YALANLANAN VİRÜS TÜRKİYE’ DE

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Radikal’ den Betül Kotan’ ın haberi:

ANKARA – Sağlık Bakanlığı, Avrupa’da can alan Batı Nil Virüsü enfeksiyonu vakalarının Türkiye’de de görüldüğünü resmen açıkladı. Beş ilden yedi vakaya ‘Batı Nil virüsü’ tanısı konulduğu ve  üçünün öldüğü duyuruldu. Bakanlık, üç hafta önce Manisa Devlet Hastanesi’ndeki ölümlerin Batı Nil virüsüyle ilgili olduğu iddiasını doğrulamamıştı. Ancak sivrisineklerle bulaşan virüse bağlı üç ölümden biri Manisa’dan çıktı.

Sağlık Bakanlığı, Hıfzısıhha Merkezi Başkanı Mustafa Ertek, basın toplantısı yaparak, düne kadar beş ilden yedi vakaya ‘Batı Nil enfeksiyonu’ tanısı konulduğunu ve üçünün kaybedildiğini açıkladı. Ertek, Bakanlığa 12 Ağustos’ta Manisa Devlet Hastanesi’nden sinir sistemi belirtileriyle seyreden bir hastalık bildirimi yapıldığını  hatırlatarak şu bilgileri verdi:

“Bu 16 hasta sinir sistemi enfeksiyonları yönünden araştırıldı. Üçünde Batı Nil virüsü enfeksiyonu saptandı. Sakarya, İzmir, Aydın ve Isparta’dan toplam dört yeni vaka daha Batı Nil ateşi olarak tanımlandı. Sonuç olarak  beş ilimizden toplam yedi vakaya Batı Nil ateşi tanısı konuldu ve bu hastalardan üçü kaybedildi. Halen iki hasta  tedavi altındadır. Herhangi bir salgın yok. Bugün mevsimin özellikle sonbahara girmiş olması, sivrisinek faaliyetlerinin azalması ve az sayıda vaka görülmesi ciddi bir tehdit olmadığını gösteriyor.”

Bilim Kurulu üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Akın ise “Özellikle kentsel alanlar, eskiden bu riski taşımamakla beraber gecekondulaşma, çöpler gibi nedenler sivrisineklerin yaşam alanlarını kentlerde de ortaya çıkarmıştır” dedi.

Egeliler geçirmiş olabilir

Bilim Kurulu üyesi ve Sağlık Bakanlığı Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Hürrem Bodur ise hastalığın Türkiye ’nin hangi bölgelerinde görülme riskinin yüksek olduğuna ilişkin soru üzerine, “Hastalık Ege ve Marmara bölgelerinde görüldü. 1970’de yapılmış çalışmalarda, Ege Bölgesi’nde bu hastalığın geçirilmiş olacağı belirtildi. İnsanların kanında, bu hastalığı geçirmiş olduklarına dair işaretler vardı” dedi.

Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey üyesi ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Özlem Azap ise hastalığın Türkiye’de görülmesinin şaşırtıcı olmadığını dile getirerek, “Çünkü Yunanistan’da ve çok sayıda Avrupa ülkesinde görüldü. Manisa’da doktora başvuran hastalardaki bulgular, Manisa Devlet Hastanesi’ndeki enfeksiyon hastalıkları uzmanının da aklına geldiği gibi bu hastalıkla uyumluydu. Bu bulgular üç hafta önce ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı, açıklama için neden bugünü bekledi? Halkın sivrisineklerden korunmak için bilgilendirilmesi gerekirdi” diye tepki gösterdi.   

Akdağ: İlacı yok

Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise virüsün 13 Ağustos’ta Manisa’da ‘işini bilen ve dikkatli bir enfeksiyon hastalıkları uzmanı’ tarafından ortaya çıkarıldığını söyledi. Sonbahara girildiği için salgın beklenmediğini belirten Akdağ, virüsün yaşlılarda hayati tehlike oluşturduğunu, ilaçla virüsü yok edecek bir tedavi yönteminin olmadığını da belirtti. 

