KEŞKE KAÇMASALAR DA KOLESTEROL TARTIŞMASI YAPABİLSEK!
Habertürk’ te Prof. Dr. Temel Yılmaz’ın “Kolesterol ilacı kullanalım mı kullanmayalım mı?” başlıklı yazısını kolesterol ve kolesterol ilaçları konusunu uzun bir süre sonra tekrar gündeme getirdiği için faydalı buldum.
Yazısında katıldığım ve katılmadığım hususlar var, kısaca özetlemek isterim.
BİR: “Hasta tedavilerini medya açık oturumlarının yönlendirdiği bir noktaya geldik“.
Bu durum, bir ihtiyaçtan doğmuştur.
Bilgiye ulaşmanın yolu ve yöntemi tamamen değişmiştir ve “sadece ben bilirim, dediğim dedik” iddiasındaki etıbbanın maskesi düşmüştür.
Kralın çıplak olduğunu artık herkes görüyor ve de yüksek sesle dile getiriyor.
Bu çağda şeffaflıktan korkmayı anlayamıyorum, kapalı ortamlarda ancak “kirli pazarlıklar” yapılır.
Merak da etmeyin kimse aptal değil, herkes kimin ne için ne dediğinin gayet iyi farkında!
İKİ: “Bugün kolesterol tartışmalarını artısıyla eksisiyle mercek altına alma zamanı geldi diye düşündüm“.
Günaydın diyelim, atı alan Üsküdar’ ı geçti, daha önceleri nerelerdeydiniz acaba?
“Büyük Kolesterol Yalanları” kitabım bile piyasaya çıkalı 2 seneyi geçti.
ÜÇ: “Diğer tarafta ise tıbbın değişik alanlarında çalışan, önemli bir bölümü konunun uzmanı olmayan grup yer alıyor.”
O grubun başında benim olduğumu bütün Türkiye biliyor, eminim kendisi de biliyordur. Adımı zikretmekten neden çekindiğini anlayamadım.
Bugüne kadar kolesterol ve statinlerle ilgili ve hepsinde de ilgili bilimsel araştırmaların kaynak gösterildiği 200’den fazla makalem var.
Ben konuyu her hekimin çok iyi bilmesi gereken fizyoloji, fizyopataloji, biyokimya, farmakoloji gibi temel bilim prensiplerine göre ele alıyor ve eleştiriyorum.
Temel bilgilerle uyuşmayan bilgilerin geçerliliği tabii ki tartışılır.
Kardiyolog veya metabolizma uzmanı olmak gibi bir iddiam yok.
DÖRT: “Yoğun bir medya desteğini de yanına alarak hemen her akşam bir kanalda açık oturumlara katılıp “Kolesterol ilacını kesin kullanmayın, ilaç kas erimesi yapıyor, sağlığa da zararlı diyor.”
Kolesterol ve kolesterol haplarını bırakın her akşamı, birkaç senedir hiç gündeme bile gelmez oldu, keşke tartışılsa da statin meftunlarının yanlışlarını bir bir yüzlerine vursam.
Bir gazetenin yazarı olan birinin “medya desteğini almak” sözüyle ne kast ettiğini anlamak da mümkün değil.
Eleştirdiği medya o günlerde iki tarafı da davet ediyor ama bir taraf konunun uzmanı olmayanların karşısına çıkmayı fırsat bilip onları rezil rüsva edeceğine bunlara icabet etmiyordu, kaçıyordu.
Karşı tarafın ilacın etkinliğini “nispi fayda”, yan etkilerini ise “mutlak zararla” ifade edip içlerinde ölümcül ve geriye dönüşü de olmayan onlarca yan etkisi bulunan statinleri dünyanın en etkili ama aynı zamanda da en masum ilacı ilan ettiğini unutmayalım!
BEŞ: “Kolesterol ilacının kesinlikle kullanılmamasını savunan grup” benim dışımda bir grup olmalı.
Statinlere değil bunların mucize ilaçlar, tek çare gibi gösterilerek “dayatılmasına” karşıyım.
“Aterosklerozun fizyopatolojisini ve statinlerin etki mekanizmasını, mutlak fayda ve yan etkilerini, ilaç endüstrisinin pazarlama taktiklerini bilmesem ben de “Başlarım statin tedavisine” (1).
ALTI: “Dünyada herhangi bir örneği olmayan bu tartışmalar çok yararlı oldu.“
Cümlenin başı yanlış sonu doğru hem de çok doğrudur.
Statinler ve kolesterol teorisi başta USA ve Avrupa olmak üzere birçok ülkede tartışılıyor, gazetelerde manşet oluyor ve gerçekten de çok faydalı oluyor.
YEDİ: “Tartışmalar gerçekten toplumda gereksiz kolesterol kullanımını azalttı.”
Cümlede “kolesterol” sözüyle “kolesterol ilacı” kastedildiğini varsayarsak %100 doğrudur, tebrik ediyorum.
Bırakın anamnezi, sorgulamayı ve muayeneyi, insanların yüzüne bile bakmadan laboratuvar kâğıdına bakarak “statin” yazan ve bir de üstüne üstelik “içmezsen şak diye kalp krizi geçirirsin, ben sorumluluk almam” diyen doktorların sayısı bu sayede çok azalmıştır.
SEKİZ: “Bu da dünya nüfusunun beşte birinin ilaç kullanım alanına girmesi anlamına geliyordu, kısaca işin suyu çıktı.”
Bu sözün de altına “parmak basıyorum“, gönülden tebrikler.
Şehir şebeke suyuna statin koyalım, hamburger menülerine statin hapı ekleyelim diyecek kadar ileri giden sözde bilim adamları çıktığını da unutmayalım.
DOKUZ: “Giderek bu tüm hayatını bu alanda çalışmış uzmanlar ve akademisyenler tartışmalardan uzaklaştı; meslek örgütleri görüşleri medyatik olmadığı için basında yer bulamaz oldu.”
Bir uzaklaşma olduğu doğrudur ama sebebi, takkenin düşmesi kelin görünmesidir, statin meftunlarının “iddialarının yerle yeksan olmasıdır“.
Kolesterol teorisinin ticari bir yalan, bir pazarlama oyunu olduğu gün gibi ortadadır.
Meslek örgütleri medya yer vermediği için değil kendileri minderden kaçtıkları için medyada yer bulmaz olmuşlardır.
Meslek örgütlerine sitem her zaman açıktır, kendisi de köşesini açmalıdır, tartışmaya bilgisi ve cesareti yeten varsa buyursun, gelsin.
Kimsenin söylenmedik sözü kalmasın, eteklerdeki tüm taşlar dökülsün.
ON: “Ağır kalp hastalığı olanlar da dâhil kimse ilaç kullanmaz oldu. Sonunda Türkiye’nin kolesterol düzeyi yükseldi, milyonlarca hasta yüksek risk alanına girdi.“
Ne demek “kimse ilaç kullanmaz oldu?“, bu kadar abartmaya pes doğrusu!
Bu ifadenin külliyen yanlış olduğu, Türkiye’ deki statin satış rakamlarına bakıldığı zaman net olarak görülecektir.
Tam ve doğru bilgilendirme yerine, kolesterol korkutması ve statin dayatması tüm hızıyla devam ediyor ve görünen o ki daha “bin yıl da devam edecek” (!).
Türkiye’ nin kolesterol düzeyi yüksekliğini “statin eksikliğine bağlamak” ise dâhiyane bir buluş, aferin!
Sanki statinler vücutta kalp-krizlerine önlemek için üretilen bir hormon veya sanki mutlaka dışarıdan alınması gereken “esansiyel” bir amino asit; bu kadar da olmaz.
İnsanlar ilaç kullanmadıkları için değil, yanlış beslendikleri, hareketsiz oldukları, sigara içtikleri ve diğer hayat tarzı yanlışları yüzünden yüksek risk altındadır!
Statinler, bu hataların yaptığı zararların hiçbirini ortadan kaldıramaz. Bu yanlışları statinlerle düzeltmeye kalkışmak bir hatayı bir başka hatayla düzeltmeye benziyor.
