Hürriyet’ te Deniz Sipahi‘nin yazısı:
ANKARA Barosu Başkanı Erinç Sağkan; “Yasal bir düzenleme olmaksızın sınırlandırma mümkün değildir. Kamusal hizmetlerde aşılı ya da aşısız vatandaş ayrımı yapılamaz. Özel sektör alanına giren konularda makul ve ölçülü tedbirler alınabilir” diyor.
Aşı konusunda ben de yasal bir düzenleme yapılmasından yana değilim.
Aşı olmak istemeyen olmayabilir.
Ancak aşı olmayan da sosyal hayatında bazı kısıtlamalara takılacağını bilecek.
Tabii aksi görüşler de var.
Örneğin Prof. Ersan Şen; “Aşı yaptırmayanların belli hizmetlerden yararlanmaları veya belirlenen yerlere giriş çıkışları engellenebilir. Zorunlu aşı uygulamasının getirilmesi mümkündür. Anayasaya aykırılık oluşturmaz” diye bir yorum yapıyor.
Yani bütün dünyada hukukçular da ayrışıyor.
Belki de bu konu sadece Türkiye’nin inisiyatifine de bırakılmamalı.
Örneğin Dünya Sağlık Örgütü üst çatı olarak bazı yeni önlemler önerebilir, devletler de ortak bir yol haritası çizebilir.
Çünkü pandemi giderek dünyanın dengesini bozan bir hale dönüşüyor.
Aşı olanlar kapanmamak, hayatlarına devam etmek istiyor.
Ve aşı karşıtları ya da aşıdan çekinip olmayanlar yüzünden eski hayatlarına geri dönemiyorlar.
Ağustos ayında devletler bir karar vermeli.
Sonbahara bu yeni düzenlemelerle girilmeli.
Ve evet…
Aşı karşıtlarının sesi daha fazla çıkıyor.
Bana göre tam tersi olmalı.
Şimdi aşı olanların konuşması gerekir.
Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/deniz-sipahi/asi-olanlarin-sesi-daha-gur-cikmali-41861860