BİLİM KURULU ÜYESİ DE GARGARA EKİBİNE KATILDI
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Kelle-paça-gargara ekibinin (Karatay, Oytun ve Küçükusta) gargaraların koronavirüsten korunmada faydalı olabileceğini bildiren açıklamaları bilim dünyamızdan büyük tepki görmüştü ve hatta “bilim dışı” görülen bu tavsiye ile halk sağlığını tehlikeye atmakla bile suçlanmıştık.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz‘ un bugün medyada yer alan bir haberde alkol satışına getirilen yasağı tenkit ederken “ağızın bu tarz dezanfektanlarla, klorheksidin olur, alkol olur; bunlarla çalkalanmasının virüs yükünü azaltmasını” gerekçe olarak göstermesini çok ama çok önemli buldum:
BİR: Prof. Dr. Yavuz kendi adına değil “Bilim Kurulu üyesi” sıfatıyla konuştuğu için Bilim Kurulu’ nun da gargaraların virüsün yükünü azaltmada işe yaradığını kabul ettiğini anlıyoruz!
İKİ: Prof. Dr. Yavuz, şahıs olarak değil “Prof. Dr.” sıfatıyla konuştuğu için temsil ettiği “bilim dünyasının” (İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji) da gargaraların virüsün yükünü azaltmada işe yaradığını kabul ettiğini anlıyoruz!
NOT: Bilim Kurulu ve İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Derneği’ nin bu görüşe katılmadıklarını bildiren bir açıklamalarına rastlamadım.
Prof. Dr. Yavuz’ un açıklamalarında üzerinde dikkatle durulması gereken başka çok mühim hususlar var:
Gargaranın faydasını söylemek için neden alkol satışı yasağını bekledirler?
Benim onlarca yazı ve konuşmam var ama bugüne kadar hiçbir Bilim Kurulu üyesinin gargaraların işe yarayabileceğini bildiren bir açıklamasına rastlamadım.
Madem böyle bir uygulamanın faydasına inanıyorlardı, halk sağlığı bakımından çok önemli olan bu tavsiyeyi neden bugüne kadar dile getirmediler de alkol satışı yasağını beklediler acaba?
Maksatları halkın sağlığını gözetmek mi yoksa hükumeti tenkit etmek yani tıbbı siyasete âlet etmek mi, anlayamadım.
Bilim insanları “söylentileri” değil bilimsel araştırmaları kaynak gösterir
Prof. Yavuz “Ağzın çalkalanmasının virüs yükünü azalttığı söyleniyor” diyor.
Bilim Kurulu üyesinden gargaraların faydasını “söylentilere” değil araştırmalara ve bilimsel verilere dayandırması beklenir.
Kurul, kararlarını bu tür söylentilere göre alıyorsa, vay hâlimize!
Tıp mensupları alkollü içecekleri mâsum gösterebilecek açıklamalardan kaçınmalıdır
Elbette herkes alkollü içecek satışına konan yasağı tenkit edebilir, hükumeti yerden yere de vurabilir ama bir doktorun, hele de bir Bilim Kurulu mensubu profesörün bunu savunmasını doğru bulmadım.
“İnsanların evinde alkol almasında ne sakınca var?” sorusu alkol içmeyi zararsız gibi göstermenin ötesinde içki içmeyi teşvik edebilecek sakıncalı bir ifadedir; bu soruyu bir doktora yakıştırmadım.
Alkol, evde de restoranda da piknikte de nerede içilirse içilsin tıpkı sigara gibi bağışıklığı ciddi şekilde baskılayan bir zehirdir, evet zehirdir!
Bir doktorun, alkolü mâsum gösterebilecek bu tür ifadelerden titizlikle kaçınması gerekir.
Diğer taraftan…
Bilim Kurulu üyesi profesör bu açıklamaları “vatandaş Serap Hanım” olarak yapmış olsaydı hiçbir mesele olmazdı çünkü bir kişinin düşüncesini serbestçe ifade etmesi Anayasa tarafından güvence altına alınmış olan temel bir haktır.
Vatandaş Serap Hanım’ ın alkollü içecekleri savunması, satış yasağını şiddetle kınaması da onun en tabii hakkıdır; buna kimse karşı çıkamaz.
Alkollü içecekler ağız çalkalama sıvısı değildir
Bilim Kurulu üyesinin sözlerinden vatandaşın alkollü içkileri sanki içmek için değil “ağız çalkalamak” amacıyla kullandıkları gibi bir algı da ortaya çıkıyor.
Viskiyi, şarabı, votkayı, rakıyı, birayı… gargara maksadıyla kullanan yani içkisini gargaradan sonra tüküren tek bir kişi var mı acaba?
NOT: Çürük diş ağrısına karşı rakı kullanılması (!) dışında bildiğim bir tıbbi misâl yoktur.
Gelelim neticeye
BİR: Bizim daha salgının ilk günlerinde yaptığımız açıklamamızdan sonra yayınlanan onlarca araştırma ve makale ile gargaraların önemine dikkat çekildi. Hatta Almanya Sağlık Bakanı bile vatandaşlarına gargara yapmaları tavsiyesinde bulundu.
İKİ: Bugüne kadar gargaraların faydalı olduğuna dair hiçbir açıklaması olmayan birinin birdenbire “gargarayı” savunur olmasının sebebi tıbbi olamaz, ancak siyasi olabilir. Tıbbın, ticarete de siyasete de âlet edilmesi fevkalâde sakıncalıdır.
ÜÇ: Bu tür açıklamalar halkın Bilim Kurulu ve hatta bilime olan itimâdını zedeliyor. Bilim Kurulu’ nu halkın kendileri için kullandığı tanımlamalar (bunları yazmak istemiyorum) üzerinde düşünmeye dâvet ediyorum.
DÖRT: Hükumet yarın bir gün kelle-paça çorbasına yasak getirirse Bilim Kurulu’ ndan birinin çıkıp da “Kelle-paça çorbasının bağışıklığı güçlendirdiği söyleniyor, siz kalkıp neye dayanarak böyle bir şey yapabiliyorsunuz?” diye bir açıklama yapmasına da şaşırmamak icap edecektir.
BEŞ: Şarap kadehimi “Kahrolsun alkol satışı yasağı” diye kaldırıyorum ama merak etmeyin şarabı içmeyeceğim. Maksadım, “ağzımı çalkalayıp tükürerek” koronavirüs yükümü azaltmak!
NOT: Prensip olarak tüm yasaklara karşı olduğumu ve erişkin insanlara alkol satışı yasağını da doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Yasakların çözüm getirmediğine inanırım.
***
Cumhuriyet‘ in haberi:
Tam kapanma kararıyla birlikte alkol satışı da yasaklandı. Yasak hakkında konuşan İçişleri Bakanı Soylu, tekel bayilerinin istisna kapsamında olmadığını belirterek, “İstisnada yer almıyor ve kapalı. Bu açıdan hem bir muafiyet yok hem de soru işareti de söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
Karar büyük tepkiye sebep olurken, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayında alınan kararı eleştirdi.
“Tüm eleştirilere katılıyorum. Hiçbir akılcı tarafı olmayan nasıl bir uygulamadır anlamış değilim” diyen Yavuz, “Bizim amacımız kalabalıkları azaltmak. Kapalı ortamları azaltmak. Barlar, restoranlar kapalı. Bu ortamlarda alkol içilirse sıkıntı olabilir. İnsanların evinde alkol almasında ne sakınca var? Hiçbir şekilde anlamış değilim” ifadelerini kullandı.
“BU İNANILMAZ BİR ŞEY”
Alkol yasağı kararının, salgını önlemek adına alınmasının hiçbir akılcı açıklaması olmadığını vurgulayan Yavuz, “Şöyle bir şey var, ağızın bu tarz dezanfektanlarla, klorheksidin olur, alkol olur; bunlarla çalkalanmasının virüs yükünü azalttığı söyleniyor. Siz kalkıp neye dayanarak böyle bir şey yapabiliyorsunuz? Gerçekten hayretler içerisindeyim. Çok yersiz. Bu inanılmaz bir şey. Ben olsam böyle bir uygulamadan hemen dönerim” diye konuştu.
***
EK 1 (13.5.2021): Acıbadem Altunizade Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu “Koronavirüsten Korunmak İçin Tuzlu Su ile Gargara Yapmak Yararlı Mıdır?” Seyretmek için: https://www.youtube.com/watch?v=rYpPDuK9ZsA
***
EK 2 (13.5.2021): Koronavirüs salgınına karşı mücadele devam ediyor. Diş Hekimi Uzman Öğretim Üyesi Dr. Aykan Onur Atilla, bazı etken maddeler ile hazırlanan gargaraların Covid-19’u yüzde 99,1 oranında önlediğine yönelik klinik çalışmalar olduğunu söyledi. Atilla, “Nasıl elimizi, yüzümüzü yıkıyorsak her dışarı çıktıktan sonra gargara yaparsak virüsün akciğere inişini ağzımızda durdurabiliriz” dedi. Kaynak: https://www.cnnturk.com/saglik/sadece-30-saniyede-covid-19un-akcigere-inisini-durdurabilirsiniz
***
EK 3 (14.4.2022): HALUK VAHABOĞLU “Strateji üretecek bir kurul en çok beş dişiden oluşur. fazlası kakofoni Burada amaç bilim kurulu oluşturmak değil, ortaya çıkacak sorumluluktan kurtulmak için süreci tabana yaymak Kısaca ortada ne bilim var ne de kurul Sonuç ülkemizin sağlam sağlık ordusuna rağmen olmadık eziyet”
Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1514644003660218379?s=20&t=eWEl7LPBOoWTsHCmd5lpfg
***
Rakı şişelerine KORONASAVAR şeklinde bir yazı yazılmalıdır.
Saçmalamak da üstümüze yok
Ahmet Bey, antigargaracıları darma duman etmişsiniz. Altından kalkamazlar bu yazının. Çok haklı olduğunuzu bizler yani halk biliyoruz.
Hoca kibarlığından yazamamış… Ne Biliim kurulu… Bil’ in Kurulu… Filim Kurulu.. halkın taktığı lakaplardan bazıları sadece başkaları da olabilir aklıma gelmeyen
hoca tam 12den vurmuşsun gene