YALANIN SALTANATI ÇATIRDIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Sözcü’ de Soner Yalçın‘ ın yazısı: 

Konuyu bambaşka yere bağlayacağım…

Önce bazı bilgiler vermeliyim:

Rudolf Virchow (1821-1902)…

“Patolojinin babası” Alman doktor.

Ona göre, hastalık biyolojik etmenlerden çok, ortaya çıktığı tarihsel ve maddi koşulların ürünüydü…

Ona göre, hastalık, yabancı bir organizmanın istilasından değil, hücrelerin içindeki düzenin bozulmasından kaynaklanıyordu…

Ona göre, hastalık üreten koşullarla mücadele etmek için, hastaları bedenleri, psikolojileri, toplumsal ve fiziksel çevreleriyle bir bütün olarak değerlendirmek gerekirdi…

Yani, mesele sadece beden değildi…

İtibarıyla…

Hastalıkların nedenlerini toplumsal ve ekonomik koşullar dışında salt mikroskobik organizmalarda arayan Louis Pasteur gibi meslektaşlarıyla ayrı düştü.

Aslında… İki tıp anlayışı arasındaki fark “emeğin ideolojisi” ile, “sermayenin ideolojisi” arasındaki mücadelenin sağlık alanına yansımasıydı… (Bu sebeple sizler Pasteur adını bilirsiniz ama halkçı Virchov adını duymamışınızdır!)

Rudolf Virchow dedi ki: “Politika büyük ölçekte tıptan başka bir şey değildir… Hekimlerin fakirlerin doğal savunucuları olmalıdır.” Frederick Engels‘in “İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu” isimli çalışmasından geniş ölçüde yararlandı; ve yoksulluk ile hastalık arasındaki ilişkileri göstermek için kitaptaki verileri kullandı.

Dünyada toplumsal sağlığın fikir babası olarak bilindi Virchow…

Çok öğrenci yetiştirdi; Max Westenhoffer bunlardan biriydi.

ÖĞRENCİSİ DR. ALLENDE

Max Westenhoffer (1871-1957) …

1908-1911 yılları arasında Şili’de görev yaptı. Görevi tıp eğitiminde reform yapmaktı. Ayrıcalıklı sınıf haline gelen hekimlerden, yoksulların kötü koşullarına kadar bir dizi raporlar yazdı. Şilili zengin muhafazakârların tepkisini çekti. Sınır dışı edildi..

Fakat 1929-1932 yıllarında arasında tekrar Şili’de görev yaptı. Tıp fakültesindeki öğrencilerinden biri Salvador Allende idi…

Ve Dr. Westenhoffer, 1948-1957 yılları arasında üçüncü kez Şili’de görev yaptı. Ektiği tohumlar meyve vermeye başlamıştı; “Şili’nin Sosyal Tıbbi Gerçekliği” eserini yazan öğrencisi Dr. Salvador Allende Sağlık Bakanı idi artık…

Öğrencisi, sağlık sorunlarının salt tıbbi bakımına değil, ancak daha ileri sağlık örgütlenmesine, barınmaya, beslenmeye ve çalışma koşullarına dayandığını savundu.

Dr.Allende Şili Başkanı olunca toplumsal sağlık hizmetlerini tek tek hayata geçirmeye başladı.

Ama… CIA‘nın desteklediği Şili’deki faşist askeri cunta Başkan Dr. Allende’yi katletti.

Darbenin sebeplerinden biri de, “Ölüm İmparatoru” Rockefeller tarafından dünyaya dayatılan “endüstriyel tıbba” Dr. Allende’nin karşı çıkmasıydı…

“YENİ CUMHURİYET”

Darbeyle Şili, neoliberalizmin laboratuvarı oldu.

– Şili’de kişi başı sağlık harcaması Allende döneminde 43 dolar iken darbeden sonra 23 dolara indi…

– Kamu sağlık harcamaları darbeden sonra yüzde 65 azaltıldı…

– Ulusal sağlık sisteminin toplam harcamalardaki payı darbenin yapıldığı 1973 yılından 1983 yılına kadarki süreçte üçte bir oranında indirildi…

– Yatırım harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki oranı yüzde 12’den, on yıl sonra yüzde 1’e düşürüldü…

– Darbe döneminde doktorların tabip odalarına üye mecburiyeti kaldırılarak sağlık sistemi üzerindeki hekimlerin etkinlikleri azaltıldı…

Şili’den dünyaya, “sosyal devlet” yerine, güvencesiz dayanışmasız, özelleştirilmeci rekabetçi ve salt bedeni hedefleyen neoliberal sağlık hizmeti projesi yayıldı…

Benzer yapısal-köklü iktisadi dönüşüm 1976’da askeri darbelerle Arjantin ve 1980’de Türkiye gibi ülkelerde hayata geçirildi…

Prof. Milton Friedman 1982’de Şili’yi “ekonomik mucize” olarak selamladı. O dönem derin örgütlenme Mont Pelerin üyesi sekiz neoliberal; Friedrich Hayek, Milton Friedman, George Stigler, Maurice Allais, James M. Buchanan, Ronald Coase, Gary Becker, Vernon Smith’e Nobel Ekonomi Ödülü verildi!

Öyle maskeleme yaptılar ki kim sağcı, kim solcu kafalar karıştı. Neo-liberalizm sadece Özal gibi muhafazakâr iktidarların değil, Blair gibi sosyal demokratların da politik yolu oldu.

Amerikalı “solcu neoconlar” “Yeni Cumhuriyet” adlı dergi çıkardı! “Yeni CHP” buralardan doğdu!

Toparlarsam:

Bugün… Şili, tarihinin en büyük protestolarına sahne oluyor; milyonu aşkın insan neoliberalizmi protesto ediyor.

Hedefleri sadece hükümet değil, (örneğin sizlere avuç avuç ilaç yutturan, sürekli MR çektiren) neoliberal iktisadi sistemi değiştirmek.

40 yıllık yalan ezberi siz de yıkın

Ezberlemek, bilmek değil çünkü.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/yalanin-saltanati-catirdiyor-5419078/

Siz de yorumunuzu paylaşın: