7.5 TON ATIK İLAÇ GERİ DÖNÜŞÜME
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Milliyet gazetesinin haberine göre, İzmir’ de bir yılda 7 buçuk ton atık ilaç toplanmış.
Tek bir çörek otu tanesinin bile israfından huzursuz olan yüreğim derinden sızladı.
Tüm dünyada olduğu gibi bizde de inanılmaz miktarda ilaç israfı var ve ne yazık ki hastaların da o ilaçları yazan doktorların çoğunun da bu gerçeğin bilincinde olmadıklarını düşünüyorum.
Böyle olsaydı, bu israfa etıbba cephesinden, tıp dernekleri ve tabip odalarından çok ciddi itirazlar, isyanlar gelmesi gerekirdi ama ne yazık ki çıt bile çıkmıyor!
Bu aslında küresel bir mesele: Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) verilerine göre, ilaçların yaklaşık yüzde 50’si yanlış ya da gereksiz kullanılıyor ya da kutusu bile açılmadan çöpe atılıyor (1).
Şu rezalete bakın: Sağlık Bakanlığı’nın “Atık İlaç Hareketi” araştırmasına göre de eve giren her 100 ilaçtan 45’i hiç açılmıyor, çöpe gidiyor (2).
İlaç satışından para kazanan eczacılar bile doktorlarla dalga geçiyor: Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, Türkiye’de reçeteye yazılan her iki ilaçtan birinin gereksiz şekilde reçetelendiğini düşündüklerini söylüyor (3).
Ve tüm bu haberlere ne doktorlardan ne tabip odalarından tek bir tepki gelmiyor. Demek ki alan razı satan razı.
Endüstrinin kontrol ettiği modern tıp ilaç israfını pompalıyor
İlaç israfı sadece doktorlar tarafından yazılan ilaçların neredeyse yarıya yakın kısmının hem de kutuları bile açılmadan çöpe gitmesiyle sınırlı değildir.
Bir de ilaç endüstrisi tarafından kontrol edilen modern tıbbın bilimsel araştırmaları gerekçe göstererek pompaladığı, çöpe atılmayıp senelerce kullanılan ama hiçbir işe yaramadıkları gibi aksine birçok sağlık problemine yol açan ilaçlar meselesi vardır.
İlaç kullanımına dayanak olarak gösterilen bu bilimsel araştırmaların çok büyük bir kısmının bu ilaçlardan kazanç sağlayan endüstri tarafından yapıldığını veya desteklendiğini bilmek bile durumun vahametini kavramak için yeterlidir.
İlaçların gereksiz kullanılmaları sadece külliyetli miktarda paranın heba edilmesiyle kalmıyor, bu ilaçların yol açtığı ölüme kadar varabilen ciddi yan etkiler insan sağlığını tehdit ediyor.
Hipokrat Baba’ nın kemikleri sızlıyor olmalı
Tıbbın temel prensiplerinin birinin “Önce zarar verme” ve ilaçların ise gıda değil “yan etkisi olan kimyasal maddeler” olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
Hipokrat’a atfedilen “Önce zarar verme” ikazının bundan 2500 sene evvel, bugünkü ilaçların da tıp teknolojisinin de esamesinin okunmadığı bir dönemde yapıldığına dikkatinizi çekerim. Hipokrat bugünkü “binlerce” ilacı, tıbbi alet edevat ve malzemeyi görseydi, kim bilir neler derdi?
Gelelim neticeye
Ben o çöpe atılan 7.5 ton ilacı sanki kafama atılmış gibi hissettim.
Çöpe giden her ilaç halkın doktora ve yazdığı ilaçlara güvenmediğini, saygı duymadığını gösterir.
Tıp camiası başını kumdan çıkarıp etrafına bakmalı, tüm bireyleri ve organlarıyla bu rezaletlere karşı çıkmalıdır.
Kaynaklar:
1. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/ilac-israfina-onlemler-19325215
2. https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2011/12/15/7-milyarlik-soygun
3. https://www.haberturk.com/saglik/haber/664503-ilac-israfi-tam-gaz
***
EK 1 (24.9.2020): Türkiye ABD’li ilaç şirketlerine borcunu ödemiyor, şirketler satışı durdurabilir. Reuters’ın aktardığı habere göre Satterfield, Türkiye’deki devlet hastanelerinin yabancı ilaç şirketlerine borcunun bir yıl içinde 230 milyon dolardan 2,3 milyar dolara çıktığını söyledi ve şirketlerin böyle devam etmek istemeyebileceğini, bunun da Türkiye’nin çıkarına olmayacağını ekledi. Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54275179
Milliyet’ in haberi:
Konak Belediyesi, ‘atık ilaç çöp değildir’ projesi kapsamında bir yılda 7 buçuk ton atık ilaç topladı, bir yıllık hedefinin üzerine çıktı. Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) ve İzmir Eczacı Odası ile birlikte yürütülen projeye katılan eczanelere, sarı renkli atık ilaç toplama kumbaraları yerleştirildi. Projeye sağlık merkezleri de dahil edildi.
Kumbaralar yerleştirildi
Vatandaşlar, tarihi geçmiş veya kullanım dışı kalan atık ilaçlarını eczanelere yerleştirilen sarı renkli kumbaralara bıraktı. Kumbaralar doldukça atık ilaçlar, Konak Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ekipleri tarafından toplandı; Atık Toplama Merkezi’ne götürüldü. Belediye, projeye katılan eczane ve sağlık merkezi sayısını daha da artırarak gelecek yıl 7 buçuk ton atık ilaç miktarının üzerine çıkmayı hedefliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından yürütülen projeye dahil olmak isteyen eczacılar ve sağlık merkezleri 4845300 numaralı telefondan 1681 dahili hattı arayabilir.
Kaynak: https://www.milliyet.com.tr/ege/7-5-ton-atik-ilac-geri-donusume-6266791
***
EK 2 (20.12.2020): Yeni halk sağlığı tehdidi: Atık ilaç. Çevre ve Şehircilik Bakancı Murat Kurum 2019 yılında 4 milyon 101 bin 155 kilo ilaç atığı toplandığını açıkladı. CHP Ankara Milletvekili Mura Emir ise büyük bir tehlikeye dikkat çekerek eczanelerin yüzde 80’inin atık ilaçlarını imha ettirmediğini söyledi. Hürriyet gazetesinden Meltem Özgenç’in haberine göre Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in ilaç imhalarına yönelik soru önergesini yanıtladı.
Çevre Kanunu’na aykırı faaliyet gösteren veya kirliliğe sebebiyet verdiği tespit edilen işletmelere idari yaptırımlar uygulandığını belirten Bakan Kurum, bununla birlikte Çevre İzin ve Lisans Belgesine esas olan çalışma şartlarına aykırı olarak faaliyet gösterdiği tespit edilen tesislerin de çevre izin ve lisanslarının iptal edildiğini kaydetti.
Kurum, “Bu kapsamda bakanlığımızca 2019 yılı içerisinde toplanan atık ilaç miktarı 18 01 08 kodlu atıklar için 1 milyon 849 bin 384 kilogram, 18 01 09 kodlu atıklar için de 2 milyon 251 bin 771 kilogramdır. Bu atıklar bakanlığımızca lisanslandırılmış atık yakma tesislerinde bertaraf edilmiş olup, konuyla ilgili denetimlerimiz sürdürülmektedir” ifadelerini kullandı.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise “Ne sıklıkla denetim yapıldığını sorduk. Bakan yalnızca ‘Denetimlerimiz sürmektedir’ diyerek bu sorumuzu yanıtsız bıraktı. Ankara’da geçtiğimiz yıl eczanelerin neredeyse yüzde 80’inin atık ilaçlarını imha ettirmek için herhangi bir atık ara depolama tesisine göndermediğini biliyoruz, bunun tüm Türkiye’de yaklaşık aynı oranlarda olduğunu biliyoruz. Halk sağlığı açısından ciddi bir soruna dönüşecek bu süreçlerle ilgili bakanlığın işi ciddiye alıp denetim mekanizmalarını attırmasını bekliyoruz” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hürriyet’e şu bilgilendirmeyi yaptı: “Atık ilaçların ve evlerden kaynaklanan diğer atıkların çevre ve insan sağlığına zarar vermeden yönetiminin gerçekleştirilebilmesi için büyükşehirlerde ilçe belediyeleri, belediyeler, mahalli idare birliklerinin 1. sınıf atık getirme merkezini kurmak / kurdurmakla, işletmek / işlettirmekle olan yükümlülüklerini ivedi olarak yerine getirmelidirler. 81 ilimizde İl sıfır Atık Yönetim Planı’nın hazırlık çalışmaları devam etmekte olup 71 ilin planı hazırlanmıştır.”
İMHA NASIL OLUYOR?
Eczanelerde miladı dolan ilaçlar ilaç takip sisteminden (İTS) düşürülüyor, listeleniyor. İl sağlık müdürlüğü ve eczacı odasına onaylattırılıyor. Kargo ile lisanslı atık ara depolama tesisine gönderiliyor. Orada biriktirilen ilaçlar belli bir miktara geldiğinde, yüksek sıcaklıkta imha ediliyor.
GELECEĞİMİZ TEHLİKEDE
İlaçları toplayarak imha edilecek yerlere teslim eden ara depolama tesisi olan Pharmabotanica’nın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Saydan ise Türkiye’de 2 milyar kutu tablet ilaç üretildiğini belirterek, “Sadece bunların ağırlığı 100 milyon kilo. Daha şurup ve farklı formatta ilaçlar var. Onları saymıyorum bile. Geriye kalan ilaçlar neden ima edilmiyor? Maalesef ülkemizde atık ilaçların büyük bir kısmı çöpe atılarak, kanalizasyona dökülerek ve yakılarak imha ediliyor. Yeterli denetimlerin olmaması da bu durumu teşvik ediliyor. Antibiyotik bağışıklığı oluşmasının sebeplerinden biri yeraltı sularına ve toprağa karışan atık ilaçların içme suyu ve yiyecekler ile soframıza kadar ulaşmasıdır. Ne yazık ki böyle devam ederse gelecek nesillerin bağışıklık sistemi ve dolayısıyla sağlığı olumsuz etkilenecek” dedi.
Kaynak: https://www.ntv.com.tr/saglik/yeni-halk-sagligi-tehdidi-atik-ilac,DA99ox7n4Euz9mDij_0pSQ
***
EK 3 (12.7.2023): Yeni bir ilacın mutlaka daha iyi anlamına gelmediği gerçeğinin hem hastalara hem de klinisyenlere açıkça iletilmesi gerekiyor.
Kaynak: https://www.bmj.com/content/382/bmj.p1466
Makale: Drug regulation and development must be aligned with clear public health goals
***
EK 4 (15.7.2023):
Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1679908285397254144?s=20
***
EK 5 (3.2.2024): SGK, etkin, sürdürülebilir ve güvenilir ilaçları tarayıp, geri ödeme listesine eklemeye devam ediyor. Son eklenenlerle SGK’nin geri ödeme listesinde 879’i kanser tedavisinde kullanılanlar olmak üzere toplam 8 bin 834 ilaç bulunuyor. Kurumun, gider kalemleri arasında ilaç ödemeleri ilk sıralarda geliyor. İlaç için 2021 yılında 60,3 milyar lira, 2022’de 91,7 milyar lira ödeyen SGK’nin 2023’teki ilaç harcaması 178,3 milyar lirayı buldu. Geçen yılki ilaç harcamasında 41,6 milyar lira ile kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar ilk sırada yer aldı.
Kaynak: https://medimagazin.com.tr/ilac-sanayi/devlet-2023te-ilaca-1783-milyar-lira-harcadi-109700
***
EK 6 (1.3.2024): BMJ 1995 ile 2020 yılları arasında Avrupa İlaç Ajansı tarafından onaylanan birçok kanser ilacının, özellikle hızlı onay alanların, ek fayda sağladığına dair kanıt yok.
Kaynak: https://www.bmj.com/content/384/bmj-2023-077391?
Makale: Added benefit and revenues of oncology drugs approved by the European Medicines Agency between 1995 and 2020: retrospective cohort study
***
EK 7 (1.3.2024): İlave fayda sağladığı kanıtlanmayan yüksek maliyetli kanser ilaçları sağlık sistemlerine yük getirmektedir. Sağlık sistemleri bütçelerinin iyi harcanmasını sağlamak için bu ilaçların akılcı kullanımına yönelik araştırmalara ihtiyaç var.
Kaynak: https://www.bmj.com/content/384/bmj.q511
Makale: High cost oncology drugs without proof of added benefit are burdening health systems
***
O ilaçların atılması ehven-i şerdir.
Parası cebimizden çıkıyor ama daha fazla harcamamızdan iyidir.
Sıkıntı tabiata zarar vermesi…
“Tek bir çörek otu tanesinin bile israfından huzursuz olan yüreğim derinden sızladı”.
Allah’a binlerce şükürler olsun Hoca Ahmet Rasim gibi kulları var!..
Şöyle tuhaf bir durum var ki şudur. Hasta doktor ilaç yazsın istiyor yazmayınca bozuk atıyor. Doktor da aslında ilaca gerek olmadığının farkında da başıma bir iş çıkması diye bile bile gereksiz ilaç yazıyor. Bu fasit daireden çıkmamız lazım.
İlaç israfı devletin de umurunda değil gördüğüm kadarıyla. Üniversiteler, tabip odaları, doktorlar, tıp dernekleri zaten ilgisiz. İşin gücün yok mu senin hocam, sana ne ilaç israfından.
Milli servet çöpe gidiyor bu hepimizin parası ve kimsenin de umurunda değil yazık günah