve bakteriye karşı aşılanan ve bu nedenle de çok az enfeksiyon geçiren çocukların bağışıklık sistemleri mikroplarla yeteri kadar tanışamıyor.
Uğraşacağı mikroplarla karşılaşamayan bağışıklık sistemi ise bu sefer toz, tüy, küf, polen… gibi mikrop olmayan ama onlara benzeyen maddelere mikropmuş gibi davranarak anormal tepkiler gösteriyor. İşte, bu anormal tepkiler de karşımıza alerjik hastalıklar olarak çıkıyor.”
Sezaryen karşıtı değilim hatta her kadın kendi doğum şekline kendisi karar verebilir düşüncesindeyim ancak sezaryenin daha kolay olacağı ve daha risksiz olacağı konusunda bir kanaat yok. Önemli olan keyfe göre doğum seçmemeniz.
Araştırmalar çok çeşitli, sizler de araştırıp, okuyup, karar verebilirsiniz. Ailenizde bu tip alerjik hastalıklar var ise belki de sezaryenden kaçınmanız faydalı olacaktır, ama elbette tıbbi olarak gerekli değil ise…
Kaynak: http://www.hthayat.com/yazarlar/esra-demiroz/1027584-alerji-ve-sezaryen