Manisa’da ölen, 47 yaşında bir kadındı

Manisa İl Sağlık Müdürlüğü, ilde Batı Nil virüsü enfeksiyonu şüphesiyle 16 hastanın takip edildiğini, üçünde bu virüsün saptandığını, hastalardan birinin yaşamını yitirirken, birinin taburcu olduğunu, diğer vakanın ise halen yoğun bakımda tedavisinin sürdüğünü duyurdu.

Manisa Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre ilde 12 Ağustos’tan bugüne kadar hastalık tespit  edilen üç vakadan biri 47 yaşındaki kadın hastaydı ve kurtarılamadı.  Diğer vakalardan 48 yaşındaki erkek hasta  iyileşerek taburcu edildi. 86 yaşındaki kadın hasta ise halen hastanede yoğun bakım ünitesinde tedavi görüyor. Manisa’da 20 Ağustos’tan bu yana yeni vaka görülmedi.  

‘Ağır salgın’ beklenmiyor

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’ya göre Rusya ve Yunanistan gibi civar ülkelerde görülen Batı Nil virüsünün Türkiye’ye gelmemesi imkânsızdı: “Batı Nil virüsünün Türkiye’de de salgın olması zaten bekleniyordu. Bu hastalık sivrisineklerle bulaşıyor. Şansımız şu ki, hastalığın yayılmasına zemin hazırlayan şartlar hafifliyor, sıcak hava bittiği için ağır bir salgın olma ihtimali az. Batı Nil virüsü aslında tropikal bölge virüsü, dolayısıyla bugüne kadar görülmüyordu. Ama küresel iklim değişikliği yüzünden o tropik bölgelerden, Afrika’dan çıktı, Kuzey Amerika’da bile görülür oldu. Yapılması gereken, sivrisineklerin üremesini kolaylaştıran ortamları ortadan kaldırmak. Daha çok sulak alanları, kırsal bölgeleri etkiler.”

Hastaların çoğu farkına varmadan atlatıyor

Kimler hayati risk taşıyor?

Hastalık özellikle yaşlılar, çocuklar, hamileler ve HIV/AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde çok ciddi olabiliyor ve beyin iltihaplanmasına ya da beyni ve omuriliğini çevreleyen zarlarda  iltihaplanmaya yol açabiliyor. Virüse yakalananların yaklaşık yüzde 1’inden daha azında, şiddetli hastalık görülüyor ve az sayıda vakada ölümcül olabiliyor.

Hastalığın kaynağı ne?
‘Culex’ türü sivrisinekler aracılığı ile insanlara, atlara ve diğer memelilere bulaşıyor. Bulaşma, çoğunlukla sivrisineklerin aktif olduğu sıcak havalarda meydana geliyor. Bunların dışında kan yoluyla, organ ve doku nakilleriyle, anneden bebeğe anne karnında ve emzirme sırasında söz konusu olabiliyor.

Virüs insanlara tesadüfen bulaşıyor. Esas kaynağı yabani kuşlar. Yine kuş dışında özellikle atlarda ağır bir hastalık tablosu görülüyor.

Hastalığın belirtileri neler?

En önemli belirtileri baş ağrısı, kusma, bilinç değişiklikleri. Ancak hastalık, virüsün bulaştığı kişilerde çoğu kez hiçbir belirti vermiyor. Genellikle kişiler farkına bile varmıyor. Yaklaşık yüzde 20 oranında ise Batı Nil ateşi adı verilen, hafif bir enfeksiyon gelişiyor ve atlatılıyor. Hastalık, kendini ilk olarak ateş ile gösteriyor. Bu belirtileri, baş ağrısı, kas ağrıları, iştah kaybı, bulantı, kusma ve ishal, ciltte kızarıklık, lenf bezlerinin şişmesi izliyor.

Virüse karşı aşı var mı?

Herhangi bir aşı mevcut değil.

Korunmak için ne yapmalı?

Özelikle hasta veya ölmekte olan kuşlara dikkat edilmesi gerekiyor. Sivrisineklerin hâkim olduğu saatlerde, özellikle gün ağarırken, akşam karanlığında ve akşamın erken saatlerinde dışarıda kalınmaması öneriliyor. Uzun kollu gömlek ve pantolon giyilmesi tavsiye ediliyor.

Kapılara, pencerelere sivrisineklerin girişini engelleyecek bariyerlerin konulması, ev çevresinde çöp gibi sivrisineklerin barındıran odakların bertaraf edilmesi önemli.

Komşu Yunanistan ve diğer ülkelerdeki durum ne?

Yunanistan’da geçen ay ortaya çıkan Batı Nil virüsü nedeniyle bugüne kadar 18 kişi öldü. Virüsün bulaştığı tespit edilenlerin sayısı 177, dokuz hasta da yoğun bakımda. Rusya’daysa 16 Temmuz-1 Eylül tarihlerinde beş ölüm, 206 hasta rapor edildi.  ABD’de 25 eyalette 177 vaka tespit edilmiş durumda. Geçen yıl ABD’de 72 vaka ve 32 ölüm raporlara geçmişti.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/turkiye/yalanlanan-virus-turkiyede-1018039/

***

EK 1 (5.6.2021): Sivrisinekler ile 50’ye yakın virüs türü bulaşabiliyor. Onlardan biri de Batı Nil Virüsü ve sivrisineklerden insanlara bulaşıyor. Ateş, eklem ve kas ağrısı yapan virüs, İstanbul’da yapılan çalışmada kuşlarda da bulundu. İstanbul Üniversitesi – Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi tarafından yaklaşık bir senedir ölü kuşlar üzerinde yürütülen çalışmada 24 karga ve 12 saksağanı inceledi. İncelenen 36 kuştan 8 kargada ve 1 saksağanda Batı Nil Virüsü’ne rastlandı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, yaptıkları çalışmaya ilişkin açıklamada bulundu. 

“8 KARGADA VİRÜS OLDUĞUNU SAPTADIK” 

Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz “Kuşları sineklerin emmesiyle sineklere bulaşıyor. Sineklerde çoğalıyor o şekilde bir bulaşması var. Biz de dedik kuşlar anlamlı bir rezervuar. Geçen sene kuş ölümleri bildirildi. Özellikle karga ölümleri. Karga ölümleri üzerine gittik. Biz kargalardan örnekler topladık. 8 kargada Batı Nil Virüs’ünü saptadık şu anda.” dedi. 

“ÖLÜ KUŞLARA DOKUNUP, ELLERİNİ AĞIZLARINA GÖTÜRMESİNLER”

Yılmaz, “Halkımız ‘Kuşlardan direkt bana virüs bulaşıyor’ gibi algılamasın. Direkt kuşlardan virüs bulaşmıyor. Yine de ölü kuşlara özellikle çocukların açıp onların etleriyle oynayıp, sonra ağızlarına burunlarına götürmemeye dikkat etsinler. Kan yoluyla bulaşabiliyor. Elde çizik falan varsa o şekilde bulaşabilir. Ancak asıl bulaşma yolu sivrisineklerin kuşların kanını emmesi ve onlardan insanlara bulaşıyor” diye konuştu.  

“KARGA, SIĞIRCIK VE SAKSAĞANLARDA GÖRÜLÜYOR” 

Yılmaz, “Kuştan kuşa sivrisinek bulaştırıyor. Biz aslında bu virüsün kökeninin göçmen kuşlar olduğunu düşünüyoruz. Bizim kuşlarımız göçmen kuşlarla temas ettikten sonra özellikle sivrisinekler onları emdikten sonra bulaştırıyor. Direkt temasla bir bulaş söz konusu değil. Karga sığırcık ve saksağanlarda bunlar çok görülüyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: https://www.milliyet.com.tr/galeri/istanbulda-kuslarda-bati-nil-virusu-saptandi-6523687/6

Siz de yorumunuzu paylaşın: