DSÖ’DEN KOVİD 19 AÇIKLAMASI: ÇİN İLK VAKALARA AİT HAM BİLGİLERİ VERMEDİ
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Salgının ta ilk günlerinden, bundan neredeyse bir sene evvel yazmıştım “Çin bu salgının altından kalkamaz” diye. Hepsi bir bir gerçek oluyor.
***
Anadolu Ajansı’ nın haberi:
Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) kökenini araştıran Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) heyeti uzmanları, Çin’in salgının nasıl ve ne zaman yayılmaya başladığını belirlemelerine yardımcı olabilecek “ilk vakalara ait ham bilgileri vermediğini” iddia etti.
Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, DSÖ heyetinin Avustralyalı ve Danimarkalı üyesi, Çinli yetkililerin aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde salgının erken safhasında tespit edilen 174 Kovid-19 vakasına ilişkin verilerin kendileriyle paylaşılması taleplerini geri çevirdiğini söyledi.
DSÖ heyeti, Çinli yetkililerin vakalarla ilgili kendi hazırladıkları özetleri ve veri analizlerini kendilerine verdiğini ancak salgının başlangıcındaki ilk vakalara ait ham bilgileri paylaşmayı reddettiğini öne sürdü.
Salgının Çin’de nasıl ve ne zaman yayılmaya başladığına dair analiz yapmalarına izin verecek bilgilerin paylaşılmadığını vurgulayan heyetin Avustralyalı üyesi mikrobiyolog Dominic Dwyer ise “Bize birkaç örnek gösterdiler ancak bu hepsini yapmakla aynı şey değil. Bu verilerin yorumlanması bizim bakış açımıza göre daha sınırlı hale geliyor.” dedi.
Dwyer, Çin’in verileri paylaşmamasının DSÖ heyeti ile Çinli meslektaşları arasında sert tartışmalara yol açtığını kaydetti.
DSÖ heyetinden Danimarkalı bir epidemiyolog Thea Fischer ise “Ben bir bilim adamıyım ve verilere güveniyorum. Verilere dayalı belgelenmiş kanıtlara güveniyorum, sadece birinin bana söylediğine güvenmiyorum.” ifadesini kullandı.
Fischer, Vuhan’da kendilerine verilen verilerde tutarsızlık görmediğini, ancak ham verileri görmeden daha derin bir analiz yapamayacağını belirtti.
Çin’in verileri sunma konusundaki isteksizliği, çok sayıda ülke ve bilim insanı tarafından, Çin’in salgının kökenlerini araştırmaya yönelik yaklaşımında şeffaflık eksikliği olarak yorumlanıyor.
Çin, soruşturma çağrılarını geri çevirmişti
Çin, daha önce ABD yönetiminin virüsün kökenine ilişkin soruşturma başlatılmasına dair talebini reddetmiş, Avustralya hükümetinin nisan 2020’de DSÖ’ye uluslararası soruşturma çağrısı yapması üzerine bu ülkeye de ihracat kısıtlamaları getirmişti.
Daha sonra uluslararası baskıların artmasının ardından ABD, Avustralya, Almanya, Japonya, İngiltere, Rusya, Hollanda, Katar ve Vietnam’dan uzman ve araştırmacılardan oluşturulan heyet, ilk olarak ocak başında Çin’e gitmiş ancak Pekin yönetiminin geçerli vizelerin alınmadığı uyarısını yapmasının ardından geri dönmek zorunda kalmıştı.
İzinlerin alınmasının ardından 14 Ocak’ta özel uçakla kente gelen heyet 14 gün karantinada tutulmuş, bu sürede Çinli yetkililerle çevrim içi toplantılarla bilgi alışverişinde bulunmuştu.
Heyet, 29 Ocak’ta başladığı saha çalışmalarında, ilk vakaların görüldüğü Vuhan’daki deniz ürünleri gıda pazarının yanı sıra Hubey Çin ve Batı Tıbbı Bütünleşik Bölge Hastanesi, Vuhan Jinyintan Hastanesi, Hubey Eyaleti Hastalık Kontrol Merkezi ve Hayvan Hastalıkları Merkezinde incelemeler yapmıştı.
Kovid-19, ilk kez Vuhan’daki gıda pazarında görülmüştü
Dünya, Kovid-19 salgınından ilk kez Çin’in 31 Aralık 2019’da Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde “kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının” ortaya çıktığını DSÖ’ye bildirmesiyle haberdar olmuştu.
Hastalık, ilk kez Vuhan’da deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülmüş, sebebi anlaşılamayan “solunum rahatsızlığı” şikayetiyle 17 Kasım’da ilk hasta hastaneye başvurmuştu.
Akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa yarasalarda bulunan bir beta koronavirüsün mutasyona uğramış hali olduğu tahmin edilen, daha önce bilinmeyen türdeki bir koronavirüsün sebep olduğu anlaşılmıştı.
***
EK 1 (15.2.2021): Dünya Sağlık Örgütünün Çin’e giden ekibinden Profesör John Watson, Covid-19’a neden olan virüsün Çin’de ortaya çıkmamış olabileceğini öne sürdü. Watson, virüsün hayvanlardan insanlara sıçramasının ülke sınırları dışında gerçekleşmiş olabileceğini ve pandeminin büyük olasılıkla bir ‘hayvan rezervuarında’ enfeksiyonla başlayıp daha sonra da ‘ara konak’ yoluyla insanlar geçmiş olabileceğini söyledi. Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/koronavirus/tr-dso-heyetindeki-profesor-acikladi-covId-19-cinde-ortaya-cikmamis-olabilir-11-686-94182.html
***
EK 2 (15.2.2021): Heyet üyelerinden İngiliz Zoolog Peter Daszakve Danimarkalı Epidemolog Thea Fischer, ABD basınında New York Times ve Wall Street Journal gazetelerinde yer alan iddialara kişisel Twitter hesaplarından yanıt verdi.
Zoolog Daszak, Twitter’da NY Times Gazetesi’nin, “Çin, DSÖ ziyaretinde önemli bilgileri vermeyi reddetti” başlıklı haberine yanıt olarak paylaştığı mesajında, şu ifadelere yer verdi: “DSÖ görevinde benim deneyimim böyle olmadı. Hayvan ve çevre çalışma grubunun lideri olarak Çinli meslektaşlarımdan güven ve açıklık gördüm. Araştırmamız boyunca kritik yeni bilgilere ulaşabildik. Virüsün olası yayılma yollarıyla ilgili anlayışımızı geliştirme imkanı bulduk.
Konuya ilişkin Twitter’da yaptığı paylaşımda, gazetecilerin sözlerinin anlamını çarpıtarak kullandığını savunan Fischer ise Daszak’ın mesajına yanıt olarak, “Benim de epidemiyoloji tarafındaki deneyimim böyle olmadı. Çinli epidemiyoloji ekibiyle iyi ilişki kurduk. Bu önemli çalışmaya gölge düşürmek için söylediklerimiz bilinçli olarak çarpıtıldı.” açıklamasında bulundu. Fischer, şöyle konuştu: “Güven inşa etmek için olgulara bağlı kalmak gerekir. ‘Ham verilere erişilemedi’ tezi üzerinden araştırmaya gölge düşürülmemeli.”
***
EK 3 (26.3.2021): İlk vaka tahmine dilenden yani 17 kasımdan daha önce çıkmış olabilir! Kaynak: https://www.medscape.com/viewarticle/947996?src=soc_tw_210326_mscpedt_news_mdscp_covidorigins&faf=1
***
EK 4 (26.3.2021): ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin (CDC) eski Direktörü Robert Redfield koronavirüsün Çin’deki bir laboratuvarda üretildiğini söyledi. Redfield, “Laboratuvarda üzerinde çalışılan patojenlerin, laboratuvar çalışanlarına bulaşması az görülen bir durum değil.” ifadesini kullandı. Kaynak: https://www.ahaber.com.tr/dunya/2021/03/26/abd-koronavirusun-kaynagini-acikladi-cindeki-bir-laboratuvarda-uretildi-koronavirus-yarasadan-mi-bulasti
***
EK 5 (10.5.2021): Bugün dış basında yer alan ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından elde edilen belgelere dayandırılan haberler virüs ve Çin ilişkisini bir kez daha gündeme getirdi. İngiliz Daily Mail Gazetesinde yer alan habere göre, Çinli bilim adamları son altı yıldır koronavirüs dahil biyolojik ve genetik silahlar üzerinde araştırmalar yürütüyor.
Aynı habere göre, 2015’ten beri SARS koronavirüslerinin askeri potansiyelini değerlendiren Pekin yönetimi bu projeyi olası bir ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ senaryosu için hazır tutuyor.
Söz konusu belgelerde bu proje bir savaş durumunda ‘zaferin temel silahı’ olarak adlandırılıyor ve detaylı incelemeler sunuyor. Belgelerde Üçüncü Dünya Savaşı’nın beklenenin aksine kimyasal ve nükleer silahlar ile değil, biyolojik silahlar ile yapılacağı tezi yer alıyor.
ZAFER İÇİN TEMEL SİLAH
ABD tarafından Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan iki atom bombasına atıfta bulunan belgelerde biyolojik silahların yeni bir dünya savaşında ‘zafer için temel silah’ olacağının altı çiziliyor. The Australian gazetesinin haberinde ise Halk Kurtuluş Ordusu’nda görev alan bilim adamlarının hazırladığı dosya, hastalıkların ‘daha önce hiç görülmemiş bir şekilde’ silah yapmak için manipüle edilmesini incelediğini iddiası yer alıyor.
Belgelerde biyolojik silahların maksimum etkiyi göstermesi için gereken koşullar da özetleniyor. Belgelerde ‘biyolojik saldırı gece veya şafak vakti sabit rüzgar yönü olduğu zamanda yapılmalı’ ifadesi yer aşıyor. Konuyla ilgili ABD’den ilk tepki Dışişleri Komitesi’nde görev alan Tom Tugendhat’tan geldi. Tugendhat kanıtların oldukça endişe verici olduğunu belirtti.Tugendhat sözlerine şöyle devam etti; ‘Bu belge, üst düzey parti liderliğine tavsiyelerde bulunanların hırsları hakkında büyük endişeler uyandırıyor. En sıkı kontroller altında bile bu silahlar son derece tehlikelidir.’
KORONA LABARATUVAR YAPIMI MI?
Pekin’in 2015 gibi erken bir tarihte SARS virüsünün askeri potansiyeli olduğunu düşündüğüne dair bu son kanıt, ‘Koronavirüs laboratuvar yapımı mı?’ sorusunu yeniden gündeme getirdi. Pandeminin başladığı günden beri defalarca ortaya atılan bu iddia ile ilgili geçtiğimiz aylarda Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) önemli bir açıklama gelmişti. DSÖ tarafından yayınlanan raporda koronavirüsün yarasalar dahil başka bir hayvan yoluyla insanlara bulaşabileceği riskinden söz edilirken, komplo teorilerinin yaygın olduğu laboratuar sızıntısının ise son derece düşük olduğu kaydedilmişti.
Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/galeri-cinin-koronavirus-belgeleri-sizdi-41807606/4
***
EK 6 (27.5.2021): ABD yönetimi, korona virüsün kökeninin tespit edilmesine yönelik başlatılan çalışmaları derinleştiriyor. ABD Başkanı Joe Biden, istihbarat servislerine korona virüsün kökenini araştırmaya yönelik yürütülen çalışmaları “iki katına çıkarma” emri verdi. ABD istihbarat servislerinin virüsün laboratuvar kazası sonucu mu yoksa enfekte bir hayvanla insan temasından mı kaynaklandığı konusunda ikiye bölündüğünü söyleyen Biden, birimlere 90 gün içinde yeni bir rapor hazırlamaları yönünde talimat verdi.
Biden, ABD istihbarat topluluğunun çoğunluğunun bu iki senaryo etrafında birleştiğini ancak “birinin diğerinden daha muhtemel olduğu yönünde yeterli bilgi olmadığını” ifade etti. İki birimin virüsün kaynağı konusunda hayvan bağı ihtimaline yoğunlaştığını, birinin ise laboratuvar teorisine eğilim gösterdiğini kaydeden Biden, çoğunluğun “birinin diğerinden daha muhtemel olduğu yönünde yeterli veri olmadığı” görüşünde birleştiğini vurguladı. Bu kapsamda yeni bir rapor hazırlanması talimatını veren Biden, “ABD, Çin’e tam, şeffaf, kanıta dayalı uluslararası bir soruşturmaya katılması ve tüm ilgili veri ve kanıtlara erişim sağlanması amacıyla baskı yapılması için dünya çapında benzer düşünen ortaklarla birlikte çalışmaya devam edecek” dedi.
ABD istihbarat topluluğu, 17 Amerikan istihbarat servisinden oluşuyor.
Öte yandan önceki Başkan Donald Trump ve eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yürütülen çalışmalarda virüsün Çin’deki bir laboratuvardan kaza sonucu ortaya çıkmış olabileceğine dair kanıtlar olduğunu ifade etmişti. Ancak kanıtlar kamuoyu ile paylaşılmamıştı. Pekin yönetimi ise söz konusu iddiaları reddetmişti.
Biden’ın son açıklamasının ardından Çin’in Washington Büyükelçiliği, Covid-19’un kökenine yönelik çalışmaların “siyasallaştırılmasına” karşı uyarıda bulundu. Büyükelçiliğin internet sitesinden yapılan ve Biden’ın sözlerinden doğrudan bahsedilmeyen açıklamada, karalama kampanyalarının ve “laboratuvar sızıntısı” komplo teorisinin yeniden gün yüzüne çıktığı ifade edildi.
***
EK 7 (28.5.2021): Facebook’un internet sitesinden yapılan açıklamada, “Kovid-19’un kökenine ilişkin devam eden araştırmalar ışığında ve halk sağlığı uzmanlarına danışmamız sonucunda, Kovid-19’un insan yapımı olduğu veya üretildiği iddialarını artık engellemeyeceğiz.” ifadesine yer verildi. Açıklamada, Kovid-19 salgınının değişen doğasına ayak uydurmak için sağlık uzmanlarıyla çalışmaya devam edileceği, yeni gerçekler ve eğilimler ortaya çıktıkça Facebook politikalarının düzenli olarak güncelleneceği kaydedildi. Facebook, Şubat 2021’den bu yana, Kovid-19’un insan yapımı veya üretimi sonucu ortaya çıktığı yönündeki paylaşımlara, “yanıltıcı sağlık iddialarının bir parçası” olduğu gerekçesiyle izin vermiyordu. Kaynak: https://www.haberturk.com/facebook-kovid-19-un-insan-yapimi-olduguna-yonelik-paylasimlara-getirdigi-yasagi-kaldirdi-3086162
***
EK 8 (28.5.2021): Çin’den misilleme: Koronavirüsün kökenleri için ABD’deki biyoloji laboratuvarı da incelensin.
ABD’li yetkililerin yeni tip koronavirüsün kaynağının Çin’deki Vuhan Viroloji Enstitüsü olabileceği iddialarını yeniden gündeme getirmesi, Çin’in sert tepkisine yol açtı. ABD gazetesi Wall Street Journal’ın ABD istihbaratının eski bir raporuna dayandırdığı haberi, Kovid-19 salgınının ilk kaynağının Vuhan’daki laboratuvar olabileceğine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirmişti.
Çin’in Washington Büyükelçiliği, Biden’ın talimatına tepki göstererek Kovid-19’un kökenini siyasallaştırmanın, bilimsel araştırmayı engelleyeceğini ve küresel çabaları baltalayacağını belirtti. Elçilik, “Bazı güçlerin siyasi manipülasyon” peşinde olduğu yorumunda bulundu. Çin Komünist Partisi’nin İngilizce yayın organı Global Times da, bazı Batılı kurumların Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) Vuhan’la ilgili soruşturmaları derinleştirme yönünde yaptığı çağrılara tepki gösterdi. ABD istihbarat kurumlarının Kasım 2019’da Vuhan Viroloji Enstitüsü’ndeki üç araştırmacının Kovid-19 semptomları gösterdiği şeklinde yanlış bilgi yaydığını yazan gazete, Vuhan’daki laboratuvarın pandemi başladığından bu yana hiçbir çalışanının Kovid-19 kapmadığını açıkladığını hatırlattı.
“ABD siyasi manevra yapıyor”
Global Times, koronavirüsün kökenine dair “laboratuvar sızıntısı teorisi” incelenecekse Vuhan’daki laboratuvarın yanı sıra ABD’deki Fort Detrick biyoloji laboratuvarının da incelenmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca ABD’nin Asya’da kurduğu çok sayıda biyoloji laboratuvarının da incelenmesi gerektiği belirtildi. Salgının ilk dönemiyle ilgili DSÖ uzmanlarının ABD’de incelemesi gereken birçok yeni bilgi olduğunu öne süren gazete, ABD’nin dikkatleri sürekli Vuhan’daki laboratuvara çekerek siyasi manevra yaptığını savundu. Vuhan’da yeni tip koronavirüsün kaynağını soruşturan DSÖ ekibi, şubatta yaptığı açıklamada virüsün bir Çin laboratuvarından sızarak yayıldığı iddiası için “Son derece düşük bir ihtimal” demişti. Maryland’deki Fort Detrick laboratuvarı, eskiden Pentagon’un biyolojik silah programının merkeziydi ve bugün de biyolojik savunmaya odaklanan ve salgın hastalıkları araştıran bazı kurumlara ev sahipliği yapıyor. Kaynak: https://www.indyturk.com/node/365316/d%C3%BCnya/%C3%A7inden-misilleme-koronavir%C3%BCs%C3%BCn-k%C3%B6kenleri-i%C3%A7in-abddeki-biyoloji-laboratuvar%C4%B1-da
***
EK 9 (28.5.2021): Putin: Zorunlu aşı uygulamasına karşıyım.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, koronavirüsle mücadele kapsamında zorunlu aşılama politikası uygulanmasına karşı olduğunu ve bunun ülkesinde uygulanmasının amaca uygun olmayacağını söyledi. Putin, hükümet temsilcileriyle ekonomik konuların ele alındığı toplantıda zorunlu aşı uygulamalarına ilişkin görüşünü dile getirdi. Bu konuda çok farklı görüşlerin öne sürüldüğünü ve koronavirüse karşı aşılamanın zorunlu olmasına dair fikirlerin de ortaya atıldığını kaydeden Putin, “Bazıları, tüm vatandaşların zorunlu olarak aşılanmasına yönelik fikirler belirtiyor, bazıları da belirli alanlardaki çalışanlara zorunlu aşılama uygulanmasından yana. Bununla ilgili tutumumu bir kez daha belirtmek istiyorum. Bence zorunlu aşılama amaca uygun olmaz ve uygulanamaz” dedi.
Vatandaşların bu ihtiyacın bilincine bizzat varmaları gerektiğinin altını çizen Putin, “İnsanlar, aşı olmadıklarında çok ciddi ve hatta ölümcül bir tehlikeyle karşı karşıya kalabileceklerini anlamalı. Bu durum, ileri yaştaki bireyler de için de geçerli” ifadelerini kullandı. Dün Rusya Federasyonu’na bağlı Saha (Yakutistan) Özerk Cumhuriyeti’nde yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aşılanmanın zorunlu hale getirildiği açıklanmıştı. Rusya’nın federal bölgeleri arasında vaka sayısı açısından 43. sırada bulunan Yakutistan, Kovid-19’a karşı zorunlu aşılamayı başlatan ilk bölge olmuştu.
Daha önce Avrupa İnsan Haklari Mahkemesi (AİHM), Çekya’da zorunlu aşıları olmadıkları için çocukları okula alınmayan ailelerin açtığı davaya ilişkin kararında ‘demokratik toplumlarda zorunlu aşıların gerekli olduğunu’ belirtmişti. Dünyada aşı karşıtlığı yükselişe geçerken, bazı ebeveynler bu nedenle hükümetlerin zorunlu aşı politikalarına karşı çıkıyor. Kaynak: https://tr.sputniknews.com/rusya/202105261044592338-putin-zorunlu-asi-uygulamasina-karsiyim/
***
EK 10 (30.5.2021): Covid-19 ilk olarak, yaklaşık bir buçuk yıl önce Çin’in Vuhan kentinde tespit edildi. Ama virüsün nasıl ortaya çıktığı hala gizemini koruyor. Salgının Çin’deki bir laboratuvardan sızmış olabileceği ihtimali bir zamanlar ‘aşırı uç bir komplo teorisi’ olarak değerlendirilirken, bu tartışmalı iddia son haftalarda yeniden gündeme geldi. ABD Başkanı Joe Biden, istihbarat servislerinden salgının köküne ilişkin teorilerin incelenmesi için acil olarak yeni bir soruşturma yürütmeleri ve araştırmalarıyla ilgili raporu 90 gün içinde teslim etmeleri talimatını verdi. Çin de Biden’a tepki gösterip, Washington’ı “pandemiyle mücadeledeki zayıflıklarını örtme amacıyla komplo teorileri yaymakla” suçladı.
‘Laboratuvar teorisi’ nedir?
Koronavirüsün kazara veya bilerek, Çin’in Vuhan şehrindeki bir laboratuvardan sızdığına dair bir şüphe var. Virüs ilk olarak Vuhan’da tespit edilmişti. Bu teoriyi destekleyenler, şehirdeki bir biyolojik araştırma tesisinin varlığına dikkat çekiyor. Vuhan Viroloji Enstitüsü, on yılı aşkın bir süredir yarasalardaki koronavirüsleri inceliyordu. Laboratuvar, ilk enfeksiyon grubunun görüldüğü Vuhan’daki Huanan pazarına yalnızca birkaç kilometre mesafede. Laboratuvar teorisinin gerçek olduğunu düşünenler, virüsün bu tesisten çıkıp vahşi hayvan pazarına ulaşmış olabileceğini söylüyor. Bu tartışmalı iddia salgının başında ortaya atıldı ve o dönem ABD Başkanı olan Donald Trump tarafından da sıklıkla gündeme getirildi. Hatta bazıları, bu virüsün ‘muhtemel bir biyolojik silah olarak tasarlanmış olabileceğini’ de öne sürdü. O dönem medyada ve siyaset çevrelerinde birçok kişi bu iddiaları komplo teorisi olarak görüp göz ardı etti. Bazıları ise ihtimalin değerlendirilmesi çağrısı yaptı. Son haftalarda ise bu fikir yeniden gündeme getirildi.
Neden yeniden tartışılıyor?
Çünkü ABD medyasında konu olan iddialar, virüsün laboratuvardan çıkmış olabileceğine dair yeni kaygıları doğurdu. Bu fikre daha önce şüpheci yaklaşan bazı bilim insanları da, teoriye açıklık getirilmesinden yana tavır aldı. Bu hafta ABD medyası gizli bir Amerikan istihbarat raporuna yer verdi. Rapor, virüs insanlara bulaşmadan hemen önce, 2019 yılı Kasım ayında üç araştırmacının Vuhan laboratuvarında tedavi gördüğünü yazıyordu.
Eski Başkan Donald Trump’ın laboratuvar teorisinin incelenmesi için oluşturduğu soruşturma birimin de, Biden yönetimi tarafından kapatıldığı bildirildi. Biden’ın baş sağlık danışmanı Anthony Fauci, ABD senato komitesine 11 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “İhtimal her zaman var. Böyle bir şeyin yaşanmış olabileceğine ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmesinden yanayım” dedi. Biden da şimdi, Covid-19’un köklerine ilişkin “enfeksiyonlu bir hayvandan insana bulaştığı veya laboratuvardaki bir kazadan kaynaklandığı” dahil her türlü ihtimalin değerlendirildiği bir rapor hazırlanması talimatı verdi. Trump da Salı günü bu ihtimale yeniden ilgi gösterilmesinden kendisine pay çıkardı ve New York Post gazetesine attığı e-posta’da şunları söyledi: “Bana göre başından beri böyle olduğu belliydi ama her zaman olduğu gibi çok ağır eleştirildim. Şimdi herkes ‘Haklıydı’ diyor.”
Bilim insanları ne düşünüyor?
Mesele hala çok tartışılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yürüttüğü soruşturmada konunun derinine inilmesi bekleniyordu ama birçok uzman, bu soruşturmanın yanıttan çok soru işareti doğurduğunu söyledi. WHO’nun atadığı bilim insanlarından oluşan ekip, salgının kaynağının incelenmesi için bu yılın başında Vuhan’a gitti. Vuhan’da geçirdikleri 12 gün içinde ekip laboratuvar ziyareti dahil bir dizi incelemelerde bulundu. Ekip, “laboratuvardan sızma ihtimalinin çok zayıf bir ihtimal olduğu” sonucuna vardı.
Ama birçokları inceleme sonuçlarının geçerliliğini sorguladı. Bir grup kıdemli bilim insanı, laboratuvar teorisini yeterince ciddiye almadığı için WHO raporunu eleştirdi. Birkaç yüz sayfalık raporun yalnızca birkaç sayfası bu teoriye ayrıldı, o kısımlarda da bu iddiaların kayda değer görülmediği belirtildi. Science dergisindeki makalelerinde bilim insanları “Yeterli verilere sahip olana kadar doğal yollarla ve laboratuvar sızıntısıyla bulaştığı hipotezlerini ciddiye almalıyız” dedi. Uzmanlar arasında, virüsün laboratuvardan sızmış olma ihtimalinin ‘daha yakından incelenmesi gerektiği’ konusunda giderek güçlenen bir uzlaşı var. Hatta WHO Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus da yeni bir soruşturma yapılması çağrısı yaptı ve “Bütün hipotezler hala açık ve daha fazla çalışılması gerekiyor” dedi. Dr. Fauci de şimdi virüsün ‘doğal yollardan çıktığına ikna olmadığını’ söylüyor. Bir yıl önce Covid’in hayvanlardan insanlara yayıldığını düşünen Dr. Fauci de artık laboratuvardan çıktığı ihtimalini değerlendiriyor.
Çin ne diyor?
Çin, virüsün laboratuvardan sızdığı yönündeki iddiaları reddetti ve bu teoriler için “iftira” dedi. Pekin yönetimi, koronavirüsün bir başka ülkeden yapılan gıda sevkiyatı aracılığıyla Çin’e girmiş olabileceğini söylüyor. Çin hükümeti bu savunmasını, önde gelen virologların, terk edilmiş bir madendeki yarasalardan toplanan örneklerle yaptıkları bir araştırmaya dayandırıyor. ‘Çin’in Yarasa Kadını’ olarak anılan Vuhan Enstitüsü’nde görevli araştırmacı Dr. Shi Zhengli geçen hafta bir rapor yayımladı. Rapora göre, araştırma ekibi 2015’te Çin’deki madende bulunan yarasalarda sekiz koronavirüs türü tespit etti. Raporda, pangolinlerdeki koronavirüslerin, madende bulunan koronavirüslere kıyasla insan sağlığına daha fazla tehdit oluşturdukları belirtildi. Çin resmi medyası ABD hükümetini ve Batı medyasını dedikodu yaymakla suçladı. Çin Komünist Partisi’nin sahibi olduğu Global Times gazetesindeki bir başyazıda “ABD kamuoyu, pandeminin kaynağı konusunda aşırı paranoyak” dendi. Çin hükümetinin teorisine göre ise virüs, Çin veya Güneydoğu Asya’daki donmuş bir etten Vuhan’a ulaştı.
Başka bir teori var mı?
Evet. “Doğal kaynak” teorisi denilen başka bir teori daha var. Bu teori, virüsün arada hiçbir bilim insanı veya laboratuvar olmadan doğrudan hayvanlardan doğal yollarla insanlara yayıldığını öne sürüyor. Bu teoriyi destekleyenler Covid-19’un yarasalardan, büyük olasılıkla başka bir hayvan aracılığıyla veya “başka bir aracı taşıyıcıyla” insanlara bulaştığını söylüyor. Bu fikir WHO raporu tarafından da desteklenmişti. Raporda, Covid’in bir aracı taşıyıcıyla insanlara geçtiği ihtimali için “muhtemel ile çok muhtemel arası” dendi. Bu hipotez salgının başında büyük oranda kabul edildi. Ama zaman geçtikçe bilim insanları ne yarasalarda ne de başka hayvanlarda Covid-19’un genetik yapısına denk gelen bir virüs tespit edebildi. Bu da teoriye ilişkin şüpheleri doğurdu.
Neden önemli?
Salgın nedeniyle dünya genelinde 3.5 milyondan fazla insan öldü. Bilim insanları, virüsün nasıl ve nerede çıktığı tespit edilirse, yeniden benzer olayların yaşanmasının da önüne geçilebileceğini söylüyor. Hayvanlardan geçtiği yönündeki teorinin doğru olduğu kanıtlanırsa, çiftçilik veya vahşi yaşam istismarcılarının faaliyetleri etkilenebilir. Danimarka’da virüsün vizonlardan geçtiği kaygısı nedeniyle çiftliklerdeki milyonlarca vizon öldürüldü. Virüsün laboratuvardan sızdığı veya donmuş gıda tedarik zincirinden kaynaklandığı teorisi kanıtlanırsa bunun da bilimsel araştırmalar ve uluslararası ticarete etkisi olur.
Laboratuvardan sızdığının teyit edilmesi, Çin’in dünya genelindeki konumunu da etkileyebilir. Zira Çin, salgınla ilgili kritik bilgileri erken safhalarda dünyayla paylaşmamakla suçlanıyor. ABD ile Çin arasındaki ilişkiler de geriliyor. Laboratuvar teorisinin incelenmesinde ısrarcı olan uzmanlardan biri Washington merkezli Atlantik Konseyi araştırmacısı Jamie Metzl. BBC’ye konuşan Metzl, “Laboratuvar sızıntısı hipotezlerine ilişkin kanıtlar güçlendikçe, tüm hipotezlerin kaynağına ilişkin tam kapsamlı soruşturma talep etmeliyiz” dedi. Ama bazı uzmanlar ise Çin’in bu kadar çabuk suçlanmasına da ihtiyatlı yaklaşıyor. BBC’ye konuşan Singapur’daki Ulusal Üniversite Hastanesi’nde görevli Prof. Dale Fisher şu yorumu yaptı: “Biraz sabırlı olmamız gerekiyor. Ama aynı zamanda da diplomatik davranmalıyız. Bunu, Çin’in desteği olmadan başaramayız. Hataların hoş görüldüğü, hatalardan ders çıkarılan bir ortam olmalı.” Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57277768
***
EK 11 (8.6.2021): Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün (Kovid-19) Çin’deki bir laboratuvardan sızdığı iddiası ABD’den gelen yeni bir rapor ile yeniden gündemde. Wall Street Journal, ABD hükümetine bağlı bir laboratuvarın Kovid-19’un kökeni hakkında hazırladığı gizli rapora ulaştı. İşte raporda yer alan ezber bozan ifadeler…
Yaklaşık 2 yıldır hayatımızda olan koronavirüs – Çin bağlantısı ile ilgili ABD’den çarpıcı bir rapor geldi. Wall Street Journal (WSJ), ABD hükümetine bağlı bir laboratuvarın Kovid-19 kökeni hakkında hazırladığı gizli rapora ulaştı. Söz konusu rapor, virüsün Wuhan’daki bir Çin laboratuvarından sızdığını iddia eden hipotezin makul olduğu ve daha fazla araştırılmayı hak ettiği sonucuna vardı. WSJ’nin haberine göre, çalışma Mayıs 2020’de Kaliforniya’daki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı tarafından hazırlandı. Haberde söz konusu raporun Trump yönetiminin son aylarında Dışişleri Bakanlığı’na gönderildiğinin altı çizildi.
WSJ, Lawrence Livermore’un değerlendirmesinin Kovid-19 virüsünün genom analizine dayandığını yazdı. Ancak habere konu olan laboratuvar iddialar ile ilgili herhangi bir yorumda bulunmadı. WSJ, daha önce Wuhan Viroloji Enstitüsü’ndeki üç araştırmacının Kasım 2019’da yani koronavirüs salgınından önce bilinmeyen bir hastalıkla hastaneye kaldırıldığına dair bir rapor da dahil olmak üzere bir dizi belge yayınlamıştı. Bunun üzerine ABD Başkanı Joe Biden bu iddiaların araştırılması emrini vermişti. Biden açıklamasında şu ifadelere yer vermişti; ‘İstihbarat Topluluğundan, bizi kesin bir sonuca daha da yakınlaştıracak bilgileri toplama ve analiz etme çabalarını iki katına çıkarmalarını ve bunu bana 90 gün içinde rapor etmelerini istedim’. Eski Başkan Trump ise görev süresi boyunca pek çok defa Çin’i suçlamış, Çin’in tazminat ödemesi gerektiğini iddia etmişti.
***
EK 12 (22.6.2021): Biden yönetimi: Çin, Kovid için araştırmaya izin vermezse uluslararası tecritle karşılaşacak. Beyaz Saray ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, Fox News’e pazar verdiği demeçte Çin hükümetinin Kovid-19’un kökenlerini araştırma çabalarını engellemeye devam etmesi halinde Çin’in uluslararası arenada “tecritle” karşı karşıya kalacağını söyledi. Sunucu Chris Wallace’la konuşan üst düzey Beyaz Saray yardımcısı, ABD yönetiminin Pekin’in uluslararası uzmanların daha fazla erişim sağlamasına izni vermesini teşvik etmenin ana aracı olarak “diplomatik baskı” kullanacağına işaret etti. Kaynak: https://www.indyturk.com/node/377461/d%C3%BCnya/biden-y%C3%B6netimi-%C3%A7in-kovid-i%C3%A7in-ara%C5%9Ft%C4%B1rmaya-izin-vermezse-uluslararas%C4%B1-tecritle
***
EK 13 (8.9.2021): HİKMET GEÇKİL “Yeni belgeler… Virüs! Yapay mı?; Doğal mı? NIH’in getirdiği yasağın Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası gereği kaldırılması ile ortaya saçılan kirli ilişkiler… Fauci’nin müdürü olduğu kurum NIAID, Wuhan Viroloji Enstitüsü ve Ecohealth’in kirli ilişkisi… Kaynak: theintercept.com/2021/09/06/newhttps://twitter.com/HikmetGeckil/status/1435485439788339201?s=20
***
EK 14 (30.9.2021): Wall Street’in haberine göre, DSÖ yetkilileri, Bilimsel Danışma Grubu kurulduğunu ve ilk görevlerinden birinin koronavirüsün Çin’in Wuhan şehrindeki bir laboratuvardan çıkıp çıkmadığını tespit etmek olduğunu söyledi. Ekibin; laboratuvar güvenliği uzmanları, biyogüvenlik uzmanları ve genetikçiler ile hayvan hastalıkları uzmanları dahil olmak üzere 20 uzmandan oluşacağı bildirildi. Bir DSÖ yetkilisi, yeni ekibin “önceliğinin ilk raporların tespit edildiği ülkede veri ve erişim olması gerektiğini” belirtti.
DSÖ-Çin raporu
DSÖ-Çin ortak çalışmasıyla Kovid-19’un kökenine ilişkin açıklanan raporda, Kovid-19’un yarasalardan insanlara başka bir hayvan yoluyla bulaştığı öne sürülmüştü. Raporda, Kovid-19’un laboratuvardan çıkma ihtimali ise “en düşük ihtimal” olarak gösterilmişti. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ise Kovid-19’un laboratuvardan çıkma ihtimalinin “en düşük” hipotez olduğunun iddia edildiği DSÖ raporuna ilişkin, “Bu değerlendirmenin yeterince kapsamlı olduğuna inanmıyorum. Daha sağlam sonuçlara ulaşmak için daha fazla veri ve çalışmaya ihtiyaç duyulacak.” açıklamasını yapmıştı. Çin, DSÖ’nün Kovid-19’un kökenleri hakkında yeni bir soruşturma başlatılması yönündeki çağrılarını reddetmişti.
***
EK 15 (28.12.2021): HALUK VAHABOĞLU: Yorumsuz
Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1475687005103218696?s=20
***