ON BİR: “Kolesterol ilaçlarının yan etkileri var bu doğru ama doğru dozda ve hedef kitlede yaşam kurtarıcı olabilir.“
Bu ifade de %100 doğrudur.
Statinlerin onlarca yan etkisinden en mühimi diyabet riskini ileri derecede artırmasıdır, diyabet uzmanına duyurulur.
Bu ilaçların “yaşam kurtarıcı” olduğu da %100 doğrudur. Statinler “uzun yaşamak isteyenlerin” mutlaka içmesi gereken ilaçlardır (2)!
Şaka bir tarafa, hangi çalışmanın statinlerin “mortaliteyi azalttığını” gösterdiğini merak ettim.
Gelelim neticeye
BİR: Prof. Dr. Yılmaz’ ın hakkını yemeyelim, görüşlerinde katılmadığım hususlar var ama medyadan kaçan meslek örgütleri gibi davranmıyor, bazı gerçekleri dürüstçe dile getiriyor.
İKİ: Statinleri tenkit etmek için konunun “uleması olmaya” gerek yok.
Fizyoloji, fizyopataloji, biyokimya, farmakoloji ve istatistiğin temel prensiplerini kavrayan bir tıp fakültesi talebesi bile bu işi gayet güzel başarır, bu yanlışları deşifre edebilir.
Benim yaptığım da bu, yani kolesterol teorisini ve ilaçlarını temel tıp bilgileri ışığında değerlendirmek.
ÜÇ: Medyatik olmadıkları için basında yer bulamadıkları iddia edilen meslek örgütlerini medyatik yapmaya hazırım, onları er meydanına tartışmaya davet ediyorum.
“Biz kongrelerde tartışırız” sözünün arkasına saklanmasınlar, mindere çıksınlar.
İşte Halep işte arşın.
Hodri meydan!
Kaynaklar:
1. http://ahmetrasimkucukusta.com/2014/07/31/yazilar/tip-yazilari/kolesterol/baslarim-statin-tedavisine
Not 1: Türk Kardiyoloji Derneği’ nin (TKD) bana avukatları vasıtasıyla ve noter kanalıyla gönderdikleri yazıyı (1) ve benim cevabımı (2) okumanızı hararetle tavsiye ederim.
TKD’ den bir daha ses çıkmadı.
Avukatla, noterle iş yapan “bilimsel bir dernekten” zaten başka bir şey de beklenemezdi.
Kaynaklar:
2. http://ahmetrasimkucukusta.com/2013/12/30/yazilar/tip-yazilari/kolesterol/traji-komik-bir-arastirma/
Not 2: Kolesterol ve kolesterol ilaçları ile ilgili yazılarıma ve bunların yüzlerce bilimsel dayanağına “Büyük Kolesterol Yalanları” isimli kitabımda ve sitemde “Kolesterol” bölümünde ulaşabilirsiniz.
Bu yazınızı dolayısıyla Prof. Dr. Ahmet Aydın ve biyolog Mevlüt Durmuşu saygı ve rahmetle anıyorum.
Kimseden boş yere yanıt beklemeyin, size cevap veren çıkacağına zerre olasılık vermiyorum.
Sayın Ahmet hocam kendinizi boşuna üzmeyin. Bizi sizi de karşı tarafı da tanıyoruz. Bunlar sizin karşınızda duramazlar, bunu o sizin meşhur kolesterol savaşlarınızda hepimiz gördük. Medya yer vermiyormuş da onlar da küsmüşler, vah canım vah.
Ben Temel Hocayı beğendim. Diğerleri gibi kolesterol haplarına övgüler düzmemiş, yan etkileri de var diyor, herkes kullanmamalı da diyor, daha da ne desin.
*****
Haydi er meydanına, bre gafil,
İlaç firmanla gel, sana kefil!
Buna tıpta er meydanı derler
Burada adamı çiğ çiğ yerler!
Kaçma gafil kaçma, ne kaçarsın,
Kolestrol hapını ne saçarsın?
[Onun adı Rasim Küçükusta
Onikiden vurur, her atışta!]