HAYAT İKSİRİ KEFİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
gülengül uslu

Yeni Asır gazetesinde Gülengül Uslu’ nun köşesinden:

Son günlerde çevremde bilinçli beslenen, fiziğine dikkat eden ve bu nedenle gayet sağlıklı görünen yaşı ilerlemiş insanlarla sohbet ediyorum. Konuştuğum insanların hepsinin de günde en az iki bardak kefir içtiğini öğrendim. Markete gidip tavsiye edilen markayı aldım. Zaten reflüm nedeniyle gazlı içeceklere veda etmiş, bol bol ayran içiyordum. Kefirin tadı da ayrana benziyor. Özellikle aldığım markanın kefiri çok lezzetli. Neredeyse vücudumuzdaki her organa hayat veriyormuş kefir. Hayat iksiri gibi bir şey. Şimdi, bunca yıldır içmediğime yanıyorum. Açıkçası, arkadaşlarım gazlı içecekleri ve tatlıyı kestiğimden bu yana epey kilo verdiğimi de söylüyor. Yani, neredeyse reflü olduğuma sevineceğim!
İnternetten kefirle ilgili bilgileri okurken karşıma, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın enteresan bir yazısı çıktı. Bu güzel bilgilendirmeyi sizlerle de paylaşmadan duramadım!

KEFİR DRİNKİNG WOMEN ile ilgili görsel sonucu


BÜYÜK BOY KOLAYA YASAK

Şöyle diyor Prof. Küçükusta: “New York Belediye Başkanı M. Bloomberg’in halk sağlığını en çok düşünen Başkan olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. 2002’den beri Başkan olan Bloomberg, önce açık alanlarda sigara içilmesine karşı savaş açtı. Bugün New York’ta artık yalnız kapalı mekanlarda değil; parklar, yayalara açık meydanlar, stadyumlar, golf sahaları, iskeleler, plaj ve sahillerde de sigara içilmiyor. Halkının sağlığını kendine dert edinen Başkan çok haklı olarak kafayı obezite ve onun sebep olduğu diyabet, hipertansiyon, kalp krizi gibi hastalıklara takmış durumda. Önce trans yağlara karşı savaş açtı. Ardından ambalajlı yiyeceklerde ve restoran mönülerinde tuz miktarını 5 senelik bir sürede yüzde 25 azaltmak için faaliyete geçti. New York’taki restoranlara yiyecek ve içeceklerin kalori miktarlarının mönü listelerine yazılması zorunluluğunu getirdi.

Aşırı içki içilmesini azaltmak için okul yakınlarında içki reklamı yapılmasını ve gençlere alkollü içki satılmasını yasakladı. New York Belediye Başkanı şimdi de restoranlarda, büfelerde, sinema, tiyatro, stadyum gibi yerlerde gazoz, kola, enerji içecekleri gibi şekerden zengin içeceklerin 16 onstan yani yarım litreden büyük boylarının satışını yasaklamak istiyor. Amerika’da satılan standart gazoz ve kolaların 20 onsluk standart kutularında 15 ile 18 çay kaşığı miktarında şeker bulunuyor. Önümüzdeki sene Mart ayından itibaren New York’ta marketler dışında büyük boy şekerli içecek satılamayacak ama süt, ayran, kefir, meyve suyu ve diyet içecekler bu yasak kapsamı dışında kalıyor. Bu tür içeceklerin üreticilerinden ve satışını yapan restoran ve büfe sahiplerinden hemen itiraz sesleri yükseldiğini söylemeye gerek var mı bilmem. Obezitenin pek çok sebebi olduğunu, sadece şekerli içecekleri yasaklamanın mantıksız olduğunu öne sürüyorlar. Bu yasağı insan özgürlüğüne bir müdahale olarak görenler bile var. Bence üreticiler ve satıcılar -açıkça söylemeseler de- yasağın tüm ülkeye yayılmasından ve sıranın marketlerde satılan içeceklere gelmesinden çekiniyorlar. Obeziteyi büyük boy veya aile boyu içeceklerin satışını sınırlayarak ortadan kaldırmak elbette mümkün değil. Bu “sembolik” girişim, insanların şuur altlarına bu içeceklerin “zararlı olduğu” düşüncesini yerleştirmesi bakımından çok önemli.”

Siz de yorumunuzu paylaşın: