OBEZLER TOMOGRAFİDE DAHA FAZLA RADYASYONA MARUZ KALIR

Tomografi çekiminden en çok zararı çocuklar ve obezler görür.
Obezler, tomografide ideal kilodaki birine göre genellikle daha fazla radyasyona maruz kalırlar.
🟢 Görüntü kalitesi ihtiyacı (En önemli aebep)
Tomografi cihazı, vücuttan geçen X-ışınlarını ölçerek çalışır. Obezite hastalarında vücut dokusu daha kalın ve yoğun olduğu için X-ışınlarının vücudu geçip dedektöre ulaşması zorlaşır. Bu da “gürültülü” (noisy), bulanık ve tanı koymaya elverişsiz görüntülere sebep olur.
Kaliteli bir görüntü elde edebilmek için cihazın X-ışını şiddetini (dozunu) artırması gerekir. Daha yüksek doz, dokuya daha fazla enerji verir ve hastanın maruz kaldığı radyasyon miktarını artırır. Bu, fotoğraf çekerken karanlık bir ortamda daha fazla flaş kullanmaya benzer.
🟢 Otomatik doz modülasyonu (Automated tube current modulation)
Modern tomografi cihazlarının çoğu, hastanın vücut yapısına göre radyasyon dozunu otomatik olarak ayarlayan bir sisteme sahiptir. Cihaz, kalın ve yoğun bir alanı (örneğin karın bölgesi) taradığında, görüntüyü alabilmek için dozu yükseltir. Obez bir hastada bu “kalın ve yoğun alan” neredeyse tüm vücut olduğu için cihaz tarama boyunca yüksek dozda çalışmak zorunda kalır.
🟢 Daha geniş alan ve daha uzun tarama süresi
Obezlerin vücut çapı daha büyük olduğu için taraması gereken alan da fiziksel olarak daha geniş olabilir.
Hastanın tomografi cihazının “tünel”ine (gantry) sığması ve doğru pozisyonda yatabilmesi daha zor olabilir. Bu da tekniğin ayarlanması ve belki de taramanın daha yavaş yapılmasını gerektirebilir. Tarama süresinin uzaması da toplam radyasyon dozunun artmasına katkıda bulunur.
🟢 Düşük doz tekniklerinin kullanılamaması
Normal kilolu hastalarda, radyasyon dozunu minimize etmek için “düşük doz tomografi” protokolleri sıklıkla kullanılır (örneğin, akciğer taramalarında veya böbrek taşı takibinde). Ancak obezlerde düşük dozla kaliteli görüntü alınamayacağı için bu protokoller genellikle uygulanamaz ve standart, daha yüksek dozlu protokollerle çekim yapılmak zorunda kalınır.
Tomografiden en çok çocuklar zarar görür
🟣 Hücrelerin daha hızlı bölünüyor olması (En önemli sebep)
Çocuklar büyüme sürecindedir ve vücutlarındaki hücreler yetişkinlere kıyasla çok daha hızlı bir şekilde bölünür ve çoğalır. Radyasyon, hücre bölünmesi sırasında DNA’ya en çok zarar verir. Hızlı bölünen hücreler, radyasyonun DNA’yı bozma ve mutasyona uğratma ihtimali açısından çok daha savunmasızdır.
🟣 Uzun bir hayat beklentisi
Çocukların önünde çok daha uzun bir yaşam süresi vardır. Radyasyona bağlı kanser gelişiminin (lösemi, tiroid kanseri, beyin tümörleri gibi) ortaya çıkması genellikle onlarca yıl sürebilir. Bu uzun zaman dilimi, radyasyon kaynaklı bir hasarın sonuçlarının ortaya çıkma ihtimalini artırır. Yetişkinlerde ise bu “latent periyot” (gizli dönem) daha kısa olabilir veya kişinin doğal yaşam süresi içinde kanser ortaya çıkmayabilir.
🟣 Organ ve dokuların radyasyona daha duyarlı olması
Çocukların bazı organ ve dokuları, yetişkinlerinkine göre radyasyona karşı daha hassastır. Mesela:
Göğüs tomografisinde meme dokusu ve akciğerler,
Kafa tomografisinde beyin ve özellikle gelişmekte olan tiroid bezi,
Karın tomografisinde üreme organları (yumurtalıklar ve testisler) daha fazla risk altındadır.
🟣 Vücut boyutunun küçük olması
Aynı tomografi cihazı ve standard doz ayarlarıyla çekim yapıldığında, radyasyon çocuğun daha küçük vücut hacmine dağılır. Bu, yetişkinlere kıyasla birim doku başına düşen radyasyon miktarının (dozunun) daha yüksek olması anlamına gelir. Aynı miktardaki mürekkep küçük bir kâğıdı tamamen boyarken, büyük bir kâğıtta soluk kalması gibi düşünülebilir.
Yerinde istenen tomografinin gerekliliğini tartışmaya tabii ki hiç gerek yok ama özellikle çocuklar için tomografi istendiğinde de bir kere daha düşünmekte de fayda var:
BİR: Tomografi yerine ultrason veya MR gibi radyasyona maruz kalınmayan alternatif yöntemlerden faydalanılabilir.
İKİ: Daha iyi yazılım programlarıyla ve daha az radyasyon veren yeni aletlerle çocukların daha az radyasyon almalarına çalışılabilir.
ÜÇ: Hastaların tomografi sırasında ne kadar radyasyon aldıkları raporlarında belirtilmeli ve takip edilmelidir.
Çocuklarda tomografi isterken çok daha ‘cimri’ olmak şarttır
Birincisi, çocuklarda tomografi ile teşhis edilecek hastalık sayısı erişkinlere göre çok daha azdır.
Çocukların önünde daha uzun bir ömür olması, uzun sürede ortaya çıkabilecek etkilerin görülme ihtimalini artırdığı gibi bunların tıbbi radyasyona maruz kalma ihtimalleri de daha fazladır.
Küçük çocuklarda tomografi için sedasyon icap etmesi ve gereksiz tomografilerin sebep olacağı ‘aşırı teşhis’ ve ‘aşırı tedavi’ gibi durumlardan ortaya çıkacak zararlar da hesaba katılmalıdır.
Ayrıca gereksiz tomografiler sebebiyle teknisyenlerin ve bunları yorumlayan radyologların iş yükünün artmasının yaratacağı meseleler, gerçekten acil tomografiye ihtiyacı olanların randevularının uzaması ve ekonomik kayıplar gibi problemler de hesaba katılmalıdır.
Gelelim neticeye
Radyologlar ve radyoloji teknisyenleri, “ALARA” prensibine (As Low As Reasonably Achievable – Makul Ölçüde Mümkün Olduğunca Düşük) uygun hareket ederler.
Her hasta için, teşhis için gerekli olan en düşük doz ayarlanır.
Obez hastalarda da görüntü kalitesinden taviz vermeden dozu optimize etmek için özel protokoller ve teknikler mevcuttur.
En mühimi de tomografinin hakikaten gerekli olup olmadığıdır; çünkü bizde selfi yapar gibi tomografi yapılıyor ve insanlar da bundan çok memnunlar.
,
***