SAĞLIKLA İLGİLİ HER YENİ BİLGİ KAFA KARIŞTIRIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Yumurta ye-yeme, günde mutlaka 2 saat koşmak gerek, yok on dakika yeterli, çimeni sık suyunu iç, karbonatlı su içmek çok yararlı-zararlı tartışmaları arasında sağlıklı bir yaşam için ne yapıp ne yapmayacağımızı adeta şaşırmış durumdayız. Uzmanların tartışmasından geriye kalan ise kocaman bir soru işareti.

PROF. AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA: MEYDAN OT ŞARLATANLARINA BIRAKILMAMALI

Bizde geleneksel fitoterapi iyi niyetle, Allah rızası için yapılan ve bazen gerçekten de çok işe yarayan bir tedavi yöntemidir. Ürünlerini ilkel yöntemlerle kendileri hazırlarlar ve hiçbir ücret almazlar.

Eskiden her kişi için özel yapılan bitkisel ürünlerin yerini şimdi seri olarak üretilen, marka ve şık ambalajları olan ürünler aldı.

Son senelerde fitoterapinin büyük bir kazanç kapısı olduğunu gören bazıları doktor, çoğu ise tıp dışı mesleklerden olan “kerameti kendinden menkul uyanıklar” türemeye başladı.

İdrar kaçırmadan adet sancısına, egzamadan hepatite, meme büyütmeden boy uzatmaya, kanserden boyun fıtığına, kıl dönmesinden astıma kadar akla hayale gelebilecek her şikâyet ve hastalığa iyi geldiği söylenen bu ürünlerin hiçbirinin kanıtlanmış etkisi yoktur.

Sağlık Bakanlığı fitoterapiye sahip çıkmalı ve acilen bir “Fitoterapi Enstitüsü” kurmalıdır.

Bitkilerin etkinlikleri, nerede ve nasıl kullanılacakları bilimsel yöntemlerle belirlenmelidir.

Bu işte, petrolden daha çok kazanç vardır.

Meydan ot-çöp şarlatanlarına bırakılmamalıdır.

PROF. İBRAHİM SARAÇOĞLU: 5 BİN YILLIK BİRİKİM VAR

Modern Tıp, hastanın vazgeçilmezidir.

Hastalığın tedavisi de ancak bir tıp doktorunun kontrolünde yürütülmek zorundadır.

Modern tıbbın tedavilerine yardımcı ve destekleyici olarak, özellikle kronik hastalıklarda, bitkiler kullanılabilir.

Ancak, bitkilerin bu gücünü, doktor veya ilaç tedavisinin yerini alır şeklinde yorumlamak yanlıştır.

Bitkiler hastanın kullandığı ilaçların yerine kullanılabilir veya her derde devadır tezini savunmak da yanlıştır.

Kullanılan bu bitkiler ya doğal halleriyle veya da içeriğindeki etkin maddeleri zenginleştirilmiş standardize edilmiş ve ruhsatlı olarak satılmaktadır.

Birçok bitki ise herhangi bir izin belgesi ve ruhsat almadan satılmakta ve uzman olmayan kişiler tarafından da önerilmektedir.

Eğer, bitkisel bir kapsül veya gıda takviyesi adı altında bir ürün kullanılacak ise izin belgesinin veya ruhsatının üzerinde yazılı olup olmadığına bakılmalıdır.

Bu kapsüllerin mucize ilaç gibi sunulması da yanlıştır.

Hasta olan kişi böyle bir kapsülü veya herhangi bir bitkiyi kullanacak ise, doktoruna danışmalıdır.

Ne var ki, bazı doktorlar 5 bin yıllık geçmişi ve deneyimi olan doğal bitkisel tedavi yöntemlerini çer-çöp veya koca-karı ilaçları şeklinde değerlendirmekte ve kullanan hastalarını da azarlamaktadırlar.

Azarlanma endişesi içerisinde olan hasta, doktorunu bilgilendirememektedir.

Doktorlar da bu konuda ülkemizde eksik olan bitkisel tedavi konusunda üniversite eğitimlerini almaları faydalı olacaktır.

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/saglik/2014/11/23/saglikla-ilgili-her-yeni-bilgi-kafa-karistiriyor?paging=2

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Cengiz dedi ki:

    Türk doktorların spora olan gıcıklıgını anlamıyorum.Koşmayı neden karıştırıyorsun işiniçine.Kaç defa bir saat koştun.Batida kosmakla ilgili yazılmış kaç makaleden haberin var.Ve bunlar ne diyor.İnsanlarimiz zaten spor yapmıyor.Koşmayin yürüyün anlayışı yanlış.Kosmaya yürüyerek baslanir.Ancak koşmanın insan vücuduna sağladığı faydanın onda birini yürümek sağlayamaz.

Siz de yorumunuzu paylaşın: