SOYAN VE SOYULAN AMERİKA
Kemal Özer’ in yazısı:
Amerikan Sağlık Enstitüsü (IMS)’nün geçtiğimiz salı günü yayınladığı verilere göre, Amerika Birleşik Devletleri, 2014 yılında sadece beşeri/insanî ilaç için 374 milyar dolar harcama yapmış.
Buna, 23 milyar dolarlık kişisel ilaç harcamasını da eklediğimizde, Economist Intelligence Unit (EIU)’e göre, rakam tam olarak 397 milyar dolara ulaşıyor. Deloitte’nin raporları da bu verileri doğruluyor.
2014’de 750 milyar dolarlık sağlık harcaması yapan ABD’nin, bir yılda sadece yaptığı ilaç harcaması bile Çin, İngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya’nın yıllık askeri harcamasının toplamından daha büyük…
Amerikan Sağlık Enstitüsü (IMS)’nün taze verilerine göre, 2014’deki bu harcama, bir önceki yıla (2013’e) oranla yüzde 13 artış göstermiş.
2014’deki ilaç harcama artışı, son 15 yılın -yani 2001’den bu yana görülen- en yüksek artışı imiş…
Yine ABD’de 2014 yılı ilaç reçetelerindeki artış oranı yüzde 17 iken, reçete sayısındaki artış ise 4,3 milyar adede ulaşmış…
İlaç harcamalarındaki rakamın astronomikleşmesinde en büyük pay, tıpkı bizde olduğu üzere, reçetelere daha fazla gereksiz ilaç yazılmasıymış…
Gelişmeyi, Associated Press’e yorumlayan Linda A. Johnson, “enflasyon ve nüfus artışı göz önüne alındığında bu artış yüzde 10’a tekabül ediyor” diyor.
ABD’nin askeri harcamalarından daha büyük olan ve 1 triyon doları bulan dünya ilaç harcaması, tüm önlemlere rağmen büyümeye devam ediyor. Bizde olduğu üzere, Amerikalı yetkililerde önlemlerin etkisiz kaldığı görüşünde birleşiyor.
Amerikalı uzmanlara göre, 750 milyar dolarlık sağlık harcaması hem korkunç bir israf, hem de net bir dolandırıcılık…
Osmanlı / İslam Tıbbı’nın esası olan ‘koruyucu hekimlik’ ya da günümüz tabiriyle ‘önleyici tıp’ uygulamaları devreye alınmış olsa, toplum sağlığı son derece kötü olan ABD, yıllık 550 milyar dolarlık tasarruf sağlayabilirmiş…
Yani 200 milyar dolara alınabilecek bir hizmet için, tam 750 milyar dolar ödenen bir Amerikan sağlık sisteminden söz ediyoruz.
Evet, yanlış duymadınız. Sadece ABD sağlık sistemi üzerinden küresel sağlık çetesince hortumlanan rakam, yarım trilyon dolardan fazla.
Amerikan sağlık sistemindeki idari işlem ve evrak maliyeti bile 190 milyar doları aşıyormuş.
Gereksiz testlere 130 milyar dolar harcayan bir ülke daha ne kadar ayakta kalabilir?
Doğru beslenme, doğru sağlık politikaları ve önleyici hekimlik uygulanabilse idi, Amerika, -iş gücü hariç- yılda yarım trilyon dolarını çaldırmamış olacaktı.
“Kan ve gözyaşı medeniyeti(!)” Avrupa’nın sömürü tarihinin bir eseri olan Amerika, tüm çelişkileri içinde barındıran garip bir ülke. Bir nevi hem sömüren, hem de sömürülen bir devlet.
Bu vesileyle, American Dream dergisinden Michael Snyder’in, ABD’deki birkaç ilginç harcama verisini not edelim.
Ulusal Bilim Merkezi, ördeklerin cinsel organlarını araştırmaları için, 389 bin dolar veriyormuş Yale Üniversitesi’ne.
Tarım Bakanlığı, halka havyar sevdirmek için reklam harcamaları olarak yılda 300 bin dolar harcıyormuş…
ABD hükümetine ait kedi ve köpek saç bakım ürünleri için, 2012 yılında 505 bin dolar harcamış. Nasip olursa bu hususta özel bir yazı kaleme alacağız, ancak şimdilik Amerika’nın kedi köpek maması için, yılda 42 milyar dolarharcadığını not etmekle yetinelim.
Bu şekildeki abuk sabuk harcamaları topladığınızda bile, karşınıza yüz milyarlarca dolar çıkıyor.
‘İyi de, Türkiye’de ve dünyada, ilaç ve sağlık harcamaları ne durumda’ dediğinizi duyar gibiyim. İnşaallah bunları da detaylı bir şekilde aktarmaya devam edeceğiz.
Buna mukabil, 1,5 milyar nüfusu olan Çin, ilaç için 60 milyar dolar, bir o kadar nüfusu olan Hindistan ise sadece 16 milyar dolar harcıyor? Bu rakamların azlığının çok önemli nedenleri var…
Fakat şunu belirtmek şart! Neredeyse dünyanın her ülkesinde üssü, savaş filoları ve askeri bulunan, pek çok yerde de savaş halinde olan Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri harcamaları bile 700 milyar dolarken, sağlık harcamalarının askeri harcamalardan 50 milyar dolar daha yüksek olmasının mantıkî bir izahı yok.
Bilmeliyiz ki, Amerika bizden, baronlarda Amerika’dan çalıyor. Kazanmak için yırtınan bütün bir insanlık, kullanışlı aptal Amerika, hırsız ise küresel mafya. Para cehenneminde yüzen bu mafyanın mensupları, yüz bin kişi bile değil…
Aslında bu aktardıklarımız bize bir kez daha zenginliğin huzur ve sıhhat getirmediğini gösteriyor. Gelişmişlik, zenginlik ve modern hayat denilen şey, çile ve hastalıktan başka bir şey değil…
Hz Peygamber (s.a.v.)’in veladeti ve üç aylarımızın hayır ve berekete vesile olması niyazı ile.
Kaynak: http://www.gidahareketi.org/Soyan-Ve-Soyulan-Amerika–827-yazisi.aspx