APANDİS KANSERLERİ GENÇ ERİŞKİNLERDE HIZLA ARTIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Yeni bir araştırmada, milyonda 1 veya 2 kişide görülen apandis kanserlerinin 1940’larda doğanlara göre 1976 ile 1984 yılları arasında (1980’ lerde) doğanlarda üç kat, 1980’lerin ortalarında doğanlarda (yaşlı Y kuşağı) dört kat daha fazla görüldüğü ortaya çıktı.

Bir başka ifade ile her 8 kolon-rektum kanserinden 1’ i 50 yaşın altındakilerde, her 3 apandis kanserinden 1’i 50 yaşın altındakilerde görülüyor.

Araştırmacılar 1975’ten 2019’a kadar olan ulusal kanser kayıt verilerini analiz etti ve 20 yaş ve üzeri yetişkinlerde 4.858 apandisit kanseri vakası tespit ettiler.

1980 civarında doğan kişilerin apandisit kanseri teşhisi alma ihtimali 1945’te doğanlara göre üç kattan fazlayken, 1985 civarında doğanlar dört kattan fazla riskle karşı karşıyaydı.

Her ne kadar hala nadir olsa da (milyonda 1 ila 2 kişi) apandis kanserinin görülme sıklığı istikrarlı bir şekilde artmıştır.

Çoğu kanser türünde yıllık artış oranı tipik olarak %1 ila %2 iken, bu rakam apandis kanserleri için %3.7 dir.

Oranlar, musinöz, musinöz olmayan ve goblet hücreli adenokarsinomlar dahil olmak üzere tüm ana apandis tümör tiplerinde arttı.

Neredeyse yalnızca apandiste oluşan goblet hücreli tümörler, 1980’de doğan kişilerde 1945’te doğanlara göre neredeyse beş kat daha yaygındı.

Musinöz ve musinöz olmayan tümörler aynı zaman diliminde iki katından fazla arttı.

Hastalık emareleri

Apandis kanseri için belirlenmiş tarama araçları veya önleme kılavuzları yoktur. Tüm hastaların neredeyse yarısına, kanser diğer organlara yayıldıktan sonra teşhis konmaktadır.

Apandis kanseri semptomları genellikle yaygın sindirim sorunlarını taklit eder ve bu da gecikmiş teşhise yol açar.

En yaygın uyarı işaretleri şunlardır:

💥Karın ağrısı

💥Dışkılama alışkanlıklarında değişiklik

💥Şişkinlik

💥Pelvik ağrı

💥Göbek çevresi artması

İleri vakalar karın şişkinliğine, kilo kaybına ve kronik ağrıya sebep olabilir.

Net bir teşhis aracı olmadığından, çoğu apandis tümörü apandisit ameliyatından sonra tesadüfen keşfedilir. Bu ameliyat, genellikle apandisit için yapılır.

Daha önce, apandis kanserleri bazen yakın anatomik konumlarından dolayı kolon kanseri olarak yanlış sınıflandırılıyordu. Ancak, yeni araştırmalar bu tümörlerin biyolojik olarak farklı olduğunu gösterdi.

Bir diğer karmaşık faktör: Şu anda en büyük risk altında olan genç hastaların apandislerinin alınması ihtimali de daha düşük olabilir. Giderek artan sayıda apandisit vakası ameliyat yerine antibiyotiklerle tedavi ediliyor.

Apandis, karın bölgesinin sağ alt tarafında kalın bağırsaktan sarkan küçük bir kesedir; kör bağırsak adıyla da bilinir. Bir tıkanıklık, acil tedavi gerektiren apandisit adı verilen enfeksiyon ve iltihaplanmaya yol açabilir.

Mide-bağırsak sistemin diğer kanserlerinden farklı olarak, apandisit kanserleri kolayca bulunmaz çünkü karın taramalarında görülmeleri kolay değildir ve genellikle kolonoskopilerle de tespit edilmezler.

Apandis nedir, ne işe yarar?

Apandis (ya da tam adıyla “appendiks vermiformis”), kalın bağırsağın başlangıç kısmı olan çekumdan (çekum) çıkan, yaklaşık 5-10 cm uzunluğunda, ince ve kör bir tüp şeklinde bir organdır.

Görevi tam olarak bilinmemekle birlikte, son yıllarda yapılan araştırmalar, apandisin bazı önemli işlevleri olabileceğini göstermiştir:

1. Bağışıklık sistemiyle ilişkisi: Apandis, özellikle çocukluk döneminde bağışıklık sistemiyle ilgili hücrelerin bulunduğu lenfoid doku içerir. Bu nedenle bağışıklık sisteminin gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir.

2. Yararlı bağırsak bakterilerinin deposu: Son araştırmalar, apandisin “iyi” bağırsak bakterileri için bir depo görevi görebileceğini öne sürüyor. Özellikle ishal gibi durumlarda bağırsak florası zarar gördüğünde, apandiste saklı olan yararlı bakteriler tekrar çoğalarak bağırsak florasının yeniden oluşmasına yardımcı olabilir.

3. Evrimsel kalıntı: Apandis uzun süre boyunca evrimsel olarak işlevini yitirmiş bir organ (vestijiyal organ) olarak kabul edilmiştir. Atalarımızın daha lifli bitkilerle beslenmesinden dolayı sindirime yardımcı olduğu, ancak günümüzde bu işlevin büyük ölçüde kaybolduğu düşünülmüştür.

Özetle, apandisin bağışıklık sistemi ve bağırsak sağlığıyla ilgili bazı görevleri olduğu düşünülmektedir, ancak hayati bir organ değildir.

İltihaplandığında (apandisit) antibiyotiklerle tedavi edilebilir ancak perfore olduğunda yani patladığında mutlaka ameliyatla çıkarılması icap eder.

Apandisin alınması genellikle sağlık açısından ciddi bir mesele yaratmamakla beraber apandisi alınanlarda kolon-rektum kanseri ve kalp krizleri risklerinin arttığını gösteren araştırmalar olduğunu da hatırlatırım.

Gelelim neticeye

Bu araştırma apandis kanserlerindeki artışın sebeplerini incelemiyor ama kolon ve apandis kanserlerindeki artışın çevresel faktörlerle ilgili olduğu söylenebilir.

Bunlar içinde de hazır gıdalar, pestisitler, mikroplastikler, antibiyotikler, obezite, hareketsizlik önemli rol oynayabilir.

Kaynak: https://ascopubs.org/doi/10.1200/JCO.2025.43.4_suppl.90

Makale: Birth cohort effects in appendiceal adenocarcinoma incidence across the United States

Araştırmanın medyadaki haberleri:

https://www.independent.co.uk/bulletin/news/cancer-appendix-millennials-warning-b2767242.html

https://www.newsweek.com/appendix-cancer-quadruple-rise-older-millennials-2083403

https://timesofindia.indiatimes.com/life-style/health-fitness/health-news/appendix-cancer-cases-on-the-rise-in-youngsters-5-early-signs-that-might-have-missed/photostory/121743693.cms

https://www.foxnews.com/health/rare-cancer-diagnoses-surge-dramatically-among-millennials-gen-x

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: