KARDİYOLOGLAR KONGREYE GİDİNCE ÖLÜM ORANLARI DÜŞÜYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Journal of the American Heart Association’ de (JAHA) yayınlanan yeni bir araştırmada, önde gelen kardiyologlar akademik toplantılara gittiklerinde hastanelerindeki ölüm oranlarının azaldığı ortaya çıktı.

Harvard Tıp Fakültesi araştırmacıları, dünyanın en büyük girişimsel kardiyoloji toplantılarından biri olan 5 günlük Transcatheter Cardiovascular Therapeutics sırasında USA’ da gerçekleşen 3.153 kalp krizi vakası ile uzman kardiyologlar hastanede iken ortaya çıkan 31.156 kalp krizi vakasının 30 günlük ölüm oranları karşılaştırıldı.

Genel olarak, toplantı günlerinde kalp krizi ile hastaneye başvuran hastaların 30 gün içinde yüzde 15.3’ ünün, toplantı dışı günlerde başvuranların ise yüzde 16.7’ sinin öldükleri belirlendi.

Stent ihtiyacı olmayan hastalarda başvurudan sonraki 30 gün içindeki ölüm oranı kardiyologlar hastanede görev yaparken yüzde 19.5, toplantıda olduğu dönemde 16.9 olarak bulundu.

Kalp krizi sebebiyle hastaneye başvuran ve stent konan hastalarda 30 günlük ölüm oranı kardiyologlar hastanedeyken de toplantı sırasındayken de yüzde 16.7 idi.

Bu sonuçlar hayatta kalma oranlarındaki en büyük artışın girişimsel bir kardiyolog tarafından görülen ama stent takılmayan hastalarda gerçekleştiğini gösteriyor ve toplantı günlerinde kalp krizi geçiren hastaların fazladan yüzde 1.5’ in hayatta kaldıkları anlamına geliyor. 

Araştırmada, toplantıya katılan kardiyologların daha fazla stent taktıkları, araştırma yayınlamaya daha fazla odaklandıkları ve klinik araştırma yürütmeye daha çok eğilimli oldukları da belirlendi.

Araştırmacılar, bu sonuçları dikkatlerini belirli bir girişime yoğunlaştıran doktorların, hastalara bütüncül yaklaşmamalarıyla ve hastaların akıbetini etkileyen diğer maharetlerden uzak kalmalarıyla açıklıyorlar.

Aynı araştırmacının daha önceki bir çalışmasında, kalp yetersizliği ve kalp durması olan yüksek riskli hastalarda 30 günlük ölüm oranlarının doktorların kardiyoloji toplantılarına gittikleri günlerde daha düşük olduğu ortaya çıkmıştı (2, 3).

Gelelim neticeye

BİR: Gözleme dayalı bir çalışmadan kesin hükümler çıkarmak elbette doğru değil ama bu sonuçlar doğrusu bana çok mantıklı geldi.

Hatta benzer bir duruma diğer uzmanlık dallarında rastlanması da hiç şaşırtıcı olmayacaktır.

İKİ: Son senelerde çok farklı sebepleri de olsa hem teşhis hem tedavi amaçlı “tıbbi müdahalelerde” aşırı bir artış var ve bu yüzden zarar görenlerin sayısı giderek artıyor.

ÜÇ: Hekimler de hastalar da “fazla tıbbın iyi tıp demek olmadığını” akıllarından çıkarmamalılar.

Önce zarar verme” prensibini tüm hekimlerin her gün işlerine başlarken tekrarlamalarında fayda var.

Kaynaklar:

1. http://jaha.ahajournals.org/content/7/6/e008230

2. https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/fullarticle/2038979

3. http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/09/06/yazilar/elestirel-yazilar/doktorlar/kardiyologlar-kongreye-gidince-olumler-azaliyor/

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. Suphi dedi ki:

    Doktorun uzmanlığı arttıkça invazif girişim uygulama oranı da artıyor.

  2. Ahmet Mithat CAN dedi ki:

    “… Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de onu diriltirse (ölümden kurtarırsa) bütün insanları diriltmiş gibi olur…” (Mâide, 5/32) mealindeki ayete göre, bir insanı yaşatmaya vesile olmak, bütün insanları yaşatmak gibi kıymetli ve değerli bir vazifedir.

    Hayata hizmetin öneminden dolayı, alimlerimiz, Tıp İlmini farz-ı kifaye olarak değerlendirmişlerdir. (bk. İhyau ulumiddin, 1/23) Bu açıdan bir doktorun öğrendiği ilim ve yaptığı hizmet ile farz sevabı aldığı söylenebilir.

    Farz-ı kifaye şudur : Bir şeyin yapılması herkese farzdır. Ama birkaç kişi bu görevi yaparsa diğerlerinin üzerinden bu farz düşer. Örneğin cenaze namazı herkese farzdır. Ama birkaç kişi bu görevi yerine getirince diğerlerinden farz düşer. İşte hekimlik de islam alimleri tarafından böyle niteleniyor. Herkese hekimlik farz iken o çevrede birkaç kişi bu görevi yerine getiriyorsa diğerlerinden hekimlik farzı düşüyor.

    Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm), sahabeye sağlıklarına düşkün olmalarını tavsiye ederken, hastalandıklarında da doktoru arayıp bulmalarını emretmiştir. Bir rivayete göre Sad İbn Vakkas hastalanmış Hz. Peygamber (asm) ziyaretine gitmiş. Sad’ı evinde hasta yatar görünce, “Haris bin Kelde’yi çağırın, O iyi bir hekimdir, sizi tedavi etsin.” buyurmuştur. (Ebu Davud, Tıb 12)

    Diğer taraftan Peygamberimiz (asm),
    “Kim bilgisi olmadığı halde hekimlik yapmaya kalkışırsa, sebep olacağı zararı öder.” (Ebu Davud, Diyat 23; Nesai, Kasame 41) buyurarak, doktor sorumluluğuna dikkat çekmiştir.

    Bugün 14 Mart Tıp Bayramı.

    Bugün Gerçek Tıp, Fonksiyonel Tıp, Modern Tıp ayrımı yapmadan,

    Gece-gündüz, kar-çamur, bayram-tatil demeden insanların sağlıklı ve daha sağlıklı yaşaması için ellerinden gelen her türlü çabayı esirgemeyen, görevlerini büyük bir özveriyle yapan tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramlarını kutlarım.

  3. Mutlu dedi ki:

    Doktorların işi zor Allah yardımcıları olsun. Stent taksa niye taktın, takmayıp da bir şey olsa neden takmadın oluyor. Sen de bunlara taktın be hocam.

  4. Asuman dedi ki:

    Günün birinde kardiyolojiye düşerseniz başınıza gelecekleri bir düşünün de öyle yazın Ahmet bey.

Siz de yorumunuzu paylaşın: